Thread Rating:
  • 18 Vote(s) - 2.83 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Ümit Yaşar Oğuzcan Şiirleri
#1
Siir-1 



Senin aydınlığın yetişir bana
Güneşi istemiyorum
Yıldızları istemiyorum
Açma perdeleri
Ben bu karanlığı seviyorum
Ben yalnızlığı bu geceleri

Karanlıklar benim için yaratıldı A
Aydınlıklar senin için
Sen olmasan B'ler C'ler D'ler olmazdı
Ben olmazdım
Bu mavi gökyüzü
Bu yeşil deniz olmazdı

Z'ye kadar yürüdüm bir akşam
Allı morlu ağaçlar gördüm
Akça pakça kadınlar gördüm
Yine seni unutamadım A

Senin aydınlığın yetişir bana
Yum gözlerini üçe kadar say
Bütn B'leri C'leri A
Bütün akları kara yapacağım
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Abanoz Sokağı



Kirli çarşaflar ağardı karanlıktan
Abanoz sokağında akşam olmaktadır
Alçacık sedirlerde üryan kadınlar
Kötü kadınlar, kederli kadınlar
Çaresiz yalnızlıklar içinde
Sığınmış merhametine kederin
Kan gibi, irin gibi kadınlar

Ezilmiş bir çiçeğe benzer kalpleri
Gözbebeklerinde saadetten eser yok
Bekleşirler gelecek ilk sevgiliyi
Bu umutla sürüklenir sofalarda ayaklar
Sahipsiz ayaklar, zavallı ayaklar
Ayaklar çeker ağırlığını kaldırımların
Sürer ayakların çilesi mezara kadar

Soğuk ürpertileri içinde kimsesizliğin
Yorgun yatağında bir kadın ağlar
Günahkar dudakları kıpkırmızı
Sürmeli gözlerinde mor mor halkalar
Bir aksiseda gibi dağılır aynalarda
'Biraz aşk, biraz heyecan, biraz ümit'
Böylece hayat geçip gider loş odalarda

Solar güneş ışığı çiçekli basmalarda
Boyanır efkarlı yüzler ağır ağır
Kalçaları çürük içinde bir kötü kadın
Unutulmuş türküler söyler hafiften
Basık tavanlı odalar aydınlanır
Alçacık sedirlerde üryan kadınlar
Abanoz sokağında akşam olmaktadır
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Acılar Denizi



Ben acılar denizinde boğulmuşum
işitmem vapur düdüklerini , martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
Bu ne karanlık , bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını

Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
Yılların içimde bıraktıklarını...
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Açık Arttırma



Beni öylesine sev
Öylesine artır ki
Hep senin üzerinde kalayım
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Adak



Sana şiirler okuyacağım, gitme
Güneşler doğacak yalnızlığımdan
sana bir ışık getireceğim
Büyük aydınlığımdan

Sana bir dolu umut getireceğim
Küçük ellerine sığmayacak
Sana Afrika gecelerini getireceğim
Sımsıcak

Sana çiçekler getireceğim
Bozulmuş güz bahçelerinden
Sana bir serinlik getireceğim
Yağmur tanelerinden

Sana avuç avuç yıldız getireceğim
Güneşimden başka
Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim
Köpük köpük dalga dalga

Sana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan, tepelerden
Gitme, sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Affet Beni



Bugün bütün iyi kalpliliğim üzerimde
Cümle düşmanlarımı affettim
Yediğim meyvalardan
Kokladığım çiçeklerden af diliyorum

Yerde yürürken gördüğüm
Sebebsiz kanına girdiğim
Zevk için öldürdüğüm
Böceklerden af diliyorum

Dağdan, topraktan, taştan
Evlattan, akrabadan, arkadaştan
Yağan yağmurdan, doğan güneşten
Denizlerden, göklerden af diliyorum

Yıllardır kahrımı çeken kadından
Ondaki yaşamak ümidinden
Baba evinden, ana sütünden
Yediğim ekmeklerden af diliyorum

Kadrini, kıymetini bilmediğim
Hayali ile bahtiyar olmadığım
Otuz yıl arayıp bulmadığım
Geleceklerden af diliyorum.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Ağıt





Her şey güzeldi bir zaman, çok önce
Şehirler, insanlar, güneş deniz
Mutluluğumu görebilirdiniz
Çökmeseydi içime bu son gece

Her şey bir anda bitmeseydi, yazık
Olmasaydı gençliğime aptalca
Belki de o yerlere varırdık
O uzak dağlara ulu: koskoca

Orada her şey değişirdi belki
Acardı umutlarımız bakarsın
Ateş rengi, kan rengi güller gibi
Toprağında kim bilir hangi aşkın

Oysa simdi nerdeyiz, neyiz bak
Her umut belirtisinden uzağız
O sevilmiş gözlerde saf ve berrak
Bir ayna bile yok bakacağımız

Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk
Bozkırlardır uzayan önümüzde
Kime baksan o yüz: veremli, soluk
Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde

Her yerde bitmişliği güzelliğin
Kum kamyonları putreller betonlar
Sonra ta beşikten mezara deyin
Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar

Hadi öl bakalım ölebilirsen
Zincirlerle bağlıyken yaşamaya
Omuzla yükünü, hadi yalnız sen
İsterse gücün olmasın taşımaya

Yenik duşmuşuz iste gerçek ortada
Çokmuş boynumuza zulmün elleri
Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da
Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri

Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku
Boynundaki yaşamak fermanını
Yaşamak sonra ölmek; iki korku
Geri getirmezken bir anını

Terkedilmiş şehirleri bilirsin
Bilirsin gömülmüş uygarlıkları
Ve düşün ki; patlaması bilincin
Yırtmaya yetmiyor karanlıkları

Öyleyse çek sapla göğe bıçağını
De ki; benim isim tanrılıktan güç
Benim hem yüksek, hem en aşağı
İste ellerimde sonsuzluk ve hiç

De ki; ömür verdin; en büyük yalan
De ki; Beden verdin; içi boş ve kof
İste! Yüce eserin, işte insan
Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım of.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Ahmet Muhip Dranas



Susadık şiire ey koca şair
'Yeşil pencereden bir gül at bize'
'Beyaz dokusunda o saf rüyanın'
Yeni ufuklar aç hayalimize

Al eline, yuğur kelimeleri
Ona en ölümsüz güzelliğini ver
Büyülesin bizi daha yıllarca
'Lavanta çiçeği kokan kederler'

Üstümüze yağan karlardan başka
Ne kaldı yaşamak maceramızdan
Yıllar var ki selam almadık
Bir haber ver Fahriye Abla'mızdan
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Aldanış



Yıkılmak,ezilmek her gün biraz daha
Dostlar değişiyor aldanmalar değil,
Aksimizden eser yok şimdi o sularda
Çirkin olan biziz aynalar değil...

Şerefsiz ellerin şerefe kaldırdıkları
Şişeler,kadehler o cam kırıkları
Götürün,götürün bu aydınlıkları
İçimde güz başladı ilkbahar değil,

Ne bir anlayışlı el,ne bir dost bakış
Biraz ümit,biraz hayal sonra aldanış
En güvendiğimiz tepelere kar yağmış
Deniz o deniz değil,dağlar o dağlar değil...
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Altıncı Mektup



Bir gün bir yalnızlığa düştüm yine. Başımı
ellerimin arasına aldım, sessizce ağlamaya başladım .
Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi 'beni iç'
diye fısıldıyordu, 'beni iç'. Sonra yalvarmaya başladı:
'Ne olur' dedi 'ne olur haydi iç beni'.

Bir bardak doldurdum, tepeme diktim .
Şişe rahatladı, sustu. Hani ellerimiz birbirine
değince nasıl oluyorduk? İşte öyle oldum .
Hani bakışlarımız buluştuğu zaman, bir başka
türlü atması vardı yüreklerimizin. Onu hatırladım .

Sonra bir tren hareket etti. Sabahtı. Karşıkarşıyaydık .
Konuşuyorduk. Ben sevmek diyordum durmadan.
Gözlerim gözlerine soruyordu: 'seviyor musun?' diye.
Hep evet diyordu gözlerin, ellerin, dudakların hep
evet diyordu. Oysa ki, bir çok hayır diyen insan vardı
çevremizde. Örneğin: bir çocuk hayır, diyordu, bir kadın,
bir adam ve bir başkası, bir başkası hayır diyordu.
Hayır'lar arasında ezilmeğe mahkûmdu evet'lerimiz .

Tren ilerliyordu. Gözlerin gözlerime soruyordu
ne olacak diye. Sigara üstüne sigara yakıyordum,
kadeh kadeh içki içiyordum, fakat bilmiyordum
ben de ne olacağını. Bizi sürükleyen bir akıntıydı.
Durduramazdık onu, hükmedemezdik ona.
Bir anafora rastlayıp yok oluncaya kadar akıp
gidecektik işte. Peki anafor nerdeydi? Uzak mıydı?
Belki çok yakındı kimbilir. Biz onu
göremiyecektik. O, gözlerimizi kör ettikten sonra
saracaktı bizi buz gibi kollarıyla.

Tren ilerliyordu. Pencereden deniz görünüyordu.
Denize akşam güneşi vurmuştu. Renk renk
kayıklar gördük kıyılarda. Denize taş atan çocuklar
gördük. Uzakta bir balıkçı ağlarını topluyordu.

Ve tren ilerliyordu. Kadere yaklaşıyorduk .
Bir alacakaranlık bastı zamanı. Gözlerim gözlerindeydi.
Ellerini tuttum, titredin. Acı acı bir düdük öttü.
Bir şeyler koptu içimizden.

Sonra tren durdu, indik, yollarımız ayrı ayrıydı.
Şimdi, o gün verdiğin yalnızlığı yaşıyorum .
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Andıkça

Ne zaman seni düşünsem içim ürperir,
Seninle gecen her saat, her gün gelir aklıma.
Bir akşam vakti gelir bir deniz kıyısı gelir,
O eşsiz hatıralar bütün gelir aklıma.

Ne yapsam unutamam yaşadığımızı,
Sevgindi sevgilerin en yalansızı.
Şimdi nerede bir gül görsem kırmızı,
Dudaklarımı uzun uzun öptüğün gelir aklıma.

Bir çıban büyürcesine ortasında gecenin,
Dolar yüreğime hüznü seni sevmenin.
Dünyada ne benim yerim var artık ne senin,
Ağlarım başucunda ölümün gelir aklıma.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Anı



Ne varsa en güzel üç gün üç gece
Bir kıyı şehrinde seninle yaşadık
Tutuştum,elim ellerine değince
Öylesi sıcaktın,öylesi aydınlık

Güzellikten,mutluluktan,sevgiden
Kumların üstünde bir evren yarattık
O dakikalar yaşandı mı sahiden
Bir düş müydü yoksa gercekten var mıydık

Nasıl geçip gidiverdi o zamanlar
O bir daha zor yaşanılır çılgınlık
O alev alev yaktığımız ormanlar

Ey şimdi o kıyı şehrinde kalanlar
Duyun,anlayın,haykırın çığlık çığlık
Böyle bir anı bir daha yaşanmaz artık.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Anılarda Yaşarken



Çekingen adımlarla sesiz ve ürkek
Bir gün uzaklardan bir giz gibi geldin
O büyülü şarkılarını söyleyerek
Gençliğimi geri getirdi ellerin

Sundun paha biçilmez güzelliğini
Öylesine diri öylesine sıcak
Böylesine bir mutluluk anladım ki
Ömür boyunca bir kez yaşanır ancak

Bir kez nefes aldığını anlar bir gün
Bir kez bir kişiyle insan bütünlenir
Özlem dediğimiz o hançer bir düşün
Bir kez saplanmak için kaç kez bilenir

Anılarsa bitmez bizimdir daima
Umulmadık yerlerde yeşerir büyür
Yaşamak baştanbaşa yalan olsa da
O alır bizi uzaklara götürür

Emzirir gür memelerinden istekle
Biz farkına varmadan uzar ömrümüz
Anılarda yaşarken bir gün gelir de
Biz de birer fani olur ölürüz.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Arayış



Bir taşzehir verin bana içeyim
Tek unutmak için acılarımı
Baksana; kırdılar kapılarımı
Yağmalandı kalbim, ömrüm, herselim
Kursuna dizdiler anılarımı
Yenik duştum bu savaşta neyleyim
Bir mezar nasılsa iste öyleyim
Unuttum en güzel şarkılarımı
Gündüzü yok upuzun bir geceyim
Yitirdim umut kırıntılarımı
Sevgimi, neşemi, bütün varımı
Çaresiz bir yokluğun içindeyim
Gömdüm içime yıkıntılarımı
Arıyor bir yarim öbür yarimi
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Aşk Başlamadan Güzel



Aşk başlamadan güzel,
Kalplerde heyecan
Bakışlarda korku olduğu zaman güzel...
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin diye çabalayış,
Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman...
Aşk başlamadan güzel....
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Aşk Çizgisi



Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun?
Bir aşk çizgisi var her şeyden öte
O çizgiden başka bütün çizgiler
Aşkı tüketmede

Kimi dik çizgilerin kimi paralel
Eğri büğrüsü, düzgünü, kalını, incesi
Ve bir gün sarıyor bütün çizgileri
Ölüm çizgisi

Bense hep seni çiziyorum kağıtlara, duvarlara
Yeşillerle, morlarla, mavilerle
Resmini yapıp adını yazıyorum
Renk renk çizgilerle

Tut ki iki noktayız birbirinden uzak
Bir çizgiyle aramızı birleştiriyorum
Sonra bir ev yaparak çizgilerden
İçine seni yerleştiriyorum

Başlıyoruz geometrik yaşamlara
Nokta nokta, şekil şekil
Ve bir tek çizgi oluyoruz seninle, mutlu
Öbür çizgiler umurumuzda değil

Her düşünce aşka teğet geçiyor
Tanığı çizgiler var olduğumuzun
Bir aşk çizgisi var her şeyden önce
Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun?
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Aşk Fısıltıları



-1-

Giyindin mi?
Tırnaklarını boyadın mı?
Ya dudakların
Onları da boya
Tara saçlarını bir güzel
Hazır mısın?
Çıkabilir miyiz
Doruklarına aşkın?
O yerlere varabilir miyiz?
Denizleri geçebilir miyiz?
El ele
Hazır mısın?
Hadi soyun öyleyse

-2-

Sağında bir yürek çarpıyor
Benim yüreğim
Sağımda bir yürek çarpıyor
Senin yüreğin
Şimdi
İki yürek bir bedeniz
Sonra
İki beden bir yürek

-3-

Her parçam bir ayrı yerde
Bir ayağım bu günde
Bir ayağım yarında
Bir gözüm göklerde
Bir gözüm denizlerde
Biri yaşamakta ellerimin
Biri ölümse
Yüreğimse
Bin parçaya bölünmüş
Her biri bin yerinde

-4-

Beni çoğalt
Beni artır
Beni benimle çarp
Seni bin yürekle seveyim
Beni kendinle çarp
Seni bir milyon yürekli seveyim
Beni yerden yere çarp
Duvardan duvara
Öleyim
Seni bir milyar yürekle seveyim

-5-

Bir ova
Sonsuz
Ovada bir at koşuyor
Soluk soluğa
Sarp bir kayalık
Dağ başında
Bir kartal kanat çırpıyor
Soluk soluğa
Ellerimde bir balık
Kıpkırmızı
Can veriyor
Soluk soluğa

-6-

Nefesin nefesime karıştı
Kokun kokuma
Etin etime karıştı
Gözlerim gözlerine
Suyum suyuna
Canım canına karıştı
Bir dere
Geldi ta uzaklardan
Gürül gürül
Denize karıştı
Gök toprağa karıştı
Toprak sonsuzluğa
Ben sana
Sen bana

-7-

Saat kaç
Akşam oldu mu?
Gidiyor musun?
Yoo gitme
Kal ne olursun
Bırak giysilerin gitsin
Çorapların
Yüzüklerin
Ayakkabıların gitsin
İstiyorlarsa
Sen kal bebeğim
Aşk varsa
Tanrı varsa

-8-

Yokluğunda
Hangi eve girdiysem
Hangi odaya
Orada ben yokum
Uzaklarda
Bir ev vardı
O evde bir oda
Orada sen yoksun

-9-

Uzaktayım
Beni çağırıyorsun
Yanındayım
Beni çağırıyorsun
İçindeyim
Beni çağırıyorsun
İçimdesin
Avaz avaz bağırıyorsun

-10-

Ölürdüm bu sevgiden yana yana
Alevlerim yıldızlara yükselirdi
Küllerim kaplardı tüm evreni
Ve ruhum dolaşırdı ta mehşere dek
Kordan bir çığlık gibi

Yaşamam seni kıskandığım içindir
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Aşk Okudum - Aşk Dokudum



Ben bu gönül tezgahinda
Ask dokudum, ask okudum
Erenlerin dergahinda
Ask okudum, ask dokudum

Her güçlügü bile bile
Göznuruyla, sabir ile
Yumak, yumak, çile çile
Ask dokudum, ask okudum

Bir ömür yana yakila
Yazdigim sigmaz akla
Acimadim kirkdört yila
Ask okudum, ask dokudum

Sevgi insanligin özü
Odur aydinlatan bizi
Hak yolunda oldum terzi
Ask dokudum, ask okudum.

Günahindan, sevabindan
İçtim ask sarabindan
Ulularin kitabindan
Ask okudum. ask dokudum

Ask için san de, seref de
Okum sapli bu hedefte
Yillar yili bir gergefte
Ask dokudum, ask okudum

Ümit Yasar askla bende
Kötülük olmaz sevende
Bu can kaldikça bu tende
Ask okurum, ask dokurum
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Aşk Şairi



Acılar vardır, bir de çaresizlikler
Ne zaman başladıysa benim öyküm
Yürüdük, kim bilir kaç yıl beraber
Bir yanımda aşk, bir yanımda olum
Durup kirlendim yaşadıkça
Aşktı beni yıkayan, Arıtan su
Dünyamı saran bir uçtan bir uca
Hep o bir gün sevememek korkusu
Ben kalbimi o taşlarda biledim
Butun pisliklerini yeryüzünun
Kazıdım hançerimle yeniledim
Son dakikasında bile ömrümün
Ben Tanrıdan başka bir şey istemem
Her sevgiye acık olsun pencerem
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Aşka Dönüş



Dönebilmek o dönüşü olmayan yollardan
Sürekli bir aldanış bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan

Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla
Duymak büyülü sıcaklıgını beyaz ellerin
Her geçen dakika var oldugunu anlamak için
Yaşamak arzu dolu dudaklarda, şarkılarla

Unutmak ne varsa kötülükten yana
İnmek sevilen gözlerin derinligine
Öyle mutlu, öyle sarhoş, alabildigine
Bin yıl içmek o sulardan kana kana

Her gün ona koşmak daglardan tepelerden
Her yerde, her zaman onsuz edememek
O en tatlı hayal, en büyük gerçek
Anlarsın taşan o günlerden gecelerden

Sonra bir gün o bütün karanlıkları yırtasin gelir
Başını alıp gidesin gelir uzak denizlere
Artık her şey boş ve yalan sevdin ya bir kere
Her yerinden bir bugu halinde o yükselir

Sen yoksun artık anla yeryüzünde bir o var
Onun elleri var, gözleri, dudakları
Anlarsın tenin besledigi zaman toprakları
Ve hala seversin zaman bitinceye kadar

Yeniden var oluştur ya da bir başka türlü oluştur bu
Nice aldanmalardan sonra bir aşka dönüştür bu.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Aşkımızın Son Çarşambası



Pazar
Pazartesi
Salı
Seni bir çarşamba günü
Terkedeceğim
Sonra başımı alıp
Perşembeye doğru gideceğim
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Aşkmıydı O?



Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi
Neydi çekip kendine, beni bağlayan
Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan
Elleri ta içimde o dev miydi


Etime bir alev değmişçesine
Nasıl da yakardı öptüğü zaman
Bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan
Yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine


Hani o yalnız benim olan gül, kırmızı
Gözlerimin önünde açılan sonsuz bahçe
Hani, o var olmalarımız öpüştükçe
O delice sürdürmeler yaşantımızı


Hiç doymamak oysa, tene, kokuya, aşka
Sarıldıkça güçlenmek, bütünlenmek
Kudurmuş arzularla zamanı yenmek
Ve en kuytularda buluşmak korka korka


Kimi gün utanmak otlardan, çimenlerden
Kimi gece mıhlamak gölgemizi duvara
Varmak için o sevgiyle açılmış kollara
Apansız düşmek yükseklerden bir yerden


Oydu işte alıştığım, özlediğim şimdi de
Sevgice bir tutku, aşkımsı bir yakınlık
Avunmak... Kırık dökük anılarla artık
Kimbilir? o geceler yaşanmadı belki de
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Aşktan önce



Günlerden bir gün
Ya pazartesi ya salı
Son meteliğime kadar içeceğim...
Yine hatırıma sen geleceksin
Oturup ağlayacağım.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Aşktı O



Aşktı o! Değiştiren tüm gecelerimi
Aşktı o! Beni durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen

Bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim
Aşktı yine beni yıkayan, arıtan su
Böyle ak pak olacağımı bilir miydim?
İçimde açmasaydı o sevmek duygusu

Ben bir tutsağım şimdi sevgiye, gönüllü
Çözmeyin ellerimi, zincirlerim kalsın
Görsün prangalarım o doğacak günü

Ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın
Seninle her yerde güzel, her zaman yeni
İstemem, sensiz hatırlamasınlar beni.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Ayna



Bana benzeyen bir gözlerim kaldı
Bir de kederli bakışlarım
Düşüncemin olmadığı
Aynalarda ben varım

Yalan değil değiştiğim, yalan değil
Şimdi her şarkı beni ağlatır
Deli eden insanı zaman değil
Zamanı unutmamak kahırdır

Zamandı avuçlarımdan uçup giden
Hayallerimin olmadığı yerde
Zamandı düşünceme hükmeden

İlk sevdiğim şimdi kimbilir nerde?
Önce hatıralarımı götürdü ölüm
Zaman aynasında ölümü gördüm
.

Ümit Yaşar Oğuzcan



Aynalardan Uzakta



Şimdi en açık renginde gözlerin
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak

Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Yıldızların en parlak olduğu zamansın
Denizlerim senin kıyılarında sakin
Bırak ellerini avuçlarımda kalsın

Çirkin olan,fena olan ne varsa unut
Gözlerimin söylediği şarkıyı dinle
Ellerimizde sevgi içimizde umut
Bütün iyilikleri paylaşalım seninle

Aşkın büyülü sesini duyuyor musun
Şimdi onun gülleri açan güz bahçelerinde
Gitme ki günlerimiz gecelerimiz olsun
Çoban kulübelerinde balıkçı kahvelerinde

Varlığın dudaklarımda bir bal tadı
Yokluğun en korkuncu ölümlerin
Senden başka dindiren olmadı
Acısını içimde kanayan yerin

Benimle kal zaman bitinceye kadar
Benim ol yüzyıllar ve çağlar boyunca
Bir ömürdür seninle geçen dakikalar
Ölümden güçlüyüm sen yanımda olunca

Şimdi öyle büyük ki beraberliğimiz
Nabzın benim bileklerimde vurmakta
Artık bütün kaygıların ötesindeyiz
Benimle en güzelsin aynalardan uzakta
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Ayrılanlar İçin



Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.

Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
İnsan ne kadar sevse unutabilir.
Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer
Sen de unutursun bir gün gelir.

Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine,
Unutursun, o günlerimizi, gecelerimizi,
O günlerce, gecelerce sevişmelerimizi...

Her şeyi evet, her şeyi unutabilirsin.
Hatta bütün yazdıklarımı satır satır,
Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Ayrılık Günü



Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı

Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakalarımda
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir içimde bir tel
Sonra, birdenbire kırılır, kopar

Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü
Durmadan çalınır kulaklarımda
Şarkıların en hüzünlüsü

Seni alıp uzaklara giden otobüs
Benim üzerimden geçer hışımla
Devrilir, bakakalırım ardından
Bir sel gibi akan gözyaşımda...

Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
Böyle perişan beklerim dönmeni

Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım
Ellerimi koyacak bir yer bulamam
Nereye gitsem, en koyusu acıların
Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam

İstesem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
Orada bir mezar kazılır benim için
Ayrılığın nerede başlarsa.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan



Ayrılık Saatleri



Ayrılık saatlerinde perişan
Öpüşmelerde uzattığımız alabildiğine
Yaşlı gözlerden kalbin derinliğine
Bakışlarındı bir ışık halinde uzanan

Tapardım o saatlerde güzelliğine
Sevgiden, mestolmuş, özlemli, hayran
Bütün yüreğinle işte o zaman
Bir daha inanırdım sevildiğine

Son köşeyi dönmek istemezdi ayakların
O an bir hüzün çemberiyle sarılırdı
Saçların, gözlerin, dudakların

Büyürdü gitgide gölgesi uzakların
İçimde bir tel kopar, bir ayna kırılırdı
Ve bana bir ölüm gibi sessizliğin kalırdı
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Ayrılırken



Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Perde kapanıyor, filim bitiyor işte,
O hiç bitmeyecek sandığımız...
Görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı.
Sadece bakışlarımızda hüzün.
İste ayrılık bu; hiç beklemediğimiz...
O ikiz kardeşi ölümün.
Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlayacaksın artık
Onunla, o yeni sevgilinle.
Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına askı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.
Sigaranı sondur, kalkabiliriz
On adim sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Ayten'in sonu



Ayten'i Markiz pastanesinde vurdular
Onu ben vurdum
Ayten kanlar içinde düştü yere
Bense ağlıyordum

Şimşek gibi loşluğunda Markizin
Bir usturaydı ellerimde parlayan
Vurdum,ve baktım dağılmış yüzüne
Dedim;o da güzeldi bir zaman

Onun da gözleri vardı,dudakları vardı
Mermerler dile gelirdi konuşunca
Ya elleri her zaman duygulu,serin
Başım dönerdi ellerini tutunca

Önce bir garson gördü ikimizi
Sonra yabancı adamlar gördü,kadınlar gördü
Ayten'i hiç ayıplamadım
O anda kim olsa ölürdü

Renkli bir balon gibi sönüverdi
Koluna gömleğimin kanı damladı
O lekeden başka şimdi
Ayten'den eser kalmadı

Aldılar götürdüler beni
Bu cinayetin hesbını sordular
Dedim:ayten'i ben vurmadım
Onu Markiz pastanesinde vurdular.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan



Bana Bir Şarkı Söyle



Özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
İçimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaralıyım, çaresizim umutsuzum
Bana bir şarkı söyle
Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni, en uzaklara götür
Sesin, aksin içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle
Bütün renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi
Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan
Bana bir şarkı söyle
Yağan kar nasıl hazin yağar bilirsin
Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
İşte öyleyim, kapkarayım bu gün gel
En hüzünlü sesinle, en dokunaklı
Bana bir şarkı söyle
.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Batık Gemi



Bütün sevgililer, dostlar gitti
Bir sen kaldın kadınım beni terketmeyen
Batan gemilerin kaptanları gibi
Denizlerin ortasında ölümü bekleyen.
.

Ümit Yaşar Oğuzcan





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)