Thread Rating:
  • 14 Vote(s) - 2.71 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Bilinen Atasözleri
#1
ATASÖZÜ
Atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir.

Atasözlerinin özellikleri şöyle sıralanabilir:
1-Halkın düşüncesini anlatır.
2-Ulusaldırlar.
3-Kişinin ruhuna hitap ederler.
4-Kesin tavırlıdırlar.
5-İnandırıcıdırlar.
6-Geniş halk kitlelerinin yüzyıllardan beri geçirdiği denemelerden ve bu denemelerden oluşan düşüncelerden doğmuşlardır.
7-Yalın sözlerdir,anlatımları açıktır.
8-Doğa olaylarının oluşunu bildirirler.
9-Ahlak aşılarlar,ahlaklı olmayı öğretirler.
10-Bir veya iki cümleden meydana gelirler.
11-Bir çoğunda mecaz vardır.
12-Atasözlerinde söz sanatları vardır.
13-Kelimelerin yerleri değiştirilemez.Değiştirildiği zaman değişik anlamlar ortaya çıkabilir.
14-Denenmiş sözler olduğu için doğruluğu herkes tarafından kabul edilir.

ATASÖZLERİMİZ VE ANLAMLARI

Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Hayatta birçok problemlerle karşılaşıp bunlardan başarı ile çıkmış olanlar,bundan sonra karşılaşacakları zorlukları da atlatıp başarı ile çıkarlar.
Akıl kişiye sermayedir.
Kişinin yaptığı işte başarı sağlaması,aklını kullanması ile orantılıdır.
Ayranım ekşidir diyen olmaz
Her kişi neyi ele almışsa onun iyi olduğunu savunur.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar.
Yaradılışı itibariyle iyi olan kişi en kötü durumda bile olsa bu niteliğini kaybetmez.
Bal demekle ağız tatlanmaz.
Güzel sözler söylemekle güzel şeyler her zaman gerçekleşmez.
Besle kargayı oysun gözünü.
Kıymet bilmez kişiler kendilerine yapılan iyiliğe,kötülükle karşılık verebilirler.
Boşboğazı ateşe atmışlar,odun yaş diye bağırmış.
Aklına her geleni söyleyen kişiler,toplum içinde sevilmezler.
Büyük lokma ye büyük söz söyleme.
Hayatta hiçbir zaman başkalarının durumu küçümsenmemelidir.
Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer.
Bilgisiz kişiler etraflarına faydalı olamadıklarından ve davranışlarında olumlu sonuçlar beklenmediğinden dolayı faydalı kişiler değildirler.
Can boğazdan gelir.
İnsanın hareketli ve üretken bir yaşam sürdürebilmesi için beslenme biçimine dikkat etmesi gerekir.
Can çıkmayınca huy çıkmaz.
Hayat boyu kazanılan alışkanlıklar da gelişir.Ama değiştirmek çok zordur.Kişi ölünceye kadar devam eder.
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez.
Hayatında dert ve sıkıntı çekmemiş olan kişiler,mutluluğun kıymetini anlayamazlar.
Çabuk parlayan çabuk söner.
Layık olmadıkları makamlara getirilen kişilerin,bir süre sonra yetersizlikleri ortaya çıkar.
Çağrılan yere erinme,çağrılmayan yere görünme.
İnsanlar davet edildikleri yerlere mutlaka gitmelidirler.Çünkü davet eden kişi tarafından istenmektedirler. Çağrılmayan yere gitmek ise yüzsüzlük ve arsızlık olur.
Çürük tahta çivi tutmaz.
Esas niteliği bozulmuş bir şeyi eski haline getirmek mümkün değildir.
Dağ başından duman eksik olmaz.
Toplumda yüksek ekonomik ve sosyal seviyeye sahip insanların,bu konumlarından kaynaklanan bir takım üzüntü ve sıkıntıları vardır.Bu durum,zenginlik ve yüksek makam devam ettiği sürece hiç eksilmez.
Dağ dağ üstünde olur,ev ev üstünde olmaz.
En olmayacak şeyler bile bir gün gerçekleşebilir.Ama iki ailenin aynı ev ortamında yaşaması düşünülemez.
Damlaya damlaya göl olur.
Küçük çabalar,büyük problemlerin çözümüne yardımcı olabilirler.
Danışan dağı aşmış,danışmayan yolu şaşmış.
Bilmediğini başkalarına soran kimse,işi iyi ve çabuk bitirir.Fikir alışverişinde bulunmayanlar ise başarı elde edemezler.
Darı unundan baklava,incir ağacından oklava olmaz.
Kötü malzeme ile güzel bir iş meydana getirilemez.Yeteneksiz kişiler,büyük sorumlulukların gerektirdiği çabayı gösteremezler.
Davul dengi dengine diye çalar.
Birlikte yaşayacak veya arkadaş olacak insanların eşitiyle beraber olması lazımdır.Yoksa yapılacak her işte başarısızlık kaçınılmaz olur.
Dikensiz gül olmaz.
Yaşanan her başarı ve mutluluğun yanında,bu sürecin parçası olan küçük olumsuzluklar da mevcuttur.
Düt demeye dudak ister.
Niteliği ne olursa olsun,bir işi başarabilmek için yetenek ve imkanlar gereklidir.
Ecel geldi cihane,baş ağrısı bahane.
Kişinin çok önceden belirlenmiş bir alın yazısı vardır.Bu kurala göre zamanı gelince ölecektir.Bu ölüme bir neden bulunur.Esas sebep o kişinin tanrı katına çağrılmasıdır.
Ecele çare olmaz.
Hayatta her durumun çaresi bulunabilir.Ama ölümü engellemek imkansızdır.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer.
Bir toplulukta bütün insanların kutsal saydığı şeyleri kötüleyenler,hiçbir zaman sevilip istenmezler.
Edebi,edepsizden öğren.
Edepsiz kişinin hareketlerini gören,sonuçlarını izleyen kişi, bunların kötülüklerini görür ve yapmamaya çalışır.
Eden bulur,inleyen ölür.
Başkasına kötülük eden kimse en sonunda yaptıklarının cezasını çeker.
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur.
Verimin yüksekliği, çalışmanın etkili bir şekilde gerçekleşmesine bağlıdır.
Esirgenen göze çöp batar.
Bir konu üzerine gereğinden fazla yoğunlaşmak,aksilikleri de beraberinde getirebilir.
Evdeki hesap çarşıya uymaz.
Planlanan durumlar ile ulaşılan sonuç,her zaman aynı olmayabilir.
Fakirlik ayıp değil,tembellik ayıp.
Toplum yaşamında herkes aynı gelir düzeyine sahip olmayabilir.Fakir de olsa zengin de olsa çalışmamak,başkalarının sırtından geçinmeye uğraşmak tembelliktir.
Fala inanma,falsız da kalma.
Fala inanmak doğru değildir,aslı yoktur.Yine de insan güzel sözler duymaktan hoşlanır.
Fare,çıktığı deliği bilir.
Toplumun onaylamadığı işleri yapanlar,sıkıştıkları zaman nasıl hareket edeceklerini önceden hesaplarlar.
Faydasız baş,mezara yaraşır.
Hiçbir iş yapmadan başkalarının sırtından geçinen kimseler ölmüş sayılırlar.Çünkü ölülerin de faydası yoktur.
Fazla aş,ya karın ağrıtır ya baş.
Çok yemek kişinin sağlığını olumsuz yönde etkiler.Bu yüzden kararında yemek gerekir.
Fazla naz aşık usandırır.
Kişinin kaprislerine yakınları bir süre katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafındakilere de sıkıntı verir.
Felek kimine kavun yedirir,kimine kelek.
Aynı toplumda şanslı ve şanssız kişilerin bir arada bulunmaları doğaldır.
Fukaranın düşkünü,beyaz giyer kış günü.
Toplumda saygın bir yeri olan kişiler,mevki kaybına uğradıklarında aykırı davranmaktan çekinmezler.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar
Kişinin içinde bulunduğu çevrenin ekonomik ve sosyal yapısı,ulaşılan sonuçların niteliğini etkiler.
Garibin yardımcısı Allah'tır
Garip kişilerin yardımına gönlündeki inancın büyüklüğü oranında ancak Allah yardım eder.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar
Tanrı'ya inanmış kişileri,tanrı sıkıntı içinde bırakmaz.Onlar bir süre sıkılsalar da Tanrı bir yerden bir şey bağışlayarak sıkıntılarını ya kaldırır ya da hafifletir.
Geç olsun,güç olmasın(Başarılması çok zor işler için söylenir)
Yapılan işlerin başarıya ulaşması ve birtakım engellerin ortadan kaldırılması için fazla zaman harcanmasının ziyanı yoktur.
Gel demek kolay,git demek güçtür
Bir konuğu davet etmek,bir insanı iş bulup yerleştirmek kolay ve zevk verici uğraşlardır.Ama sıkıntı veren konuğa artık git demek,işini hafife alan kimseye işe gelme demek çok zordur.Bunun için insanlara bir iyilikte bulunulacağı zaman iyi düşünülmeli,layık olana bu hizmet verilmelidir.
Gelen gideni aratır
Tanışılan kişiler,unutulanlardan daha büyük hatalar yapabilir anlamında kullanılır.
Gezen ayağa taş değer
Gereksiz davranışlarda bulunan kişiler, kendilerine zararlı durumların ortaya çıkmasına sebep olabilirler.
Göz görür,gönül çeker
Kişi ancak ilgi duyduğu konulara karşı gözlemde bulunur.
Hacı hacıyı Mekke'de bulur
Aynı düşüncede olan insanlar,ayrı ayrı davransalar bile bir gün aynı yolda buluşurlar.Kendilerine ait yolda veya yerde buluşurlar,birbirlerini bulurlar.
Hacı Mekke'de,derviş tekkede
İnsanlar yetişme şekillerine göre kendilerine uygun bir ortamda yaşarlarsa mutlu olabilirler.Yoksa ömürleri sıkıntı içinde geçer.Bulundukları yerde sevilmez ve istenmezler.
Haddini bilmeyene bildirirler
Yetkili olmadığı konularda ahkam kesenler,hak ettikleri durumlarla mutlaka karşılaşırlar.
Hak deyince akan sular durur
Anlaşmazlıklarda doğruluk,dürüstlük,tarafsızlık, hakkaniyet yolundan hareket edilirse kimsenin söyleyecek bir sözü,eleştirisi kalmaz.
Hak doğrunun yardımcısıdır
Tanrı,doğru olana yaptıklarının mükafatını mutlaka verir.Doğru kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de tutumlarını devam ettirdikleri sürece başarıya ulaşacaklardır.
Helal kazanç ile pilav yenmez
Doğrulukla ve ahlakla elde edilen kazanç,insanı kısa yoldan zengin etmeye yetmez.
Horoz ölür,gözü çöplükte kalır
Uzun süre yaşanan mekanların unutulması kolay olmaz..
Huylu huyundan vazgeçmez
Kişilik,uzun bir zaman diliminde oluştuğu için ani değişikliklere müsait değildir.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz
Birbirine zıt verimlilikteki iki kurum veya sosyal müessesenin,aynı ortamda varlıklarını sürdürmeleri zordur.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez
Yapılmaya başlanan bir işte,ilk zamanlar başarı elde edilmeyebilir.işin daha başarılı yapılması için uygulanan yöntemler de değiştirilebilir. Olumsuz bir ortamda yöntem değiştirmek doğru değildir.İyi sonuçlar vermez.
Isıramadığın eli öp de başına koy
Yaşam içinde bir takım mücadeleler yapılacaktır. Bu kavgada düşman bizden çok güçlü ise onunla kavga etmemek gerekir.Kavga edilirse yenilmek muhakkaktır.
Isıran it,dişini göstermez
Kötülük yapmayı düşünen kişi,bunu zamanı gelince ve aniden gerçekleştirir.
Islanmışın yağmurdan pervası yoktur
Bir konuda büyük zarar görmüş kişi,benzer zararlardan korku duymaz.
Ismarlama hac,hac olmaz
İnsan kendi işini kendi yapmalıdır. Başkasına yaptırılan işten başarı elde edilemez.
Işığını akşamdan önce yakan,sabah çırasına yağ bulamaz
İnsanlar savurganlık yapmamalıdırlar.Parasını gereksiz yere harcayan,gerektiğinde para ve mal bulamaz.Zorluk içinde kalır.
İbadet de (mahfi) gizli,kabahat da
İbadet Tanrı ile kul arasındadır.İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Tanrı'nın emirlerini,kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı kusurları yaparak olgunlaşır,tecrübe kazanır.Bunun için olgunlaşmamıza yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır.
İçi beni yakar,dışı eli
Her şey dıştan göründüğü kadar güzel olmayabilir. Dış görünüşe aldanmak doğru değildir.
İğreti ata binen tez iner
Kendi malımız olmayan malzemeye güvenip bir işe başlamak doğru değildir.Malzemenin sahibi,malını geri istediği zaman zor durumda kalır.
İğneyi evvela kendine sok,çuvaldızı başkasına
Kendisi en küçük bir sıkıntıya katlanamayan kimse,başkalarına çok büyük sıkıntı vermemelidir.Kendisi küçük kötülüğe katlanamayan,başkalarına kötülükler yapmaktan kaçınmalıdır.
İki deliye bir akıllı
Birbirine zıt iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir.
İnsan insanın şeytanıdır
Arkadaş seçiminde dikkatli ve özenli olmak gereklidir.Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkarır,saptırır.
İti,öldürene sürütürler
Bir kişinin sorumluluğundaki görev kötü şekilde sonuçlanırsa,bu sonucun düzeltilmesi için bizzat o kişi çaba göstermelidir.İşin sorumluluğu onu yapana ait olacaktır.
İyilik eden iyilik bulur
Etrafına iyilik eden kimse gün gelir zor durumda kalırsa ona da iyilik yapılır.Her şeyin karşılığı muhakkak vardır.
Kabahat da gizli olmalı,ibadet de
Yapılan bütün işlerde işin özüne inmeye gayret edilmelidir.Başkalarına gösteriş için yapılan hiçbir işten,davranıştan iyilik ve hayır beklemek mümkün değildir.
Kabahat öldürende değil,ölendedir
Yapılan her işte karşımızdakini sinirlendirmekten kaçınmalıyız.Karşısındakini söz ve hareketleri ile aşırı tahrik eden kimse,onun hücumlarına karşı çaresiz kalabilir.Hatta ölebilir de.Bunun nedeni kendini kaybedip bu cinayeti işleyende değil,onu da o derecede tahrik edip cinayeti işletendedir.
Kaçan balık büyük olur
Kişi elindeki imkanları iyi ve zamanında kullanmasını bilmelidir.Zamanında kullanamaz ve fırsatı kaçırırsa küçük bir fırsatı büyükmüş gibi gösterir ve boyuna aynı şeyleri söyler.Çünkü fırsatı değerlendirememenin ezikliğini hisseder durur.
Kadı anlatana göre fetva verir
Herkes bildiğini ve gördüğünü eksiksiz olarak söylemelidir.Çünkü dinleyen,olayı görmeyen kimseler anlatılana göre karar verirler.
Kadı ekmeğini karınca yemez
Kadı,kanunların uygulayıcısı olduğu için kimse onun malına dokunamaz.Sonucunun kötü olacağını bilir.Kadılar hakkın,kanunun ve düzenin temsilcisi oldukları için kimse onların mallarına kötü gözle bakmaz,bakamaz.
Kanaat gibi devlet olmaz.
Elindekiler ile yetinmesini bilen kimse sıkıntı çekmez.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler
Bir şeyin çok kıymetlisi bulunmazsa daha aşağı değerde olan kıymet ve itibar kazanır.
Kuru laf karın doyurmaz
Bir gayret göstermeden,bir yatırım yapmadan yalnızca boş sözlerle başarı elde etmek mümkün değildir.
Laf ile peynir gemisi yürümez.
Bir kimsenin kendini övmesi ile gereken işte gereken sonuçlar alınmaz.
Laf lafı açar.
Karşılıklı konuşmalarda konuşma bir süre uzadığı zaman,sözden başka söze geçilmeye başlanır.Başlangıçta hiç düşünülmeyen konulara kadar söz uzar gider.
Laf torbaya girmez.
Bir konu hakkında sarf edilen sözler üzerinde iyice düşünülmelidir.
Latife latif gerek.
Şakalar karşısındakini kırmayacak biçimde olmalıdır.Şaka yapan,karşısındakini çok iyi anlamalı,kırmadan,incitmeden şaka yapabilmelidir.
Leyleğin ömrü laklak ile geçer.
Aylak kişiler bütün günlerini orada burada boş laflar söyleyerek boşa geçirmiş olurlar.
Lodosun gözü yaşlı olur.
Lodosun sonunda yağmur yağar.
Lokma çiğnemeden yutulmaz.
Bir işin iyi sonuçlanması için gereken önem ve çalışma gösterilmelidir.
Lokma karın doyurmaz,şefkat artırır.
Bir kişiye armağanlar vermek,o kişinin ihtiyaçlarını karşıladığı için değil aradaki sevgiyi çoğalttığı için çok değerlidir.
Mahkeme kadıya mülk değil.
İnsan,yaşamı süresince güçlü makamlara gelebilir.Böyle makamlara gelince etrafındakilere böbürlenmemelidir.Çünkü gün gelecek,bu makamı bırakmak zorunda kalacaktır.
Mal adama hem dost,hem düşmandır.
Mal insanı rahat ve huzurlu yaşattığı için dosttur.Aynı zamanda,zengin olmanın getirdiği tehditlerden dolayı düşmanıdır.
Mal canı kazanmaz,can malı kazanır.
İnsanlar fazla kazanacağım diyerek sağlıklarını tehlikeye atmamalıdırlar.Kişi sağlıklı olursa mal kazanması,pek çok kazanması mümkündür. Ama sağlığını kaybederse mal da kazanamaz olur.
Mal canın yongasıdır.
Can her şeyden kıymetlidir.Zorluklarla elde edilen mal da cana yakın değer taşır.
Mal melameti örter.
Zengin olmak,insanların kusurlarını görmezden gelmelerine yardımcı olur.
Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür.
Züğürt kimse parası olmadığı için zorluk içindedir.parasını yiyemeyen kimseler ise paraları olduğu halde bu yokluğu çekenlerdir.
Mart ayı,dert ayı.
Kış ile ilkbahar arasındaki geçiş dönemi olduğu için insanlar hastalıklara daha kolay yakalanırlar.
Meyhaneciden kefil istemişler,bozacıyı göstermiş.
Toplumda uygunsuz işleri yapanlar kendi haklılıklarını,benzer kişileri göstererek savunmaya çalışırlar.
Mühür kimde ise Süleyman odur.
Bir konuda yetkili kim ise onun sözü geçer.
Mürüvvete endaze olmaz.
Yardımseverliğin ölçüsü olmaz.
Namaza meyli olmayanın ezanda kulağı olmaz.
Bir işin bütününü istemeyen kimseler,o işin ayrıntıları ile hiç ilgilenmezler.
Nasihat isteyen tembele iş bulursun.
Tembel kimseler kendisine söylenen işi başka türlü yorumlayıp,bu yorum üstüne fikirler ileri sürerek o görevi yapmak istemezler.Veya kendisine önerilen işi başka bir biçimde yapmayı öğrenirler.
Ne doğrarsan aşına,o çıkar kaşığına.
Kişi çok çalışırsa gelecek günleri de başarılı olur. Kazancı bol olur.Az çalışırsa kazancı,başarısı da az olur.
Ne ekersen onu biçersin.
Kişiler çevrelerine nasıl davranırlarsa öyle cevap alırlar.
Ne idik,ne olduk.
İçinde yaşadığımız toplum çok hızlı değişiyor.Biz bu toplumda bulunduğumuz ortamdan çok değişik ortamlara geldik.Bundan sonra da nerelere geleceğimiz, neler olacağı belli değil.
Ne oldum dememeli,ne olacağım demeli.
Esas olan başarının niteliğinden çok devamlılığıdır.
Ne verirsen elinle,o gelir seninle.
İnsanlar yaşamları boyunca daima iyilik yapmalıdır. Bu iyiliklerin karşılığı,bir gün mutlaka sahibini bulacaktır.
Nerede birlik,orada dirlik.
Kişiler arasında anlaşma,duygu ve düşünce birliği olursa orada huzur,güven ve düzen olur.
Nerede hareket,orada bereket.
Çalışmanın çok olduğu yerde,bu çalışmaların sonucu olan ürünler de çok olur.
Niyet hayır,akıbet hayır.
Bir işe başlarken iyi niyetle hareket edilirse sonuç ta iyi olur.
Oğlan dayıya,kız halaya çeker.
Oğlan çocuğu genlerin tesiri ile dayıya,kız ise halaya çeker,onun hareket ve tavırlarını alır.(Halk arasında yapılan bir yorumdur).
Oğlanınki oğul bağı,kızınki bahçe gülü.
Kişinin torunu oğlundan olursa oğul balı diyerek,kız evlattan olursa bahçe gülü diyerek sevinir.
Olacakla öleceğe çare yoktur.
İnsanların yaşam boyu karşılaşacakları ne varsa doğarken belli olur ama kişi bunu bilmez.Başımıza gelen ve elimizde olmayan sebeplerle oluşan olaylara çok üzülmemek gerekir.
Olmaz olmaz deme,olmaz olmaz.
Hayatta hiç ummadığımız olaylar, en şaşırtıcı biçimde karşımıza çıkabilir.
Orman olur da domuz olmaz mı?.
İyi bir ortamda çıkarcılar bulunabilir.bulunması doğaldır.
Otu çek köküne bak.
Bir kimsenin hakkında tam olarak bilgi sahibi olmak istenirse o kimsenin soyunu sopunu çok iyi incelemek gerekir.
Ödünç;güle güle gelir,ağlaya ağlaya gider.
Ödünç verilirken veren de alan da güler yüzlüdür.Mutludur.Ödünç alınan geri verilirken ise durum değişiktir.Para veren kimse de parasını zamanında alamazsa tarafların arası çok çabuk bozulur.
Öfke baldan tatlıdır.
İnsan sinirlendiği zaman bağırır çağırır, rahatlar.
Öfkeyle kalkan zararla oturur.
Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Sonuçları önceden tasarlanamaz.
Öküze boynuzu yük değil.
Meşgul olduğu iş,kişiye yük olmaz. Onları yaşamının bir parçası olarak kabul eder.
Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser.
Bir koruyanı,kollayanı olmayan kimseler her işlerini kendileri yapmak zorundadır.
Ölenle birlikte ölünmez.
Ölüm kaçınılmazdır.Ölen bir kimsenin ardından yas tutmak ta onu geri getirmeyecektir.Bu durumu bilerek ona göre davranmak gereklidir.
Ölüm var,dirim var.
İnsanlar malını ve zamanını,varlığını düşünerek kullanmalıdır.geleceğini düşünmelidir.
Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider.
Bir ailede büyükler nasıl bir yaşam içindelerse çocuklar da benzer bir hayat sürdürürler.
Öpülecek el ısırılmaz.
Hürmet gösterilmesi gereken kişilere saygısızlık etmek hatadır.
Padişah yasağı üç gün sürer.
Padişahlık idaresi,bir kişinin sözünün geçtiği bir yöntemdir.Keyfidir.Bugün çıkarılan yasaklar,yarın bir neden ile ortadan kaldırılırlar.Bunun içindir ki emirlerinin devamlı olacağını düşünmemek lazımdır.
Palamut çok biterse kış erken olur.
Uzun yılların tecrübesine dayanılarak elde edilen sonuçlara göre meşe ağaçlarında palamudun çok olması kışın erken geleceğini gösterir.
Papaz her gün pilav yemez.
Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru değildir.O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz.Bunun için insanları usandırmayacak bir yöntem izlemekte yarar vardır.
Para dediğin el kiri.
İnsanlar bütün ömürlerini paraya bağlamamalıdırlar.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez.
Para bütün toplumlarda dikkati çeken bir araçtır.İman ise tanrı ile kul arasında olduğu için başkalarının bilmesine gerek yoktur.Söylenilmesi de acayiplik yaratır.
Pazar ilk pazardır.
Pazara götürüp satmak istediğimiz mala verilen ilk fiyat en iyi fiyattır.
Perşembenin gelişi,çarşambadan bellidir.
Bir işin nasıl sonuçlanacağı,işin bugünkü durumundan belli olur.
Pilav yiyen,kaşığı belinde gerek.
Bir işe girişmek isteyen kimseler o iş için gerekenleri yanlarında bulundurmak zorundadırlar.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
Kişi,bir olayın sonuçlanması için elinden gelen gayreti göstermelidir.
Rağbet güzel ile zenginedir.
Güzel ve zengin olan kimseler her zaman ilgi görürler.El üstünde tutulurlar.
Rahat ararsan mezarda.
Yaşayan her kişinin az veya çok kendine göre bir derdi,sıkıntısı mutlak bulunur.
Ramazanda yalan söyleyenin yüzü,bayramda kara olur.
Hayatta her zaman doğru olmalı,doğru davranılmalıdır. Yalan söylemek,belki bir zaman için etrafımızdaki kandırmamıza neden olur.Ama gelişen olaylar,söylenen yalanı bir gün mutlak surette açığa çıkartır.
Rençber kırk yılda,tüccar kırk günde.
Rençberin büyük emek harcayarak kazandığını, tüccar küçük bir ticaret oyunu ile kazanır.
Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar:
Doğru yoldan ayrılan ve şerefini rüşvet için feda eden kişiden her kötülüğü beklemek gerekmektedir.
Rüzgar eken fırtına biçer.
Etrafında bulunanlara her zaman kötülük yapan kimseler sonunda mutlaka büyük kötülüklerle karşılaşırlar.
Rüzgar esmeyince yaprak oynamaz.
Meydana gelmiş hiçbir olay sebepsiz değildir.
Rüzgara karşı tüküren,kendi yüzüne tükürür.
Kendi gücünün üstünde bir güç ile uğraşmak isteyen kimseler sonunda kendileri ziyanlı çıkarlar.
Rüzgarlı havanın kuytusu,yağmurlu havanın uykusu.
Rüzgarda kuytu bir yer bulmak rahatlıktır.
Sabah ola,hayır ola.
Sabahlar güçlü başlangıçlardır.Verimlilik için günün bu saatlerini değerlendirmek gereklidir.
Sabır acıdır,meyvesi tatlıdır.
Bir konuda sıkıntılı günlere katlanmak zordur.Ama dayanıldığı takdirde sonuçları güzeldir.
Sabreden derviş,muradına ermiş.
Sabırlı olan kişiler,isteklerine kavuşurlar.Sabır ile mücadele edildiğinde başarı mutlaka bizim olacaktır.
Sabrın sonu selamettir.
Karşılaştığı bütün zorluklardan hemen yılıp kaçmayan, sabretmesini bilen kimselerin işleri sonunda başarıya ulaşırlar.
Saç sefadan tırnak cefadan uzar.
Keyifli insanların saçları,sıkıntıda olanların tırnakları uzar.(yaygın bir halk görüşü).
Saçım ak mı kara mı?Önüne düşünce görürsün.
Konunun nasıl olduğunu sormaya gerek yoktur.Çok geçmeden bitecektir anlamında kullanılır.
Sana taşla vurana sen aşla vur.
Kötülük yapan kimselere iyilik yapmak insanlık kuralıdır.
Sanat altın bileziktir.
Sanat bir kimsenin bir işi en iyi bir biçimde her yerde ve şartta yapmasıdır.
Şahin ile deve avlanmaz.
Her işi yapmanın bir yöntemi vardır.
Şahin küçük et yer,deve büyük ot yer.
İnsanlar fiziki görünüşlerine göre değil,yaradılış özelliklerine göre davranırlar. Görünüşü küçük olan kişi, her zaman güçsüz olarak görülmemelidir.
Şakanın sonu kakadır.
Devamlı şaka yapmak hatalıdır.Önce güzel ve eğlenceli gelirse de bir zaman sonra dayanma gücü azalır ve küçük kırgınlıklar ortaya çıkar.
Şaşkın ördek başını bırakır,kıçından dalar.
Her iş,bir düşünce ile,bir plan ile yapılmalıdır.Ne yaptığını iyi bilmeyen kimseler,giriştikleri işlerde akılcı yollardan ayrılırlar.
Şer işi uzat hayra dönsün,hayır işi uzatma şerre dönmesin.
Kötü olan işlerin üzerinde çalışmalı,o işi iyiye çevirmelidir.İyi olan işleri hemen sonuçlandırmak gereklidir.
Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Kanunlar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Böyle olursa,kanunda yazılan cezaya kimse itiraz edemez,boyun eğer.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır.
Hilekar,sorumsuz kimselerle ortak olanlar,yapılan işin zararını yüklenirler.
Şimşek çakmadan gök gürlemez.
Söylenen,konuşulan her olay daha önceki başka bir olaydan kaynaklıdır.
Şöhret felakettir.
Ünlü olmak birçok sıkıntıyı da beraberinde getirir.
Tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar.
İnsanlar,ileride başarılı olmasını istedikleri kişileri kıyasıya çalıştırırlar.
Tabancanın dolusu bir kişiyi,boşu kırk kişiyi korkutur.
Tabancayı,sinirli olunan durumlarda lüzumsuz yere kullanmak sahibinin başına dert açar.Ama tabanca;taşıyan kişinin belinde iken çok kimse bu durumdan ürker.
Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar.
Düşündüğünü uygulaması nasip olmayacak kişinin karşısına,hatıra hayale gelmeyen engeller çıkar.
Tandır başında bağ dikmek kolaydır.
Hayal kurmakla sorunlar çözümlenemez. Esas problem,düşleri uygulama alanına sokmaktır.
Tarla çayırda,bağ bayırda.
Tarla ve bağ alırken yerlerine dikkat edilmelidir.
Taş düştüğü yerde ağırdır.
İnsanın değeri bulunduğu çevrede iyi bilinir.
Tatarın kılavuza ihtiyacı yok.
Yapacağı işi çok iyi bilen kimselere başkalarının yardım etmesi gerekmez.
Tebdil-i mekanda ferahlık vardır.
Kişi bulunduğu yerde yeni kimselerle tanışırsa rahatlar.
Ucuzdur vardır bir illeti,pahalıdır vardır bir hikmeti.
Ucuz mallar genellikle kalitesizdirler.Kısa bir zaman sonra kullanılamaz hale gelirler.Bunun için o mal bize daha da pahalıya gelmiş olur.
Ummadığın taş baş yarar.
Dış görünüşe bakılıp verilen kararlar,bazen büyük hatalara yol açabilirler.
Umut fakirin ekmeğidir.
Fakir olan kimseler,kısa süre sonra durumlarının değişeceğini düşünerek avunurlar.
Ustanın çekici bin altın.
Sanatkar kimseler bir çok kişinin yapamadığı bir işi çok kısa bir sürede küçük bir hareketle yapıverirler.
Uyku ölümün kardeşidir.
Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir.Olup bitenden haberi olmaz.
Uyuyan yılanın kuyruğuna basma.
Kimseye zararı dokunmayan kimseleri kızdırmak,başkalarının zarar görmesine yol açabilir.
Uzaktan davulun sesi hoş gelir.
Özelliğini iyi bilmediğimiz iş ve konuların sıkıntılarını da bilmemize imkan yoktur.Bazen çok zor bir konuyu çok kolaymış gibi kabul ettiğimiz de olur.
Üç elli,yaz belli.
Kasım ayının sekizinden sonra üç defa elli gün sayılırsa nisan ayına,yani havaların ısındığı aya girilmiş olunur.Soğuklar biter.
Üç göç,bir yangının yerini tutar.
Bir yerden bir yere taşınma zahmetli ve ziyanlı bir iştir.
Üremesini bilmeyen it,sürüye kurt gelir.
Bir toplulukta nasıl davranılması gerektiğini bilmeyen kimseler,kendileriyle birlikte başkalarının da başına dert açarlar.
Üşenenin oğlu,kızı olmazmış.
İnsan bir varlık elde etmek istiyorsa tembel tembel oturmamalıdır.
Üzüm üzüme baka baka kararır.
Çok samimi olan kimseler, birbirlerinin huylarını benimserler.
Üzümün çöpü var,armudun sapı.
Her konunun kendine göre ufak olumsuzlukları bulunabilir.Bir işin olumlu yönleri dururken,olumsuz olanları üzerinde yoğunlaşmak doğru değildir.
Üzümün ye de bağını sorma.
Sunulan imkanların kaynağını sorgulamak her zaman doğru olmayabilir.
Vücut kocar,gönül kocamaz.
Hangi yaşta olursa olsun kişi gönlü sayesinde hep genç kalmayı başarabilir.
Verirsen doyur,vurursan duyur.
Yardım yapılacaksa gereken ölçüde yapılmalıdır.
Veren el,alandan üstündür.
Yardım ve iyiliksever kimseleri herkes scver,sayar.
Varsa pulun,herkes kulun;yoksa pulun dardır yolun.
Parası çok olan kimseye herkes iltifat eder,yakınında bulunmak ister.yoksullara kimse yüz vermez.Adını deliye de çıkarabilirler.
Varsa hünerin,her yerde vardır yerin.
Hüner,kişinin her şartta en iyi yaptığı, başarılı sonuç aldığı yeteneğidir.Bunun içindir ki her kişi mutlak bir hüner sahibi olup,hayata öyle atılmalıdır.
Vakit nakittir.
Zaman en değerli varlığımızdır.Hayatımızdaki en küçük bir anı bile boşa geçirmemek lazımdır.
Yabancı koyun kenarda yatar.
Toplumdaki kişiler kısa zamanda büyük yakınlık göstermedikleri için yeni gelenler yabancılık çekerler.
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur.
Hiçbir sebep yokken yaşama düzeyi birden değişen,yükselen kişinin çaldığı ve rüşvet aldığı bellidir.
Yağmur yağsa kış olur.
Kişi halin bilse hoş olur:İnsanların etraflarına karşı davranışları,kendi sosyal durumları ile orantılı olmalıdır.
Yakasından atmak.
Zorlu bir işi başkasına yüklemeye çalışmak.
Yalancı kim?İşittiğini söyleyen.
İnsanlar her duyduklarını,doğrulamadan başkalrına söylememelidirler.
Yalnızlık Hakk'a mahsustur.
Tek başına olmak,Tanrı'ya ait bir durumdur.
Yanık yerin otu tez biter.
İnsanlara büyük ıstırap veren olaylar,bir zaman sonra unutulur.
Yol sormakla bulunur.
Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi sormak, öğrenmek lazımdır.
Yolundan giden yorulmaz.
Yapacağı işin tekniğini iyi bilen,uygulamasında deneyim sahibi olan kimse yapacağını önceden tespit eder,sonra uygular.Sonuca sıkıntısız ulaşır.Bunları bilmeyenler ve uygulamayanlar deneme yanılma yöntemi ile hem çok para,hem çok zaman kaybederler.Hem de meydana çıkan iş arzu edilen düzeye erişmez.
Yük altında ancak eşek kalır.
İnsanlık sıfatı olan kimse kendisine yapılan iyiliğin altında kalmaz.Bir zaman bulur,karşılığını verir.
Zahmetsiz rahmet olmaz.
Çaba göstermeden,sıkıntı çekmeden arzu edilen güzel ve iyi sonuçlara ulaşılmaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy.
İçinde yaşanılan zamanın şartları,bizim düşünce ve davranışlarımıza uymayabilir.Kendi düşüncelerimizi kabul ettirmek için etrafımızdakiler ile sürtüşmek doğru değildir.Zamanın gidişine uymak,ona göre davranmak en çıkar yoldur.
Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur.
Elden kaçırılan fırsatlar küçük olsa da çok büyük görünür.Kişinin dilinden hiç düşmez.Hep büyüterek ondan bahseder.
Zemheride sür de çalı ile sür.
Tarlanın zemheride sürülmesi ekinin iyi olması için çok önemlidir.Tarlayı dikkatli ve derin sürmek gerekir.
Zengin arabasını dağdan aşırır,züğürt düz ovada yolunu şaşırır.
Varlıklı kişi,parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür.Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.
Zenginin basması ipekli görünür.
Zengin kişilerin giydikleri,yedikleri en pahalısından seçilmiş zannedilir.
Zengin kesesini,züğürt dizini döver.
Maddi durumu çok iyi kişiler her zaman parası ile övünür.Züğürt ise arzuladığı iş parası olmadığından yapamayacağı için üzülür.Istırap ve sıkıntı çeker..

Yoldan kal, yoldaştan kalma
Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir. Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur. Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar. Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için hareketini erteleyebilir.

Üzüm üzüme baka baka kararır
Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler; birbirlerinin özelliklerini, huylarını ve alışkanlıklarını kaparlar.

Sürüden ayrılanı (ayrılan kuzuyu, koyunu) kurt kapar (yer).
Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturanlar, herkesin yaptığını yapmayanlar, ya da arkadaşlarının yardımıyla yapılan bir işten ayrılanlar büyük zarara uğrarlar.

Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
Kişi, kiminle arkadaşlık ederse, ondan etkilenir; onun alışkanlıklarına, düşüncelerine eğilim duyar; huyunu, gidişini kapar.

Körle yatan şaşı kalkar (İtle yatan bitle kalkar).
Değersiz, kötü, ahlâksız kişilerle ilişki kurup arkadaşlık yapanlar ister istemez onlardan etkilenir ve kötü huylar kaparlar. Çünkü insanı en çok etkileyen yakınında bulunduğu insanlardır.

Kötü söyleme eşine, ağu katar aşına
Yakın ilişkide bulunduğun kimselere (aile fertleri, komşu, arkadaş, mesai arkadaşları vs.) iyi davran, onları incitip kırma. Eğer böyle yaparsan onlar da senin hakkında hiç iyi düşünmezler, sana daha büyük kötülük yapma yoluna giderler.

Dost kara günde belli olur
Varlıklı, iyi, güzel ve mutlu günlerimizde bizimle dostluk kuran, arkadaşlık eden, yanımızdan ayrılmak istemeyen çok olur. Herkesin mutluluktan bir pay almaya çalıştığı böyle günlerimizde, etrafımızdaki bu kişilerin hepsine gerçek dost diyebilir miyiz? Kuşkusuz hayır. Bu ancak işlerimizin kötü gittiği, üzüntülerimizin arttığı, felâketlerin bizi boğmaya çalıştığı günlerimizde belli olur. İyi ve mutlu günlerimizde olduğu gibi, bizi kara günlerimizde de yalnız bırakmayan, sıkıntılarımızı paylaşan kişiler gerçek dostlarımızdır.

Dostluk başka, alış veriş başka
Alış verişin temelinde çıkar, dostluğun temelinde ise fedakârlık yatar. Bunu bilip dost kalmak isteyenler alış verişlerini arkadaşlık ilişkisinden ayrı tutarlar. Bu kişiler arasındaki dostluk, birinin ötekine fedakârlık yapmasını gerekli kılmaz.

Dost acı söyler
Dost sevilip güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimsedir. Dostlar hiçbir çıkar kaygısı gütmeden yaklaşırlar insana. Düşman kimselerin aksine, insanın iyiliğini isterler. Sevinci paylaştıkları gibi üzüntüyü de paylaşırlar. Bu bakımdan dostlarımız olanlar eksikliklerimizi, kusurlarımızı, yanlışlıklarımızı yüzümüze karşı söylemekten çekinmezler. Bizi memnun etmek için değil doğruyu göstermek için konuşurlar. Amaçları bizi düzeltmek, acı da olsa gerçeği yüzümüze söylemektir. Bu bakımdan iyiliğimiz için söyledikleri sözlerden ötürü onlara kırılmamalıyız.

Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır. Bir yerden kalkıp başka bir yere gidebilirler. Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar, günün birinde, bir yerde karşılaşabilirler; hatta hiç karşılaşmayacaklarını sanan insanlar dahi birbirlerine kavuşabilirler.

Can canın yoldaşıdır
İnsan yaratılışı gereği tek başına yaşayamaz. Bir arkadaşa, bir dosta mutlaka ihtiyaç duyar. Bu, gerek iş yapması, gerek sorunlarını çözmesi, gerekse konuşup dertleşmesi için zorunludur.

Bir selâm bin hatır yapar
Dinimizin bir emri olan selâm, bir bilgi ve sevgi belirtisidir. Dolayısıyla gönül kazanmanın önemli bir anahtarıdır. Yakınlarımıza, arkadaşlarımıza, hatta yabancılara bile vereceğimiz selâm onlarla aramızda bir yakınlığın doğmasına yol açar; gönülleri birbirine yaklaştırır. Bu sebeple selâmlaşmayı ihmal etmemek gereklidir.

Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla
Bir kimse, kendi niteliğine uyan, kendine denk olan, kendine benzeyen kimselerle beraber olur, arkadaşlık eder, düşüp kalkar.

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil (Adam adama yük olmaz).
Birileri gelip konuğumuz olabilir, evimizde kalabilir. Bu konuk tıpkı can gibidir; can nasıl gövdeye geldiği gibi gidiyorsa, konuk da günün birinde geldiği gibi gidecektir. Bu sebeple yanımıza gelen arkadaş, dost, yakın ve konuklarımızdan yaka silkmemeliyiz.

Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyim

Adam ahbabından bellidir (Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu diyeyim).
İnsan daha çok anlaştığı, huyunu suyunu bildiği, sevdiği, yanında bulunmaktan hoşlandığı kimselerle arkadaşlık kurar; dostluk eder. Dolayısıyla bir kimsenin iyi ya da kötü olduğu, arkadaşlık kurduğu kimsenin kişiliğine bakılarak anlaşılabilir.

Ayıpsız yâr (dost) arayan, yârsız (dostsuz) kalır.
Hemen her şeyin, her insanın bir kusuru, bir eksiği vardır. Hatasız kul olmaz. Dolayısıyla insanın mükemmel bir dost, arkadaş ve sevgili aramaya çalışması boşunadır. Böyle bir dost bulamayacağı gibi, dostsuz kalması da mümkündür. Bu bakımdan insan bir şey elde etmek, bir dost bulmak istiyorsa onları kusurları ile kabul etmeye hazır olmalıdır.

Emanet ata binen tez iner → Eğeri ata binen…

Emanet eşeğin yuları gevşek olur: (atasözünün anlamı) Bir kimseye emanet edilen şey o kimsece iyi korunmadığı için sahibi onu çabucak geri alır.

Emanet hayvanın kuskunu yokuşta kopar: Eğreti olarak alınan bir şey, en gerekli olduğu zaman sahibince geri alınır.

Emanete hıyanet olmaz: Emanet olarak bize bırakılan şeyi iyi korumamak, kendi yararımıza kullanıp yıpratmak doğruluk kurallarına aykırıdır.

Temizlik İle İlgili Atasözleri
*evini temiz tut misafir gelebilir kendini temiz tut azrail gelebilir

*temiz bir vicdan kadar yumuşak yastık yoktur

*Insani elbisesine göre karsilarlar,bilgisine göre agirlarlar.

*Tüccarın malı temiz olsa yol üzerinde kendisi yer. …

*temiz avlu evin süsüdür

*Kan dökenin kanı temiz kalmaz

*devamlı akan su yatağını ve kendini temiz tutar

*evini temiz tut misafir gelebilir kendini temiz tut azrail gelebilir

*temiz bir vicdan kadar yumuşak yastık yoktur

*Insani elbisesine göre karsilarlar,bilgisine göre agirlarlar.

*Tüccarın malı temiz olsa yol üzerinde kendisi yer. …

*temiz avlu evin süsüdür

*Kan dökenin kanı temiz kalmaz

*Temiz elleri olan insanların da kirli düşünceleri vardır.

* Çocuk büyütürken evi temiz tutmak, kar hálá yağarken kapının önünü temizlemek gibidir. …

*temiz hava garip kokar

Temizlik Ruhun Gıdasıdır

Pire itte, bit yiğitte bulunur ( bu sözün geçerliliğini kaybettiği söylenebilir)

* Güneş giren eve doktor girmez. ( güneş giren ev, aynı zamanda temiz olur, çünkü mikroorganizmalar yaşayamaz orada açıklaması beklenebilir )

*Temiz bir çevre istiyorsan, önce kendi kapının önünü süpür. ( Temizlik ailede başlar genellemesine ulaşılabilir )

*Temizlik imandandır.

*Aslan yattığı yerden belli olur.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
Sert ve kırıcı olmayan, yumuşak, hoşa giden, gönül alıcı, okşayıcı, etkileyici, inandırıcı ve yerinde söylenmiş söz insanın hoşuna gider; bu söz en azgın kişinin bile inadını kırar, onu yumuşatır ve yola getirir.

Tatlı ye, tatlı söyle
Kırıcı, üzücü, incitici konuşmalardan sakın; güzel, hoşa giden bir dil kullan; yerinde ve inandırıcı konuş ki karşındaki memnun olsun; sen de sevil ve sayıl.

Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır), tatlı söz (dil) yılanı deliğinden (ininden) çıkarır.
Onur kırıcı, sert, kötü sözler insanı öfkelendirir; sabrını taşırır, çileden çıkarır, hoş olmayan davranışlara sürükler. Bunun aksine yumuşak, tatlı, hoş sözler de öfkeli, geçimsiz, saldırgan insanları yatıştırabilir; zarar vermelerinin önüne geçip onları doğru yola sokabilir.

Dilin cismi küçük, cürmü büyük
Konuşma organımız olan dil, küçük hacimli bir nesnedir. Küçük olmasına küçüktür ama büyük suçlar onunla işlenir. Kimi zaman sarf ettiği kötü sözler insanın başını belâya sokup felâketini hazırlayabilir.

Dilin kemiği yok
Dil kolayca her yana dönebilir. Bu özelliğe sahip olan dilde, her türlü kelimeler de kolayca çıkar; insan doğru olmayan, birbiriyle çelişkili sözleri söyleyebilir; önce söylediğini sonra inkâr edip başka şekle çevirebilir.

Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
İnsanların başına kimi felâketler, sıkıntılar da çok kez dilleri yüzünden gelir. dilini tutmayan, ne zaman ve nasıl konuşacağını bilmeyen insanların başlarına belâ geldiği ve bu yüzden pişmanlık duydukları çok görülmüştür.

Bana benden her ne olursa, başım rahat bulur dilim susarsa

1. Hemen her kişi kendi geleceğini kendisi hazırlar. Kendisine gelecek zararların ya da faydaların tümü onun tutumuna bağlıdır, her şeyin sorumlusu o olur.
2. Ne söylediğini bilmeyen, sözlerinin onu nereye ulaştıracağını hesap etmeyen, lüzumsuz ve çok konuşan kimse, dili yüzünden çeşitli zararlara uğrar. Aksine diline bir çeki düzen veren, susmasını bilen ve ancak gerektiği yerde konuşan kimseler bu belâlardan uzak olur.

Baş dille tartılır
Kişilerin ne kadar akıllı, ne kadar düşünceli oldukları söyledikleri sözlerle ölçülür. Çünkü konuşmaların tutarlı ve yerinde olup olmaması böyle bir ölçüm için en elverişli yolların başında gelir.

İşleyen demir ışıldar (pas tutmaz).
Durağan durumdan hareketli duruma geçmek ve çalışmak, insandaki hantallığı, isteksizliği ve uyuşukluğu söküp atar; onu canlı, yetenekli ve verimli kılar. Ruhen ve bedenen güçlendirdiği gibi, maddî yönden de kazançlı yapar.

Aç ayı oynamaz
Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir; insan ya da hayvan olsun, çalışan mutlaka doyurulmalıdır.

Açık ağız aç kalmaz
Çalışan, didinen, ne istediğini bilen, bıkmadan usanmadan bunu dile getiren kişi geçim yolunu bulur; muhtaç duruma düşmez, aç kalmaz.

Açın gözü ekmek teknesindedir

İnsanın tek amacı, öncelikle kendisi için gerekli, yaşaması için zorunlu olan, yokluğunu çektiği şeyi elde etmektir.

Akan su yosun tutmaz
Bilinen bir şey ki, devamlı akan su kendini ve yatağını temiz tutar; hareketsiz ve birikinti hâlinde olan su da aksine mikrop ve pisliği bünyesinde taşır. Denebilir ki hareketlilik, canlılık ve çalışkanlık insanı canlı ve üretken yapar; iyimser kılar, kötülükten uzak tutar, düşkünlüğünü önler; böylece de o insan hem kendine, hem de başkalarına yararlı olur.

Abanın kadri, yağmurda bilinir.

Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.

Abdalın arkadaşlığı yol görününcüye kadardır.

Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.

Aca dokuz yorgan örtmüşler,yine uyuyamamış.

Acele giden ecele gider.

Acele ise, şeytan karışır.

Acele yürüyen yolda kalır.

Acemi katır kapı önünde yük indirir.

Acı acıyı bastırır,su sancıyı.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz.

Acıkan doymam,susayan kanmam sanır.

Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.

Aç ayı oynamaz.

Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin.

Aç koynunda azık durmaz.

Aç köpek fırın yıkar.

Aç kurt insana saldırır.

Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görür.

Aç tokun halinden bilmez.

Açık yaraya kurt düşmez.

Açın imanı olmaz.

Açın karnı doyar gözü doymaz.

Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.

Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur.

Adamak kolay,ödemek güçtür.

Adamakla mal tükenmez.

Adamın iyisi iş başında belli olur.

Adı çkmış doksana, hiç inmez seksene.

Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimde"demiş.

Ağaca çıkan keçinin doğurduğu oğlak dala bakarmış.

Ağaca dayanma çürür,insana dayanma ölür.

Ağacı kurt, insanı dert bitirir.

Ağaç ne kadar meyve verirse ,dalı o kadar yere eğilir.

Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez.

Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer.

Ağaç yaş iken eğilir.

Ağaçlı köyü su basmaz.

Ağaçtan maşa, aptaldan (çingenden) paşa olmaz.

Ağır kazan geç kaynar.

Ağır otur, batman götür.

Ağır taş batman döver.

Ağız yemeyince yüz utanmaz.

Ağlama ölü için, ağla deli için.

Ağlamayan çocuğa meme vermezler.

Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.

Ağlayak da gözden mi olak?

Ağlayanın malı, gülene hayır etmez.

Ağrısız baş mezarda gerek.

Ağustos ayında beyni kaynayanın, zemheride (Zahmarıda) kazanı kaynar.

Ağzı açık ayran delisi.

Ahmak misafir, ev sahibini ağırlar.

Ak akçe kara gün içindir.

Ak koyunun kara kuzusu da olur.

Akan su yosun tutmaz.

Akan su, pis tutmaz.

Akçe bulsam, çıkı yok.

Akıl akıldan üstündür.

Akıl yaşta değil baştadır.

Akılı olmayana neylesin sakal, kayışı tarladan götürür çakal.

Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş.

Akıllı evladın var, neylersin mali, akılsız evladın var neylersin mali?

Akılsız basın cezasını ayaklar çeker.

Akılsız baştan sefil taban ne çeker.

Akılsız köpeği yol kocatır.

Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü.

Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez.

Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir.

Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi.

Akşamın hayırından sabahın şeri iyidir.

Al elmaya taş atan çok olur.

Al yakışırken, el bakışırken.

Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun.

Alışmış kudurmuştan beterdir.

Alim unutmuş, kalem unutmamış.

Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir.

Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş.

Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek?

Alma el kızının ahını, gökten indirir şahini.

Alma mazlumun ahini çıkar aheste aheste.

Altın anahtar, her kapıyı açar.

Altın eşik, ağaç eşiğe muhtaçtır.

Altın yere düşmeyle değer kaybetmez.

Altının kıymetini sarraf bilir.

Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz.

Anan gibi saç büyütecegine, baban gibi bıyık büyüt.

Anan turp, baban şalgam, sen içinde gülbe şeker.

Ananın bastığı yavru incimez.

Ananın bastığı yerde yavru ölmez.

Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al.

Anlayana Sivri sinek saz anlamayana davul zurna az.

Aptal düğünden çocuk oyundan usanmaz.

Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur.

Ar gözden, kar yüzden anlaşılır.

Ar namus tertemiz.

Arap eli öpmek, dudak karartmaz.

Arayan belasını da devasını da bulur.

Arayan bulur, iniliyen ölür.

Arefe günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar.

Arı bal yapacak çiçeği bilir.

Arı satmış namusu tellala vermiş.

Arkadaş dediğinin gölgesinde suç islenir.

Arkadaşını söyleki, sana kim olduğunu söyleyim.

Arkadaşlık pazara kadar değil mezara kadardır.

Arkalı it kurdu boğar.

Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle.

Arpa ekinde buğday bekleme.

Asıl azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onunda aslı ayrandır.

Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.

Aslan yattığı yerden belli olur.

Aslında olan tırnağına getirir.

Aş kaşık ile, iş keşik ile.

Aş sabahın iş sabahın.

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

Aşk olmayınca meşk olmaz.

At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin.

At binenin kılıç kuşananındır.

At ile avrat yiğidin ikbalindendir.

At karnından yiğit burnundan bellidir.

At olacak tay yürüyüşünden belli olur.

At ölür de, itler bayram eder

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.

At sahibinin altında kişner.

At ver hısım ol, kız ver hasım ol.

At yedi günde, it yediği günde belli olur.

At, sahibine göre kişner.

Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp.

Ata et, ite ot verilmez.

Atasözü tutmayan, uluya uluya kalır.

Ateş düştüğü yeri yakar.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Atı alan Üsküdar'ı geçer.

Atılan ok geri dönmez.

Atımın anlı sakar, lakabını ele takar.

Atın iyisi arkadan gelmez.

Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

Atın ölümü arpadan olsun.

Atlar tepişirken arada eşekler ezilir.

Atlı, itli sığmış, bir çocuk sığmamış.

Avradı er zapdetmez, ar zapt eder.

Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar.

Ay bozmaz, süt kokmaz. Kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür.

Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz.

Ayağın sığmayacağı yere baş sokulmaz.

Ayağını yorganına göre uzat.

Aydan gelen halı üstüne, günde gelen kül üstüne.

Az menfaat çok zarara mal olur.

Az sabırda, çok keramet vardır.

Az tamah, çok ziyan getirir.

Az veren candan çok veren maldan verir.

Az yaşa, uz yaşa, akıbet gelecek başa.

Azan mevlasınıda bulur, belasınıda.

Azı bilmeyen çogu hiç bilmez.

Azıcık aşım, kaygısız başım.

Azıksız yola çıkanın, iki gözü el torbasında olur.

Azıtmış, kudurmuştan beterdir.

Azman olma, uzman ol.

Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır.

Baba mirası yanan mum gibidir.

Baba oğula bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir cıngıl üzüm vermemiş.

Baban bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım.

Babası ölen bey, anası ölen kadın olur.

Bağ dua değil, çapa dua ister.

Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.

Bağa gir izin olsunki, yemeye yüzün ola.

Bağlı aslana tavşan bile hücum eder.

Baht olmayınca başa, ne kuruda biter, nede yaşta.

Bakacağın yüze sıçma, sıçacağın yüze bakma.

Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.

Bakkal ölenin borcunu, diriye ödettirir.

Bakmadan usta olunsaydı, kediler kasap olurdu.

Bal döksen yalanır.

Bal olan yerde sinek de bulunur.

Bal tutan parmağını yalar.

Bal, bal demekle ağız tatlanmaz

Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yer.

Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa.

Baskın basanındır.

Baskısız yongayı yel alır.

Bastığın yer bayram olsun.

Baş başa, baş da padişaha bağlıdır.

Baş nereye giderse, oyak oradadır.

Başıma uymayan takke elin olsun.

Başındaki fese bak, girdiği kümese bak.

Başını ecemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin.

Başsız evin köpeği çok havlar.

Bazen inek, erkek; bazen de dişi doğurur.

Bedava sirke baldan tatlıdır.

Bekâr gözü ile kız alınmaz.

Bekâra karı boşamak kolay gelir.

Beleş peynir fare kapanında bulunur.

Belli düşman, gizli dosttan yeğdir.

Benden sana öğüt, ununu elinle öğüt.

Benim adım Hıdır, elimden gelen budur.

Benim sakalım tutuştu, sen cigara yakmak istersin.

Besle kargayı oysun gözünü.

Besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı, babayı.

Beş kuruşluk fener o kadar yanar.

Beş parmağın beşi bir değildir.

Beyaz saç, aklın değil yaşın işaretidir.

Bıçak sapını kesmez.

Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.

Bilğisiz insan meyvesiz ağaca benzer.

Bilinmedik iş ya karın ağrıtır ya baş.

Bilmediği beş vakit namaz, bilirde yanına varmaz.

Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır.

Bin bilsen de bir bilene danış.

Bin ölçüp bir biçmeli.

Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler.

Bir adamın adı çıkacağına, canı çıksın.

Bir ağaçta gül de biter, diken de.

Bir ağaçtan, oklukta çıkar boklukta.

Bir ağızdan çıkan, bin ağza yayılır.

Bir bulutla kış gelmez.

Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir.

Bir dirhem et, bin ayıp örter.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın.

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır.

Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer.

Bir koyundan iki post olmaz.

Bir musibet bin nasihatten iyidir.

Bir nalına vurur, bir mıhına.

Bir yerim diyenden birde yemem diyenden kork.

Bir yiğit kırk yılda meydana gelir.

Biri eşikte, biri beşikte.

Birlikten kuvet doğar.

Bitli baklanın kör alıcısı olur.

Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp gecelim.

Boğulursan büyük suda (denizde) boğul.

Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir.

Borç yiğidin kamçısıdır.

Boş duranı Allah’da sevmez kuluda.

Boşboğazı cehenneme atmışlar, ‘odun yaş’ diye bağırmış.

Boşboğazın sigarası yanmaz.

Bugün bana ise yarın sana.

Bugünkü işini yarına bırakma.

Bugünkü tavuk, yârinki kazdan iyidir.

Bülbülü altın kafese koymuşlar "vatanım" demiş.

Bülbülün çektiği; dili belasıdır.

Büyük ekmek, büyük bezeden olur.

Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.

Büyük zekalar birlikte düşünürler.

Cahile söz anlatmaktansa, deveye hendek atlatmak iyidir.

Cahilin dostluğundan, alimin düşmanlığı iyidir.

Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin.

Cami ne kadar büyük olsa da imam bildiğini okur.

Can boğazdan gelir.

Can çıkar huy çıkmaz.

Can çıkmadan ümit kesilmez.

Canı kaymak, isteyen mandayı yanında taşır.

Canı yanan eşek atı geçer.

Çağırılan yere erinme, çağırılmadığın yere görünme.

Çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider.

Çalışan demir pas tutmaz.

Çamura taş atma üstüne sıçrar.

Çatal kazık yere batmaz.

Çıngıraklı deve kaybolmaz.

Çıracı olsam ay akşamdan doğar.

Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır.

Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir.

Çingenenin ipini, kendisine çektirirler.

Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış.

Çocuğu işe gönder, peşinden sen git.

Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin.

Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz.

Çok yaşayan bilmez çok gezen bilir.

Çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez.

Çürük iple kuyuya inilmez.

Çürük tahtaya çivi çakılmaz.

Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur.

Damlaya damlaya göl olur.

Danışan dağlar aşar, danışmayan yolda şaşar.

Davetsiz gelen döşeksiz oturur.

Davulun sesi uzaktan güzel gelir.

Deme dostuna, der dostuna. Bir gün olur tuz basarlar postuna.

Demir nemden insan gamdan çürür.

Demir tavında dövülür.

Deniz sevilirde, densiz sevilmez.

Denize düşen yılana sarılır.

Derdini söylemeyen derman bulamaz.

Dereyi görmeden paçayı sıvama.

Deveyi yardan atlatan, bir tutam ottur.

Dibi görünmeyen sudan geçme.

Dinsizin hakkından imansız gelir.

Dinsizin ipi ile Kuyuya inilmez.

Doğru söyleyeni Dokuz köyde kovarlar.

Doğru söyleyenin bir ayağı üzenğide gerek.

Domuzdan post gavurdan dost olmaz.

Dost acı söyler.

Dost başa düşman ayağa bakar.

Dost kara günde belli olur.

Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur.

Döğüşerek pazarlık et , güle güle ayrıl.

Dut kurusuyla yar sevilmez.

Düşenin dostu olmaz.

Düşman ayağa dost basa bakar.

Düşmanın karıncaysada kork.

Eceli gelen köpek cami duvarına işer.

Eğri oturalım doğru konusalım.

Eken biçer, konan göçer.

Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur.

El ağzı ile çorba içilmez.

Elin sikiyle gerdege girilmez

El deliye, bende akıllıya muhtacım.

El elden üstündür.

El elin eşeğini türkü çağırarak arar.

El yarası onar Dil yarası onmaz.

El yumrugu yemeyen, kendi yumrugunu balyoz sanar.

Eli dar olanın, dili kısa olur.

Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur.

Eli ile köfte yuvarlıyor, gözü kırık kovalıyor.

Elin ile koymadığını kaldırma.

Emanet (Amanat) ata binen, tez iner.

Eşek hoşaftan ne anlar. Suyunu içer. denesini (tanesini) kor.

Et tırnaktan ayrılmaz.

Evladı ben doğurdum ama, gönlü benim değilki...

Fakir parasız olan değil akılsız olandır.

Fakirin tavuğu tek tek yumurtlar.

Garip kuşun yuvasını Allah yapar.

Geçtiğin köprüleri yakma.

Gelin ata binmişde, görkü kimin kapıya inmiş.

Gem almayan atın ölümü yakındır.

Gerçek dost kötü günde belli olur.

Gergin ip, çabuk kopar.

Gitti ağalar paşalar, kellere kaldı köşeler.

Gizliden gebe kalan, aşikâre doğurur.

Göğe direk, denize kapak olmaz.

Görünen dağın uzağı olmaz.

Görünen köy kılavuz istemez.

Gözün ile görmediğini söyleme.

Gülme komşuna gelir başına.

Güneş giren eve hekim girmez.

Güzel gözünden, yiğit sözünden belli olur.

Harman yel ile, düğün el ile olur.

Hasta yatan değil, eceli gelen ölür.

Havada ahreni ile uçmayan kuşun sesi havadan değil, tavadan gelir.

Haydan gelen huya gider.

Hazıra hanak, pişmişe konak.

Hem kız, hem baldırı düz hem de ucuz olur mu.

Her akla geleni işleme her ağacı taslama.

Her işin başı sağlık

Her işte bir hayır vardır.

Her koyun kendi bacağından asılır.

Her kuşun eti yenmez.

Her şakanın altında bir gerçek yatar.

Her şeyin yenisi,dostun eskisi.

Her taş baş yarmaz.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır

Her zamanı bir sayma.

Herkes aklını pazara çıkarmış,yine kendi aklını beğenmiş.

Horoz ölür gözü çöplükte kalır.

Horozu çok olan köyün sabahı geç olur.

Irmak kenarına çeşme yapılmaz.

Irmaktan geçerken at değiştirilmez.

Isıracak it dişini göstermez.

Isıracak köpek dişini göstermez.

Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz.

İğneyi kendine,çuvaldızı ele batır.

İki cambaz bir ipte oynamaz.

İnsan kocar, gönlü kocamaz.

İnsan konuşa konuşa,hayvan koklaşa koklaşa

İnsan sözünden,hayvan yularından tutulur.

İp inceldiği yerden kopar.

İstediğini söyleyen,istemediğini işitir.

İstemek bir ayıp, vermemek iki ayıp.

İsteyenin bir yüzü kara , vermeyenin iki yüzü kara.

İşleyen demir ışıldar.

İt ite buyurur, itte kuyruğuna.

İt iti ısırmaz.

İt kağnının gölgesine yatmışta, ne koyu gölgem var demiş.

İt utansa don giyer.

İti an çomağı hazırla.

İyi insan lafının üzerine gelirmiş.

İyilikle uslanmıyanın sonu kötektir (Dayak).

Kafirden hacı, elden bacı olmaz.

Kakma el kapısını el ucuyla, yiterler kapını var (olanca) gücüyle.

Kalem kılıçtan üstündür.

Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu.

Karga bülbülü taklit edeyim derken, ötmeyi unutmuş.

Karnıyın doymayacağı yere, açlığını bidirme.

Kasap et derdinde koyun can derdinde.

Kasap sevdiği postu yere vurur.

Kaşıkla verip, sapıyla gözünü çıkartma.

Katranı kaynatsan olurmu şeker, cinsi batasıca mutlaka cinsine çeker.

Kaz gelecek yerden Tavuk esirgenmez.

Kazma kuyuyu, kazarlar kuyunu.

Keçinin canı sopa isteyince, çobanın değneğine (sopasına) sürtünür.

Kel yanında kabak anılmaz.

Kenarına bak bezini al, anasına bak kızını al.

Kendi düşen ağlamaz.

Keskin sirke küpüne zarar verir.

Kılıç kınını kesmez.

Kırk hırsız bir çıplağı soyamaz.

Kırk yıl ecel yağsa, eceli gelen ölür.

Kızım sana diyorum, gelinim sen anla.

Kızını dövmeyen dizini döver.

Kimi yer, kimi bakar. Kıyamet ondan kopar.

Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi.

Komşu komşunun külüne muhtaçtır.

Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.

Köpeğe dalaşmaktansa, çalıyı dolaşmak hayırlıdır.

Köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağar.

Köpeksiz köy buldu değneksiz gezer.

Köprüyü gecene kadar, ayıya dayı de.

Körler sağırlar birbirini ağırlar.

Kötü tarlanın verdiğini, yiğit kardeş vermez.

Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.

Kurt kuzu kaptığı yeri dokuz defa yoklar.

Kurunun yanında yaş da yanar.

Lafla peynir gemisi yürümez.

Leyleğin günü lak lak ile geçer.

Lokma karın doyurmaz, şefaat artırır.

Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır.

Minareyi çalan kılıfını hazırlar.

Namazda meyli olanın, kulağı ezanda olur.

Nasihat vereceğine, para ver.

Nazar insanı mezara , hayvanı kazana götürür.

Ne ekersen onu biçersin.

Ne verirsen elinle, o gider seninle.

Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme.

Okumayı sevmeyene dokuz hoca az.

Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.

Öfke gelir gider, kelle gider gelmez.

Öfke ile kalkan zarar ile oturur.

Öksüz kuzu, toklu olmaz.

Para insana dil, elbise insana yol öğretir.

Parasız pazara, kefensiz mezara gidilmez.

Paraya nereye gidiyorsun demişler, çoğun olduğu yere demiş.

Pire itte (köpekde), bit yiğitte bulunur.

Pis boğaz ile boş boğaz, beladan kurtulmaz.

Rüzgar eken Fırtına biçer.

Sabır eden derviş muradına ermiş.

Sakalda keramet olsa, keçi şehlik ederdi.

Sakla samanı gelir zamanı.

Saman elin se samanlık senin

Sayılı koyunu kurt kapmaz.

Sen kendini övme el seni övsün.

Sinek küçük ama, mide bulandırır.

Soğuk su, sıcak aş - diş düşmanı, genç avrat koca herifin baş düşmanı.

Sopayı yiyen eşek, atı geçer.

Söyle arkadaşını söyleyeyim sana seni.

Söyleme dostuna, oda söyler dostuna. Bir gün olur kül basarlar postuna.

Söylemeyen ağız, söyleyen ağzı yorar.

Söz büyüğün sus küçüğün.

Söz gümüş sükut altın.

Söz var insanı yola getirir, söz var insanı yoldan çıkartır.

Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir.

Su akarken testini doldur.

Su akmayınca durulmaz.

Su testisi su yolunda kırılır.

Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.

Şaşkın ördek, tersine doğru yüzer.

Şimşek çakmadan gök gürlemez.

Tartılırsan denginle tartıl.

Taşıma su ile değirmen dönmez.

Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.

Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış.

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.

Tembele iş buyur sana akıl öğretsin.

Tereciye tere satılmaz.

Tırnağın varsa başını kaşı.

Tilkinin dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır.

Tok açın halinden anlamaz.

Tok ağırlaması güçtür.

Topalla gezen aksama öğrenir.

Tosya’ya tuza gideyim derken, evdeki bulgurdan olma.

Ucuna bak bezini al, anasına bak kızını al.

Ucuz alan pahalı alır.

Ummadığın taş baş yarar.

Umut fakirin ekmeğidir.

Ürümesini bilmeyen it, sürüye getirir kurt.

Üzüm üzüme baka baka kararır.

Üzümünü ye bağını sorma.

Vakit nakittir.

Vakitsiz öten horozun başını keserler.

Var ne bilsin yokun halinden.

Varsa pulun,herkes kulun;yoksa pulun,dardır yolun.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Yalın varsa karnına, çulun varsa sırtına.

Yalnız taş duvar olmaz.

Yanlış hesap Bağdat'tan döner.

Yarım hekim candan ,yarım hoca dinden eder

Yazın başı pişenin,kışın aşı pişer

Yazın eli yaş olanın, kışın ağzı yaş olur.

Yemeye hazır dayanmaz.

Yiğidi öldür hakkını yeme.

Yol üstüne bostan ekme el için, kocalıkta (ihtiyarlıkta) avrat alma el için.

Yol yürümeyle, borç ödemeyle biter.

Yola giden yorulmaz.

Yolu yordamıyla, ormanı baltayla.

Yöğrük at yemini artırır.

Yuvarlanan taş, yosun tutmaz.

Zahmetsiz rahmet olmaz.

Zaman sana uymazsa sen zamana uy.

Zararın neresinden dönersen kârdır.

Zemheride yoğurt isteyen, cebinde bir inek taşır.

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.

Zengin dağlar aşar, olmayan yolda şaşar.

Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yetermiş.

Zenginin horozu bile yumurtlar.

Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.

Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar.

Zora dağlar dayanmaz.

Zorla güzellik olmaz.

Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)