TÜRBİN HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ
TÜRBİN HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ
Akışkanların enerjisini kinetik enerjisine çeviren motor türüdür. Gerekli
düzenekler yardımıyla bu kinetik enerjiyi elektrik enerjisine çevirirler. Türbin,
bir mil ve üzerindeki kanatçıklardan oluşur. Türbin adı, “fırıldak gibi dönen
cisim” anlamındadır ve Latincedeki ‘turbo’ sözcüğünden gelir. 2000 yıldan fazla
bir süredir kullanılmaktadır. Kullanılan akışkana göre türbinin ve kanatçıkların
yapısı değişir. Çalışma prensibi, akışkan türbinin kanatçıklarına çarparak türbin
miline hareket verir, hareket milin çıkışında mekanik enerjiye dönüşür. Bu
mekanik enerji çeşitli düzenekler yardımıyla elektrik enerjisine çevrilir.
Kullanım alanları oldukça geniş ve yaygındır.
Modern türbinler başlıca iki türlüdür:
Çarpmalı türbinlerde, hızla püsküren bir akışkan (sıvı ya da gaz) bir milin
çevresine yerleştirilmiş kanatlara çarpar, bu çarpmanın kuvveti ve hızı mili
döndürür.
Tepkili türbinlerde ise, kanatların arasından büyük miktarlarda yüksek
basınçlı akışkan geçirilir ve kanatlar bu akışkanın ağırlığının ya da basıncının
etkisiyle döner.
Türbin Çeşitleri
– Buhar Türbinleri
– Su Türbinleri
– Gaz Türbinleri
– Hava ve Rüzgâr Türbinleri
Buhar Türbinleri
Genelde enerji santrallerinde kullanılırlar.Fosil yakıtlardan yada nükleer
enerjiden alınan enerjiyle buhar elde edilir.
Bir buhar türbini, silindir biçiminde koruyucu bir kılıfın içine yerleştirilmiş,
rotor denen tambur biçimli döner bir milden oluşur. Kazandan gelen buhar,
silindirdeki memelerden geçirilerek bir buhar jeti haline getirilir ve buradan,
rotora takılı bir bileziğin üzerindeki kanatlara çarptırılır. Silindir buhar
enerjisinin boşa gitmemesini sağlar.
En iyi sonucu almak için, kanatların dönme hızının buharın memeden püskürme
hızının kabaca yarısı kadar olması gerekir. Yaklaşık 14 atmosfer başmandaki
buhar, memeden saniyede 600 metrenin üzerinde bir hızla püskürür. Eğer türbinde
tek bir kanat bileziği varsa, bu hızda gelen bir buharın tüm enerjisini
alabilmek için rotorun inanılmaz bir hızda dönmesi gerekir. Bu güçlüğün
üstesinden gelmek için buhar rotor üzerindeki birinci kanat bileziğinden
çıktıktan sonra, silindir üzerine sabit biçimde yerleştirilmiş, stator denen bir
başka kanat dizisinden geçirilir. Bu sabit kanat dizisi buharı ikinci bir
hareketli kanat dizisine doğru yöneltir; bu hareketli diziden çıkan buhar ise bu
kez ikinci bir sabit kanat dizisinden geçirilir ve bu böylece yinelenip gider.
Böylece, buhar hızı her bir kanat dizisinden geçişte biraz düşürülmüş ve rotorun
en ucundaki son kanat dizisinden çıkışta buhar enerjisinin artık çok büyük bir
bölümü alınmış olur. Buharın hızı azaldıkça basınç da düşer ve bu nedenle de
buhar giderek daha çok yer kaplar; dolayısıyla, çizimde gösterildiği gibi,
birbirini izleyen türbin kademelerinin çapının giderek büyümesi gerekir.
İngiliz mühendis ve mucit Charles Parsons’ ın geliştirdiği bu türbin türü, bütün
dünyada elektrik santrallarındaki üreteçlerin çalıştırılmasında ve buharlı
gemilerin pervanelerinin döndürülmesinde kullanılır. İlk Parsons türbini 1884’te
yapılmıştı. Yaklaşık 7,5 kilowatt (10 beygir gücü) gücündeki bu türbin bir
elektrik üretecinin çalıştırılmasında kullanıldı.
Bu tür türbinler ekonomiktir, sarsıntısız ve sessiz çalışır, çok büyük boyutlarda
yapılabilir. 500 ve 660 megawatt (670.000 ve 885.000 beygir gücü) gücünde
olanları yaygındır; hatta gücü 1.000 megawatt’ın (1.340.400 beygir gücünün)
üzerinde olan buhar türbinleri yapılmıştır. Bugün 2.000 megawatt’lık (2.680.700
beygir güçlük) Parsons türbinleri tasarımlanmaktadır.
İsveçli mühendis Kari Gustaf de Laval’ın (1845-1913) 1882’de geliştirmiş olduğu,
tek dizi kanatlı ve yüksek hızlı küçük buhar türbinleri de vardır. Laval ayrıca,
yüksek hrzda dönen bu türbinle görece düşük hızlı bir pervaneyi döndürebilmek ya
da bir makineyi çalıştırabilmek için, “redüktör” denen özel bir hız azaltıcı
dişli çark donanımını bulmuştur. Gemilerdeki buhar türbinlerinde hızın pervaneye
aktarılırken düşürülmesi gerekir, çünkü yüksek hızlı pervaneler verimsizdir.
İlk türbinli gemi olan Turbinia, Parsons tarafından tasarımlandı ve İngiltere’de
Wallsend-on-Tyne’da yapıldı. Bu gemide toplam 1.492 kilowatt’lık (2.000 beygir
gücü) güç üreten üç türbin vardı.
Buhar türbinleri, yoğunlaştırıcılı ya da yoğunlaştırıcısız tipte olabilir.
Yoğunlaştırıcılı olan türbinde,
türbinden çıkan buhar bir yoğunlaştırıcıya gider ve burada, borular içinde
dolaştırılan soğuk suyla soğutulur. Buhar su haline gelir; su buhardan daha az
yer kapladığı için bir vakum ortamı doğar. Vakum buharın türbinin içinden
püskürmesini sağlar. Su daha sonra yeniden buhar haline getirilmek üzere kazana
pompalanır.
Yoğunlaştırıcısız türbinde, türbinden çıkan buhar binaların ısıtılmasında ya da
bazı sanayi işlemlerinde kullanılır.
Su Türbinleri
Su türbinleri temel olarak hidroelektrik enerji santrallerindeki jeneratörlerin
çalıştırılmasında kullanılır. Çarpmalı ya da tepkili tipte olabilen su
türbinlerinde, yerçekimi etkisi altındaki suyun enerjisinden
yararlanılır.Barajlarda potansiyel enerji kazandırılmış suyun düşme yüksekliği
buhar türbinlerindeki buhar basıncının karşılığıdır.
Çarpmalı buhar türbinleri yüksek buhar basınçlarında kullanıldığı gibi, Pelton
çarkı ya da Pelton türbini denen çarpmalı su türbinleri de 300 metrenin üstündeki
düşme yüksekliklerinde kullanılır (kullanılan en büyük düşme yüksekliği 1.650
metre dolayındadır). 30 ile 300 metre arasındaki düşme yükseklikleri için,
Francis çarkı ya da Francis türbini denen, sabit kanatlı bir pervaneyle donatıl
mış tepkili türbinler kullanılır. 30 metrenin altındaki düşme yükseklikleri için
ise, hareketli kanatlı Kaplan türbinlerinden yararlanılır. Su türbinleri iki
gurupta ele alınır. Tepki (reaksiyon) ve itici güç (impuls) türbinleri.
Pelton türbininde, memelerden geçirilerek püskürtü haline getirilen yüksek hızlı
su jeti, çarkın çevresine dizilmiş kepçe biçimli kanatlara çarpar. Çark bir
bütün olarak silindir biçiminde çelik bir koruyucu kılıf içine alınmıştır.
Pelton türbininin milleri genellikle yatay biçimde yerleştirilir, ama bazıları da
düşey olarak monte edilebilir.
Francis türbininin, kanatları eğri yüzeyli ve miline paralel olarak dizilmiş bir
çarkı vardır; çark sarmal biçimli bir koruyucu kılıf içine alınmıştır. Bu kılıfın
iç yüzeyinde ise, suyu çarkın üzerine yönelten kılavuz kanatçıklar bulunur. Bu
kanatçıkların açıları ayarlanabilir ve böylece suyun akış doğrultusu
değiştirilerek türbinin hızı denetlenebilir. Francis türbini genellikle düşey
olarak monte edilir.
Francis Türbini
Kaplan türbininin, gemi pervanesine benzeyen, ama onun tersi biçimde çalışan bir
çarkı vardır. Bir motorun çevirdiği gemi pervanesi gemiyi ileriye doğru hareket
ettirmek için suyu geriye iter; Kaplan türbininin çarkı çevresinden geçen suyun
etkisiyle döner. Türbin çarkının kanat açılan en iyi sonucu alacak biçimde
değiştirilebilir. En büyük su türbinleri, çıkış gücü 500 megavvatt’ın (670.000
beygir gücünün) üzerinde olan türbinlerin bulunduğu SSCB’dedir. Su türbin
lerinin hızları dakikada 75 devirden 1.200 devire kadar değişir.
Gaz Türbinleri
Gaz türbinleri buhar ve su türbinleriyle aynı ilkeye dayalı olarak çalışır; ama
bunlarda buhar ya da suyun yerini gazyağı gibi bir sıvı yakıtın ya da doğal gaz
gibi bir gaz yakıtın yakılmasıyla elde edilen sıcak gazlar almıştır. Sıcak gazlar
bir döner kompresörle sıkıştırılarak gaz türbinine püskürtülür. Başlangıçta
uçaklar için geliştirilmiş olan gaz türbinlerinin gücü büyük ölçüde artınlmış,
boyutlan büyütülmüştür. Günümüzde gemilerde ve elektrik santrallannda da gaz
türbinleri kullanılmaktadır.
Hava ve Rüzgâr Türbinleri
Yel değirmenleri ve rüzgar enerjinden elektrik elde eden santrallerde kullanılır.
Çalışma prensibi yine benzerdir. Fakat türbin kanatçıkları rüzgara göre (daha
hafif ve geniş) olarak dizayn edilir.
Tahıl öğütmek ve su pompalamak için kullanılan yel değirmenleri, hava ya da
rüzgâr türbinlerinin ilk biçimiydi. Ama günümüzde pek çok başka amaç için
kullanılan hava türbinleri de geliştirilmiştir.
Örneğin dişçi matkapları, sıkıştırılmış havanın etkisiyle dakikada 250 bin
devirle dönen çok küçük hava türbinleriyle çalışır. Bir dişin bu hızda delinmesi
çok çabuk tamamlanır, aynca bu tür bir matkapta elektrikli matkap-takinden daha
az titreşim olur. Yüksek dönme hızının doğurduğu sürtünmeden kaynaklanan
ısınmayı önlemek için dişin üzerine su püskürtülür.
Bunlar minik hava türbinleridir; ama elektrik santrallannda kullanılan dev
rüzgâr türbinleri de vardır. Bunlar yatay ya da düşey dönmeli ve iki ya da daha
çok kanatlı olabilir. Rüzgâr türbinlerini en verimli biçimde kullanabilmek için
bunları değişen rüzgâr yönüne göre yeniden yöneltmeye yarayan aygıtlar
geliştirilmiştir.