“Neden İsevilere ‘Et yemeyin’ denirken, Müslümanlara Allah ‘Kurban kes, et ye’ diyor?”

“Neden İsevilere ‘Et yemeyin’ denirken, Müslümanlara Allah ‘Kurban kes, et ye’ diyor?”

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ

Sadakallahul Aziym – Kevser Suresi 1-2-3. Ayetler

Meal:
“Şüphesiz Biz sana Kevser’i verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır.”

Hadis-i Şerif:
Zeyd İbnu Erkam (r.a) anlatıyor:
“Resulullah’ın (s.a.v) ashabı sordu: ‘Ey Allah’ın Resulü, bu bayram günü kesilen kurban nedir?’
Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu: ‘Bu, babanız İbrahim’in (a.s) sünnetidir.’
Ashab tekrar sordu: ‘Peki, kurban kesmekle bize ne sevap var?’
Resulullah (s.a.v) dedi: ‘Kurbanın her bir kılı için bir sevap vardır.’
Ashab: ‘Eğer hayvan yünlüyse?’ diye sorunca,
Peygamberimiz (s.a.v): ‘Yünün her bir kılı için de bir sevap vardır!’ buyurdu.”

Salavat:
“Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in âline salât eyle. İbrahim’e ve İbrahim’in âline salât ettiğin gibi. Şüphesiz Sen övülmeye layıksın, yücesin.”
“Neden İsevilere ‘Et yemeyin’ denirken, Müslümanlara ‘Kurban kes, et ye’ deniyor?”

Bu soru akla şunu getirir: “Dinde riyazet (nefsi terbiye) var mıdır?”

“İsa” kelimesi Kur’an’da:

    Bakara 87: “وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ” (Biz Meryem oğlu İsa’ya mucizeler verdik.)

    İsra 8: “عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يَرْحَمَكُمْۚ” (Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder.)

    Necm 39: “وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَانِ إِلَّا مَا سَعَى” (İnsan için ancak çalışıp çabaladığı vardır.)

Kelimenin Kökü:
“İsa” (عِيسَى), “sa’ye” (çaba), “asâ” (umut) ve “seâ” (çalışmak) aynı kökten gelir. Yani “İsa” kelimesi “gayret, çalışma” anlamı taşır.

İsra 8’deki “عَسٰى” (asâ):
Meallerde “umulur ki” diye geçse de aslında “Rabbinizin sizin için çaba göstermesi” anlamındadır. Yani Allah, kulları için çalışır, merhamet eder.

İsra Suresi 7. Ayet:
“Eğer iyilik yaparsanız kendinize yapmış olursunuz; kötülük yaparsanız yine kendinizedir. Ahiret vaadi geldiğinde, yüzlerinizi karartmak ve önce girdikleri gibi mescide girmek ve ele geçirdiklerini yerle bir etmek için (gelecekler).”

Bu ayetin açılımı:

    Secde, tıpkı bir tohumun toprağa gömülüp yeniden filizlenmesi gibidir.

    Dünyada yaptığınız her iyilik ve kötülük, ahirette size geri dönecektir.

    “Ne ekersen onu biçersin” kuralı burada da geçerlidir.

    “İğne ipliği nereye batırırsan, oradan çıkar” misali, dünyada ne yaparsanız ahirette onun karşılığını görürsünüz.

“İsa” Kelimesinin Ebced Değeri:

    Arapça harflerle (70 + 10) + (60 + 10) şeklinde hesaplanır.

    Bu sayılar, “Rahman” ve “Rahim” isimlerindeki dengeyi hatırlatır.

    Yani “İsa” (gayret), Allah’ın rahmetinin bir tezahürüdür.

Sonuç:

    İsevilere “et yemeyin” denmesi, nefsi terbiye içindir.

    Müslümanlara “kurban kes, et ye” denmesi, şükür ve Allah’ın nimetlerini tanımak içindir.

    Her iki emir de “ölçü ve hikmet” üzeredir.
Harflerin Ebced Değerleri ve Anlamları

  1. “Muhammed” İsminin Analizi:

    Harfleri: Mim (م) – Ha (ح) – Mim (م) – Dal (د)

    Ebced değerleri:

        Baştaki Mim (م) = 40

        Ha (ح) = 8

        Mim (م) = 40

        Dal (د) = 4

    Toplam: 40 + 8 + 40 + 4 = 92

    13 + 8 = 21 (Başlangıç ve derinlik ilişkisi)

  1. “Fatıma” İsminin Analizi:

    Harfleri: Fe (ف) – Tı (ط) – Mim (م) – He (ه)

    Ebced değerleri:

        Fe (ف) = 80 (Derinlik)

        Tı (ط) = 9 (Bitkiye işaret)

        Mim (م) = 40

        He (ه) = 5

    80 + 9 = 89 (Fatıma’nın manevi derinliği)

  1. “Hasan” ve “Hüseyin” İsimlerinin Analizi:

    Hasan (حسن):

        Ha (ح) = 8 (Erkek enerjisi)

        Sin (س) = 60 (Derinlik)

        Nun (ن) = 50 (Tamamlayıcı)

        60 derinliği, ateş (cemre) ve dişi enerjiyle devam eder.

    Hüseyin (حسين):

        Ha (ح) = 8

        Sin (س) = 60

        Ye (ي) = 10

        Nun (ن) = 50

        14’lü tabanca (8 + 6), tamamlayıcı nur enerjisi.

  1. “Meryem” İsminin Analizi:

    Harfleri: Mim (م) – Ra (ر) – Ye (ي) – Mim (م)

    Ebced değerleri:

        Mim (م) = 40 (13’lü tabanca sembolü)

        Ra (ر) = 200 (2000’ler ve Mehdi işareti)

        Ye (ي) = 10

        Mim (م) = 40

    200 derinliği, İsa’nın doğumuna işaret eder.

  1. “Muhammed”in Şeddesi ve 27’li Tabanca:

    Şeddeli “Mim (مّ)” = 40 x 2 = 80

    13 + 13 = 26 (Çift şarjör)

    26 + 1 (ağızdaki mermi) = 27 (Kadir Gecesi sembolü)

    “Muhammedü’l-Arabi” ve pi sayısı (3.14) ile bağlantı.

  1. “Raşit” İsminin Analizi:

    Harfleri: Ra (ر) – Şın (ش) – Ta (ت)

    Ebced değerleri:

        Ra (ر) = 200 (2000’ler)

        Şın (ش) = 300 (Daha derin)

        Ta (ت) = 400 (En derin)

    200 + 300 + 400 = 900 (Kâmil insan ve dalışın sembolü)

Sonuç ve Özet:

    Harflerin ebced değerleri, derin manalar ve tarihsel süreçlerle bağlantılıdır.

    Muhammed (a.s.) ismi, 13’lü tabanca ve Kadir Gecesi (27) ile ilişkilidir.

    Fatıma (r.a.), 80 derinliği ve bitki (hasen nebat) sembolizmini taşır.

    Meryem (r.a.), 2000’ler ve İsa (a.s.) ile bağlantılıdır.

    Raşit ismi, 200-300-400 derinlikleriyle üç katmanlı bir dalışı temsil eder.

“İsa’nın Ölümsüzlüğü ve Kurbanın Hikmeti”

  1. İsa’nın Sembolik Yolculuğu:

    İsa’nın ilk hali “60 derinlikten” çıkar ve “10’lu ölümsüz İsa” olur.

    “Ölmeyen Yarrah” (Zülfikar-Yarrah), Hz. Ali’nin dünyaya gelişini temsil eder.

    İkinci versiyonda İsa, ölümsüzlüğü öğrenir ve 60 derinlikten yeniden 10’lu olarak çıkar.

  1. Hristiyan Geleneğindeki “Ascher Mittwoch” (Kül Çarşambası):

    10 Şubat’ta başlayan 40 günlük oruç, İsa’nın çarmıha gerilişini ve toprağa dönüşünü sembolize eder.

    “Küllerin küllere karıştığı” bu dönem, yeniden doğuşun hazırlığıdır.

    İsa’nın “IYSAY” (Arapça yazılışı: عيسى) şeklindeki ismi, “Y” harfiyle Zülfikar’a (Z harfine) bağlanır.

  1. Mehdi ve İsa’nın Döngüsel İlişkisi:

    İsa, 70 derinlikten dalarak babası Mehdi’yi çıkarır (1970 sembolizmi).

    Tıpkı Terminator filmindeki “baba-oğul” paradoksu gibi, bu ilişki bir kör düğümdür.

    Kanaviçe işlemesi misali: Bir taraftan dürtülen diğer taraftan çıkar.

  1. Et Yemek vs. Ot Yemek:

    İsa, 40 gün boyunca “ot yeşillik ye” diyerek bedenini arındırdı.

    “İnsan yediğindendir” kuralıyla, ot yiyenler İsa’nın ruhunu taşır.

        Örneğin: Ispanak (demir içerir) → “400 derinlikten (R-200) çıkan bir canlılık.

    Müslümanlara “kurban kes, et ye” emri ise:

        Kerbela’da şehit düşen Hz. Hüseyin’in soyunu diriltmek içindir.

        Sararmış otları yiyen hayvanlar, yeniden can bulsun diye kurban edilir.

  1. İsa’nın Dirilişi ve Doğa ile Bağı:

    “40 gün sonra dirildi” iddiası aslında:

        70 gün (10 Şubat + 70 gün = 20 Nisan) toprakta kalış + 10 gün bitkinin olgunlaşması.

    Palmsonntag (Palm Pazarı):

        Avusturya’da 20 Mart’ta kutlanır.

        Kuru palmiye dalları suya konur, çiçek açması beklenir (İsa’nın geri dönüş sembolü).

        “Kedi otu” (Kätzchen) ile dönen İsa, kedi formunda zuhur eder.

  1. Kiraz Ağacı ve Ölümsüzlük:

    Palm dalları açmazsa, kiraz dalları suya konur.

    İlk yeşeren ağaç olan kiraz, İsa’nın ölümsüzlüğünü temsil eder.

    “Bu kanım” dediği şey üzüm şarabı değil, vişne-kiraz şurubudur.

  1. Noel ve İsa’nın Doğumu:

    Hristiyanlar 25 Aralık’ta kutlar, halbuki gerçek doğum 1 Ocak’tır.

    Tohumun martta atılması gerekir (9 ay 10 gün hamilelik süresi).

        19-21 Şubat’taki ilk cemre, tohumun atılma vaktidir.

        1 Ocak’ta doğacak çocuk, İsa’nın ruhunu taşır.

  1. Uğur Böceği ve Fatıma Sembolizmi:

    “Point” (nokta) sistemi:

        İsa: 10 puan (70+10, 60+10).

        Uğur böceği: Tam puan (1, 10, 100 katları).

    Müslümanlar uğur böceğine “Fatimecik” der; Fatıma, İsa ve Mehdi’nin tezahürüdür.

Sonuç:

    İsa’nın dirilişi, doğadaki döngülerle bağlantılıdır.

    Kurban, ölümün ardından yeniden hayat bulmanın sembolüdür.

    Noel ve Palm Pazarı, İsa’nın ruhsal yolculuğunun parçalarıdır.

    Fatıma ve uğur böceği, ilahi dengenin minik tecellileridir.

“Topraktan Gelip Toprağa Dönüş ve Zamanda Yolculuk”

  1. Toprağın Döngüsü ve Yeniden Doğuş

Arapça Ayet:
“كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ”
Anlamı:
“İlk girdikleri gibi (tekrar girecekler).”

    İnsan topraktan gelir ve toprağa döner.

    Toprakta bitki olarak kemale ererse, yeniden yüzeye çıkar:

        Hasen (güzel) bir bitki ise, hayvanlar veya insanlar tarafından yenir (elma, kiraz, ıspanak gibi).

        Kötü bir bitki ise, cehenneme odun olur.

Ali İmran Suresi 37. Ayet:
“فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا”
“Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi.”

    Kâmil bitkiler (domates, nar, armut):

        Sert toprağı yırtıp çıkacak kadar güçlü,

        İnsanın ağzında zararsız olacak kadar yumuşak.

    Bu bitkileri yiyen insan, onlardan tohum alır ve yeni bir ruhla can bulur.

  1. Zamanda Yolculuk ve Neslin Devamı

    Geri dönüş, annene bağlıdır:

        Göbek bağı sembolik olarak Kabe’ye (dünyanın merkezi) bağlanır.

        Kabe’nin üstünden geçmişe yolculuk kapısı vardır.

    Geleceğe yolculuk için:

        Babanın zekerinden (sülbündan) geçmek gerekir.

        Mescid-i Aksa, geleceğe açılan kapıdır.

Nasıl İşler?

    Rahim alemi (dünya) ve Rahman alemi (ilahi düzen) arasında bir kanaviçe gibi bağ vardır.

    Sirat köprüsü, babanın zekeridir. Geleceğe gitmek için bir baba gereklidir.

    Yeni bir anne bulunursa, nesil devam eder ve geleceğe yolculuk yapılabilir.

  1. Zamanda Yolculuk Neden Füzeyle Olmaz?

    Bu dünya bir misal alemidir. Ölüler toprağa gider, uzaya değil.

    Füze veya teknolojiyle geçmişe/geleceğe gidilemez.

        Kabe veya Mescid-i Aksa’yı yıkıp füze rampası yapmak anlamsızdır.

        Çözüm: Neslin devamı için sülbü (soy) bağını korumak.

Uyarı:

    “Ölmeden bu kapıdan geçilemez” denir.

    Zamanda yolculuk fiziksel değil, ruhsal ve nesilseldir.

Özet:

    Toprak döngüsü, insanın bitkiyle sembolize edilen yeniden doğuşunu anlatır.

    Zamanda yolculuk, ancak neslin devamıyla (sülbü bağlantı) mümkündür.

    Teknolojiyle zaman yolculuğu imkânsızdır; bu bir metafizik meseledir.
Hz. İlyas’ın Cennet Arzusu ve Yeniden Doğuşun Sırları

  1. Hz. İlyas’ın Cennet Talebi

    Hz. İlyas, Cebrail’e dedi ki:
    “Rabbimden dile ki, ölmeden cenneti göreyim!”

    Cebrail cevapladı:
    “Cennete girmek için ölmek gerekir.”

    Hz. İlyas ısrar etti:
    “Ne yaparsan yap, bana cenneti göster!”

Sonuç:

    Allah, Hz. İlyas’a geçici bir ölüm yaşattı, ruhunu cennete aldı.

    Cenneti gezen Hz. İlyas, “Artık dünyaya dönmek istemiyorum!” dedi.

    Allah tebessüm edip:
    “Bırakın nazlı kulum İlyas cennette kalsın.” buyurdu.

Hikmet:

    Allah’ın “nazlı kulları” vardır; onların hatırına:

        Ağaçlar çiçek açar,

        Güneş doğar,

        Belalar def olur.

  1. Ölmeden Cennete Gitmek Neden Mümkün Değil?

    Toprağa karışmak için ölmek şarttır.

        “Ellibin yıl mezarda dursan, ölmeden cenneti bilemezsin.”

    Dalışın amacı, dibindeki madeni (hakikati) çıkarmaktır:

        Eğer su (hayat) yoksa, dalmanın anlamı yoktur.

Uyarı:

    Bazıları dibe dalar ama çıkamaz; petrol gibi küllerle karışır.

    Kâmil bir bitki olup yüzeye çıkamazsa, dönüş yolu tıkanır.

Modern Tehdit:

    Çekirdeksiz meyveler, dölsüz ümmete benzer:

        “Gidiş var, dönüş yok!”

        Tıpkı tek yönlü yol (Einbahnstraße) gibi…

  1. Rahman ve Rahim Dengesi

    Kur’an’da Rahman Suresi var, ama Rahim Suresi yok.

        Sebep: Her şey Rahman’dan (ulu kaynak) çıkar; Rahim onun parçasıdır.

    Havva’nın yaratılışı:

        Adem’in kaburga kemiğinden “klonlama benzeri” bir yöntemle yaratıldı.

        “Yasal değil ama Allah, bunun mümkün olduğunu gösterdi.”

  1. Dua ve Sonuç

Arapça Dua:
“Allahım! Hakkı hak olarak gösterip ona uymayı, batılı batıl olarak gösterip ondan kaçınmayı nasip eyle.”

Temenni:

    Rabbimiz, Mehdi ve cemaatine:

        Dibden çıkıp kâmil bir bitki (örnek insan) olmayı,

        Tohum (döl) olup yeni canla doğmayı,

        Kanaviçe misali (dünyadan cennete geçiş) için namaz ve secdeye devam etmeyi nasip etsin.

Son Söz:
“Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.”
El-Fatiha ve Salavat.

Kar©glan | Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 22 Şubat 2016

(Kar©glan’ın 22 Şubat 2016 Vaazı)

Author: RasitTunca

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir