Raşit Tunca Board
Tasavvufda Nefs-i Mutmainne (Huzura Ermiş Nefs) Nedir? - Printable Version

+- Raşit Tunca Board (https://rasittunca.net)
+-- Forum: TASAVVUFİ VAAZLAR DİNİ SOHBETLER (https://rasittunca.net/forumdisplay.php?fid=9)
+--- Forum: TARiKATI RAŞiDi (https://rasittunca.net/forumdisplay.php?fid=291)
+---- Forum: Tasavvuf Bilgileri (https://rasittunca.net/forumdisplay.php?fid=571)
+---- Thread: Tasavvufda Nefs-i Mutmainne (Huzura Ermiş Nefs) Nedir? (/showthread.php?tid=34284)



Tasavvufda Nefs-i Mutmainne (Huzura Ermiş Nefs) Nedir? - RasitTunca - 07-18-2025

   

Nefs-i Mutmainne Nedir? Tam Teslimiyet ile iman Eden Nefsin Makamı Nedir?

Öncelikle Nefis demek, Vücut Denilen Araba veya Motoru süren sürücü, şoför Manasındadır. Bu Motor ve araba yaptıklarından hesaba çekilcek olduğu için, onun sanki yabani bir at misali, üstüne binip güzel işler yaptırılabilmesi için, önce terbiyet edilmesi gerekir. Yani sürüş kurallarını öğrenmek gekekir. Burada islamın şartları olan namaz ve oruç devreye girer, ve işde oruç ile insan önce nefsine gem vurmayı, yani nefis atına, yani motoruna gem vurmayı, veyahut arabasında, fren sistemini nasıl kullanması gerektiğini öğrenir. Oruç ile yemek helal olan birşeye gem vurulur. Daha sonra cima ya (Cinsel birleşmeye) gem vurulur, yani frene basması öğenilir. Bunu öğrenince, artık insan islamın haram ve yasak dediği durumlarda, frene basıp nefis atının gemini çekerek, gerektiğinde onu durdurur.  Böylece nefis, kazandığı derece ile makam kazanır ve terbiyet ehli olur.

---oOo---

Nefs-i Mutmainne (Huzura Ermiş Nefs) Nedir?
Nefs-i mutmainne, tasavvufta nefsin en olgun mertebelerinden biridir ve "Allah’a teslim olup huzura eren nefs" anlamına gelir. Bu aşamadaki kişi, dünyevi kaygılardan kurtulmuş, ilahi rızaya tamamen yönelmiş ve içsel bir sükûnete ulaşmıştır. Kur'an'da bu mertebeye şöyle hitap edilir:
"Ey huzura ermiş nefs! Rabbine dön, O’ndan razı, O’nun da senden razı olduğu halde! Artık kullarımın arasına gir, cennetime gir!" (Fecr Suresi, 89:27-30)


Özellikleri:
  1. Tam Teslimiyet: Allah’ın takdirine kayıtsız şartsız rıza gösterir, her durumda "hoşnutluk" (rıza hali) içindedir.
  2. Dünya Bağlarından Kurtulma: Mal, şöhret gibi geçici arzuların esiri olmaz; elindekileri Allah yolunda kullanır.
  3. Sürekli Zikir Hali: Kalp, daima Allah’ı anar; ibadetler şekilcilikten uzak, deruni bir hal alır.
  4. Korku ve Ümit Dengesi: Allah’ın gazabından korkmakla birlikte, rahmetinden ümit kesmez.
  5. Manevi Ferahlık: İçinde sıkıntı, huzursuzluk kalmaz; "kalp rahatlığı" (itminan) hasıl olur.

Bu Mertebeye Nasıl Ulaşılır?
  1. Nefs-i Mülhimeyi Aşmak: İlham alan nefsin ardından, nefsi tamamen Allah’a teslim etmek.
  2. Tevekkül ve Rıza: Her durumda "Allah’tan gelen hoştur" diyebilmek.
  3. Şükür ve Sabır: Nimetlere şükür, belalara sabırla yaklaşmak.
  4. Mürşid Terbiyesi: Bu yüksek mertebe, genellikle bir mürşid-i kâmilin rehberliği olmadan zor ulaşılır bir haldir.
  5. Fenâ Fillah: Benlik duygusunun erimesi ve Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak.

Nefs-i Mutmainne’nin Alametleri
  • Dünya Metaına İlgisizlik: Mal-mülk sevgisi yerine infak ve paylaşma ağır basar.
  • Ölüm Korkusunun Azalması: Ölüm, "sevgiliye kavuşma" olarak görülür.
  • Gizli ve Açık İbadet Aşkı: Namaz, oruç gibi ibadetler bir yük değil, zevk haline gelir.
  • İnsanlara Karşı Şefkat: Kin, kibir gibi duygular yerine merhamet ve tevazu hâkim olur.
Nefs-i mutmainneden sonra daha yüksek makamlar gelir:
  • Nefs-i Radiye (Razı olmuş nefs)
  • Nefs-i Mardiyye (Razı edilmiş nefs)
  • Nefs-i Safiyye (Arınmış nefs)
Örnek:
Hz. Yusuf’un zindanda sabırla geçirdiği yıllar, Hz. Meryem’in iffetli duruşu veya Ashab-ı Kiram’ın Allah yolunda gösterdikleri teslimiyet, nefs-i mutmainne örneklerindendir.


Uyarı: Bu mertebe, "günahsızlık" değil, nefsin dizginlenip Allah’a yönelmesidir. Kişi hata yapabilir, ancak hemen tövbe eder.

Nefs-i Mutmainne Nedir? Tam Teslimiyet ile iman Eden Nefsin Makamı Nedir? Denilince

Mürid hak yolcusu salik, eğer mülhimeden dahada ileriye geçebilirse, artik ilhamdan öteye geçen nefis,  artik hücreleri ve atomlari ile, yani melekler ile devamli kontakt halindedir. Ve artik atomlarin nedensiz  niçinsiz Allahin emrine itaat halinde olduklarini anlayinca, yani bir ordunun askerleri, ona emredileni yapmakla sorumlu olduklari gibi, komutan hücüm diyorsa hücüm, bekle diyorsa bekle, onlar sadece sürücü kuvvetin emrindeki meleker ordusudur. ve örnegin bir gözlük, onun sahibi onu taktiği müddetçe, numarasi oldugu derece ile göze yardimci olmakla sorumludur, onun, bunun ilerisine geçme veya, gerisine kalma yetkisi yok. bir adim ileride atamaz bir adim geridede kalamaz. İnsanda melekliği öğrenince, onun için artik cennet ümidi, cehennem korkusu bitmişdir . dilerse Allah cennetine koyar, dilerse cehennemine, önemli olan onun rizasidir. Yani emre itat etmek mühim olandir. emre itaat ettikden sonra, onun sahibi onu istediği heryerde kullanabilir. ve Allah adildir ki elbet gözüne takilcak gözlüğü afedesin götünde kiçda tuvalet kağidi olarak kullanmaz, ve gerektiği yerde kullanir. Amma olurki sen gözlük isen gözlüğü silah olarak kullanir,  olurda şifa olarak kullanir olurda süs için kullanir velhasil kelam.  ve gözlük gibi olan için, şayet bir kolu kirilsa ve kolumun birini kirdida neden kirdi? niçin kirdi olamaz ? kirildi ise kirilmişdir ve mehdi dahi bir kolu  yerinden çikikdir, ve nedensizdir onun nedenini hak Teala bilir.
Umumi sebebleri  ve külli sebebler olarak sebebleri vardir. Sebebi kül hak ilmindedir. insanlar ise düşdüm burkuldu gibi sebeblerin  bilir. düşdüm amma neden kirildi? amma neden onu Allah bilir. yani nedensiz niçinsiz imana  mutmain iman denilir. yani Rabbine tam teslimiyet ile teslim olmuş ölü yikaciyinin elindeki ölü gibi, neyanna çevirirse oyanna döner, itiraz edebilcek bir cani olmayan, ruh halindeki insan yani.


---oOo---

Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 20.08.2021 Cuma

Original Kar©glan