![]() |
Hilafetin Osmanliya Geçişi - Baskı Önizleme +- Rasit Tunca Net (https://www.rasittunca.net) +-- Forum: GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİ (https://www.rasittunca.net/forumdisplay.php?fid=10) +--- Forum: GENEL KÜLTÜR BiLGiLERi MAiN (https://www.rasittunca.net/forumdisplay.php?fid=229) +---- Forum: Sanal Dergi (https://www.rasittunca.net/forumdisplay.php?fid=245) +---- Konu Başlığı: Hilafetin Osmanliya Geçişi (/showthread.php?tid=4791) |
Hilafetin Osmanliya Geçişi - RasitTunca - 01-12-2019 HİLAFETİN OSMANLIYA GEÇİŞİ Halifelik yani Dünyadaki bütün Sunni Müslümanların ruhani reisliği makamı, 766 tarihinden, beri Abbasi Hanedanlığında idi. Hz. Peygamber’im amcalarından Abbas’tan indiği için “Abbâsi” denen bu hanedan 1258′e kadar Bağdat da, bu tarihten sonrada Kahire’de devam etmiştir. Fakat şöyle bir fark vardır ki; Kahire deki Abbasi Halifeleri İstanbul Patriklerine benzetilebilir. Papa’ya benzemezler, çünkü bir devletleri yoktu. Patrik nasıl Ortodoks âleminin ruhani reisi ise, Kahire deki Halifeler de, Sunni âleminin ruhani reisi idiler. Fakat Bağdat’da ki Halifeler gibi aynı zamanda devlet başkanı olarak saltanat sürmüyorlardı. [Ancak bu mukayese sadece bu bakımdandır. Halifenin Patrik ve Papanın ki gibi geniş ve vicdanların derinliğine nüfuz eden salahiyetleri yoktur. Kendilerinin dini meseleleri tefsir dahi etmedikleri bu gibi konulara sadece önderlik edip ulemaya ( Bilirkişilere ) Havale ettikleri malumdur. Halife Hz. Peygamber’in Halefi ve İslam birliğinin sembolü hüviyetindedir.] Memlük devleti Halifeyi ve Mukaddes şehirleri (Mekke – Medine – Kudüs) bünyesinde bulundurmakla İslam dünyasında üstünlük kurmuş bulunuyorlardı. Kudüs’ün aynı zamanda Hıristiyan âleminin mukaddes şehirlerinden olması Memluk devletini Hristiyan âlemi ve Hristiyan hacılar üzerinde etkili kılıyordu. Fiilen Yavuz Sultan Selim’in Merc-i Dabık zaferini müteakip Halep’e girmesi ile, resmen de Mısır’ın fethi ile Memlük uhdesindeki (bünyesindeki) bu manevi üstünlük Osmanoğlulları aracılığı ile Türkiye’ye geçmiştir. Sunni Osmanlılara rakabetle Şii proraganda faliyeti yürüten Şah İsmail Esasen Yavuz’un Mısır Seferi, İslam Birliği Projesini gerçekleştirmek amacı güdüyordu. İran’ın Şii hilafet propagandasının Türkiye’yi tehdit’e başlaması da bu projenin gerçekleştirilmesini acil bir gereklilik haline getirmişti. Zaten o dönemde Türkiye çapında devleşen bir devletin şu veya bu şekilde manevi sahadaki üstünlüğü eline alması gerekiyordu MISIR’A DOĞRU Yavuz Sutan Selim, Memlükler üzerine yöneldiğinde Memlük devletin başında Kanshü’l– Guuri (Sultan Kansu ) bulunuyordu. Yanına Halife III. Mütevekkil’i de almıştı. Merc-i Dabık’ta Yavuz Selim ve Sultan Kansu Guuri karşı karşıya gelmiş, Osmanlılar sağ ve sol kanatları birleştirmek sureti ile çemberi kapatmış ve Memluk ordusunu imha etmişlerdir. Osmanlılar Tahminen 60.000 Memlükler 80.000 kişi idiler. Muharebenin kazanılmasının başlıca sebebi olarak Yavuz’un dâhice kumandası ve Osmanlı ateşli silahlarının kıyas kabul etmez üstünlüğü idi. Muharebede Memluk Sultanı Kansu Guuri Maktul düştü. (Kansu’nun oğlu Mehmet Bey’i Yavuz 1518’de İstanbul’a yollamıştır. II. Kansu’nun yerine bu oğlu değil yeğeni Tumanbay seçilmiştir. ) Bu Suretle 24 Ağustos 1516 ‘da Cereyan eden Merc-i Dabık Muharebesini ( ki kuvvetle muhtemelen vuruşma 8 saat sürmüştür ) kazanan Osmanlılar 28 Ağustos 1526’da Halep’e girdi. Osmanlı-Safevi mücadelesinde Çaldıran sonrası III. Mütevekkil’in babası Müstemsik, 1509′da oğlu lehine hilafetten çekilmiş ve Mütevekkil halife olmuş ve 7 yıl bu makamda kalmıştır. Yavuz Halep’e girdiğinde III. Mütevekkil’den fiilen hilafeti devir almasına rağmen, Mısır bunu tanımamış Mütevekkil’in babası ve Selefi olan Müstemsik ‘i oğluna vekil ilan etmiştir. Yavuz Selim ertesi yıl Mısır’ı da alınca Müstemsik bu vekâletten düşmüştür. Yavuz Müstemsik’i çok ihtiyar olduğu için İstanbul’a getirmemiştir. Merc-i Dabık darbesinden sonra, Osmanlılar Suriye ve Filistin’i olgun Meyve gibi topladılar. 27 Eylülde Yavuz Şam’a geldi. 3 Ekim’de Şam Camilerinde Cuma Hutbesi, Halife Hükümdar olarak, Hakim’ül Haremeyn yerine Hadim’ül Haremeyn sıfatı ile Yavuz adına okundu. Yavuz burada Mısır seferinin hazırlıklarını gördü. Bu Sırada Osmanlı Ordusu Filistin’i feth etti. Lübnan kendiliğinden itaat etti. Böylece Feth edilen topraklarda Halep ve Şam merkez olmak üzere 2 eyalet kuruldu. Yavuz Şam da 2 ay 18 gün kaldı. 15 Aralıkta Şam’dan ayrıldı. Çölü geçmek üzere binlerce deve ve büyük miktarda içecek su hazırlatmıştı. Tarihte ancak İran (Pers) imparatoru Kambiz ve ondan 193 yıl sonra Makedonyalı Büyük İskender Sina yarımadasını geçip Mısır’ı fethetmişlerdir. Bu geçişlerden 1.’si MÖ. 525, 2.’si MÖ. 332’de olmuştur. Ancak Büyük İskender’in ki tam bir geçiş sayılmaz. Çünkü kuvvetlerinin büyük kısmını gemiye bindirip denizden İskenderiye ye sevk etmiştir. Sina çölünü geçmeyi Moğollar ve Timur yani dünyayı aşan büyük cihangirler bile göze alamamışlar, tecrübe dahi etmemişlerdir. Sina Çölünde hayat yoktur. Akrep, yılan bit ve sinekler hayvanlar alemini teşkil eder ve insanı asla rahat bırakmazlar. Gündüz hararet 40 derece bazen daha fazla olduğu gibi geceleri sıfır’a düşer. Bu ısı farkı insanı mahveder. Kum o kadar incedir ki nüfuz etmediği hiç bir şey yoktur. Su ne kadar muhafaza edilirse edilsin kumla dolar. (Kol saatlerinin camlarının kenarlarından saatin içine bile kum zerreciklerinin dolduğunu söylemek, bir derece fikir verecektir) Ayakkabı çölü geçerken kavrulur, Kuma gömülen yumurta birkaç dakika içinde lop yumurta haline gelir. Yavuz bu çölü 13 günde geçmiştir.50 km ‘lik yolu 1 günde geçtiği gibi bazen geçilen mesafe 18 km’ ye kadar inmiştir. Ortalama günlük yürüyüş 30 km olmuştur. (Bu suretle Yavuz 30 derece enlemine kadar inmiştir. Başka hiçbir Osmanlı Hükümdarı sefer maksadıyla bu kadar güneye inmemiştir. Kanuni ve 4. Murat Bağdat’a kadar gelmişlerdir ki ancak 33 derece enlemidir.) MUHAREBE Memlük imparatorluğunu haritadan silen büyük meydan muharebesinin geçtiği Rîdaniye, Kahire’nin kuzeydoğu banliösüdür. Tumanbay Kahire’yi fevkalade tahkim etmiş ve ordusunu iyice hazırlamıştı. Memlük planına göre Yavuz Kahire yakınlarındaki Adiliye mevkiinde bozulacak, Osmanlı ordusu Mısırdan çekilmeye mahkûm olacak ve Sina çöllerinde yok edilecekti. Ondan sonra Suriye’ye yürünerek geri alınacaktı. Resmi adı “Ed Devletu’t Türkiye” (Türkiye Devleti) olan Memlükler Şartlar Şüphesiz Memlükler lehine idi. Kendi ülkelerinde bulunuyorlar ve yüzlerce yıldır ellerinde bulundukları toprakları savunuyorlardı. Osmanlılar topografya şartlarına onlar kadar vakıf olmamakla birlikte çölü geçmek gibi bir zahmet içerisine de girmemişlerdi. Memlukların 200 çakılı topu vardı. Osmanlılarda olduğu gibi seyyar topları yoktu. (Düşman Osmanlı topları karşısında aciz kalmıştır. Yavuz Mısır seferinde ilk defa içi yivli toplar kullanmıştır. Avrupa da yivli toplar ilk defa 1868’de Almanlar tarafından keşfedilmiştir. Yavuz’u bu yivli topları halen İstanbul’da askeri müzededir. Keza ilk defa olarak dökülmüş ve arka arkaya 5 ve 10 gülle atan toplar Ridâniye de kullanılmış ve parlak netice alınmıştır.) Memlükler Osmanlıları kesin şekilde Âdiliye’de bekliyorlardı. Zira ordunun geçebilmesi için tek açık ve müsait yol burası idi. Burası açılmadan da Kahire’ye giriş mümkün değildi. 200 Memlük topunun ağzı Âdiliye de düşmana doğru çevrilmişti. Ancak bu toplar çakılı idi. Yani düşman Karşıdan gelmedikçe ateşi faydasız olurdu çünkü istenilen yöne çevrilebilme özellikleri bulunmuyordu. Sinan Paşa Memlük tahkimatı durumunu Yavuz’a rapor edince, Yavuz Adiliye ye karşı bir gösteriş taarruzu yapmak üzere birkaç alayı görevlendirdi. Kendisi Ordusu ile güneye inerek Mukattam dağını dolaştı. Bu suretle Memlük mevzilerinin arkasına düştü. Memlükler böyle bir şeyi akılarından bile geçirmiyorlar, Sina çölünü geçerek gelen bir ordunun Mukattam dağını dolaşmasını mümkün görmüyorlardı. Bu manevra bile Memlükler için savaşın kaybı sayılabilirdi. Bu suretle Memlüklerin çakılı topçusu aksi istikamete mevzilenmiş olduğu için tek bir gülle bile atamadı. Vuruşmada Osmanlılardan Ramazanoğlu, Kanuni’nin dayısı Mübarek Giray, Vezir-i Azam Sinan Paşa, Ayntab (Antep) Sancakbeyi Yunus Bey Maktul düştüler. Bu Osmanlı zayiatı Memlüklerin ümitsizlik içinde ne kadar büyük cesaretle vuruştuklarını gösterir. (Halîlü’z Zâhiri, Zebdetü Keşfu’l – Memalik , P. Ravaisse neşri , Paris 1894) Osmanlılar 24 Ocakta Kahire’ye girdi. Çete Muharebeleri veren ve hala ümidini yitirmeyen Tumanbay ile meşgul olmak üzere Yavuz bizzat 26 Mart’ta Kahire’nin Karşı yakasına, Nil’in batısına Cizre’ye geçti. (Piramitler buradadır) 30 Martta Nihayet Tumanbay yakalandı. Dönemim devletler hukukuna göre derhal idam edilebilirdi. Fakat Yavuz umumiyetle hükümdarlara ve müstesna şahsiyetlere çok iyi muamele etmek arzusunda idi.Tumanbay’ın kahramanlığından da etkilenmişti. 31 Martta büyük merasimle sabık Memlük sultanını kabul etti.Tumanbay’a hala tahtında bir imparatormuş gibi muamele etti. Kendisini ayakta karşıladı. Yanında kurdurduğu bir taht’a oturttu. Kendisi ile uzun boylu görüştü. Kendisini Osmanlı hizmetine alarak faydalanmak istediğini nazik bir dille beyan etti. Kahramanlığından dolayı da ayrıca tebrik etti. Bundan sonra başta Vezir-i âzam Yunus Paşa olmak üzere vezirler sırası ile Tumanbay şerefine ziyafetle verdiler. Osmanlıarda Hilafet Sancağı Tumanbay’a Osmanlı teşkilatında mühim vazifeler verilmesi beklenirken, işler karıştı. Memlük hizmetinden Osmanlı hizmetine girmiş olan büyük Memlük ricali Yavuz’u ve vezirleri daimi şekilde tazyik ettiler. Tumanbay’ın hayatta kalırsa ilk fırsatta kendilerinden intikam alacağı ve devlete de baş kaldıracağını sıklıkla dile getirdiler. Bu düşünceye Osmanlı hizmetindeki diğer görevlilerinde de taraftar olması üzerine Tumanbay 15 gün sonra idam edildi. Memlük devletinin düşmesinden sonra Mekke şerifi oğlunu Kahire’ye gönderdi. Mukaddes makamların (Kâbe , Ravza-i Mutahhara = Hz. Peygamber’in Türbesi vs ) anahtarları , Mekke ve Medine’deki Mukaddes Emanetler Yavuz’a Sunuldu. Bu suretle 6. Temmuz 1517’de Hicazda Türkiye Devletine dâhil oldu. (Fetihname-i Diyar-ı Arab , 66a-b) İSLAM HALİFELERİ Halifeler listesi, İslam peygamberi Muhammed’in ölümünden sonra Müslümanların dini liderliğini yapmış kişilerin listesidir. Dört Halife veya Hulefa-i Raşidin Dönemi Muhammed’in vefatından hemen sonra seçimle göreve gelmiş Dört Halifedir : Ebu Bekir Ömer bin Hattab Osman bin Affan Ali bin Ebu Talib 661 yılında Ali’nin öldürülmesinin ardından kısa bir süre oğlu Hasan bin Ali halifelik mücadelesine dahil olmuş fakat İslam dünyasındaki fitneyi önlemek için Emevi ailesi ile olan hilafet mücadelesinden çekilmiştir. Emevîler Dönemi Emevîler dönemindeki halifelerdir. Bu dönemde halifelik ilk defa bir hanedanlığın kontrolüne girmiştir. I. Muaviye 661 – 680 I. Yezid 680 – 683 II. Muaviye 683 – 684 I. Mervan 684 – 685 Abdülmelik 685 – 705 I. Velid 705 – 715 Süleyman bin Abdülmelik 715 – 717 Ömer bin Abdülaziz 717 – 720 II. Yezid 720 – 724 Hişam bin Abdülmelik 724 – 743 II. Velid 743 – 744 III. Yezid 744 İbrahim bin Velid 744 II. Mervan 744 – 750 Abbâsîler Dönemi Abbâsîler dönemindeki halifelerdir : Seffah (Ebu’l Abbas) 750 – 754 Mansur 754 – 775 Mehdi 775 – 785 Hadi 785 – 786 Harun Reşid 786 – 809 Emin 809 – 813 Memun 813 – 833 Mutasım 833 – 842 Vasık 842 – 847 Mütevekkil 847 – 861 Muntasır 861 – 862 Mustain 862 – 866 Mutaz 866 – 869 Muhtedi 869 – 870 Mutemid 870 – 892 Mutedid 892 – 902 Mûktefî 902 – 908 Muktedir 908 – 932 Kahir 932 – 934 Râdî 934 – 940 Müttaki 940 – 944 Müstekfi 944 – 946 Mutî 946 – 974 Tâi 974 – 991 Kadir 991 – 1031 Kaim 1031 – 1075 Muktadî 1075 – 1094 Mustazhir 1094 – 1118 Mustarşid 1118 – 1135 Raşid 1135 – 1136 Muktafî 1136 – 1160 Mûstencid 1160 – 1170 Mûstadhî 1170 – 1180 Nâsır 1180 – 1225 Zâhir 1225 – 1226 Mustansır 1226 – 1242 Mustasım 1242 – 1258 Fâtımî Halifeleri Kahire’de hüküm sürmüş olan Şiî halifeler. Sünniler tarafından halife kabul edilmezler. Mehdi (910-934) Kaim (934-946) Mansur (946-953) Müizz (953-975) Aziz (975-996) Hakim (996-1021) Zahir (1021-1036) Müstensir (1036-1094) Müstali (1094-1101) Âmir (1101-1130) Hafız (1130-1149) Zafir (1149-1154) Faiz (1154-1160) Aşid (1160-1171) Memlûk Himayesi Dönemi Abbâsî Hanedanının Mısır’daki Memlûk Sultanlığı himayesi altında olduğu dönemdeki halifeleridir : Mustansır 1259 – 1261 I. Hakim 1262 – 1302 I. Müstekfi 1302 – 1340 I. Vasık 1340 – 1341 II. Hakim 1341 – 1352 I. Mütadid 1352 – 1362 I. Mütevekkil 1362 – 1383 II. Vasık 1383 – 1386 Mutasım 1386 – 1389 I. Mütevekkil (ikinci sefer) 1389 – 1406 Mustain 1406 – 1414 II. Mutadid 1414 – 1441 II. Müstekfi 1441 – 1451 Kaim 1451 – 1455 Mustancit 1455 – 1479 II. Mütevekkil 1479 – 1497 Mustamsık 1497 – 1508 III. Mütevekkil 1508 – 1517 Osmanlı Dönemi Osmanlı Devleti’nin Ridaniye Muharebesini kazanarak Memlük Sultanlığı’na son vermelerinden sonra Halife ünvanını üstlenen padişahlardır : Yavuz Sultan Selim 1517 – 1520 Kanuni Sultan Süleyman 1520 – 1566 II. Selim 1566 – 1574 III. Murat 1574 – 1595 III. Mehmet 1595 – 1603 I. Ahmet 1603 – 1617 I. Mustafa 1617 – 1618 II. Osman 1618 – 1622 I. Mustafa (ikinci kez) 1622 – 1623 IV. Murat 1623 – 1640 I. İbrahim 1640 – 1648 IV. Mehmed 1648 – 1687 II. Süleyman 1687 – 1691 II. Ahmet 1691 – 1695 II. Mustafa 1695 – 1703 III. Ahmet 1703 – 1730 I. Mahmut 1730 – 1754 III. Osman 1754 – 1757 III. Mustafa 1757 – 1774 I. Abdülhamid 1774 – 1789 III. Selim 1789 – 1807 IV. Mustafa 1807 – 1808 II. Mahmut 1808 – 1839 I. Abdülmecit 1839 – 1861 Abdülaziz 1861 – 1876 V. Murat 1876 II. Abdülhamit 1876 – 1909 V. Mehmet 1909 – 1918 VI. Mehmet 1918 – 1922 Son Halife Padişah olmadığı halde Halife olarak TBMM tarafından göreve atanmış bir Osmanlı Hanedanı üyesidir : II. Abdülmecit 1922 – 1924 HALİFELERİN DÜNDEN BU GÜNE SİLSİLESİ yönetim şehri ……………….(Medine) yönetenler………………..DÖRT HALİFE DEVRİ Ebu Bekir (632-634) Ömer I (634-644) Osman (644-656) Ali (656-661) yönetim şehri ……………….(Şam) yöneten………………………EMEVİLER Muaviye I (661-680) Yezid I (680-683) Abd ul-Melik (685-705) Velid I (705-715) Ömer II (717-720) Hisham (724-743) Velid II (743-744) Mervan II (745-750) yönetim şehri………………..(Baghdad) yönetenler ……………….ABBASİLER el-Saffah (750-754) el-Mansur (754-775) el-Mehdi(775-785) Harun Reşit (785-809) el-Emin (809-813) el-Ma’mun (813-833) el-Mu’tasim (833-847) el-Mu’tawakkil (847-861) el-Mu’tamid (870-892) el-Mu’tadid (892-902) el-Muktedir (908-932) el-Kehir (932-934) el-Mutakki (940-944) el-Mustakfi (944-946) el-Muti’ (946-974) el-Kadir (991-1031) el-Hakim (1009-1020) el-Mustasım (1242-1258 ) yönetim şehri…………………….(KAHİRE) yönetenler…………………..MEMLÜKLER aybek(1258-) kutuz(-) baybars(-) kalavun (- 1517) yönetim şehri ……………………(İSTANBUL) yönetenler………………………OSMANLILAR Yavuz Sultan Selim(1517-1574) Ibrahim I. (1640-1648 ) Mehmed IV. (1648-1687) Süleyman II. (1687-1691) Ahmed II. (1691-1695) Mustafa II. (1695-1703) Ahmed III. (1703-1730) Mahmud I. (1730-1754) Osman III. (1754-1757) Mustafa III. (1757-1774) Abdülhamid I. (1774-1789) Selim III. (1789-1807) Mustafa IV. (1807-1808 ) Mahmud II. (1808-1839) Abdülmecid I. (1839-1861) Abdülaziz I. (1861-1876) Murat V. (1876) Abdülhamid II. (1876-1909) Mehmed V. Resad (1909-1918 ) Mehmed VI. Vahdettin (1918-1922) ………1924 de hilfet kaldırıldı. Halifelik Dönemi Yönetim Şehri Yönetenler Dört Halife Devri Medine Ebu Bekir (632-634) Ömer I (634-644) Osman (644-656) Ali (656-661) Emeviler Şam Muaviye I (661-680) Yezid I (680-683) Abd ul-Melik (685-705) Velid I (705-715) Ebu Bekir (632-634) Ömer I (634-644) Osman (644-656) Ömer II (717-720) Hisham (724-743) Yezid I (680-683) Velid II (743-744) Velid I (705-715) Mervan II (745-750) Memluklar Kahire aybek(1258-) kutuz(-) baybars(-) kalavun (- 1517) Osmanlılar İstanbul Yavuz Sultan Selim(1517-1574) Ibrahim I. (1640-1648 ) Mehmed IV. (1648-1687) Süleyman II. (1687-1691) Ahmed II. (1691-1695) Mustafa II. (1695-1703) Ahmed III. (1703-1730) Mahmud I. (1730-1754) Osman III. (1754-1757) Mustafa III. (1757-1774) Abdülhamid I. (1774-1789) Selim III. (1789-1807) Mustafa IV. (1807-1808 ) Mahmud II. (1808-1839) Abdülmecid I. (1839-1861) Abdülaziz I. (1861-1876) Murat V. (1876) Abdülhamid II. (1876-1909) Mehmed V. Reşad (1909-1918 ) Mehmed VI. Vahdettin (1918-1922) ………1924 de halifelik kaldırıldı. |