Thread Rating:
  • 1 Vote(s) - 4 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Türkçe Dilbilgisi Dersleri Konu Anlatımı Türkçe Dersleri,Türkçe İmlâ Konuları
#1
Oku-1 
   

Türkçe Dilbilgisi Dersleri Konu Anlatımı Türkçe Dersleri,Türkçe İmlâ Konuları


Anlamca Kaynaşmış Bileşik Fiil Örnekleri - Anlamca Kaynaşmış Bileşik Fiil Cümleleri

Söylediklerime kulak asmıyorsunuz.

Bu şekilde davranarak ateşle oynuyorsun.

Bu öğrenciler iyice gözden düştü.

Öğrenciler anlatılanlara kulak kesildi.

Çok ilginç fikirler ileri sürüyor.

Her konuda kılı kırk yarar.

Bu işlere kafa yormalısın.

Onların bu işi yapamayacağını ileri sürdü.

Annesi onu dört gözle bekliyordu.

Arkadaşım öğretmenden söz istedi.

Siz de burnunuzdan kıl aldırmıyorsunuz.

Kimi zaman hayallere dalardı.

Örtülü Anlam Nedir? Örtülü Anlam Cümle Örnekleri

Doğrudan söylenmek istenmeyen sözlerin söylenmesine örtülü anlatım denir. Örtülü anlatıma aynı zamanda kinayelimecazlı anlatımda denilebilir.


Türkçede bazı cümleler doğrudan söylenmeyen ancak o cümleden çıkarılacak farklı yargıları da içerir. İşte bir cümlede doğrudan söylenmeyen ancak cümlenin anlamından çıkarılacak diğer anlamlara örtülü anlam denir.


Örnek:

Babam artık sigara içmiyor.
Bu cümle doğrudan söylenmeyen “Babam önceden sigara içiyordu.” anlamını da içerir. Cümlenin taşıdığı doğrudan söylenmeyen bu anlam örtülü anlamdır.

Örnek:

”Toplantıya Ali de katılmış.” cümlesinden toplantıya Ali’den başka katılanların da olduğu gibi bir anlam çıkarılabiliyor; yani bir cümleden çıkarılabilecek başka anlamlara “örtülü anlam” denir.

Kısaca; doğrudan söylenmeyen yargılar. Örtülü anlam tümcenin altında yatan manadır. İma edilen şeydir. Satır aralarını okumaktır.

Bir cümleden çıkarılacak farklı anlamlara örtülü anlam denir. Örtülü anlamda cümleyi doğrudan okuduğumuz zaman bir anlam çıkaramayız.


Örnek:

Dere kenarında olan evler heyelan nedeniyle yıkıldı.
Yani dere kenarında olmayan evler zarar görmedi anlamını çıkarabiliriz. Bu örtülü anlamdır.


Örnek:

“Ahmet yine kaza yapmış.” cümlesinden Ahmet’in iyi bir sürücü olmadığı ve daha önce de kaza yaptığı anlamları çıkıyor. İşte söylenmediği halde anlaşılan bu anlamlar o cümlelerin örtülü anlamlarıdır.
Örtülü anlam cümlenin içinde gizlenmiş ikinci bir anlamdır.


Örnek:

Doğum günüme seni de bekliyorum. Bu cümledeki örtülü anlam: Doğum günüme başkaları gelecek sen de gel.


Örnek:

Benim de karnım acıktı.
Başkalarının karnının acıktığı anlamı örtülü anlam oluyor. Bu nu de bağlacı ile sağlanmış.


Konu etiketleri: anlamca kaynaşmış birleşik fiiller, anlamca kaynaşmış birleşik fiiller örnek, anlamca kaynaşmış birleşik fiiller örnekler, anlamca kaynaşmış birleşik fiil, anlamca kaynaşmış birleşik fiillere örnekler, anlamca kaynaşmış fiiller, anlamca kaynaşmış birleşik fiil örnekleri, anlamca kaynaşmış fiiller örnek, anlamca kaynaşmış birleşik fiiller örnekleri, anlamca kaynaşmış birleşik fiillere örnek, anlamca kaynaşmış birleşik fiiller cümleler, anlamca kaynaşmış fiillere örnekler, anlamca kaynaşmış birleşik fiiller örnek cümleler, anlamca kaynaşmış birleşik fiiller 10 tane örnek, http wwwbakimliyizcom turkce ve edebiyat 133501 anlamca kaynasmis bilesik fiil orneklerihtml, örtülü anlam nedir, örtülü anlam ne demek, örtülü anlatım nedir, örtülü anlam, örtülü anlam örnekleri, ortulu anlam nedir, örtülü anlam cümleleri, örtülü anlam ne demektir, örtülü anlam nedir örnekler, türkçede örtülü anlam nedir, örtülü anlama örnekler, örtülü anlatım, örtülü anlam nedir ve örnekleri, türkçe örtülü anlam nedir, örtülü anlam ile ilgili cümleler,

Ünsüz sertleşmesi örnek cümleler - Ünsüz sertleşmesi ile ilgili cümle örnekleri

Kavga eden çocuklar öğrenmeni görünce yavaşça uzaklaştılar.

Sırada ayakta beklemekten ayaklarım ağrıdı.

Bu güzel pastaları annem yaptı.

Kar yağışı önümüzdeki günlerde tüm yurtta etkisini gösterecek.

Mağazadan yün bir atkı aldım.

Bu verdiğim örnekler kitapta yer alıyor.

Uçurtma ağaçta asılı kaldı.

Sabah yoldan geçen simitçinin simitleri çok tazeydi.

O bıçak çok keskin ekmeği keserken eline dikkat et.

İşaret sıfatı örnekleri - İşaret sıfatı cümle örnekleri

Şu vapur kalkacak.

Öteki bahçe daha güzel.

Şöyle bir araba almalıyım.

Beriki kayık batabilir.

Bu insanlara acıyın.

O film güzeldi.

Böyle eserler okumalısınız.

10 tane terim anlam örnekleri

    Ekvator Dünya’mızı ikiye bölen sanal bir çizgidir. (coğrafya)
    Şiirde kafiye yoktu. (Türkçe)
    Oyun üç perdeden oluşuyordu. (Tiyatro)
    Hakem maçta penaltı vermeliydi. (futbol)
    Verilen cümlede sıfatları bulunuz.(dil bilgisi)
    Diğer dişleri kurtarmak için köprü yapacağız. (Dişçilik)
    Matematik öğretmenimiz tahtaya bir doğru çizmemizi istedi. (geometri)
    Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir. (Geometri)
    Gazelin beyitleri arasında bütünlük yoktu. (Edebiyat)
    Hakem penaltı atışı için düdüğünü çaldı. (Futbol)


Soru sıfatı örnekleri - Soru sıfatı cümle örnekleri

Bunu kaç liraya aldın?

Kaçta kaç pay alacaksın?

Nasıl kitaplar alalım?

Oraya ne gün gidelim?

Neredeki yol onarım görüyor?

Hangi kuşlar güzel öter?

Sen kaçıncı soruyu çözemedin?

Ne kadar para istiyor?


ki eki ve ki bağlacının yazımı - ki eki ve ki bağlacı nedir

ki Bağlacı

Sadece “ki” biçimi vardır. Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır. Türkçe değil Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı olarak kullanılır. “ki” ile başlayan bir ara cümle asıl cümlenin içinde kısa çizgiler arasında verilebilir:

ki Bağlacı Örnekleri

    Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli
    Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın.
    Atatürk diyor ki: …
    Bir şey biliyor ki konuşuyor.
    Ben ki hep sizin için çalıştım.
    Sınavı kazanabilir miyim ki…
    Baktım ki gitmiş.


NOT: Ancak bu bağlaç birkaç örnekte kalıplaşarak bitişik yazılmaktadır.

Örnek: belki çünkü (ünlü uyumuna girmiş) hâlbuki mademki meğerki oysaki sanki.



-ki Yapım Eki

İsimlere eklenerek yer ve zaman bildiren sıfatlar türeten ektir. Zaman bildiren kelimelerin sonuna doğrudan eklenirken yer bildiren sıfatlar türetirken “-dE” hâl ekiyle birlikte kullanılır. Sadece -ki ve az da olsa -kü şekilleri vardır:

ki Yapım Eki Örnekleri

    bu yılki sınav
    yarınki maç
    dünkü film
    bugünkü aklım
    masadaki kitaplar
    duvardaki saat
    evdeki hesap




-ki İlgi Zamiri

Ek halindeki tek zamirdir. Eklendiği kelimeye -ki sadece isim tamlamasında tamlayana eklenir- bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar. Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece -ki şekli vardır:

ki İlgi Zamiri Örnekleri

    senin kalemin - seninki
    Ali’nin eli - Ali’ninki
    onun düşüncesi - onunki


Soru sıfatı örnekleri - Soru sıfatı cümle örnekleri

Bunu kaç liraya aldın?

Kaçta kaç pay alacaksın?

Nasıl kitaplar alalım?

Oraya ne gün gidelim?

Neredeki yol onarım görüyor?

Hangi kuşlar güzel öter?

Sen kaçıncı soruyu çözemedin?

Ne kadar para istiyor?


“DE” bağlacı ile ilgili örnekler


*Eşitlik gibi anlamı katar.
---O filmi ben de seyrettim.
---Bence Aslı da bu işten anlamıyor.

*Abartma anlamı katar.
---Çocuğun okuduğu şiir de şiirdi hani.
---Aldıkları araba da araba yani.

*Küçümseme anlamı katar.
---Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim.
---Sanki bu işten anlıyorsun da konuşuyorsun.
---Büyüyecek de adam olacak da bize bakacak.

*Sitem anlamı katar.
---Okula kadar geldin de bir selam vermedin.
---İzmir’e kadar geldin de yanıma uğramadın.

*Şaşma inat sebep korkutma anlamı katar.
---Kardeşin de mi bizimle gelecek?(Şaşma)
---Ufaklık kalemi vermem de vermem diyor.(İnat)
---Ailesiyle kavga etti de evi terk etti.(Sebep)
---Dışarı çık da göreyim.

*Ama fakat anlamında kullanılır.
---Pansiyona kaydını yaptı da yerleşmedi.
---Bize gelmiş de fazla kalmamış.”

*İkinci cümlenin filinden sonra gelirse o cümleyi üstelik ilgisiyle ikinci cümleye bağlar.
---“Onu seviyorum sayıyorum da…”

*Soru cümlelerinde istek ya da emir kiplerinin olumsuz biçimlerinden sonra gelirse ancak edatının anlamını verir.
---“Ben ağlamayayım da kimler ağlasın?”

*Birinci cümlenin fiilinden sonra gelirse o cümleyi tarz ilgisi ile ikinci cümleye bağlar.
---“koş da gel.”
*Birinci cümlenin fiilinden sonra gelirse o cümle ikinci cümlenin temel yargısı olur.
---“Ne iyi ettin de geldin.”

*Dilek-şart kipinden sonra gelirse cümleleri bile anlamıyla bağlar.
---“Gelse de oturmaz.”

*Şart birleşik zamanından sonra gelince cümleleri ama ilgisi ile bağlar.
---“Okursa da anlamaz.”


Uyarı: Türkçe’de biri bağlaç diğeri hal eki olan iki çeşit “de” vardır. “de” yi cümleden çıkardığımızda cümlenin yapısı bozulursa ektir bitişik yazılır bozulmazsa bağlaçtır ayrı yazılır.
---Bakkalda sebze de satılıyormuş.
---Ayşe de okulda kalmış.(bağlaç-ek)


Yaklaşma Fiili Örnekleri - Yaklaşma fiili ile ilgili cümleler

Elimdeki vazo balkondan düşeyazdı.

Geçen haftaki kazada bütün ailesi öleyazdı.

Heyecandan bayılayazmış

Küçük kız korkudan öleyazmış.

Burada soğuktan donayazdık.


Ünsüz yumuşaması örnekleri -


kitap-ı→ kitabı

umut-u→umudu

bayrak-ı→bayrağı

yaprak-ı→yaprağı

ahenk-e →ahenge

sağlık-ı→sağlığı

ağaç→ağaca

çocuk→çocuğu

senet→senedin

dolap→dolabın

ekmek→ekmeği

kitap→kitabım

tüfek→tüfeği

diyalog→diyaloğu

almak→almağa

Gerçek Anlam Cümle Örnekleri


Bir sözcüğün herkesçe bilinen en yaygın kullanılan ve ilk akla gelen anlamına “gerçek anlam” denir.

Ceketinin düğmelerini ilikledi.
Bağırarak ders anlattığım için boğazım ağrıyor.
Bugün hava düne göre çok soğuk.
Ağaçtan düştü kolu kırıldı.

Odadaki ışık yeterli değildi.
Annemin kulakları iyi duymuyor.
Kardeşim hep ince uçlu kalem kullanır.
Çocuk ağır çantayı güçlükle taşıyordu.
Dün kaybettiği saatini kütüphanede bulmuş.

Soğuktan su boruları patlamış.

Ayağında eski bir spor ayakkabı var.

Biraz sonra toprak bir yola girdik.

Kanadı kırık bir martı gördüm.

Soğuk sudan boğazı şişmişti.

Yataktan kalkarken başımı duvara çarptım.

Dün gece erken yattım.

Sıcak çorbayı içince rahatladım.

Dolaptan temiz elbiselerini çıkardı.

Ahmet'in burnu iyi koku alır.

Ağzında yaralar oluşmuştu.

Elini hırsla masaya vurdu.

İri hantal gövdesini zorlukla sürüklüyor gibiydi.

Gölün kıyılarını yapraksız bodur ağaçlar kuşatmıştı.


SORU SIFATI :Örnek

şu kaç para eder?(''Şu''kelimesi soru sıfatıdır)

Bu da mı şaka?(''Bu''kelimesi soru sıfatıdır)

O mu sana sataşıyor?(''o''kelimesi soru sıfatıdır)

Arsanın kaçta kaçı senin?(''Kaçta Kaçı''kelimesi soru sıfatıdır)

Melek resimli fincanlar kaç para eder?(''Kaç''kelimesi soru sıfatıdır)

Sen ne hakla bu işi yapıyorsun?(''Ne''kelimesi soru sıfatıdır)

Sen kaçıncı sırada oturuyorsun?(''Kaçıncı'' kelimesi soru sıfatıdır)

Ünsüz Düşmesi Örnekleri


küçük – cük → küçücük
ünsüz düşmesi

ufak – cık → ufacık
ünsüz düşmesi

yüksek – l → yüksel–
ünsüz düşmesi

alçak – l → alçal–
ünsüz düşmesi

seyrek – l → seyrel–
ünsüz düşmesi

ad – daş → adaş
ünsüz düşmesi

ast – teğmen → asteğmen
ünsüz düşmesi

üst – teğmen → üsteğmen
ünsüz düşmesi

Zarf Örnekleri

Fiillerin fiilimsilerin sıfatların ya da kendi türünden olan kelimelerin anlamlarını türlü yönlerden (yer-yön zaman durum miktar soru) etkileyen; onları belirten dereceleyen sözcüklere zarf denir.

Örnekler

Bugün çok yürüdüm. (fiilden önce)
Buraya yarın gelecekler. (fiilden önce)
İki eski dost akşama kadar sohbet etti. (fiilden önce)
Yarın da bayağı çok yürüyeceğiz. (zarftan önce fiilden önce)
En güzel sen konuştun. (zarftan önce fiilden önce)
En doğru kararı vermeliyiz. (sıfattan önce)
Çok hararetli tartışmalar oldu. (sıfattan önce)
Dün hava daha soğuktu. (adlaşmış sıfattan önce)
Mevsimlerin en güzeli ilkbahardır. (adlaşmış sıfattan önce)
Dargın durarak bir şey kazanamazsın. (fiilimsiden önce)


1. Durum Zarfları


a. Niteleme Zarfı Örnekleri

Fiile "nasıl" sorusu sorularak bu zarflar bulunabilir.
Niteleme sıfatlarının çoğu niteleme zarfı olarak kullanılabilir.

Eğri oturalım doğru konuşalım.
Düşüncelerini ne güzel dile getirebiliyorsun!
Çocukça hareket ediyorsun.
Böyle gelmiş böyle gider.
Söyleyeceksen böyle söyle.
Küçük kız güzelce süslendi. (niteleme)
Babasını sevinçle karşıladı. (niteleme)
Adam çekine çekine içeri girdi. (niteleme)
Kâğıtları paket paket gönderdi. (niteleme)
Yiğitseniz teker teker gelin. (üleştirme niteleme)
İsimler de niteleme zarfı olarak kullanılabilir:
Gül kokuyordu teni.
O bu dünyada delikanlı yaşadı.


b. Kesinlik Zarfı Örnekleri

"elbet elbette asla mutlaka hiç mi hiç ne olursa olsun kuşkusuz hiç kuşkusuz..."
Elbet bir gün buluşacağız.
Seni asla unutmayacağım.
Hayvanları ve bitkileri hiç incitmem.
İyiliklerinizin karşılığını mutlaka göreceksiniz.

c. Yineleme Zarfı Örnekleri

İkide bir karşıma çıkıyor.
Konuyu bir daha anlatayım.
Bu akşam yine arayacağım.

d. Olasılık Zarfı Örnekleri

"bakarsın belki ola ki sanıyorum."
Ola ki arayacağı tutar.
Sanıyorum aramaz.

e. Yaklaşıklık Zarfı Örnekleri

"aşağı yukarı şöyle böyle hemen hemen"
İşim hemen hemen bitti. (yaklaşıklık)

f. Üleştirme Zarfı Örnekleri

Uçaklar ikişer ikişer geçiyordu üstümüzden
Askerler teker teker nöbet yerlerine dağıldılar.

g. Sınırlama Zarfı Örnekleri

Dün ancak iki saat çalışabildim.
Bu kötü alışkanlıklardan artık uzak durmalısın

DE hal eki ile ilgili cümleler - DE hal eki ile ilgili örnekler

Ahmet evde bekliyor.

Ayşe saat 6' da gelecek.

Ebru en arka sırada oturuyor.

Bilmek istediğiniz herşey kağıtta yazıyor.

Bu kalemde uç var.

Evde onu gördüm.

Denizde birçok atık vardı.

Arkadaşıma kapıda beklememesini söyledim.

Kapakta son kullanma tarihi yazıyordu.


Fiillerde Kip Nedir?-Kip Hakkında

Fiillerde zaman şahıs veya dilek bildiren ek almış biçimlerine KİP denir. Dilimizde fiil kipleri ikiye ayrılır: A. Haber Kipleri: Haber kipleri işin oluşun veya hareketin zaman ve şahsa bağlı olarak meydana geldiğini bildiren kiplerdir. Bunlara BİLDİRME KİPLERİ de denir.
1. Belirli (-di'li) Geçmiş Zaman Kipi: Eylemin sözün söylendiği andan önceden yapıldığını söyleyenin kesin inancıyla tam anlatır:
Fiillerde bulunan "-di -du -dü -tu" ekleri -di'li geçmiş zamanı belirtirler.
Öğretmenimiz sınıfa geldi. Bütün çocuklar bahçeye koştu ...
2. Belirsiz (-miş'li) Geçmiş Zaman Kipi: Eylemlerin sözden önce yapıldığını bildirir ancak kesinlik yoktur. Söyleyen kendisi duyup görmemiş işitmiştir. Bu kip masallara yakışır.
Fiillerde bulunan "-muş -mış -miş -müş" ekleri -miş'li geçmiş zamanı belirtirler.
Okul bahçesinde üç tur koşmuş. Havalar soğuyunca üşütmüş...
3. Şimdiki Zaman Kipi: Eylem ile anlatımın birlikte olduğunu bildiren zamandır Ders çalışıyorum. Alış veriş yapıyorum.
Şimdiki zaman kipinin eki "-yor" fiillere hiç değişikliğe uğramadan eklenir.
4. Gelecek Zaman Kipi: Eylem ile anlatımdan sonra yapılacağını bildiren zamandır
Aynur tiyatroya gidecek. Birlikte eğleneceğiz.
Gelecek zaman kipinin ses uyumuna göre "-ecek -acak" tır
5. Geniş Zaman Kipi: Eylem her zaman yapılabileceğini bildiren zamandır
Akşamları trene binerim. Her gece oyun oynarım.
Gelecek zaman kipinin ekleri "-ar -er -ır -ir -or -ör ur -ür -r" dir.
B. Dilek Kipleri: Bir eylemin yapılması ya da bir oluşun meydana gelmesini dilek anlamı vererek anlatan kiplerdir. Dörde ayrılır:
1. Gereklilik Kipi: Bir iş oluş veya hareketin gerekliliğini anlatır. Ekleri ses uyumuna göre "-meli -malı" dır.
Haftada bir kitap okumalıyım
Kestikten sonra affımı istirham etmelisin
2. İstek Kipi: Bir iş oluş veya hareketin yapılmasının olmasının istendiğini belirten kiptir. Ekleri ses uyumuna göre "-e -a" dır
Şimdi affını yazayım
İstirhamım kabul olunmazsa kendi başımın kesilmesini isteyeyim.
3. Dilek Şart Kipi: Bir dilek ve şartın anlamı bulunmaktadır. İş veya oluşun hareketin meydan gelmesi bir şarta bağlıdır. Ekleri ses uyumuna göre "-se -sa" dır.
Babam gelirse gideceğiz
Okusa da babası gibi adam olsa.
4. Emir Kipi: Bir iş oluş veya hareketin olmasını yapılmasını veya yapılmamasını emretmek için kullanılır.
Hayır bey hayır!... Padişahın emrinden çıkma. Beni kes... Kestikten sonra affımı istirham et.
İnsan kendine emir veremeyeceğinden bu kipin birinci tekil ve çoğul şahısları yoktur.


Birleşik cümle örnekleri

Birden çok yargı bildiren cümlelerdir. Birleşik cümleler; asıl yargıyı bildiren temel cümle ve ona yardımcı olan yan cümle yada cümlelerden oluşur.

En sevdiğim şey kitap okumaktır.

Bir isteğin varsa ona söyle.

Havaların ısınması tatil düşkünlerini sevindirdi.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi.

Çanakkale’yi de gezerdik vaktimiz olsaydı.

Çadırları çalanlar bulunamadı.

Evlerin ne zaman biteceğini bilmiyoruz.

Hava güzel olursa yarın pikniğe gideriz.

İsim Tamlaması Nedir?-İsim Tamlaması Türleri

A. İsim Tamlaması: Aralarında anlam ilgisi bulunan iki veya daha çok isimden meydana gelen söz gruplarına İSİM TAMLAMASI denir.

İsim tamlamalarında birinci isim tamlayan ikinci isim tamlanandır. Tamlayan veya tamlanan ek alma durumuna göre isim tamlamaları dörde ayrılır:

1. Takısız İsim Tamlaması: Bir tamlamada tamlayan ve tamlanan isim veya isim soylu kelime ek almazsa takısız tamlama oluşur.
gümüş çerçevedemir kapıTamlayanTamlananTamlayanTamlanan

2. Belirtisiz İsim Tamlaması: Bir isim tamlamasında tamlayan ek almaz tamlanan ek alırsa belirtisiz isim tamlaması meydana gelir.
soba boru - s -upencere cam - ıTamlayanTamlananTamlayanTamlanan

3. Belirtili İsim Tamlaması: Tamlayanla tamlananın ek aldığı isim tamlamalarına belirtili isim tamlaması denir.
Ev - in pencere -s - iDolab - ın kapağ - ıCeket - in düğme - s - iTamlayanTamlananTamlayanTamlananTamlayanTamlanan

4. Zincirleme İsim Tamlaması: İkiden fazla ismin anlamca birbirini tamamlarken oluşturdukları tamlamalardır.



Hal ekleri ile ilgili örnekler

1. – i hal eki (yükleme hali)


“Ev – i gördüm.”

“Odun – u yardım.” cümlelerinde kullanılan eklerdir. Fiilin neyi etkilediğini gösterir. Fiile sorulan “kimi neyi” sorularına cevap verir.


2. – e hal eki (yönelme hali)


“Eve gitti.” cümlesinde yer bildirir.

“Yaza gelecekler.” cümlesinde zaman bildirir; zarf yapar.

“Beş bin liraya aldım.” cümlesinde miktar bildirerek zarf yapar.

“Başbaşa resim çektirmişler.” cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış.

Bu ek “ben” ve “sen” şahıs zamirlerine geldiğinde zamirlerin yapısını değiştirir ve onları “bana” “sana” şekline çevirir.

Bu eki

“Haberi duyunca koşa koşa olay yerine geldi.”

“Elindeki taşları oraya buraya rastgele atıyordu.”

“Saat üçü beş geçe istasyonda buluşacağız.” cümlelerinde altı çizili eklerle karıştırmayalım. “-e” hal eki fiillerin kök ya da gövdelerine eklenmez.


3. – de hal eki (bulunma hali)


“Evde bekliyor.” cümlesinde yer bildirir.

“Ayakta bekliyor.” cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış.

“3′te gelecek.” cümlesinde zaman bildirerek zarf yapmış.

“Onlar gözde insanlar.” cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirmiş ve sıfat yapmış. Elbette bu durumda yapım eki olmuş.

“Buralarda saz boyunda otlar biter.” cümlesinde sıfat yapmış ancak yapım eki olmamış.


4. – den hali (çıkma durumu)


“Evden çıktı.” cümlesinde yer bildirmiş.

“Akşamdan gidelim.” cümlesinde zaman bildirmiş.

“Sıradan insanlardı onlar.” cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirerek sıfat yapmış ve yapım eki olmuş.

“Senden iyi arkadaş bulamam.” cümlesinde karşılaştırma bildirmiş.

“Sıkıntıdan tırnaklarını yerdi.” cümlesinde neden bildirmiş.

“Her taraf kağıttan uçaklarla doluydu.” cümlesinde bir şeyin neyden yapıldığını göstermiş.

“Birden ayağa fırladı.” cümlesinde durum bildirmiş. Bu tür örnekler çoğaltılabilir. Önemli olan eklerin cümle içindeki anlamını kavramaktır.


5. Yalın hali: Bu hâl eksizdir.

ÖRN: Ahmet ev…


Dilek Şart Kipi Örnekleri - Dilek Şart Kip Eki Örnekleri - Dilek şart kipi nedir?


Fiilin gerçekleşmesinin bir koşula bağlı olduğunu belirtmek için bu kip kullanılır.
Fiillere “-sa -se” eki getirilerek yapılır.

“düşün-“ fiilini şart kipiyle çekimleyelim:
düşünsem düşünsek
düşünsen düşünseniz
düşünse düşünseler

Şart kipi eki “–sa –se” birleşik cümlelerde ikinci yargının gerçekleşmesini bir koşula bağlar.
Azıcık uyusam başımın ağrısı geçer.

Şart kipi eki “–sa –se” kimi zaman istek dilek rica anlamlarında da kullanılabilir.

Televizyonun sesini azıcık kıssan.
Yarınki geziye siz de gelseniz.
Bu akşam biraz erken uyusak.

Şart Kipi Örnekleri

    Ağlarsa anam ağlar
    İsterse veririz.
    Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
    Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azîmetten
    Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına
    Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına
    Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!

Gelecek Zaman Kipi Nedir?

Gelecek Zaman Kipi (–acak –ecek)
Henüz gerçekleşmemiş gelecekte yapılacak fiiller bu kiple karşılanır.

Maaşımı çekince odun kömür alacağım.
Eve ne zaman döneceksin?

Gelecek zaman eki “–acak –ecek” ünlüyle biten fiillere geldiğinde araya “y” kaynaştırma ünsüzü girer. Bu olaya “ünsüz türemesi” denir.

anla–acak → “anla–y–acak” (ünsüz türemesi)
süsle–ecek → “süsle–y–ecek” (ünsüz türemesi)


Yan Anlam Cümle Örnekleri


Bir sözcüğün temel anlamı yanında zaman içerisinde kazandığı yeni anlam veya anlamlara “yan anlam” denir.

NOT: Sözcüğün temel anlamı ile yan anlamı arasında bir ilgi vardır.

Tuğba’nın ayağına çivi batmış. (G.A.)
Masanın bir ayağı kırılmış. (Y.A.)

Gömleğimin düğmesi düşmüş. (G.A.)
Televizyonu açmak için şu düğmeye basacaksın. (Y.A.)

Kazadan sonra koluma iki diliş attılar. (G.A)
Gömleğinin kolları kırışmış. (Y.A.)

Sağ gözüm iki gündür sulanıyor. (G.A.)
Arabanın anahtarı masanın alt gözünde olacak. (Y.A.)

Yemek yerken ağzını kapamalısın. (G.A)
Mağaranın ağzı örümcek ağlarıyla kaplanmıştı. (Y.A.)
Çuvalın ağzını sıkıca bağladım. (Y.A.)

Ünlü şarkıcı burnuna estetik yaptırmış. (G.A.)
Ayakkabısının burnu yırtıktı. (Y.A.)

Yuvasından düşen yavru kırlangıcın kanadı kırılmıştı. (G.A)
Çocuklar oynarken maket uçağın iki kanadını da kırmışlar. (Y.A.)



Bazı arkadaşlar soruyor;

Y.A : Yan anlam
G.A : Gerçek anlam

Mecaz Anlam Cümle Örnekleri


Bir sözcüğün gerçek anlamından uzaklaşarak bütünüyle başka bir anlamda kullanılmasına “mecaz anlam” denir.

    Bu olayda mutlaka onun da parmağı vardır.
    Son otobüse yetişemezsem işte o zaman yandım.
    Toplantıda bize çok ağır sözler söyledi.
    Cesaretimin kırılmasına sen sebep oldun.
    Onun bu pişkinliğine bir anlam veremedik.
    Sokakta keskin bir kömür kokusu var.
    Kara haber tez duyulur.
    Yazılıdan zayıf alınca dersten iyice soğudum.
    İnce davranışlarıyla hepimizin gönlünü fethetti.
    Galiba dün akşam annemi kırdım.
    Boş laflara karnım tok benim.
    İki arkadaş koyu bir sohbete dalmıştı.
    Taksit parasını harcayan oğluna köpürdü.


Şahıs (kişi) zamiri örnekleri

Sadece insan isimlerinin yerini alan zamirlerdir.


*Ben sen o;biz siz onlar.
*Görüyorum beni okşayan gözlerindeki geceyi.
*Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
*“Bana kucaklarında seni getiriyorlar;
Ben de sonra o seni getiriyorum sana.”
*Mavi denizlerin ötesinde bulacağım seni .
*Bizim buralarda her yıldız kaydığında biri ölür.
*Sizler bu ülkenin geleceğisiniz.
*Ben senin en çok bana yansımanı sevdim.
*Biz her gece uğultularını dinlerdik rüzgarların.
*Güneşsadece onun gözlerinde doğardı.
*Onun yüreğinde sevgi çiçekleri açardı.
*Obu davaya yüreğini koymuştu.
*Zor durumda kaldığında onlar yardım ediyordu.

UYARI: “O” ve “onlar” zamirleri bir insanı anlatıyorsa kişi zamiriinsan dışındaki bir varlığı anlatıyorsa işaret zamiri olur.


*Onu çöpe atan ondan başkası olamaz.
*Onu bu yörede sadece onlar dokur.


NOT:Şahıs zamirleri ile isim tamlaması kurulabilir.Bu durumda şahıs zamiri sadece tamlayan olabilir.


*Benim denizlerim senin gözlerindir.
*Akşamı seyredeyim senin bakışlarında.
*Bizim atalarımız bu topraklarda bir tarih yazdı.

UYARI:Şahıs zamirleri kesinlikle iyelik eki almaz.

*Dönüşlülük Zamiri: “Kendi” zamiridir.Bu zamircümlede asıl şahıs zamirinin yerine kullanıldığı gibi yerine kullanıldığı şahıs zamiriyle de yan yana olabilir.
Bu durumda anlatım pekiştirilmiş olur.
*Bu evi ben temizledim.
*Bu evi kendim temizledim.
*Bu evi ben kendim temizledim.(pekiştirilmiş)
*Yol aldım sevdalarda kendimi bulmak için.
*Kendini bir de arkadaşının yerine koy.
*Şu dünyada ne yaparsak kendimize yaparız.
*Beni çağırmadınızkalkıp ben kendim geldim.


Zamirler ve Çeşitleri Nelerdir?

ZAMİR: İsimlerin yerine kullanılan ismin yerini tutan kelimelere ZAMİR diyoruz.
Zamirler; Kelime Halindeki ve Ek Halindeki Zamirler olmak üzere ikiye ayrılır
: : A-) Kelime Halindeki Zamirler : : Bu zamirler Şahıs İşaret Belgisiz ve Soru Zamirleri olmak üzere dörde ayrılır.
1. Şahıs Zamirleri: Zamirlerin bazıları şahısların yerini tutarlar. Bu çeşit zamirlere ŞAHIS ZAMİRİ denir.
2. İşaret Zamirleri: Varlıkların yerini işaret yoluyla turan zamirlere İŞARET ZAMİRİ denir.
3. Belgisiz Zamirler: Varlıkların yerini şöyle böyle tutup belirten zamirlere BELGİSİZ ZAMİR denir.
4. Soru Zamirleri: Varlıkların yerini işaret soru turan zamirlere SORU ZAMİRİ denir.
: : B-) Ek Halindeki Zamirler : : Bu zamirler İyelik ve İlgi Zamirleri olmak üzere ikiye ayrılır.
Ek halindeki zamirler ikiye ayrılır:
1. İyelik Zamirleri: Varlığın kime ait olduğunu gösteren zamirlere İYELİK ZAMİRLERİ denir.
Kalem sözcüğüne eklenen ekleri inceleyelim:
kalem – im
kalem – in
kalem – i __
__
__ Benim kalemim
Senin kalemin
Onun kalemi kalem – imiz
kalem – iniz
kalem – leri __
__
__ Bizim kalemimiz
Sizin kaleminiz
Onların kalemleri
2. İlgi Zamiri: İki varlık arasında ilgi kurarak bunlardan birinin yerini tutan “ki” ekine İLGİ ZAMİRİ denir.
Benim kalemim yok. Seninkini verir misin?
Burada “seninkini” yerine “senin kalemini” yazılabilir. Kalemin yerini “-ki” eki tutmuştur.
İlgi zamiri olan “-ki” kelimeye bitişik yazılır. Ayrı yazılan “ki” bağlaçtır.
Benim elbisem mavi seninki (senin elbisen) siyahtır. (İlgi Zamiri)
Öyle güzel bir kitap okudum ki anlatamam. (Bağlaç)


Takısız isim tamlaması örnek cümleler - Takısız ad tamlaması ile ilgili örnek cümleler

Akşama keten pantolonum hazır olsun.

Tahta kaşıkla yemek yemeye alışamadım.

Mehmet çelik iradesine güvenirdi.

İpe mendil dosta olan sevgiyi belirtirmiş.

Kerpiç duvardan yapılan daha sağlıklı oluyor.

Elma yanaklı kiraz dudaklı ipek saçlıydı.

Sırma saçlarıyla herkese hava atardı.

Zeytin gözlüm buralarda işin ne?

Yatarken demir kapıyı kilitledim.

Yün kazaklarım çok sıcakta yıkandığı için çekmiş.

Belgisiz zamir örnekleri

İsimlerin yerini belirsiz şekilde (kişiişaret) karşılayan zamirlerdir.


*Bazılarıkimilerihiçkimsekimse;herkesbirkaçıb irihepsi;tümübaşkalarıhiçbiribirçoğu.
*Bazıları futbolbazıları basketbol oynar.
*Hiçbirimiz ondan bu davranışı beklemiyorduk.
*Kimseye haber vermeden evden ayrıldı.
*Hiç kimse senin nazını çekmeye mecbur değil.
*Bu ailede herkes kendi dünyasında yaşıyor.
*Başkalarının ne dediği beni ilgilendirmez.
*Biri yerbiri bakar kıyamet ondan kopar.
*Meclisin aldığı karara birçoğu tepki gösterdi.

Türemiş fiillere örnek cümleler

Basit yapılı sözcüklere yapım eklerinin getirilmesiyle elde edilen fiillere türemiş fiiller denir.

Markete uğradıktan sonra eve doğru yöneldi.

Okula gelince çok rahatladım.

Çocuğunu görünce duygulandı.

Çocuk etrafına bakındı.

Adamın eli kanıyordu.

Havuzun içini temizledim.


Basit Zamanlı Fiil Örnekleri - Basit Çekimli Eylem Örnekleri

Aşağıdaki cümlelerde haber ve dilek kipleriyle çekimlenen eylemler sadece birer kip eki aldığı için basit çekimli fiillerdir.

Ben o kitabı okudum.
(oku – du – m) -di’li geçmiş zaman

Hastanın durumunu bir de ona sorsanız.
(sor – sa – nız) dilek-koşul kipi

Hemen yerinize oturun.
(otur – un) emir kipi

Yeni şirket binasını yakında göreceksin.
(gör – ecek – sin) gelecek zaman

İnsanlar her sabah bu parkta koşarlar.
(koş – ar – lar) geniş zaman

Hemen oturup dedeme mektup yazdım.
(yaz – dı – m) -di’li geçmiş zaman

Bu sorunun cevabını biliyorum.
(bil – i – yor – um) şimdiki zaman

Sipariş ettiğim kitap dün gelmiş.
(gel – miş) -miş’li geçmiş zaman

İşinizi çok çabuk yapmalısınız.
(yap – malı – siniz) gereklilik kipi

Bu haberi birlikte okuyalım.
(oku – y – a – lım) istek kipi


Soru Zamiri Örnekleri

İsimlerin yerini soru yoluyla alan zamirlerdir.


*Ne? kim?;nereye? kime?;hangisi? kaçı?
*Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
*Kimdir bana gülen yeşillik balkonundan?
*Nereye baksam hep seni hatırlıyorum.
*Şu dünyada insan kime güvenebilir ki?
*Bunca zamandır ne konuştunuz?
*Elindeki makası nereye koyduğunu bilmiyor.
*Elindeki kitaplardan hangisini aldın?


Soru Zamiri Örnekleri

İsimlerin yerlerine soru yoluyla geçen sözcüklerdir. Bu sözcüklerin yerine sorduğu isimler getirilebilir.
“Bu çiçeği sana arkadaşından başka kim getirir?”
cümlesinde altı çizili söz çiçeği getiren kişinin isminin yerine kullanılmıştır. Bu kişinin ismini “kim” zamirinin yerine koyabiliriz.

Çarşıdan ne aldın?
Nerede oturuyorsunuz?
Hangisi önce geldi?
Kaçı bizimle gelecek?

Zamirler kendileri gibi ismin yerine geçen adlaşmış sıfatlarla karıştırılmamalıdır. Bunların ikisi de ismin yerine geçiyor. Ancak zamirler isimlerin herhangi bir niteliğini bildirmediği halde adlaşmış sıfatlar ismi niteliğiyle beraber karşılar.

Bu kadın dün de gelmişti.
Yaşlı kadın dün de gelmişti.

Bu cümlelerde altı çizili sözlerin ikisi de sıfattır. Birincisi işaret sıfatı ikincisi ise niteleme sıfatıdır. Bu sıfatların belirttiği “kadın” isimleri cümleden çıkarılırsa

“Bu dün de gelmişti.”
“Yaşlı dün de gelmişti.”

şekline gelen cümlelerde altı çizili sözler ismin yerine geçmişlerdir. Bu sözcüklerin anlamlarına baktığımızda “bu” sözcüğünün yerine geçtiği ismin niteliğini bildirmediğini “yaşlı” sözcüğünün ise bildirdiğini görüyoruz. Öyleyse birincisi zamir ikincisi adlaşmış sıfattır.


Dönüşlülük Zamiri Örnekleri

“Kendi” zamiridir.Bu zamircümlede asıl şahıs zamirinin yerine kullanıldığı gibi yerine kullanıldığı şahıs zamiriyle de yan yana olabilir.

Bu durumda anlatım pekiştirilmiş olur.
*Bu evi ben temizledim.
*Bu evi kendim temizledim.
*Bu evi ben kendim temizledim.(pekiştirilmiş)
*Yol aldım sevdalarda kendimi bulmak için.
*Kendini bir de arkadaşının yerine koy.
*Şu dünyada ne yaparsak kendimize yaparız.
*Beni çağırmadınızkalkıp ben kendim geldim.

Şimdiki Zaman Kipi Örnekleri

Öğrencilerin sınavlarını okuyorum.

Öğrenciler otobüs bekliyor.

Öğretmen konuyu tekrarlıyor.

Bahçıvan bahçeyi suluyor.

Şimdi ders anlatıyor.

Çocuklar bahçede futbol oynuyorlar.

Öğretmen öğrencilere kötü not vermiyor.

Şimdi odasında ders çalışıyor.

Her gün düzenli olarak iki saat ders çalışıyor.

Babam hiç sigara kullanmıyor.

Bütün çocuklar dışarıda oyun oynuyorlar.

Ben sigara içmiyorum.

Öğrenciler derste hiç konuşmuyor.

Varsağı Nedir?-Varsağı Özellikleri

Özel bir ezgiyle söylenen koşmaya denir. Önce Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkleri tarafından söylendiği için bu adla anılır. Semâiye benzer. Hece ölçüsünün en çok sekizli kalıbıyla yazılır. 4+4 duraklı veya duraksız olur. Kafiye şeması şöyledir: Xaxa bbba ccca.

Semâiden ezgi yönüyle ayrılır. Varsağı yiğitçe bir havayla okunur. Çokluk içinde “bre” “hey” “hey gidi” gibi ünlemler yer alır. Bu ünlemlerin bulunmadığı varsağılar ezgisiyle fark edilir. Güney Anadolu’da Maraş’tan Mersin’e kadar uzayan bölgede yaşayan Varsak Türkleri Selçuklular zamanında Anadolu’ya yerleşmişlerdi. Varsağı Varsak Türkleri’nin kendilerine özgü bir ezgiyle söyledikleri türkü biçimidir.

Halk edebiyatında en çok varsağı söyleyen aşık Karacaoğlan’dır.

Özellikleri:
1. Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkmenlerine ait halk şairleri tarafından söylenen şiirlerdir.
2. Özel bir bestesi vardır.
3. 8’li hece ölçüsü ile söylenir.
4. Varsağıda hayattan ve talihten şikayet gibi konular da işlenir.
5. Şiirin sonuna doğru mahlas kullanılır.
6. Yaygın olmayan bir nazım şeklidir.
7. En güzel örneklerini Karacaoğlan vermiştir.

Not: Semai ile benzerlik gösterir. Varsağının semaiden farkı ezgisi ve “Bre hey” gibi ünlemler kullanılarak erkekçe yiğitçe bir söyleyişe sahip olmasıdır.
Bre ağ(a)lar bre beyler
Ölmeden bir dem sürelim
Gözümüze kara toprak
Dolmadan bir dem sürelim
Karacaoğlan

Sürerlik fiili örnekleri - Sürerlik bileşik fiili ile ilgili cümle örnekleri

Küçük çocuk ablasının arkasından bakakaldı.

Bu türkü böyle söylenegelir.

Hepimiz şaşakaldık.

Siz oynayadurun.

Siz evde bekleyedurun birazdan çıkarız.

Arkadaşları gidince tek başına kalakaldı.

Bu alışkanlıkları bu yaşma kadar süregeldi.

İyi bir futbolcu olduğu söylenegelmiştir.

Tartışmacı anlatım örnekleri

1. Günümüzde yaygın bir yanlış vardır: Bilimin kesin olduğu inancı; çağdaş yaşayışın çağdaş uygarlığın değişmez temeli olan bilimsel kesinlik. Oysa sürekli bir değişikliktir bilimi var edip ayakta tutan. Bilim bilgi üretir; bilimsel doğrulardır bunlar. Ancak bilim sonsuz bir yenilenme içindedir. Bilimde öne sürülen her doğru yanlış olduğu henüz kesinlikle belgelenmemiş olan doğrudur. Birtakım koşutlardan ötürü doğru sayılan bilgilerdir bunlar.

Bu paragrafta yazar mantık yoluyla bilimsel doğruların henüz yanlışlığı belgelenmemiş doğrular olduğunu her bilginin değişebileceğini kanıtlamaya çalışıyor.

2. Kimi şair ve yazarlar yazdıklarını anlayabilmek için okurların çaba harcamasını zorlanmasını isterler. Bence bu kendini beğenmişliktir. Yazdıklarımı anlayabilmek için okur zorlanacağına onları anlatabilmek için ben zorlanmalıyım. Bence okur bir kitabı bir yazıyı okurken salt anlamak için değil okuyup anladıktan sonra birtakım sonuçlar çıkarabilmek için çaba harcamalıdır.

Bu paragrafta da yazar "bir yazar anlatacağını açık seçik anlatmalı" düşüncesini kabul ettirme çabasındadır. İnandırıcı etkileyici olmak için tartışmacı anlatım biçimini kullanmıştır.

Mektup Türleri Kısaca - Mektup Çeşitleri Nelerdir?

Mektup Türleri

    Özel Mektuplar
    Resmi Mektuplar
    İş Mektupları
    Açık Mektuplar
    Edebi Mektuplar


Özel Mektuplar

Birbiriyle yakın tanışık insanlar ve eş dost arasında yazılan mektuplardır. İsteğe bağlı yazılabilir. Bu türde mektuplar doğal ve samimi anlatım ön plandadır. Sanatçı ve edebiyatçılarındaha çok genel konular üzerinde yazdıkları özel mektuplara 'edebi mektup' da denmektedir. Telgraf Mektubun ulaşma süresinden daha erken ulaşması gereken kısa ve öz olarak oluşturulan bir mektup türüdür. Telgrafta az ve öz ifade önemlidir

Resmi Mektuplar

Devlet kurumlarının aralarında veya kişilerle devlet kurumları arasında yazılan mektuplardır. Bu tür mektuplarda anlatım ciddi ve saygılıdır. Konu dışındaki bilgi ve istekler yer almaz.

İş Mektupları

Özel kurumların arasında veya kişilerle kurumlar arasında yapılan mektup yazışmasına iş mektubu denir.Bu mektup türünde açıklayıcı anlatım kullanılır.

Açık Mektuplar

Açık mektuplarda sadece yazanı değil geniş kitleleri ilgilendiren önemli konular ele alınır. Açık mektubun türü; makale fıkra inceleme yazılarından birine uygun olabilir.Açık Mektup: Her hangi bir düşünceyi görüşü açıklamak bir tezi savunmak için bir devlet yetkilisine ya da halka hitaben bir kişi ya da kurum tarafından yazılan gazete dergi aracılığıyla yayımlanan mektuplardır. Açık mektup örneklerine zaman zaman gazete ve sanat dergilerinde rastlanmaktadır.

Edebi Mektuplar

Edebi mektuplar; yazarlar içerikleri ve ifade şekilleri ile özel mektuplar içinde ayrı yer tutar ve ayrı şekilde ele alınırlar. Edebi mektuplarda mektubun yazıldığı dönemin edebiyat ve düşünce olayları yer alır. Yazar karşısındakine öğüt verir yol gösterir. Eski dönemlerde bu tür kişisel edebi mektuplar "Mektubat = Mektuplar" adı altında toplanır ve geniş kitlelerin de okuyabilmesi için yayımlanırdı.

Yüz kelimesinin gerçek mecaz ve yan anlamda kullanılışı

Gerçek anlam

Yüzümde çıkan sivilceler artık canımı sıkmaya başladı.

Yan anlam

Yazarın ismini kitabın ön yüzünde bulabilirsiniz.

Mecaz anlam

Genç kız o haberden sonra birden yüzü düştü.

Belirtisiz isim tamlaması örnek cümleler - Belirtisiz ad tamlaması ile ilgili örnek cümleler

Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında.

Aşıklar yurdundan yaylaya bir gelin geldi.

Sarmış deniz kızları gibi dalgalar bizi.

Eskiden gaz lambasıyla aydınlanırdık.

Gönül tezgahında muhabbet kilimi dokudum.

Erozyon tehlikesi burada çok fazla.

Bütün vişne reçelini tek başına yemiş.

Yemeklere domates salçası koymazdı.

Bu atıklar ölüm tehdidi oluşturuyor.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapalı.

İstinye Körfezinde bu akşam garipliği.


Sıfat fiil örnekleri - Sıfat fiil cümle örnekleri

O görmüş geçirmiş bir insandı.

Yıkılası duvarlar var şimdi aramızda

Ağlamayan çocuğa meme vermezler

Çözülmedik soru kalmasın.

Gelecek yıl liseye başlayacak.

Kör olası adam nasıl kıydın ona.

Gezen tilki yatan aslandan iyidir.

Değer bilir insan bulmak zor.

Allah görünmez kazadan korusun.

Zarf fiil örnekleri - Zarf fiillerle ilgili örnekleri

Zamanı gelince her şeyi anlatacağım.

Çalışınca elbette başarılı olursun.

Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

O buraya geldiğinde biz çoktan gitmiştik

Okumadan nasıl karar verebilirim?

Soruları cevaplamadan okumayınız.

Kitap okurken sanki kendinden geçerdi.

İçeri girer girmez konuşmaya başladı.

Gözlerimin içine bakarak konuşuyordu.

Bu şehre geleli tam altı yıl olmuştu.


Zaman zarfları ile ilgili örnekler

Az önce gitmişti.

Sonra uğrarsınız.

Henüz işimiz bitmedi.

Artık buralara gelmeyeceğim.

Yarın geleceklermiş.

Okulu gelecek sene bitireceğim.

Kâmil dün akşam telefon etti.

Ayda bir uğrar buralara.

Toplantı iki saat sürdü.

İnsanların vefasızlığını geç anladım.

Yeterlik fiili ile ilgili cümleler - Yeterlik fiili ile ilgili örnekler - Yeterlilik bileşik fiili örnekleri

Cümleye bir işi yapabilme bir işi yapmaya gücü yetme anlamı katar.

Sen bu valizi tek başına yukarı çıkarabilirsin.
Bu soruyu rahatlıkla çözebilirim.

Not: Yeterlik fiilinin olumsuzunda “ebil-” kalıbının “-bil-” bölümü düşer.

yazabilmek > yazamamak
(yazabilmemek değil)

Çocuk çantayı zorla taşıyabildi.
Çocuk çantayı taşıyamadı.
Çocuk çantayı taşımadı. (bileşik fiil değildir. “Taşımak” fiilinin olumsuz kullanımıdır.)

Not: Yeterlik fiilinin bazı kullanımları yeterlilik değil olasılık anlamı taşır. Olasılık anlamının olumsuz kullanımında da “bilmek” fiilinin düşmediği görülür.

Onlar yarın Ankara’ya gidebilir.
Onlar yarm Ankara ‘ya gitmeyebilir.

Girişik Cümle Nedir?-Girişik Cümle Hakkında

Yan cümleciğin fiilimsi olduğu cümlelerdir.
Örnek: “Çocukların sağlıklı büyümesi için gayret gösterilmeli.” cümlesinde “gayret gösterilmeli” yüklemdir. Diğer söz öbeği zarf tümlecidir. Bu tümleç içindeki “büyümesi” isim-fiili yan cümle yapmıştır. Fiilimsi hangi öğe içindeyse görevi o öğeyle özdeştir. Bu cümlede zarf tümleci içinde olduğundan kendisi de zarf tümlecidir.

Örnek: “Çiçekleri koparan çocukları sonunda yakaladım.” cümlesinde “yakaladım” yüklemdir. “Çiçekleri koparan çocukları” nesnedir. Nesne içindeki “koparan” sıfat-fiili yan cümlecik yapmış yan cümleciğin görevi de nesnedir.

Örnek: “Kimsenin kalbini kırmadan görevini yaptı.” cümlesinde “yaptı” yüklem “kimsenin kalbini kırmadan” zarf tümlecidir. “Kırmadan” fiilimsi olduğundan yan cümleciktir.

Örnek: Bazen yan cümlecik yüklemin içinde de olabilir.

Örnek: “Kimsenin bilmediği ıssız güzel bir yerdi.” cümlesi bir sıfat tamlaması olduğundan olduğu gibi yüklemdir. Yüklem içindeki “bilmediği” sıfat-fiili sıfat görevindedir. Yani yüklemin temel unsuru olan “yer” isminin tamamlayıcı öğesi olduğundan yan cümleciktir.


Bazı cümlelerde ise fiilimsi yüklem görevindedir.

Örnek: “Romancının görevi okuyucuyu aydınlatmaktır.” cümlesinde “aydınlatmaktır” fiilimsisi temel cümleyi oluşturduğundan cümlede yan cümlecik yoktur. Cümle basit bir cümledir.

Yapım Eki Örnekleri

İsimden Fiil Yapan Ekler

la :su-la taş-la uğur-la
al: çok-al az-al dar-al
l: doğru-l sivri-l
a: kan-a yaş-a tür-e boş-a
ar: yaş-ar mor-ar sarı-ar
da: fısıl-da horul-dagürül-de
at: yön-et göz-et
ık: geç-ik bir-ik
ımsa: az-ımsa benim-seküçü(k)-mse
kır:fış—kır hay—kır
an:ev—len rahat—la
sa:su—sa garip—se önem—se

Neden Sonuç Cümle Örnekleri

Neden-sonuç cümleleri iki bölümden oluşur. Birinci bölüm neden (sebep) ikinci bölüm ise sonuç bildirir. Bu tür sorularda eylemin hangi nedenle meydana geldiği bizim için önemlidir. Daha çok "için -den -diğinden ile" gibi edatlarla sağlanır.

Malzeme yetersizliğinden inşaat yarım kaldı.

Seni ziyaret edemedim çünkü hastaydım.

Yağmurun yağmasıyla herkes içeri kaçıştı.

Yorgun olduğu için işi erken bıraktı.

Kazanamama korkusuyla gece gündüz çalışıyor.

Maddi imkansızlık yüzünden okuyamamış.

Fazla ışık gözlerime dokunduğundan perdeyi kapattım.

Büyükbaba öldü sonra üzüntüsünden büyükanne öldü.

Müdür yaşlı adama ters ters baktı. Adamcağız utancından büzüldükçe büzüldü.

Saha çamur olduğu için maç ertelenmiş.

Çocukların susuzluktan dudakları çatlamıştı

Şiddetli soğuklardan elleri ince ince yarılmıştı.

Görülen geçmiş zaman kipi örnekleri - Görülen geçmiş zaman kipi cümle örnekleri

Dün akşam eve geç saatlerde gitti.

Sınav bir saat önce bitti.

Öğretmen dün bize geldi.

Dün İstanbul’a kar yağdı.

Öğretmenciler öğretmenlerine şiir yazdı.

Ayağı kaydı düştü.

Dün sabaha kadar ders çalıştım.

Dün dersimizde konuları tekrar ettik.

Bütün sorulara doğru cevap verdim.

Ahmet geçen yıl derslerine çok çalışmadı.

Ödevlerimizi bitirmedik.

Geçen hafta kelimelerin hepsini ezberlemedim.


Görülen Geçmiş Zaman Soru:

Bütün sorulara cevap verdin mi?

Konuyu anladınız mı?

Sınavın sonuçlarını açıkladılar mı?

İşaret Zamiri Örnekleri

İsimlerin yerini işaret yoluyla alan zamirlerdir.


*Bu şu o;bunlar şunlar onlar;öteki beriki şöyle;böyleleri öylesi.
*Obu yörenin en meşhur yemeğidir.
*Duvardaki yazıları bu yazdı.
*Bubir büyük şanlı mazinin hatırasıdır.
*Bunlar her sabah aynı otobüse binerler.
*Ötekini bilmiyorum ama beriki işin farkında değil.
*Şunları kimsenin görmeyeceği bir yere koy.


NOT: “Böylesi-böyleleri” “şöylesi-şöyleleri” biçimindeki zamirlere “tarz anlamlı zamirler” de denir.


*Böyleleriyle fazla samimi olmayacaksın.
*Ömrümde böylesini görmedim.
*Şöyleleri ham karpuzdur.


Soru zarfı örnekleri

Akşam eve kaçta gelirsin?

O nasıl konuşuyor öyle?

Siz ne biçim konuşuyorsunuz?

Daha ne kadar bekleyeceğiz?

Niçin bunları bana veriyorsun?

Bu saate ne gezip duruyorsunuz?

İşleri ne zaman bitireceksiniz?

Bileşik Fiil Örnekleri - Bileşik Fiil Cümleleri

Arkadaşlar öncelikle belirtmek istedim bileşik fiileri ve bileşik zamanlı fiileri karıştırmayalım.

Birden çok sözcüğün bir araya gelerek oluşturduğu fiillere birleşik fiiller denir.

Birden fazla kip eki alan fiilere bileşik zamanlı fiiller denir.

Burada paylaşacağım örnekler bileşik fiil örnekleridir. Bileşik zamanlı fiil örnekleri için Bileşik Zamanlı Fiil Örnekleri başlığına bakabilirsiniz.

Bileşik Fiil Örnekleri

1) Yardımcı Fiille Yapılan Bileşik Fiil Örnekleri

(İsim +yardımcı fiil)

Günümüzde daha çok “etmek” ve “olmak” yardımcı fiilleri kullanılmaktadır.

Onlar bize yardım etti. (yardım + etmek)

Bu olay hepimizi mutlu etti. (mutlu + etmek)

Soğuklardan hasta oldu. (hasta + olmak)

Tanıştığımıza memnun oldum. (memnun + olmak)

Bazı yabancı asıllı sözcüklerle bu tür bileşik fiil yapıldığında ses düşmesi veya ses türemesi görülür. Bu bileşik fiiller bitişik yazılır.

emir etmek > emretmek (ses düşmesi)
kayıp olmak > kaybolmak (ses düşmesi)
his etmek > hissetmek (ses türemesi)
af etmek > affetmek (ses türemesi)


2) Kurallı Bileşik Fiil Örnekleri

Yeterlik Bileşik Fiili Örnekleri

(fiil + ebil-)

Cümleye bir işi yapabilme bir işi yapmaya gücü yetme an*lamı katar.

Sen bu valizi tek başına yukarı çıkarabilirsin.
Bu soruyu rahatlıkla çözebilirim.

Not: Yeterlik fiilinin olumsuzunda “ebil-” kalıbının “-bil-” bölümü düşer.

yazabilmek > yazamamak (yazabilmemek değil)

Çocuk çantayı taşıyamadı.

Çocuk çantayı zorla taşıyabildi.


Not: Yeterlik fiilinin bazı kullanımları yeterlilik değil olasılık anlamı taşır. Olasılık anlamının olumsuz kullanımında da “bilmek” fiilinin düşmediği görülür.

Onlar yarın Ankara’ya gidebilir.

Onlar yarın Ankara ‘ya gitmeyebilir.



Tezlik Bileşik Fiili Örnekleri

(fiil + ivermek)

Cümlede bildirilen fiilin acele çabuk bir biçimde gerçekleştiğini ifade eder.
Bir gün içinde bütün işleri bitiriverdi.

Kitapları şuraya koyuver.

Dün gece elektrikler kesiliverdi.

Buraya geliversin.

Yarma kadar bu ödevleri de yazıver.

Çocuklar bugün de oynamayıversin.

O şiiri bana da yazıver.



Sürerlik Bileşik Fiili Örnekleri

(fiil + ekal- edur- egel-)

Cümlede bildirilen fiilin devamlı bir şekilde yapılmakta olduğunu ifade eder.

Küçük çocuk ablasının arkasından bakakaldı.

Siz evde bekleyedurun birazdan çıkarız.

Hepimiz şaşakaldık.

İyi bir futbolcu olduğu söylenegelmiştir.

Bu alışkanlıkları bu yaşma kadar süregeldi.

Siz oynayadurun.



Yaklaşma Bileşik Fiili Örnekleri

(fiil + eyaz-)

Cümlede bildirilen fiilin gerçekleşmeye yaklaştığını ama gerçekleşmediğini ifade eder. Yani cümleye “az kalsın” “neredeyse” anlamı katar. Yaklaşma bileşik fiili günümüz Türkçesinde sık kullanılmamaktadır.

Heyecandan bayılayazmış.

Elimdeki vazo balkondan düşeyazdı.

Geçen haftaki kazada bütün ailesi öleyazdı.


İlgi zamiri örnekleri

Ek halinde olup kendinden önceki bir sözcüğün yerini tutar.
*Senin ki can da bizim ki patlıcan mı?
*Tencerenin dibi kara senin ki benden kara.


UYARI:İlgi zamiri olan –ki’yi bağlaç olan ve sıfat yapan –ki ile karıştırılmamalıdır.

*Evdeki hesap çarşıya uymaz.
*Şemsiyen yoksa benimkini alabilirsin.
*Ben ki o gri karmaşadan aldım yağmurlu yüzümü.


İlgi Zamiri Örnekleri


İlgi eki olan “-ki” bir adın yerine geçerse ilgi adılı olur.


Ahmet’in çantası okulda kalmış Ali’ninki nerede?


Bu cümleden “-ki” ekinin tamlanan durumundaki “çanta” adının yerini tuttuğu anlaşılmaktadır.


İlgi zamiri “-ki” mutlaka tamlayan ekinden (-ın -in -un -ün -im) sonra gelir.


Onunki seninki benimki bizimki…

Antalya’nın denizi Muğla’nınkinden güzeldir. (deniz) Bizim okul sizinkinden daha başarılı. (okulunuz) Bizimki yine okuldan sonra parka gitmiş. (çocuk)


Sıralı Bağlı Cümle Nedir?-Sıralı Bağlı Cümle Hakkında

En az iki yüklemi bulunan cümlelerdir.
Örnek: “Kalktı gitti.” cümlesinde “kalktı” ve “gitti” yüklemleri birbirinin öğesi durumunda bulunmayan ayrı yüklemlerdir ve sıralı cümle oluşturmuşlardır.

Eğer yüklemler birbirlerine bir bağlaçla bağlanmışlarsa buna bağlı cümle denir.

Örnek: "Aradım fakat evde yoktun.” cümlesinde “aradım” cümlesiyle “evde yoktun” cümlesi birbirine “fakat” bağlacıyla bağlanmıştır. Dolayısıyla bağlı cümle oluşturmuştur.

Örnek: “Seni çağırdım çünkü sana bir haberim var.”

Örnek: “Mademki sen de gelecektin niçin bana haber vermedin?”

Örnek: “Ne konuyu biliyorsun ne de öğrenmeye çalışıyorsun.” cümleleri değişik bağlaçlarla bağlanan bağlı cümlelerdir.



Sıralı cümlelerde yüklemlerin ortak öğesi bulunabilir. Bu tür cümlelere bağımlı sıralı cümle denir.

Örnek: “Öğrenciler kitaplarını aldılar çantalarına koydular.” cümlesinde “aldılar” birinci cümlenin yüklemidir. “Öğrenciler” özne “kitaplarını” nesnedir. İkinci cümlenin yüklemi “koydular” dır. Bu cümlenin de öznesi “öğrenciler”; nesnesi “kitaplarını”dır. Görüldüğü gibi hem “aldılar” hem “koydular” yüklemlerinin özneleri ve nesneleri ortaktır. Bu nedenle cümle bağımlı sıralı cümledir.



Sıralı cümlede yüklemlerin hiçbir ortak öğesi yoksa cümle “bağımsız sıralı cümle” adını alır.

Örnek: “Çocuklar bahçede oynuyordu; anneleri onları bekliyordu.” cümlesinde “oynuyordu” ve “bekliyordu” yüklemlerinin hiçbir ortak öğesinin olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla cümle bağımsız sıralı cümledir.

Deyim Anlam Cümle Örnekleri


Anlatım gücünü artırmak dikkat çekmek anlatıma ayrı bir güzellik ve çekicilik kazandırmak amacıyla kullanılan sözlere “deyim” denir.

Deyimlerde çoğu zaman mantık dışına çıkma ve abartılı bir anlatım söz konusudur.

Deyimler büyük ölçüde gerçek anlamından uzaklaşarak; yepyeni çarpıcı güçlü bir anlam kazanır.

NOT: Deyimler en az iki sözcükten oluşur. Bir tek sözcük deyim olamaz.

NOT: Deyimler kalıplaşmış sözlerdir bu nedenle deyimi oluşturan sözcükler değiştirilemez.

NOT: Deyimi oluşturan sözcükler ayrı yazılır.


O yazarın dişe dokunur tek bir eseri yok.
(dişe dokunur: “işe yarar belirtilmeye değer önemli”)

Sınavı iyi geçen Alper’in etekleri zil çalıyor.
(etekleri zil çalmak: “çok sevinmek alınan sevinçli bir haber üzerine telaşa ve heyecana kapılmak”

Senin kadar kuş beyinli birini görmemiştim.
(kuş beyinli: “akılsız aptal”)

Eli kulağında bir iki dakikaya kadar zil çalar.
(eli kulağında: “nerede ise olacak çok yakında olması beklenen”)

Kopya olayından sonra öğretmeninin gözünden düştü.
(gözden düşmek: “değerini yitirmek”)

Kahvaltı hazırlanana kadar gazetelere göz gezdirmek ister misin?
(göz gezdirmek: “derinlemesine incelemeden okumak”)

Şarkı söyleyen genci gözüm ısırıyor.
(gözü ısırmak: “bir kimseyi tanıyacak gibi olmak”)

Sinirlendiğinde en sevdiği arkadaşına dahi çamur atardı.
(çamur atmak: birini kötü bir işe karışmış göstermek kara çalmak iftira etmek”)

İncir çekirdeğini doldurmayacak konular yüzünden birbirinizi kırıyorsunuz.
(incir çekirdeği doldurmamak: “çok az önemi olmak veya çok önemsiz olmak”)

Öğretmenimiz ödevlerimizi okurken kılı kırk yarar.
(kılı kırk yarmak: “titiz ve ayrıntılı bir biçimde incelemek önemle üstünde durmak”)

Oğlunun üç gün okuldan kaçtığını öğrenince küplere bindi.
(küplere binmek: çok öfkelenmek”)

Toplantıda kızının yaptıklarını duyunca yerin dibine geçti.
(yerin dibine geçmek: “çok utanıp sıkılmak”)

Kupayı kaybeden teknik direktörün ağzını bıçak açmıyor.
(ağzını bıçak açmamak: çok üzgün olduğu için konuşacak durumda olmamak”)

Birazdan burası karnı zil çalan müşterilerle dolar.
(karnı zil çalmak: “çok acıkmak”)

Tezgâhın üzerindeki dört bileziği kaşla göz arasında çaldı.
(kaşla göz arasında: “kimseye sezdirmeyecek kadar kısa bir süre içinde çok çabuk”)

Annem havadan nem kapar en küçük şeyden alınır.
(havadan nem kapmak: “en küçük bir şeyden alınmak çok alıngan olmak”)

Arkadaki araba korna çalınca eli ayağına dolaştı.
(eli ayağına dolaşmak: “çok şaşırmak telaşlanmak”)

Senin kadar çenesi düşük bir insan görmedim.
(çenesi düşük: “yerli yersiz konuşan geveze”)

Açıklayıcı Betimleme Örnekleri

1. Açıklayıcı Betimleme Örneği

Penguenler uçamayan dimdik durabilen perde ayaklı deniz kuşlarıdır. Tüyleri kuş tüylerine hiç benzemez. Sırtları siyah veya gri karın kısımları beyaz ince pulsu tüylerle örtülüdür. Türler birbirinden başlarındaki renkli tüyleriyle ayrılır. Kuyruklan kısa ve ayakları vücutlarının gerisinde olduğundan rahatlıkla dimdik ayakta durabilirler.

Yazar bu parçada nesnel gerçeklerden hareketle penguenleri okurun zihninde canlandıracak şekilde anlatmış dolayısıyla açıklayıcı betimleme yapmıştır.

2. Açıklayıcı Betimleme Örneği

Bu küçük yerleşim merkezindeki tüm caddeler merkezinde hükümet konağının bulunduğu mey*dana çıkıyordu. Hükümet konağı en azından yüz yıllık bir taş yapı idi. Onun tam karşısında hükümet konağına göre çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu. Belediye binası ile Şehir Parkı birbirine bitişikti. Parkın içinde yaz - kış yeşilliğini koruyan elliye yakın büyük çam ağacı vardı. İlçede*ki iki bankanın reklam amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında duruyordu.

Bu parçada öznel olarak nitelendirilecek hiçbir ayrıntı yok. Anlatımda kesin objektif bilgilere yer verilmiş. Anlatılanların kişiye göre değişen bir yanı yok.

Yer yön zarfları ile ilgili örnekler


Arkadaşlar içeri girer misiniz?

Sesi duyar duymaz aşağı indim.



Dışarı çıkmak için uğraşıyordu.

Arabayı biraz daha ileri park et.



Beri gel barışalım.


Bu yoldan geri dönülmez.


Düşmana doğru ilerlediler.


Takısız ad tamlaması örnekleri

ipek saç

yün çorap

plastik top

cam vazo

örümcek adam

altın bilezik

elma yanak

aslan askerler

taş duvar

tahta masa

taş kalp

çelik irade


Biçimce Olumsuz Anlamca Olumlu Cümle Örnekleri

Kim sevmez pasta yemeyi? (herkes sever)

Seni duymadığımı sanma. (Duydum)

Bu mağazada yok yok. (her şey var)

Anlattıklarını bilmez olur muyum hiç? (biliyorum)

Karşıdaki okulu görmüyor değilim. ( görüyorum)

Devrik cümle örnekleri 10 tane


Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik.

Anlattığınız hikayeyi duymuştum daha önce.

Görüyorum hayal denen gerçeği.

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.

Anlamaz beni ben olmayanlar bu şehrin sokaklarında.

Çok çalışkanmış bizim oğlan.

Alamadım bir kaliteli bilgisayar.

Mesut olmuş görmek isterdim hepinizi.

Böcekler dolaşıyor yaptığımız kulübede.

Hoyrattır bu akşamüstüler daima.

Sıfat Tamlaması Cümle Örnekleri

Dedem yoksul insanlara her zaman yardım ederdi.

Sinirli çocuk annesini dinlemedi.

Geçer bu acılar gün gelir sonsuz sevinç kuşanır zaman.

Karanlık sokaklar ürkütücüydü.

Bu yörede daha çok küçük evler yapmışlar.

İrili ufaklı yumurtalar almıştı.

Durgun denizi seyrettik.

Sanatçının büyülü anlatımı sizi hemen etkiler.

Kapkara bulutlar birden gökyüzünü kapladı.

Hangi bahane avutur bilmem yaralı kalbimi?

Güzel günler takviminden eksik olmasın.

Üzgün adam eve döndü.

İşsiz insanlar çoğalıyor.

Hiç akmayan sular birden akıvermişti.

Açıklayıcı anlatım örnekleri

1. Milyonlarca kişi kitap okuyor müzik dinliyor tiyatroya sinemaya gidiyor. Neden? Belli ki kendisini aşmak istiyor insan. Gerçek anlamda insan olmak istiyor. Ayrı bir birey olmakla yetinmiyor; bireysel yaşamının kopmuşluğundan kurtulmaya bireyciliğinin bütün sınırlarıyla onu yoksun bıraktığı ama yine de onu sezip özlediği bir dostluğa daha anlamlı bir dünyaya geçmek için çabalıyor.

Bu paragrafta insanların kitap okuma müzik dinleme sinema ve tiyatroya gitme nedenleri açıklayıcı anlatım biçimiyle veriliyor. Yazara göre bunların nedeni "insanın kendini aşma isteği daha anlamlı bir dünyada yaşama arzusu" dur.

2. Ankara'daki yoksul halka parasız ilaç dağıtacak belediye eczanesi dün hizmete açılmıştır. Açılış töreninde Belediye Başkanı amacın yoksul ve dar gelirli halka hizmet götürmek olduğunu belirtmiştir. Bu eczane Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğüne bağlı olacaktır. Eczaneden yararlanmak isteyenlerin mahalle muhtarlarından yoksulluk belgesi almaları gerekmektedir. Söz konusu belge ile belediye hastanelerinin yazdığı reçetelerdeki ilaçlar hiçbir ücret alınmadan hastalara verilecektir.

Bu parçada da "belediyenin yoksul ve dar gelirli halka sağlık hizmetleri konusunda yapacağı çalışma" açıklanmıştır.

Belirtili isim tamlaması örnek cümleler - Belirtili ad tamlaması ile ilgili örnek cümleler

Yoldan geçen araba park halindeki arabanın aynasını kırdı.

Bahçedeki ağaçların dalları camlara geliyordu.

Üzümün çöpünü hiç sevmiyorum.

Caddenin köşesindeki fırından bana bir ekmek alır mısın?

Okulun bahçesinde 10 Kasım'ı kutladık.

Kışın güzelliğini de görmemiz gerekiyor.

Ağaçın yaprakları bahçeyi doldurmuştu.

Yağmurdan sonra denizin rengi sararmıştı.

Bu kitabın fiyatı bana pahalı geldi.

Yolun sonu görünüyor.

Cins isimlere örnekler - Cins isim örnekleri

    Hayvan ve bitki isimleri: kedi kartal fındık ceviz kiraz
    Vücudun bölümleri ve organ isimleri: baş kol el ayak
    Yiyecek isimleri: elma yemek ekmek biber
    Akrabalık isimleri: ana baba kardeş dayı hala teyze
    Araç eşya isimleri: kaşık makas bardak iplik iğne
    Kavramlar: düşünce hedef zekâ temenni
    Giyecek isimleri: ceket ayakkabı gömlek eldiven
    İş meslek; meslek sahibi isimleri: öğretmenlik öğretmen avukat işçi memur futbolcu
    Renk isimleri: mavi siyah sarı kıpkırmızı mor
    Nitelik isimleri: yuvarlak büyük kocaman dairesel
    Zaman isimleri: yıl saat dakika ay
    çecek isimleri: su meşrubat gazoz
    Sayı isimleri: on beş yüz bir

Kişileştirme Örnekleri

Güzel gitti diye pınar ağladı.
Menekşeler külahını kaldırır.
Bir sarmaşık uyanıyordu uykusunda
Geriniyordu bir eski duvarın sıvasında.
Toros dağlarının üstüne
Ay un eledi bütün gece.
O çay ağır akaryorgun mu bilmem
Mehtabı hasta mısolgun mu bilmem.
Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın
Eskici dükkanında asma saat
Çelik bir şal atmış omuzlarına.
Yalnızlığın okşadığı kalbimeyağmurlar küskün
En güzel türküyü bir kurşun söyler.
Bu akşam sonbahar ne kadar serin
Geceyi hasretle zaman.


ÖRNEK 2
Düşünür ağaçlar aylarca gelecek baharı
çevre yanın lale sümbül bürümüş
gelin olup süsledin mi yaylaları
öldüğü gün gök ağlamıştı

Tezlik fiili örnekleri - Tezlik bileşik fiili ile ilgili cümle örnekleri

Bir gün içinde bütün işleri bitiriverdi.

Testteki tüm soruları çözüverdi.

O şiiri bana da yazıver.

Yarma kadar bu ödevleri de yazıver.

Dün gece elektrikler kesiliverdi.

Ne olur sanki yarın tatile çıkıversek.

Çocuklar bugün de oynamayıversin.

Kitapları şuraya koyuver.

Buraya geliversin.

İsim Cümlesi Örnekleri

Yüklemi isim ya da isim soylu sözcük olan cümleler yük*lemine göre isim (ad) cümlesidir. Yüklemi fiil olmayan her cümle isim cümlesidir:

"Ben dünyadan bihaber bir çocuğum."
"Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok.
"Yok bizi arayan soran kimsemiz."
"Gün gelince biz değil miyiz ölen?"
"Hangi resmime baksam ben değilim."
"Efkâr ettiğimiz şey memleketin halidir."
* İsim cümlesinde yüklem olan isim ya da isim soylu sözcük*ler ekfiil (ekeylem) alarak yüklem olur:

"Gökyüzünün başka rengi de varmış."
"Alçakgönüllü adamdın"
"Akşama sabaha yolcudur."
"İçliyimdir herkes kadar."
"Bir leylak bahçesisin karşımda."
"Zaman da bir kozadır ipekböceğim
Bir dışındayız bir içinde"
* Ekfiilin olumsuzunda "değil" kullanılır; ancak "değil" yalnız başına bir cümlenin yüklemi olmaz:

"Sevda değil beni böyle ağlatan." Yüklem

"Yalnız yaşamak kolay değil."

"Bunları anlatan bir kişi değil."

* Ekfiilin geniş zamanında üçüncü tekildeki "-dır -dir" eki çoğu zaman düşer "-dır -dir" eki düşse de bu sözcüklerde yine ekfiil vardır:

"Bu bir kılıçbalığının öyküsü(dür)"
"İstanbul limanı bu günlerde tenha(dır)"
"Bu türkünün yüreğinde sancı var(dır)"
"Aramızda(dır) uzun zamandır yüzünü görmediklerimiz."
"Senin ışıklı günlerin Benim iyimser dostlarım Hepsi hepsi şiirde(dir)"
* Fiilin dışındaki farklı türlerden sözcükler ya da söz öbekleri isim cümlelerinde yüklem olarak kullanılabilir:

"Bütün benliğimizi saran korkuydu." (isim)
"Başka birisi yok beni duyan." (İsim)
"Yalanmış bize gerçek diye anlatılanlar." (İsim)
"Siz Ali Bey Veli Beyefendi busunuz. (Zamir)
"Gelecekler önünde suçlusunuz." (Adlaşmış sıfat)
"Ama nedir çağlar üzre
"Beni senden güçlü kılan?" (Zamir)
"Gözlerinin rengi ne güzeldi!" (Adlaşmış sıfat)
"Girmek üzereyim dar kapısından O eski rüyalar âleminin." (Edat grubu)
"Nedir bu adamlardan çektiğim?" (Zamir)
"Kış ortasıydı bizim geldiğimiz zaman." (Ad tamlaması)
"Herkesi canından bezdiren fabrikaların gürültüsüydü." (Ad tamlaması)
"Suda yıldızların parıltısıdır
"Bu karanlıkta bazı bazı çakan." (Ad tamlaması)
"Benim sadık yârim kara topraktır." (Sıfat tamlaması)
"Cehaletin ilacı okumaktır." (Fiilimsi-isimfiil)
"Bu vatan toprağın kara bağrında
"Sıra dağlar gibi duranlarındır." (Fiilimsi grubu)
"Bir hastanın nabzı gibidir sesler." (Edat grubu)
* Mastarlar da ekfiil alarak isim cümlesinin yüklemi olur:

Hayattaki en zor şey alışmakmış.
Sabretmekti yapabildiğimiz tek şey.

Yan Cümle Nedir?-Yan Cümle Hakkında

Tam bir yargı bildirmeyen temel cümlenin bir öğesi durumunda bulunan ve kendi içinde değişik tamamlayıcı öğeler de alabilen söz öbeğidir. Yan cümleler iki şekilde yapılabilir: Fiilimsilerle ve çekimli fiillerle.
• Fiilimsilerle yapılanlar: Cümle içinde temel cümlenin bir öğesi olan ya da bir öğenin tamamlayıcısı olan fiilimsiler yan cümlecik yapar.

Örnek: “Öğretmen sınıfa girince herkes ayağa kalktı.”cümlesinde “ayağa kalktı” yüklemdir. “Ne zaman ayağa kalktı?” sorusuna “Öğretmen sınıfa girince” cevabı geliyor. Cümlede zarf tümleci olan bu öğe “girince” bağfiili üzerine kuruludur. Görüldüğü gibi fiilimsi bir öğe durumundadır. Öyleyse zarf tümleci bir yan cümleciktir.

Örnek: “Bana fotoğrafını gönderen okuruma teşekkür ederim.” cümlesinde ise “teşekkür ederim” yüklemdir. “Kime teşekkür ederim?” sorusuna “Bana fotoğrafını gönderen okuruma” dolaylı tümleci cevap verir. Cümlede “gönderen” sıfat-fiilini görüyoruz. Bu söz “okur” isminin sıfatı durumundadır. Yani dolaylı tümlecin tamamlayıcı öğesidir. Tamamladığı öğeyle birlikte yan cümle yapmış ve dolaylı tümleç görevini üstlenmiştir.

Örnek: “Karadeniz’de denize fazla açılmak tehlikelidir.”

Örnek: “Davetime gelmeyişine çok üzüldüm.”

Örnek: “Onunla nerede buluşacağınızı biliyor musunuz?”

Örnek: “Babasını görmeden okuluna gitmezdi.”

Örnek: “Kapıyı açar açmaz karşımda onu gördüm.” cümlelerinde altı çizili söz öbekleri fiilimsiyle yapılan yan cümleciklerdir.



• Çekimli Fiillerle yapılanlar : Fiilin yüklem olabilmesi için çekimli olması gerektiğini söylemiştik. Ancak her çekimli fiil yüklem olmaz bazen cümlenin tamamlayıcı öğesi olur. İşte bu durumda yani çekimli bir fiilin bir öğe olduğu durumda bu fiil yan cümlecik olur.

Örnek: “O da gelirse gideriz.”cümlesinde “gideriz” yüklemdir; “O da gelirse” zarf tümlecidir. Bu tümleci oluşturan “gelirse” sözü “gelmek” fiilinin geniş zamanının şartıyla çekimlenmiştir. Görüldüğü gibi çekimli bir fiil temel cümlenin öğesi durumundadır ve yan cümlecik oluşturmuştur.

Örnek: “O bana ben de geleceğim dedi.” cümlesinde ise “dedi” yüklemdir; "ben de geleceğim” sözü ise nesnedir. Bu öğe aynı zamanda “geleceğim” sözünün çekimli olmasından dolayı bir cümle özelliği de gösteriyor. Bu yüzden nesne görevindeki bu cümle bir yan cümlecik oluşturmuştur.

Yardımcı fiillerle yapılan birleşik fiiller örnekler - Yardımcı fiillerle yapılan birleşik fiillere örnek cümleler

İsim soylu bir sözcüğün yardımcı bir fiille (olmak etmek eylemek kılmak (buyurmak) ) bir araya gelerek oluşturduğu bileşik fiildir.

Not: Günümüzde daha çok “etmek” ve “olmak” yardımcı fiille*ri kullanılmaktadır.

Soğuklardan hasta oldu. (hasta + olmak)
Tanıştığımıza memnun oldum. (memnun + olmak)
Onlar bize yardım etti. (yardım + etmek)
Bu olay hepimizi mutlu etti. (mutlu + etmek)

Not: Bazı yabancı asıllı sözcüklerle bu tür bileşik fiil yapıldığında ses düşmesi veya ses türemesi görülür. Bu bileşik fiiller bitişik yazılır.

emir etmek > emretmek (ses düşmesi)
kayıp olmak > kaybolmak (ses düşmesi)
his etmek > hissetmek (ses türemesi)
af etmek > affetmek (ses türemesi)

Not: Bazı durumlarda “olmak” ve “etmek” yardımcı fiil değil asıl fiil olarak kullanılır.

Bu arsa ne kadar eder?
Henüz akşam olmadı.
Sokakta kavga olmuş.


Edilgen Fiil Örnekleri - Edilgen fiil ile ilgili cümle örnekleri


Öznesi “sözde özne” olan fiiller edilgen fiillerdir. Edilgen fiillerin yüklemi her zaman –n ve –l eklerini almalıdır.

Edilgen Fiil Örnekleri

    Gidilmek
    Taşınmak
    Kırıldı
    Anlatıldı
    Tarandı
    Yazılmak
    Okunmak
    Duyuldu
    Bulundu
    Boyandı


Edilgen fiil ile ilgili cümle örnekleri

Biberler kurutulmak için ipe dizildi.
Bozulan yemekler çöpe atıldı.
Kapı biraz sonra açıldı.
Mektuplar postaneye verildi.


Not: Edilgen Fiiller nesnesine göre “geçişsiz” özellik gösterir.

Cam kırıldı. (edilgen – geçişsiz)
Kardeşinin saçları tarandı. (edilgen – geçişsiz)

Kurallı Cümle Örnekleri

Yüklemin cümlenin sonunda yer aldığı cümle çeşididir.

"Derinden derine ırmaklar ağlar."

"Mermeri oyardı taşı delerdi;

Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi."

"Ben de ah etsem eğer karşıki dağlar kül olur."

"Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor

Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor

Ben sıcak denize inen buzdan bir dağım."

"Neşemin tılsımı hâlâ o demir pençededir."

"Gurbet ademden kara hasret ölümden acı"

"Ben ömrümü harcadım; bu yollar tükenmedi."



* Hem fiil cümleleri hem de isim cümleleri kurallı cümle olabilir.


Aşağıdaki paragrafta yer alan cümleleri inceleyelim:

"Eylül bir ruh çözümlemesi romanıdır. Edebiyatımızda bu yolda yazılmış romanların başarılı ilk örneğidir.

Vakası yok denecek kadar basittir. Üslup Halit Ziya'nın üslubundan daha sade ve özentisizdir. Romandaki kişi kadrosu son derece sınırlıdır. Eserin asıl olarak üç temel kahramanı vardır. Bu üç kişiden ikisi olan Suat ile Süreyya evli bir çifttir."


Bu parçadaki bütün cümleler kurallı cümledir; ayrıca cümlelerin hepsi kurallı isim cümlesidir.


Şimdi bir de aşağıdaki paragrafın cümlelerine bakalım:


"Bazı söz kalıpları ve söyleyiş biçimleri ulusların niteliklerini yansıtır. Böyle sözlere bakıldığında o ulusun yaşam biçimi zenginliği-yoksulluğu kolayca anlaşılabilir. Atasözleri toplumun niteliklerini çok iyi yansıtır. Bu sözler geniş halk yığınlarının yüzyıllar boyunca yaşadığı deneyimlerden ve bunlara dayanan düşüncelerden doğmuştur. Ulusun ortak düşünce inanış ve tutumunu belirtir; bize yol gösterir. Atasözüyle belgelendirilen tutumun doğruluğu herkesçe kabul edilir."


Bu parçadaki tüm cümlelerin yüklemleri cümlenin sonundadır; yani bu cümleler birer kurallı (düz) cümledir. Ayrıca bütün yüklemler birer çekimli fiil olduğu için bu cümleler fiil (eylem) cümlesidir.


Kurallı Cümle Örnekleri

Her cümlenin bir anlamı vardır.

Gözler çok şey anlatır.

Konuşmak gibi susmakta bir sanattır.

Gün olur şairlerinde dili tutulur.

Film yakında izleyicilerin beğenisine sunulacak.

Su hayat demektir.

Bütün varı yoğu çocuklarıydı.


Ruhsal Betimleme Nedir? - Ruhsal Betimleme Örnekleri

Bir kimsenin bir şeyin yazılı olarak betimlenmesidir. İnsanların duygularını düşüncelerini beğenilerini tutkularını alışkanlıklarını kusurlarını… tanıtan betimlemedir. Bu betimlemede kişinin iç dünyasından söz edilir. Görsellikten çok sezginin ağır bastığı bu betimlemeler sadece insanlara özgüdür.

Ruhsal Betimleme Örneği

Büyükannemin odasında öfkeli kıpkırmızı yüzünden siniri bozuk olduğu anlaşılan bir oda hizmetçisi vardı. Sinirinden olsa gerek başını gözünü oynatıp duruyor sıkıntısını ve öfkesini yüzünde belli ediyordu. Bir an önce işini bitirip odadan çıkmak ister gibi bir hâli vardı.

Bu parçada hizmetçinin ruh dünyası ortaya konarak ruhsal betimleme yapılmıştır.



İstek cümlesi örnekleri

Gerçekleşmesi mümkün olan veya olmayan dileği arzuyu isteği bildiren cümlelere istek cümlesi denir.

İstek cümlesi istek ve dilek-şart kipleriyle yapılır; bu kiplerle birlikte “bari tek n’olaydı keşke” kelimeleri de kullanılabilir.

Çıkıp biraz dolaşalım.
Dirilip kalksa da yapılanları bir görse.
Bari doğru cevap verseydi.
Her yere gitmeye razıyım tek onu bulayım.
N’olaydı bugünleri görmeyeydim.
Keşke deprem olmasaydı.
Bari insanlarımız dürüst olsaydı.

Bileşik Çekimli Eylem Örnekleri

1. Hikaye Bileşik Zamanlı Eylem Örnekleri

· Oku - yor - du - m (Bileşik zamanlı fiil)

(Şimdiki zamanın hikâyesi 1. tekil kişi)

· Çözüyorduk —> Çözmek fiili

(Şimdiki zamanının hikâyesi 1. çoğul kişi)

· Anlasaydın -> Anlamak fiili

(Dilek - şart kipinin hikâyesi 2. tekil kişi)

· Sormuştunuz -> Sormak fiili

(Duyulan geçmiş zamanın hikâyesi 2. çoğul kişi)



2. Rivayet Bileşik Zamanlı Eylem Örnekleri

· Oku - yor - muş - sun (Bileşik zamanlı fiil)

( Şimdiki zamanın rivayeti 2. tekil kişi)

· Çözüyormuşuz

(Şimdiki zamanın rivayeti 1. çoğul kişi)

· Anlasaymışsın

(Dilek - şart kipinin rivayeti 2. tekil kişi)



3. Şart Bileşik Zamanlı Eylem Örnekleri

· Okuyacaksan

( Gelecek zamanın koşulu 2. tekil kişi )

· Çözüyorsanız

(Şimdiki zamanın koşulu - 2. çoğul kişi )

· Anlamışsak

(Duyulan geçmiş zamanın koşulu 1. çoğul kişi )


Sayıların Yazılması
1. Sayılar metin içerisinde yazıyla yazılır: bin yıldan beri, dört kardeş, haftanın beşinci günü, üç ayda bir, yüz soru, iki hafta sonra, üçüncü sınıf.
Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.
(Cahit Sıtkı Tarancı)
Buna karşılık saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır: 17.30'da, 11.00’de, 1.500.000 lira, 25 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş, 1.250.000 kişi, % 25, % 50.
Saat ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir: saat dokuzu beş geçe, saat yediye çeyrek kala, saat sekizi on dakika üç saniye geçe, mesela saat onda.

2. Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır: iki yüz, üç yüz altmış beş.

3.Para ile ilgili işlem ve senet, çek vb. ticarî belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır: 650,35 (altıyüzelliTL,otuzbeşKr).

4. Notayı niteleyen sayılar ayrı yazılır: on altılık.

5. Oyun adlarını niteleyen sayılar bitişik yazılır: altmışaltı.

6. Romen rakamları ancak yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde ve kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların numaralandırılmasında kullanılabilir: XX. yüzyıl, III. Selim, XIV. Louis, II. Wilhelm, V. Karl, VIII. Edward, 1.XI.1928, I. Cilt, XII. Cilt.

7.Beş ve beşten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve araya nokta konur: 326.197, 49.750.812, 28.434.250.310.500 .

8. Sayılarda kesirler virgül ile ayrılır: 15,2 (15 tam, onda 2), 5,26 (5 tam, yüzde 26).

9. Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösteril*mesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece gösteren ek yazılır: 15., 56., XX.; 5'inci, 6'ncı.
UYARI : Sıra sayıları ekle gösterildiğinde rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır; ayrıca nokta konmaz: 8.'inci değil 8'inci, 2.'nci değil 2'nci.

10. Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir: 2'şer değil ikişer, 9'ar değil dokuzar, 100’er değil yüzer.

Çoğu Kez Yazımını Karıştırdığımız Kelimelerin Doğru Yazımları
kılavuz
denizaltı
psikolojik
Türkiye’nin batısı
herhangi bir
Kuzey Avrupa’nın
ekzoz
her yer
Doktor Mehmet Bey
21 Mart Cumartesi
birdenbire
Ayşe Hanım
parantez
affedersiniz
Pek çok
Çanakkale Boğazı
herkes
söyleyememek
emretmek
her ne kadar
hiçbir şey
terk etmek
dershane
otuz beş
fark etmek
hastahane
gardırop
defetmek
misafirperver
pardösü
karmakarışık
Dil bilimi
flüt
yapıver
Ana dili
öğleyin
gidedur
Gazi antep
yemekhane
gelebildi
doğum evi
Peşi sıra
ateşkes
huzur evi
acayip
cankurtaran
sağlık ocağı
açıkgöz
gökdelen
milletler arası
birtakım
çöpçatan
beysbol
bir takım
vurdumduymaz
çikolata
antrenman
gecekondu
entelektüel
her bir
mirasyedi
ıskonto
birçok
karasinek
kampus
pek çok
alabalık
mönü
perhiz
ayaküstü
program
poğaça
olağanüstü
grup
laboratuvar
bilinçaltı
kral
sarımsak
gözaltı
problem
rastgele
başbakan
paragraf
rast gelmek
vazgeçmek
propaganda
rastlamak
beyefendi
Azerbaycan
Regaip Gecesi
hanımefendi
unvan
travma
açıortay
kurdele
pantolon
akciğer
döndürmek
ispat
anaokulu
cüzam
Hristiyan
anneanne
illüzyon
briyantin
babaanne
Gök kuşağı
brüt
başvurmak
zatürree
bordro
bugün
kanepe
bisküvi
gelişigüzel
kapitülasyon
sürpriz
gökyüzü
Uluslar arası
profesör
gözyaşı
Alaca karanlık
deyince
ilkokul
parşömen
deyip
ilköğretim
koleksiyon
nispet
ortaokul
kooperatif
tespih
sivrisinek
çiğ (pişmemiş)
tespit
soyadı
çiy (su damlası)
dövmek
vazgeçmek
çıyan
övmek
yeryüzü
ağır sıklet
ya da
hem de
yılbaşı
Sumerce
karnabahar
biraz
Kuveyt
Ayşe abla
birkaç
suspus
Toros dağları
birçok
şu da var ki
Konya Ovası
hiçbir şey
oratoryo
Tuz Gölü
herhangi bir şey
makine
potansiyel
aforoz
yumuşak
üslup
aferin
komiser
konuksever
erozyon
tazyik
karaktersiz
ıstırap
İsfahan
ıskarta
hoşça kal
hoşgörü
açıkgöz
kangren
bazen
fantezi
müteahhit
hapşırmak
aslan

Anlamları Karıştırılan Kelimeler
Bazı kelimeler vardır ki anlamlarını birbirlerine yakın zannederiz. Bu tür kelimelere birkaç örnek:

Heyelan: Toprak kayması
Seyelan: Akma, akıntı.

Temiz: Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı, pak
Semiz: Şişman

Kimyacı: Kimya ile uğraşan kimse, kimyager.
Simyacı: Değersiz maddeleri altına çevirme işiyle uğraşan

Muharebe: Savaş
Muharebe: Yazışma, iletişim

İrtica: Güvenilir bir yere sığınma, sığınma.
İltica: Gericilik

TÜRK DİL KURUMU, KESME İŞARETİNİN KULLANIMI İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİĞE GİTTİ

Artık kurum ve kuruluş isimlerine ekler getirildiği zaman bu ekler öncesinde kesme işareti kullanılmayacak.
(Özel isimler kapsamın dışında bırakıldı.)


Türk Dil Kurumu sitesinde verilen bilgi aşağıdadır.
UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz:Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin 2’nci Oturumunda; Mavi Köşe Bakkaliyesinden vb.

Büyük harflerin kullanıldığı yerler aşağıda sıralanmıştır:


A. Cümle büyük harfle başlar: Ak akçe kara gün içindir.
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. (Atatürk)
Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti (nokta, soru, ünlem) konur:
Atatürk, "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"diyor.
Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.
(Nurullah Ataç)
Ancak iki çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük harfle başlamaz:
Bir zamanlar -bu zamanlar çok da uzak değildir, bundan on, on iki yıl önce- Türk saltanatının maddi sınırları uçsuz bucaksız denilecek kadar genişti.
(Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:
Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir. (Cenap Şahabettin)
Ancak iki noktadan sonra cümle niteliğinde olmayan örnekler sıralandığında bu örnekler büyük harfle başlamaz:
Bu eskiliği siz de çok evde görmüşsünüzdür: duvarlarda çiviler, çivi yerleri, lekeler... (Memduh Şevket Esendal)
UYARI: Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime büyük harfle başlamaz: 2005 yılında Türk Dil Kurumunun 73. yılını kutladık.
UYARI: Örnek niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır: "Banka, bütçe, devlet, fındık, kanepe, menekşe, şemsiye" gibi yüzlerce kelime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimizin malı olmuştur. "Et-, ol-" fiilleri, dilimizde en sık kullanılan yardımcı fiillerdir.

B. Dizeler genellikle büyük harfle başlar:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi;
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
(Muhibbi)
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
(Mehmet Akif Ersoy)

C. Özel adlar büyük harfle başlar:
1. Kişi adlarıyla soyadları büyük harfle başlar: Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Kâzım Karabekir, Ahmet Haşim, Tevfik Fikret, Mehmet Emin Yurdakul, Hüseyin Cahit Yalçın, Orhan Veli Kanık, Sait Faik Abasıyanık, Yunus Emre, Evliya Çelebi, Gevheri, Karacaoğlan, Âşık Ömer, Wolfgang von Goethe, Wilhelm Radloff, Vilhelm Thomsen, Victor Hugo.
Takma adlar da büyük harfle başlar: Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman), Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin), AkaGündüz (Hüseyin Avni, Enis Avni), Kirpi (Refik Halit Karay), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Server Bedi (Peyami Safa), İrfan Kudret (Cahit Sıtkı Tarancı), Mehmet Ali Sel (Orhan Veli Kanık).

2. Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar, lakaplar, meslek ve rütbe adları büyük harfle başlar: Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Erol Bey, Sayın Prof. Dr. Hasan Eren, Hamdi Bey, Mustafa Efendi, Zeynep Hanım, Bay Ali Çiçekçi, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Doktor Behçet Uz, Mareşal Fevzi Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel; Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Genç Osman, Deli İbrahim, Avcı Mehmet, Nişancı Mehmet Paşa, Deli Petro.
Akrabalık bildiren kelimeler büyük harfle başlamaz: Tülay abla, Ayşe teyze, Fatma nine, Kemal dayı, Saim amca, Ali enişte.
Akrabalık bildiren kelimeler başa geldiğinde lakap yerine kullanıldığı için büyük harfle başlar: Nene Hatun, Baba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan.
Bazı tarihî ve menkıbevi şahsiyetlerde ise akrabalık bildiren kelime sonda olduğu hâlde unvan değeri kazandığı ve özel ada dâhil olduğu için büyük harfle yazılır: Gül Baba, Susuz Dede, Adile Hala, Gülsüm Bacı, Sultan Ana.
Resmî yazılarda saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler de büyük harfle başlar:
Sayın Bakan,
Sayın Vali,
Hitap kelimeleri de büyük harfle başlar:
Sevgili Kardeşim,
Aziz Dostum,

3. Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar: Sarıkız, Fino, Karabaş, Pamuk, Minnoş, Tekir.

4. Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar: Türk, Alman, İngiliz, Rus, Arap, Japon; Oğuz, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar; Karakeçili, Hacımusalı.

5. Dil ve lehçe adları büyük harfle başlar: Türkçe, Almanca, İngilizce, Rusça, Arapça; Oğuzca, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Tatarca.

6. Devlet adları büyük harfle başlar: Türkiye Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Azerbaycan Cumhuriyeti.

7. Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar: Müslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan; Musevilik, Musevi; Budizm, Budist; Hanefilik, Hanefi; Malikilik, Maliki; Protestanlık, Protestan; Katoliklik, Katolik.

8. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar: Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus, Oziris, Kibele. Ancak tanrı kelimesi özel ad olarak kullanılmadığında küçük harfle başlar: Eski Yunan tanrıları. Bazı dinî terimlerin küçük harfle başlaması gelenekleşmiştir: cennet, cehennem, uçmak, tamu, peygamber, sırat köprüsü.

9. Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar: Merkür, Neptün, Plüton, Halley, Dünya,Güneş, Ay vb.
UYARI: Dünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldığında küçük harfle başlar.

10. Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt, cadde, sokak, semt vb.) büyük harfle başlar: Asya, Avrupa, Afrika, Amerika; İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Yakın Doğu; Ankara, İstanbul, Taşkent, Bağdat, Moskova; Turgutlu, Ürgüp, Ahlat; Çayırbağı, Akçaköy; Bahçelievler, Cebeci; Atatürk Bulvarı, Ziya Gökalp Caddesi; Sankiyedim Sokağı, Asmalımescit Sokağı.
UYARI: Doğu ve batı sözleri yön bildirdiğinde küçük olarak yazılır: Bursa’nın doğusu. Bu sözler düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde ise büyük olarak yazılır: Batı medeniyeti, Doğu mistisizmi vb.
Yer adlarında ilk isimden sonra gelen deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar: Ağrı Dağı, Aral Gölü, Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Fırat Nehri, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana Geçidi, Süveyş Kanalı.
UYARI: Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, bucak, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar: Konya ili, Etimesgut ilçesi, Taflan köyü vb.
Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak kelimeleri büyük harfle başlar: Gazi Osmanpaşa Mahallesi, Yıldız Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi, Karaköy Meydanı, Zafer Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Ziya Gökalp Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Cemal Nadir Sokağı, Fevzi Çakmak Sokağı, İnkılap Sokağı, Reşat Nuri Sokağı, Türk Ocağı Sokağı.
UYARI: Yer bildiren özel isimlerde de kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman, kelime başında büyük harf kullanılır: Hisar’dan, Boğaz’dan, Bulvar’dan.

11. Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. yapı adlarının bütün kelimeleri büyük harfle başlar: Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, İshakpaşa Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Ankara Kalesi, Alanya Kalesi, Galata Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Mostar Köprüsü, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi, Bilge Kağan Anıtı.

12. Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Devlet Malzeme Ofisi, Millî Kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu, Atatürk Orman Çiftliği, Çankaya Lisesi; Anadolu Kulübü, Mavi Köşe Bakkaliyesi; Türk Ocağı, Yeşilay Derneği, Muharip Gaziler Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Danışma Kurulu, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı; Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.

13. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Medeni Kanun, Borçlar Hukuku (kanun), Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği.
UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük, yönetmelik vb.ni bildiren kelimeler, belli bir kurum vb. kastedildiğinde büyük harfle başlar: Bu yıl Meclis, yeni döneme erken başlayacaktır. Son aylarda Kurum, yazım konusunda yoğun bir çalışma içine girmiştir.2876 sayılı Kanun bu yıl yeniden gözden geçiriliyor. Bu madde Yönetmelik’in 4’üncü maddesine aykırı düşmektedir.

14. Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, müzik) her kelimesi büyük harfle başlar: Nutuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz, Anadolu Notları, Sinekli Bakkal; Türk Dili, Türk Kültürü, Varlık; Resmî Gazete, Hürriyet, Milliyet, Türkiye, Yeni Yüzyıl, Yeni Asır; Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı.
UYARI: Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz: Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu.
UYARI: Büyük harflerin kullanıldığı yerlerde bulunan ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki küçük harfle yazılır: Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leyla ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı? Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım.

15. Millî ve dinî bayramlarla bayram niteliği kazanmış günlerin adları büyük harfle başlar: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Nevruz Bayramı,Anneler Günü, Öğretmenler Günü, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, Hıdırellez.
Kurultay, bilgi şöleni, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelime büyük harfle başlar: V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Manas Bilgi Şöleni.

16. Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar: Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ, Yükselme Devri, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi, Tanzimat Dönemi.
UYARI: Tarihî dönem bildirmeyip tür veya tarz bildiren terimler küçük harfle başlar: divan şiiri, divan edebiyatı, halk şiiri, halk edebiyatı, eski Türk edebiyatı, Türk dili, Türk sanat müziği, Türk halk müziği, tekke edebiyatı.

17. Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Türkolog, Türkoloji, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Asyalılık, Darvinci, Konyalı, Bursalı.
UYARI: Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz: acem (Türk müziğinde bir perde), hicaz (Türk müziğinde bir makam), nihavent (Türk müziğinde bir makam), acemi (tecrübesiz), amper (elektrik akımında şiddet birimi), jul (fizikte iş birimi), allahlık (saf, zararsız kimse), donkişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışmak).
UYARI: Para birimleri büyük harfle başlamaz: avro, dinar, dolar, lira, yeni kuruş, liret.
UYARI: Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.
UYARI: Müzikte kullanılan makam ve tür adları büyük harfle başlamaz: acemaşiran, acembuselik, bayati, hicazkâr, türkü, varsağı, bayatı.

18. Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde özel adlar büyük harfle başlar: Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş dondurması, Van kedisi.
Ç. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar: 29 Mayıs 1453 Salı günü, 29 Ekim 1923, 28 Aralık 1982'de göreve başladı. Lale festivali 25 Haziranda başlayacak.
1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. (Atatürk)
Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar: Okullar genellikle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar. Yürütme Kurulu toplantılarını perşembe günleri yaparız.
D. Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle başlar: Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı, Dolmuş Durağı, Şehirler Arası Telefon, III. Kat, IV. Sınıf, I. Blok.
E. Bilim dallarında kullanılan terimlerin büyük harfle yazılışı, ilgili dallardaki uygulamaya bağlıdır: Canis canis, Carduelis carduelis, Ardea alba, Populus alba, Prunus domestica, Pinus silvestris.
F. Kitap, bildiri, makale vb.nde ana başlıkta bulunan kelimelerin tamamı, alt başlıkta bulunan kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.
G. Kitap, dergi vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar.


Kısaltmaların Yazımı


Kısaltma; bir kelime, terim veya özel adın içerdiği harflerden biri veya birkaçı ile daha kısa olarak ifade edilmesi ve sembolleştirilmesidir. Yapılan kısaltmaların benimsenmesi, yaygınlaşması ve herkes tarafından anlaşılması gerekir.

AA, AB, ABD, age., AGİK, AIDS, aids, AKM, Alb., Alm., anat., AOÇ, AP, APS, Apt., Ar., Ar. Gör., ark., Asb., ASELSAN, Asist., ASKİ, AŞTİ, AT, Atğm., ATO, AÜ, AÜ, AÜ, Av., B (batı), B. (bay), bağ., BAĞ-KUR, BBC, BCG, BDT, bk. (bakınız), BM, Bn. (bayan), BOTAŞ, Bşk., C. (cilt), DGM, dm, EKG, ed. (edebiyat), FIFA, Fr., g, GAP, gr, HABITAT, Hz., İETT, KBB, km, l, m, Mah., MKE, No. veya Nu., öl., sn (saniye), TIR, TL, yy., zool.

1-Kurum, kuruluş, müessese, makam, üniversite adlarının kısaltmalarında bütün harfler büyüktür. Harfler arasına nokta koymaya gerek yoktur.

TRT, TBMM, İTÜ, DSİ, TDK, TTK, MEB, AÜ DTCF, DAÜ, D, B, K, G, KB, GB, KD, GD (son sekizi yön adı)

Bu kısaltmalardan sonra gelen çekim ekleri kesme ile ayrılır. Ekler son harfin okunuşuna göre belirlenir; kelimenin uzun şeklinin okunuşuna göre değil:

MEB’e, TBMM’nin, DTCF’ne değil DTCF’ye, İTÜ’nden değil İTÜ’den


2-Bazı kısaltmalar da kelime gibi oluşturulmuştur.

ASELSAN, BOTAŞ, İLESAM, SEKA, TÖMER, TEDAŞ

Bunlara getirilen ekler de düz okunuşa göre belirlenir:

ASELSAN’da, BOTAŞ’a, İLESAM’ın, SEKA’nın, TÖMER’den, TEDAŞ’ta

3-Nokta kullanılan kısaltmalar da vardır. Bunlardan sonra getirilen ekler kesmeyle ayrılmaz:

K.K.K., M.Ö., M.S., P.K., T.C.


4-Özel isim veya unvan olan bir kelime birkaç harfle kısaltılıyorsa yalnız ilk harf büyük yazılır.

Prof., İst., Doç., Dr., Av., Alb., Gen.
Alm. (Almanca), İng., Kocatepe Mah., Güniz Sok.

Bu kısaltmalara ek getirilirken kelimenin uzun şeklinin okunuşu esas alınır; ekler kesmeyle ayrılmaz:

İst.da, Alm.yı, İng.ye

5-Özel isim olmayan kelimelerin kısaltması küçük harfle başlar.

C. (cilt), s. (sayfa), bkz.(bakınız), vb. (ve benzeri), vs. (ve saire), is. (isim), sf. (sıfat), hz. (hazırlayan), çev. (çeviren), ed. (edebiyat), fiz. (fizik), kim. (kimya)

Bu kısaltmalara ek getirilirken kelimenin uzun şeklinin okunuşu esas alınır; ekler kesmeyle ayrılmaz:

vb.leri, vs.den, is.ler, sf.lar, hz.da, çev.e, ed.ı, fiz.le, kim.da


6-Elementlerin ve ölçülerin kısaltmalarında nokta kullanılmaz:

C, Ca, Fe, m, mm, cm, km, g, kg, l, mg...

Bu kısaltmalara ek getirilirken kelimenin uzun şeklinin okunuşu esas alınır; ekler nokta kullanılmadığı için kesmeyle ayrılır:

m’ye, mm’de, cm’yi, km’ye, g’dan, kg’dan, l’de, mg’ı

Üslü ifadeleri yazarken gelen ek üs işaretinin okunuşuna göre gelir.
cm³e (santimetreküpe), m²ye (metrekareye), 6²den (altı üssü ikiden) vb.

7-Sert sessizle biten kısaltmalara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde okunuşta sondaki sert ünsüz yumuşamaz:

AGİK’in (agiğin değil agikin), TÜBİTAK’a (tübitağa değil tübitaka)

Ancak “birlik” kelimesiyle kurulan kısaltmalarda yumuşama görülür:

ÇUKOBİRLİK’e (çukobirliğe)

Mi Soru Edatının Özellikleri


Mi soru edatıdır. Cümleye farklı anlamlar katabilir.
Cümleye soru anlamı katabilir.
Evde ders çalışıyor musunuz?
Otobüs geldi mi?
Yarına sınav olacak mıyız?

    Mi soru edatı kelimeden her zaman ayrı yazılır. Mi’den sonra gelen ekler mi ile bitişik yazılırlar.

Müdür geldi mi?
Yarın bize gelecek misiniz?

    Cümleye zaman kavramı katabilir

Bahar geldi mi buraları göreceksin.
Evimize geldin mi çiçeklerimi görürsün.

    Cümleye pekiştirme anlamı katabilir.

Benim çocuklarım akıllı mı akıllı.
Ucuz mu ucuz mallarım var, gelip görünüz.

    Emir anlamı katabilir.

Başımdan gider misin?
Orayı hemen terk eder misiniz?

    Cümleye rica anlamı katabilir.

Bir çay verir misin?
Gelirken bir simit alır mısın?


Büyük Ünlü Uyumu Kuralı


Her dilin kendine has bazı özellikleri vardır. Türkçenin de kendine özgü kuralları vardır.
Bunlardan biri de büyük ünlü uyumu kuraldır.
Bir kelimenin Türkçe olup olmadığını belirleyen bir kuraldır.

KURAL: Bir kelimenin ilk ünlüsü kalın ünlü ise diğer ünlüler de kalın ünlü olur. Ya da kelimenin ilk ünlüsü ince ünlü ise diğer ünlüler de ince ünlü olur.

KALIN ÜNLÜLER: a, ı, o, u
İNCE ÜNLÜLER: e, i, ü, ö

Kuralla ilgili bilgiler:
1-Tek heceli kelimelerde büyük ünlü uyumu kuralı aranmaz.
Gel, bir, dil, yaz... gibi.

2- Birleşik kelimelerde de büyük ünlü uyumu kuralı aranmaz. (kelimelerin tek tek ele alınması gerekir.
Ata-türk, bilgi-sayar, gece-kondu, yayın-evi ... gibi.

3-Dilimize başka dillerden gelmiş kelimelerde de büyük ünlü uyumu kuralı aranmaz.
telefon, radyo, maus, driver ... gibi

4-Bazı kelimeler zamanla değişikliğe uğramış olabilir. Türkçe kelimeler değildir diyemeyiz.
Kardaş-kardeş, ana-anne, alma-elma, kangı-hangi ... gibi.

Büyük ünlü uyumu kuralına uymayan ekler:
Bu ekler eğer kalın ünlü ise ince ünlüyle biten bir kelimeye eklendikleri zaman; ya da ince ünlüyse kalın ünlüyle biten bir kelimeye eklendikleri zaman ortaya çıkan kelimenin büyük ünlü uyumuna uymamasına yol açarlar.

Bunlar:

-yor : seviyor, gülüyor, biliyor ...
-ken : ağlarken, yaparken, çalışırken ...
-ki : Yarınki, akşamki, sabahki ...
-leyin : akşamleyin...
-gil : dayımgil, halamgil, baklagil, turunçgil, Hasangil....
-daş : meslektaş, gönüldaş,
-mtrak : mavimtrak, beyazımtrak, yeşilimtrak...

Yukarıdaki örneklerde gelen ekler bir öncesi eklere göre farklı özelliktedir. Eğer ekteki ünlü kalın ise bir öncesi ünlü incedir. Ya da tam tersidir. Ama bu ekler bir önceki ünlüyle uyum da sağlayabilir. Yani ekteki ünlü kalınsa bir önceki ünlü de kalın olabilir. Ya da tam tersi olabilir.

-yor ...................çalışıyor, oturuyor, soruyor (uyuyor.)
-ken....................gelirken, öğrenirken, gülerken (uyuyor.)
-ki.......................dünkü, evvelki, önceki (uyuyor)

YAZIMINDA YANLIŞLIK YAPILAN KELİMELER

Yanlış Yazım-Doğru Yazım
Acaip - Acayip
Adele -Adale
Aferim- Aferin
Ahpap -Ahbap
Aliminyum -Alüminyum
And -Ant
Ahçı -Aşçı
Atelye -Atölye
Birşey -BirŞey
Barsak -Bağırsak
Priket -Briket
Büsküvü -Bisküvi
Bilimadamı -BilimAdamı
Cüppe -Cübbe
Çeket -Ceket
Çarşanba -Çarşamba
Çenber - Çember
Çeğiz Çeyiz
Dayire Daire
Deyiştirmek -Değiştirmek
Deyinmek -Değinmek
Deymek -Değmek
Deynek -Değnek
Dinazor - Dinozor
Döğmek -Dövmek
Dükan -Dükkân
Düyme -Düğme
Ejdad -Ecdat
Ekzoz -Egzoz
Ekfator - Ekvator
Eskasa -Ezkaza
Eşharp -Eşarp
Eşkiya -Eşkıya
Eşgal -Eşkâl
Entellektüel -Entelektüel
Eşortman -Eşofman
Evel -Evvel
Fasükül -Fasikül
Fasilye -Fasulye
Felaketzade -Felâketzede
Fiat -Fiyat
Fotoraf -Fotoğraf
Gaste -Gazete
Hambal -Hamal
Hoşgeldin -HoşGeldin
Herkez -Herkes
İyade -İade
İddaa -İddia
En Ti Vi (Ntv) -Ne Te Ve
İftahar -İftihar
İsbat -İspat
Candarma -Jandarma
Cilet - Jilet
Cimnastik -Jimnastik
Kanbur -Kambur
Kavonoz -Kavanoz
Kiprit -Kibrit
Kiprik - Kirpik
Kollej -Kolej
Kolleksiyon - Koleksiyon
Koparatif -Kooperatif
Kopye -Kopya
Kordele -Kurdele
Laboratuar -Laboratuvar
Lanba -Lamba
Lavobo -Lavabo
Leyen -Leğen
Makina -Makine
Matba -Matbaa
Madem Ki -Mademki
Matamatik -Matematik
Mehlem -Merhem
Meyva -Meyve
Güleş -Güreş
Müsayit -Müsait
Pantalon -Pantolon
Patetes -Patates
Picama - Pijama
Profösör -Profesör
Proğram -Program
Profosyonel -Profesyonel
Ropörtaj -Röportaj
Sandelye -Sandalye
Sağol -SağOl
Soğulcan -Solucan
Şevkat - Şefkat
Şöför -Şoför
Taahüt -Taahhüt
Tentirdiyot -Tentürdiyot
Usülsüz -Usulsüz
Ünvan -Unvan
Velfecir -Felfecir
Yanlız -Yalnız
Yalnış -Yanlış
Yumşak -Yumuşak
Zirat -Ziraat
Ey Di Es El (ADSL) - Adesele(doğru söyleyiş)
Es-em-es (SMS) - (Se-me-se) (doğru söyleyiş )
Kontür- Kontör
Orjinal -Orijinal
Süeter -Süveter
İnsiyatif -İnisiyatif

Birleşik kelimelerle İlgili Yazım Kuralları


1- Birleşen iki kelimede anlam kaymasına uğrayanlar. Hanımeli (bir bitki), kadıngöbeği (bir tatlı), devetabanı (bir bitki), aslanağzı (bir çiçek).
2- Bileşik kelimelerin bir kısmında sesli harf düşmesi meydana gelmiş olanlar. Pazartesi (pazar ertesi), kaynana (kayın ana), niçin (ne için).
3-Pekiştirilmiş sıfatlar. Sapsarı, sipsivri, dümdüz.
4-Yapı bakımından tam olarak birleşmiş, bileşik kelime halini almış bazı kelime ve deyimler. Zıpçıktı, çıtkırıldım, dedikodu, gecekondu, külbastı.
5- Farsçadan alınan (hane) kelimesi ile yapılan birleşik kelimeler. Kahvehane, çayhane, yatakhane.
6- Dilimizde bulunan bazı kelimeler, etmek, eylemek, olmak yardımcı fiilleri ile birleşirken ses fazlalaşması (kelimeler yabancıdır, asıllarına benzer duruma gelirler) meydana gelir. Affetmek, halletmek, hissetmek.
7- Dilimize yabancı dillerden girmiş, bugün çok kullandığımız bazı kelimeler etmek, eylemek, olmak yardımcı fiilleri ile birleşirken ikinci hecedeki sesli harflerini düşürürler (asılları gibi olurlar). Emir - emretmek, nakil- nakletmek, şükür o şükretmek, sabır -sabretmek.
8- (a-e-ı-i-u-ü) ekleri kullanılarak yapılmış bileşik fiiller. Uyuyakalmak, bakakalmak, yapabilmek, yazıvermek, öle-yazmak.
9- İki veya daha çok kelimeden meydana gelmiş Türkçe yer adları (İI, şehir, köy). Çanakkale, Eskişehir, Pınarbaşı
10- İki veya daha çok kelimeden meydana gelmiş mahalle ve semt adları. Çengelköy, Beşiktaş, Yenimahalle, Sarıyer.
11- Dağ, tepe, akarsu, göl, deniz adları. Uludağ, Kızıldeniz, Karasu, Acıgöl, Aksu.



Ayrı Yazılması Gereken Kelimeler

1-Sıfatlarda derece göstermeye yarayan (en, daha) gibi zarflar. En güzel, daha iyi, en fazla, daha soğuk vb.
2- İkilemeler, (ikilemeler dilimizde çok geniş yer tutarlar.) Düşe kalka, gide gide, eski püskü, şıpır şıpır, kem küm, allak bullak.
3- İkilemelerden bazıları bugün kullanılmayan kelimelerden meydana gelir. Anlamsız gibi görünen bu kelimelerin zamanında anlamlı birer kelime olduğu bilinmektedir. Bunlar da diğer ikilemeler gibi yazılır. Ev bark, soy sop.
4- (m) ile yapılmış ikilemeler. Dolap molap, kapı mapı, kitap mitap.
5- İsim hal ekleri ile yapılan ikilemeler: iç içe, göz göze, elden ele, yıldan yıla, yan yana.
6- İyelik eki almış ikilemeler. Boşu boşuna, günü gününe.
7- İsimleri tekrarlamak şeklinde yapılan ikilemeler. Akın akın, kucak kucak, takım takım.
8- Sıfatların tekrarlanması ile yapılan ikilemeler: Tatlı tatlı, diri diri, ağır ağır, güzel güzel.
9- Kökü yabancı olup (be) getirilerek söylenen ikilemeler. Öz be öz, ay be ay.
10-Deyimler (Dilimizde çok sık kullanılmaktadır). Yuvasını yapmak, devede kulak, ununu elemiş eleğini asmış, çalım satmak.
11- (Ev, yurt) kelimeleri ile kurulan bileşik kelimeler. Radyo evi, sağlık yurdu, öğrenci yurdu, aş evi.
12- Ardı sıra, peşi sıra, önü sıra, yanı sıra gibi sözler.
13- İki kelimeyi birleştirip bir bileşik kelime yapıldığında her iki kelime de eski anlamını koruyorsa. Arnavut kaldırımı deniz yolu, Tatar böreği, kuru soğan, tahin helvası, tulum peyniri, çam fıstığı, badem şekeri, bağ bozumu.
14- İsim soylu bir kelime ile etmek, eylemek, olmak yardımcı fiilleri ile yapılan bileşik fiiller. Yarış etmek, borç etmek, gelin olmak, sağ olmak, el etmek,,
15- Yer adlarında kullanılan Batı, Doğu, Güney, Kuzey, Aşağı, Orta, Yukarı, Küçük, Büyük,: Eski, Yeni, iç ve benzeri, kelimeler. Doğu Anadolu, Batı Trakya, Orta Anadolu, Kuzey Amerika, Kuzeydoğu Anadolu, Uzak Doğu, İç Anadolu, Küçük Çekmece, Büyük Çamlıca, Büyük Menderes.

Kelimelerin Yazılışında Dikkat Edilecek Önemli Kurallar

Türk Dil Kurumunun Yürütme Kurulunun ve Yönetim Kurulunun onayı ile basılan İmla Kılavuzu'na göre Türkçe kelimelerin yazılışındaki bazı kurallar:

1- Cümle içinde geçen ay ve gün adları küçük harfle yazılır. Belli bir tarihi işaret eden ay ve gün adları büyük harfle yazılır. 29 Mayıs 1453 yılının Salı günü.
2- Milli ve dini bayramlar büyük harfle başlar. Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Cumhuriyet Bayramı.
3- Belli günlerin isimleri cümle içinde oldukları zaman büyük harfle başlanılarak yazılır. Anneler Günü, Nevruz, Tiyatro Günü.
4- Milletlerin, boyların, oymakların, dil ve lehçelerin adları büyük harfle başlar. Türk, Kırgız, Tatar, Alman, Türkçe, Almanca, Hintçe, Latince.
5- Din ve mezhep adları da büyük harfle başlar. Müslüman, İslamiyet, İslamlık, Hristiyan, Katolik.
6-Akrabalık adları bildiren kelimeler küçük harfle yazılır. Sevgili kardeşim, Ayşe teyze, Saim amca.
7- Mektuplardaki hitap cümlelerinde ilk kelime büyük harfle başlar, ondan sonrakiler özel isim değilse küçük devam eder. Değerli dayıcığım, Sevgili kardeşim.
8- Resmi yazılarda hitapların birinci kelimesi ve ondan sonra gelen isim soylu kelimeler büyük harfle başlar. 'Sayın Başkan, Sayın Müdür.
9- Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle başlar. Levha yazıları birkaç kelimeden oluştuğunda ilk kelime büyük harfle başlar. Giriş, Çıkış, Vezne, Doktor, Başkan.
10- Gazete, dergi, kitap adlarının bütün kelimeleri büyük harfle başlar. Özel ada dahil olmayan sözler büyük harfle başlamaz. Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi.
11- Kişi isimleri ve soy isimleri büyük harfle başlar. Mehmet Akif Ersoy, Ziya Gökalp, Cahit Sıtkı Tarancı, Ömer Seyfettin. Unvan ve sayı bildiren isimler büyük harfle başlar. Öğretmen Hüseyin, Profesör Kenan, Dr. Coşkun, Binbaşı Ali, Hamdi Bey, Mustafa Efendi, Zeynep Hanım.
12-Tarihe geçmiş kişilerin belirlenmiş, bilinen unvanları, lakapları da büyük yazılır. Yavuz Sultan Selim, Fatih Sultan Mehmet, Nişancı Mehmet Paşa, Safiye Sultan, Şeyhülislam Esad Efendi, Gazi Osman Paşa, Mimar Sinan.
13- Kişilerin takma adları (mahlas) büyük yazılır. Avni: (Fatih Sultan Mehmet) - Muhibbi: (Kanuni Sultan Süleyman) Tarhan: (Ömer Seyfettin) - Mehmet Ali Sel: (Orhan Veli Kanık) - Aydede: (Refik Halit Karay) - Deli Ozan:
(Faruk Nafiz Çamlıbel) - Baki - Fuzulî - Dertli - Kaygusuz Abdal.
14- Din kavramları içinde geçen özel adlar büyük yazılır. Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus. Tanrı kelimesi özel bir ad ola-rak kullanılmadığı zaman küçük yazılır. Eski Yunan tanrıları, ilkel kabilelerin tanrıları.
15-Coğrafya ve astronomi ile ilgili yayınlarda Güneş, Dünya, Ay, Merkür gibi gezegen ve yer isimleri büyük yazılır.
16- Özel coğrafya adları büyük yazılır. İstanbul, Konya, Akdeniz, Uludağ, Kızılırmak, Pınarbaşı, Asya, Avrupa, Güneydoğu Anadolu.
17- Ülke adları büyük harfle başlar, ülke adlarından sonra gelen krallık, halk cumhuriyeti, cumhuriyet gibi kelimeler de büyük harfle başlar. Türkiye Cumhuriyeti, Arnavutluk Halk Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Çek Cumhuriyeti.
18-Yabancı yer adlarının bitişik veya ayrı yazılışında yabancıların kullandığı biçimlere uyulur. Hyde Park, New York, Buenos Aires, San Marino.
19-Yabancı dağ, tepe, akarsu, göl adlarının yazılışında, yabancı yazılışlara uyulur. Leman, Mississippi, Frie, Mont Bianc.
20- Bazı yabancı şehir, dağ, göl ve akarsuların adları dilimize Türkçe biçimleriyle yerleşmiştir. Türkçe söylenişe uygun bu adlar Türk yazılış kurallarına uygun olarak yazılır. Viyana (Wien), Marsilya (Marseille), Venedik (Venezia),
21-Yer adlarında ilk isimden sonra gelen deniz, göl, nehir, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler küçük harfle başlar, İstanbul şehri, Marmara denizi, Erciyes dağı, Meriç nehri. Balkaş gölü. Ancak, ikinci isim özel isme dahil ise ve ikisi birden kastedilen kavramı karşılıyorsa, ikinci isim de büyük harfle başlar. Bu halde dağ, deniz ve göl, boğaz, ırmak kelimeleri büyük harfle yazılır. İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı, Beyşehir Gölü, Tuz Gölü, Rumeli Kavağı, Haymana Ovası, Muş Ovası.
22- Yukarıdaki maddede olduğu gibi mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak geçen bu kelimelerin baş harfleri büyük yazılır. Abbasağa Mahallesi, Eminönü Meydanı, Türk Ocağı Caddesi, Kızılay Meydanı.
23-Özel adlardan meydana gelmiş mahalle, meydan, bulvar, cadde ve sokak adları büyük harfle başlayıp ayrı olarak yazılır. Fevzi Çakmak Caddesi, Cemal Nadir Sokağı, Barbaros Bulvarı.
24- Saray, köşk, han, kale köprü, anıt vb. yapı adlannın bütün kelimeleri büyük harfle başlar. Topkapı Sarayı, Çankaya Köşkü, Mostar Köprüsü.
25- Kurum, kuruluş, işletme, kooperatif, okul, birlik, dernek adlannın her kelimesi büyük harfle başlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Dış İşleri Bakanlığı, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Millî Kütüphane, Atatürk Hava Limanı, Edebiyat Fakültesi, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Toprak Mahsulleri Ofisi, Et ve Balık Kurumu, İstatistik Enstitüsü, Fakirleri Koruma Derneği, Bakanlar Kurulu.
26- Kurum, merkez, bakanlık, üniversite gibi kuruluş bildiren kelimeler, belli bir kurum kastedildiğinde büyük harfle başlar. Bu yıl Meclis yeni döneme erken başladı.
27- Bazı kuruluşların adlarım yazarken yaygınlık kazanmış şekillerine uyulur. Genelkurmay Başkanlığı, Kara Yolları Genel Müdürlüğü, İç İşleri Bakanlığı. Bu isimler kalıplaşmış olduğu için uygulanan biçimleri ile yazılırlar.
28- Kurum ve kuruluş adlarında yer alan kelimeler bazen söz içinde geçebilirler, o zaman küçük harfle yazılmaları
gerekir. Bugün radyo ve televizyon programları iyi değildi.
29- Hukukla ilgili her kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge,genelge adlannın her kelimesi büyük yazılır. Nutuk, Medenî Kanun, Borçlar Hukuku.
30- Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa küçük harfle başlar, hicaz (makam), acemi (tecrübesiz), amper (elektrik akımı şiddet birimi), allahlık (saf, zararsız). Müzikte kullanılan makam ve tür adları küçük harfle başlar. Nihavent, hicazkar, türkü, varsağı.
31 -Yer ve millet adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde özel adlar büyük harfle başlar. Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Japon gülü.

Nasıl Kelimesini Anlamı ve Türü
Nasıl (na'sıl)
Zarf anlamında:
1. Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz: “Nasıl sevebilirse üç gönül bir tek gülü / Sen de güzelliğine kul edersin üç gönlü” -F. N. Çamlıbel.
2. Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirten bir söz: “Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı?” -O. S. Orhon.
3. İşin zorunlu olduğunu belirten bir söz: Bu yaptıklarından sonra ona nasıl kızmam? Okula nasıl gitmez!
4. Ne kadar çok: Seni nasıl seviyorum.
5. Elbette, kesinlikle: Bak nasıl sınıfını geçecek!
6. “Ben sana dememiş miydim, gördün mü?” anlamlarında kullanılan bir söz: Nasıl, kitap kiminmiş?
7. “Ne dediniz?” veya “iyi mi, beğendiniz mi?” anlamlarında kullanılan bir söz: Nasıl, bir daha söyler misiniz?
Sıfat anlamında:
8. Sıfat: Ne gibi, ne türlü. Nasıl romanlar okuyorsunuz?

Çekim Ekleri
EKLER

I. ÇEKİM EKLERİ

A. İSİM ÇEKİM EKLERİ
1. HÂL (DURUM) EKLERİ
2. İYELİK EKLERİ
3. İLGİ ZAMİRİ: -ki
4. –ler ÇOĞUL EKİ
5. “mi” SORU EKİ
6. EK-FİİL
7. TAMLAMA EKLERİ

B. FİİL ÇEKİM EKLERİ
1. ZAMAN ve ŞEKİL EKLERİ
a. HABER KİP EKLERİ
b. DİLEK KİP EKLERİ
2. ŞAHIS EKLERİ
3. OLUMSUZLUK EKİ: -me
4. SORU EKİ: mi
5. EK-FİİL


II. YAPIM EKLERİ

1. İSİM YAPAN YAPIM EKLERİ
a. İsimden isim yapan ekler
b. Fiilden isim yapan ekler

2. FİİL YAPAN YAPIM EKLERİ
a. İsimden fiil yapan ekler
b. Fiilden fiil yapan ekler

III. YARDIMCI ÜNLÜLER ve YARDIMCI ÜNSÜZLER



EKLER

Türkçe eklemeli (sondan eklemeli) bir dildir. Türkçe’de değişmez kökler, onlardan türetilen gövdeler ve kök ve gövdelere eklenen yapım ve çekim ekleri vardır.

Dilimizi kullanışlı hâle getiren; aynı kelimelerle farklı anlamlar ifade edilmesini, kelime haznesinin genişlemesini sağlayan, eklerdir.

EK

Kelimelerle cümleler kurmak, onlara cümle içinde görev yüklemek ve kelimelerden yeni kelimeler türetmek amacıyla onlara eklenen seslere/hecelere ek denir.

Kelimelere cümlede görev yüklenirken ve onlardan yeni kelimeler türetilirken öncelik yapım eklerinindir. Yapım eklerinin üzerine çekim ekleri gelir. Ama bir iki ek haricinde çekim ekinin üzerine yapım eki getirilemez.

Ekler kendilerinden önceki kelimelere bitişik yazılır. Yalnız, “mİ” soru eki her zaman ayrı yazılır; “ek-fiil”in kendisi, yani “i-(mek)” de ayrı ya da bitişik yazılabilir. Zaten ek-fiil bitişik yazıldığında düşer, sadece zaman eki kalır:
mİ: Gelmedi mi?
i(mek): Gelecek idi, gelecekti

Ekler yapım ve çekim ekleri olmak üzere ikiye ayrılır. Yapım ekleri anlam; çekim ekleri de görev belirler.


I. ÇEKİM EKLERİ

Kelimelerin çekimlenerek değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını sağlayan eklere çekim eki denir.

Çekim ekleri, kelimelerin diğer kelimelerle bağ kurmasını, kelimelerin cümlede görev almasını, hâlini, sayısını, zamanını, şahsını belirtir. Kısaca çekim ekleri kelimelerin cümle içerisinde kullanılmasını sağlar.

Kök veya gövde hâlindeki kelimeler ancak çekim eklerini alarak diğer kelimelere bağlanır, zaman ve şahıs anlamı kazanır.

“Kardeş kitap yer sor.”

Bu kelime dizisi bu hâliyle ancak bir kelime yığınıdır. Bir maksat, duygu, fikir, haber, bilgi ifade etmez. Ancak “bu kelimelerle ne söylenmek istenebilir”, sorusundan hareketle bir şeyler uydurulabilir ki bu yolla bu kelimelerin ne için söylendiği kesin olarak bilinemez.

Öyleyse bu kelime yığınını anlaşılır hâle getirmek için çekim eklerine ihtiyaç vardır. Çeşitli çekim ekleriyle bu kelimelerden anlamlı cümleler çıkarabiliriz:

“Kardeşine kitabın yerini sor.”
“Kardeşimden kitapların yerini soracağım.”
“Kardeşin kitabının yerini sordu.”

Çekim ekleri eklendiği kelimenin anlamını değiştirmez. Çekim ekleri yeni kelimeler türetmeye yarayan ekler değildir; yani bu ekler kelimenin anlam ve türlerini değiştirmeyen eklerdir. Yukarıdaki örnekte değişik çekimlere rağmen kelimelerin anlamlarının değişmediği görülür.

Çekim ekleri getirildikleri kelimenin türüne göre ikiye ayrılır:

İsim çekim ekleri ve Fiil çekim ekleri

A. İSİM ÇEKİM EKLERİ

İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onları diğer isimlere, edatlara, fiillere bağlayan; cümle içindeki görevlerini belirleyen, ait oldukları kişileri belirten ve isimlerin çeşitli durumlarını bildiren eklerdir.

İsim çekim ekleri şunlardır:

Hâl ekleri: -i, -e, -de, -den, -in, -ce, -le
İyelik ekleri: -m, -n, -i, -si, -miz, -niz, -leri
Çoğul eki: -ler
Soru eki: mi
Ek-fiil: -dir, -idi, -imiş
Tamlama ekleri: -in,

1. HÂL (DURUM) EKLERİ

İsimleri isimlere, fiillere, edatlara bağlayan, diğer kelimelerle ilişki kurarak isimlerin cümlede görev kazanmasını sağlayan eklerdir.

İsmin hâllerinin başında yalın hâl (nominatif) gelir, ama bu hâlin eki olmadığı için sıralamaya dahil etmedik; isimler konusunda işlenmiştir.

a. -İ [1] Belirtme/Yükleme Hâl Eki

Fiildeki işten, hareketten, eylemden etkilenen varlığı belirtir. Yani bu eki alan isimler cümlede belirtili nesne görevinde bulunur.
ev-i gördüm, kapı-y-ı açtım, okul-u boyadılar, gül-ü koparmayın...

İsmi fiile bağlar.
Çocukları buradan kim alacak?
Babası çocuğu çağırdı.
Şimdi soruları cevaplayın.
Burada kimi bekliyorsunuz?

Türkçede iki tane –i eki vardır:

–i: iyelik eki: (onun) kalem-i
–i: belirtme hâl eki: kalem-i (kim aldı?)

b. -E Yönelme Hâl Eki

İsimleri fiillere, bazen de edatlara bağlar.

Yönelme hâlinde, ismin belirttiği kavrama yöneliş, dönme söz konusudur.
okul-a git, ev-e dön...

Eklendiği kelimelere farklı anlamlar katar ve değişik anlam ilişkileri kurar.

Yönelme, yaklaşma, ulaşma bildirir. Bu eki alan kelimeler cümlede dolaylı tümleç ve yüklem olabilir:
Bugün okula gitti.
Benim itirazım yapılan haksızlığa. (haksızlığadır: yüklem)

Fiyat, araç ile anlamı katar:
Kitabı bin liraya aldı. (karşılığında)
Bu iş kaç paraya olur?

Zaman bildirir, zarf tümleci yapar:
Bu iş sabaha biter.
Haftaya size gelelim.

Yer bildirir:
Bizi karşılamak için kapıya geldi.

İsimleri edatlara bağlar:
Akşama kadar okulda ders çalıştık.
Sabaha karşı varırız.
Yaşına göre ağır bir işte çalışıyordu.

Deyim kurar:
Ağzına geleni söyler.
İşleri yoluna koymak
Başına buyruk.
Başa gelen çekilir.
Çok cana yakın bir çocuktu.

İçin, aitlik, amaç ilgisi kurar:
Bunu size aldık. (sizin için)
Sana bir iyilik düşünüyorlar. (senin için)
Annesini görmeye gitti.

İkilemeler kurarak durum bildirir:
Otobüse nefes nefese yetiştiler.
İki ahbap kafa kafaya vermiş...

“-an, -en” sıfat-fiil ekleriyle birleşerek abartma anlamı veren ikilemeler kurar:
Soran sorana,
geçen geçene,
giden gidene...

Şekilce çekimli fiil olan fakat fiil özelliğini kaybetmiş söz gruplarına gelir:
Geçmiş olsuna gitti. (demeye)

c. -DE Bulunma Hâl Eki

İsimleri fillere bağlar.
ev-de oturma, okul-da öğren, yurt-ta kaldı, devlet-te bulunuyor...

Cümlede dolaylı tümleç, zarf tümleci ve yüklem yapar:
Eski İstanbul'da ne güzel günler yaşanmış. (dolaylı tümleç)
Saat yedide mi gelecekmiş? (zarf tümleci)
Her şey yerli yerinde. (yüklem)

Zaman bildirir:
Okullar bu yıl da eylülde açılacak. (zarf tüml.)

Fiili durum yönüyle niteler:
Suyu bir yudumda içti. (zarf tüml.)
Siz ayakta kaldınız.
Çamaşırları elde yıkıyormuş.

Zaman ve sayı bildiren kelimelere eklenerek ölçü, miktar bildirir:
Yılda yirmi gün izni var.
Haftada bir geliyor.
Yüzde yetmiş başarı vardı.

İkilemeler kurar:
Ayda yılda bir uğrar oldu.
Elde avuçta ne varsa bitti.

Eklendiği kelimeyi sıfat yapar:
Parmak kalınlığında yaprakları var.

Yapım eki görevi görür:
Gözde sanatçılarımızdandı.
Peyami Safa'nın "Sözde Kızlar"ını okudun mu?
Sözde Ermeni soykırımı...

d. -DEn Ayrılma/Uzaklaşma Hâl Eki

İsimleri fillere bağlar.
okul-dan çıktı, ev-den ayrıldı, yurt-tan geliyor, devlet-ten istedi...

Eklendiği kelimeyi dolaylı tümleç yapar; yer, ayrılma, uzaklaşma bildirir:
Ali, evden yeni çıktı.
Birçok seneler geçti dönen yok seferinden.

Edat tümleci ve yüklem de yapar.
Gönüldendir şikâyet. (yüklem)
Bebek gürültüden uyandı (edat tümleci)
Yalnızlıktan sıkıldım. (edat tümleci)

Durum bildirir:
Yağmur hafiften yağıyor.
Ben onu yakından tanırım.

Üstünlük, karşılaştırma bildirir:
Kıldan ince
baldan tatlı
Erzurum’dan soğuk şehir yok.
Bundan iyisi bulunmaz.

Bütünün parçasını, bütünden ayrılmayı ifade eder:
Verilen pastadan bir dilim yedi.
Soruların cevabını sözlerimden çıkaracaksınız.
Canından can vermek istiyordu.

İsimleri edatlara bağlayarak edat grubu ve edat tümleci oluşturur:
Akşamdan beri seni arıyoruz.
Yemekten sonra çayı nerede içeceğiz?

Sebep bildirir:
Soğuktan tir tir titriyordu.
Yorgunluktan uyuyuverdi.

İsim tamlamalarında tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır:
Geçen gün öğrencilerden biri yanıma geldi.
Bu ürünlerden hangisini istediğinizi söyleyin.

Yapım eki özelliği kazanarak eklendiği kelimeyi sıfat yapar:
Sıradan insanlarla düşüp kalkma diyordu.
Sudan sebeplerle buradan ayrılıp gitti.
Toptan satış
Uzaktan akraba
En içten duygular

İkilemeler kurar:
Zavallı çocuk günden güne eriyor.
Baştan başa bizim bu topraklar.
Durumumuz yıldan yıla kötüye gidiyor.
Dünden bugüne ne değişti ki...

Varlıkların neden, hangi maddeden yapıldıklarını bildirir:
Üstüne yünden bir kazak almıştı.
Tahtadan kılıçlarla oynuyorlardı.
Ayı derisinden post; Rus’tan dost olmaz.

Zaman anlamlı kelimelere gelerek zaman anlamı katar:
Bu işi dünden halletmeliydik.
Yarın geceden yola çıkmayı düşünüyoruz.

e. -CE Eşitlik Hâl Eki

İsimlere ve isim soylu kelimelere eklenerek çeşitli anlamlar katar. Türkçe'nin işlek eklerinden biridir. Bu eki alan kelimeler cümlede zarf tümleci ve yüklem olarak kullanılır. Tür olarak da isim, sıfat ve zarf türetir.
ben-ce, okul-ca, yurt-ça, sert-çe...

Gibi, benzerlik anlamları katar:
Çocukça davranışları vardı.
İnsanca hareket etmeliyiz.

Yüklem yapar
Onun davranışları çok zaman delicedir.

Bakımında, yönüyle anlamı katar:
O sizden kiloca biraz daha düşük.
Akılca birbirinizden farkınız yok.

Göre anlamı katar, edat gibi kullanılır:
Sence bu yaptığın doğru mu?
Bence bu doğru.

Çokluk, abartma anlamı katar:
Evinde yüzlerce kitabı var.

Zaman bildiren isimlere gelerek eşitlik, süresince, boyu anlamı katar:
Bu okulda yıllarca çalıştım dedi.
O gün sizi saatlerce bekledik.

Birliktelik, beraberlik anlamı katar:
Bu kararı sınıfça aldık.
Bugün milletçe sevinçliyiz.

Durum bildirir; zarf tümleci yapar:
Anlatılanları sessizce dinledi.
Düşüncelerini açıkça dile getirdi.
Elazığ'dan gizlice ayrıldık.

Küçültme, sınırlandırma anlamı katar:
Oralarda yaşlıca bir adam dolaşıyordu.
Fatih, büyükçe bir taşı alıp denize atıverdi.

f. -le Vasıta Hâl Eki

“ile” edatı kaynaklıdır; “i” düşürülerek kullanılır.
Ünlüyle biten kelimelere eklenirken araya y kaynaştırma harfi girer:
masa→masa-y-la.
Ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde –la, -le şeklindedir:
kalem→kalemle.

İsim ve isim soylu kelimelere eklenerek değişik anlamlar katar. Bu eki alan kelimeler cümlede zarf tümleci, edat tümleci ve yüklem olarak kullanılır.

Edat tümleci yapar:
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan. (edat tüml.)

Durum bildirir; zarf tümleci yapar:
İşi kolaylıkla başardı.
Ayağına gelen topa hızla vurdu.
Babasını sevinçle karşıladı.

Yüklem yapar:
O artık bizimledir.

Birliktelik anlamı katar:
Öğrencileriyle geziye gitmişti.

Araç, alet bildirir:
Arabasıyla evimize kadar getirdi.
İğneyle kuyu kazıyorsun.

“ve” bağlacı görevinde kullanılır:
Annemle kardeşim buraya geldiler.
Baki’yle Fuzuli, 16. yy. şairleridir.

Sebep ve zaman bildirir:
Rüzgârın etkisiyle dallar sallandı.
Sonbaharın gelmesiyle soğuklar artmıştı.
Zilin sesiyle yarışma bitti.

g. –(n)in İlgi Hâl Eki (tamlayan eki)

İsimleri isimlere bağlayarak tamlama kurmaya yarar.

Bu ek birinci tekil ve çoğul şahıs için “–İm” şeklindedir: ben-im, biz-im.

İsimleri isimlere bağlar:
Benim elim kanadı
Kitabın yaprağı yırtılmış.
Yalancının mumu...
Gözlüğün camı...

İsimleri, zamirleri ve sıfat-fiilleri edatlara bağlar:
Bunu senin için yaptım dedi.

İsimleri ve zamirleri fiillere bağlar:
Birincilik ödülü Atilla'nın oldu.
En güzel ve mutlu yıllar sizlerin olsun.

Not: “-dEn” eki tamlayan ekinin yerini tutabilir:

öğrencilerin bazıları→öğrencilerden bazıları
onların biri→onlardan biri


2. İYELİK EKLERİ

İsimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların sahiplerini, ait oldukları kişileri belirten eklerdir. Tamlayansız kullanıldıkları zaman bu eklere iyelik zamirleri de denir.
kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları
masa-m, masa-n, masa-s [2]-ı, masa-mız, masa-nız masa-ları
su-y [3]-um, su-y-un, su-y-u, su-y-umuz, su-y-unuz, su-ları
ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri

İyelik ekleri isim tamlamasında tamlanana gelir:
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı...
Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı...

Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neşesiyle bu akşam bu zildedir.

Kapının kol-u,
işin baş-ı,
hayvan sevgi-s-i

İyelik ekleri bazen yer bildiren zamirlerden (işaret zamirleri) sonra gelerek belirtme görevlerinde bulunur:
burası, ötesi, şurası...

Sıfatlardan sonra gelerek zamir yapar:
doğrusu, böylesi, başkası...

Bazen isimlerle ve sıfatlarla birlikte sevgi ve abartma ifade eder:
Camın İstanbul.
Güzelim çiçekler kurumuş

İyelik eklerinden sonra hâl ekleri gelebilir:
Baba-m-a soracağım.
Kardeş-i-n-i arıyormuş.

-ler ekiyle –i iyelik eki birlikte kullanılarak zaman bakımından genelleme yapılır:
akşamları, sabahları, gündüzleri...

3. İLGİ ZAMİRİ: -ki
İlgi zamiri belirtili isim tamlamalarında tamlananın yerini tutabilir:
benim kalemim→benimki
onun eli→onunki

Türkçede üç tane “ki” vardır: “ki”, “-ki”, “-ki”

a. “ki” Bağlacı

Sadece “ki” biçimi vardır.
Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır.
Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı olarak kullanılır.
“ki” ile başlayan bir ara cümle asıl cümlenin içinde kısa çizgiler arasında verilebilir:

Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-
Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın.
Atatürk diyor ki: ...
Bir şey biliyor ki konuşuyor.
Ben ki hep sizin için çalıştım.
Sınavı kazanabilir miyim ki...
Baktım ki gitmiş.

b. “-ki” İlgi Zamiri

Ek hâlindeki tek zamirdir.
Eklendiği kelimeye -ki sadece isim tamlamasında tamlayana eklenir- bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar.
Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece –ki şekli vardır:

senin kalemin→seninki, Ali’nin eli→Ali’ninki, onun düşüncesi→onunki...

c. “-ki” Yapım Eki

İsimlere eklenerek yer ve zaman bildiren sıfatlar türeten ektir.
Zaman bildiren kelimelerin sonuna doğrudan eklenirken, yer bildiren sıfatlar türetirken “-dE” hâl ekiyle birlikte kullanılır.
Sadece –ki ve az da olsa –kü şekilleri vardır:

bu yılki sınav, yarınki maç, dünkü film, bugünkü aklım...
masadaki kitaplar, duvardaki saat, evdeki hesap...


4. –ler ÇOĞUL EKİ

Cins isimlerine gelerek onların çoğul şekillerini yapar.
Kelimeler arasında ilgi kurmaz:
dağlar, fikirler, idealler, öğrenciler, dertler...

Özel isimlere getirildiğinde:

1. Aile anlamı katar; -gil ekinin yerine kullanılır, yapım eki görevinde olduğu için ayrılmadan yazılır
Yarın Ahmetlere gideceğiz.
İzmir’e, amcamlara/dedemlere/teyzemlere gideceğiz. (burada özel isme getirilmemiş.)
Aliler bize gelecekler.

2. Benzerleri anlamı katar, kesme işaretiyle ayırarak yazılır:
Bu millet nice Fatih'ler, Kemal'ler yetiştirecektir.
Bu topraklarda ne Çaldıran’lar, ne Ridaniye’ler yaşandı.

3. Aynı ismi taşıyanları belirtir:
Sınıftaki Ali’ler ayağa kalksın.
Hüseyin’lerin hepsi buraya gelsin.

4. Abartma anlamı katar:
Çalışmak için ta Almanya’lara gitti.

5. Topluluk kavramı bildirir:
Türkler, Yunanlar, Adanalılar, Konyalılar...

Bunların dışında:

İkilemeler yapar:
Yıllar yılı bekledik.

Abartma anlamı katar, bazen “bir” kelimesiyle birlikte bu anlamı verir:
Ateşler içinde kıvranıyordu.
O gün dünyalar benim olmuştu.
Valizler dolusu kitapları ne zaman almıştı.
Bir kumaşlar almış, görmelisiniz.
Bir bahçeler var, sözle anlatılmaz.
Bir zamanlar ne kadar şendik.

Çoğul zamirlere getirilerek tekrar çoğul yapar:
Bizler, sizler

Saygı veya alay anlamı katar:
Dostumuz nedense bizi çağırmamışlar.
Müdür Bey döndüler mi?

Her anlamı katar:
Akşamları erken yemek yeriz.
Sabahları geç kalkarım.

“Yaş” kelimesine getirilerek yaşça yaklaşıklık bildirir:
O zaman henüz sekiz yaşlarında idi.

İyelik üçüncü çoğul eki ve şahıs eki ile karıştırılmamalıdır.
Çocuklar (çoğul eki) annelerini (iyelik eki) bekliyorlar (şahıs eki).

5. “mi” SORU EKİ

Hem isimlere hem de fiillere getirilen bir çekim ekidir:
Gelecek miydin? (fiile)
Sen misin? (isme)

Her zaman kendinden önceki kelimeden ayrı yazılır.

Büyük ve küçük sesli uyumu kurallarına uyar:
Salı mı?
Sen mi?
O mu?
Ölü mü?

Soru ekinden sonra gelen ekler kendisine bitişik yazılır.
Seni çağıran bu çocuk muydu?

Vurguyu kendinden önceki kelimeye aktarır. Yani mi soru ekinden önce gelen kelime vurgulanan kelimedir:
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Soru anlamının dışında başka görevlerde de kullanılır:
Pekiştirme görevinde:
Güzel mi güzel bir yer burası.

6. EK-FİİL

İsim soylu kelimelerin sonuna gelerek onların yüklem olmasını sağlayan, ek hâlindeki fiildir.

“imek” fiilinin ek olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır.

Dört kipe göre çekimi vardır:

Geniş zaman
-di’li geçmiş zaman
-miş’li geçmiş zaman
Şart kipi

1. Geniş zaman

İsim soylu kelimelere kişi ekleri getirilerek yapılır. Bunlar geniş zaman eklerinin yerini tutar. Üçüncü kişilere “-dİr” eki getirilir.

“insanım, insansın, insan(dır), insanız, insansınız, insan(dır)lar”

Ben bir küçük kelebeğim.
Üstümüze doğan bir güneşsin sen.
Her taraf bugün bir başka güzel(dir).

Bu ek fiillere getirildiğinde kesinlik veya olasılık anlamı katar.

Ulaş şimdi tatil yapıyordur. (olasılık)
Bu durumda işe gitmeyecektir. (kesinlik)

2. -di’li geçmiş zaman

Ek-fiilin bilinen geçmiş zaman çekimi, kavramların ve varlıkların bilinen geçmişteki durumuna şahit olunduğunu gösterir.

“idim, idin, idi, idik, idiniz, idiler”

Bir güzelin hayranıydım. ←hayranı i-di-m
Dün daha heyecanlıydın. ←heyecanlı i-di-n
Merhametli biriydi. ←biri i-di

3. -miş’li geçmiş zaman

Ek-fiilin bilinmeyen (öğrenilen) geçmiş zaman çekimi, kavramların ve varlıkların öğrenilen geçmişteki durumunun başkasından duyulduğunu anlatır.

“imişim, imişsin, imiş, imişiz, imişsiniz, imişler”

Suçlanan ben-miş-im. ← ben imişim
Meğer sen ne çalışkan-mış-sın. ← çalışkan imişsin
Adam yirmi yıldır evine hasret-miş. ← hasret imiş

4. Şart

Eklendiği isimlerle yancümlecik kurar ve temel cümlenin şartını bildirir. Bazen karşılaştırma anlamı da katar.

“isem, isen, ise, isek, iseniz, iseler”

Elbise ucuzsa hemen alalım. ←ucuz ise
Maaşlar düşük, giderlerse oldukça fazla. ←giderler ise (karşılaştırma)

Dikkat

Ben iyi bir okurum. Ek-fiilin geniş zamanı
Hep iyi kitaplar okurum. Şahıs eki
Benim okurum anlayışlıdır. İlgi eki ve iyelik eki
Öğrenciydi ek-fiil çekimi
Uyuyordu birleşik çekim
Öğrenciymiş ek-fiil
Uyuyormuş birleşik zaman
Öğrenciyse ek-fiil
Uyuyorsa birleşik zaman


Not: Ek-fiilin olumsuzu ek-fiilden önce “değil” kelimesi getirilerek yapılır:

birinci değilim, değildim, değilmişim, değilsem


7. TAMLAMA EKLERİ

Bu eklerden tamlayan eki (ilgi eki: -in: kalem-in), isim hâl eklerinde; tamlanan eki (-i: uc-u) de iyelik eklerinde anlatıldığından burada tekrarına lüzum görülmedi.

ù

B. FİİL ÇEKİM EKLERİ

Dilimizde fiiller çekimli hâlde kullanılır. İkinci tekil şahıs emir çekimi hariç bütün fiiller çekim eki alarak kullanılır.

Fiil çekim ekleri, fiil kök veya gövdelerine eklenerek, fiillerin zamanını, yapılış şeklini ve şahsını belirtirler.

Dilimizdeki fiil çekim eklerini şu şekilde sınıflandırabiliriz:

Zaman ve şekil ekleri (haber ve dilek kipleri)
Şahıs ekleri
Soru eki
Ek-fiil

Şimdi bunları tek tek inceleyelim.

1. ZAMAN ve ŞEKİL EKLERİ

a. HABER KİP EKLERİ

Dilimizde üç temel zaman vardır:

Geçmiş zaman
Şimdiki zaman
Gelecek zaman

Ama bütün zamanları içeren tasnif şudur:

Geçmiş zaman (Bilinen geçmiş zaman ve öğrenilen geçmiş zaman)
Şimdiki zaman
Gelecek zaman
ve bunların hepsini kapsayan
Geniş zaman

Fiilde anlatılan işin, kılışın, oluşun, hareketin, durumun [4] bağlı bulunduğu zamana fiilin zamanı denir. Haber kiplerinde de fiilin zamanı bildirilir. Yalnız aşağıda ele alınacak olan zaman ekleri bazen kendi zamanlarını belirtmeyebilirler; çekim eki olmaktan çıkabilirler veya anlam kayması sonucu başka bir zamanı belirtebilirler [5]:

hünkârbeğendi, geçmiş (zaman), gelecek (zaman), okur yazar... (yapım eki görevinde)
Bir gün Hoca pazara çıkar. (çıkmış)... (anlam kayması)

Bu altı zamanı ifade eden ekler şunlardır:

1. Bilinen Geçmiş Zaman Eki: -Dİ

Fiil kök veya gövdesine gelerek görülen/şahit olunan ve bilinen geçmişe ait bir işin vb. anlatılmasını/hikâye edilmesini/haber verilmesini sağlar:
Geldim, okumadın, yürüdü, koştuk, söylediniz, ağladılar...

Diğer görevleri:

İkilemeler kurar:
Oldu bittiye getirdiler.

Zaman bildirme işlevini yitirip yapım eki olarak kullanılabilir; sıfat ve isim olarak kullanılan kelimeler türetir [6]:
Mirasyedi (adam), şıpsevdi, külbastı, imambayıldı, gecekondu, kaptıkaçtı...

2. Öğrenilen Geçmiş Zaman Eki: -mİş

Fiil kök veya gövdesine gelerek görülmeyen/şahit olunmayan ve bilinmeyen geçmişe ait, başkasından duyulan bir işin vb. anlatılmasını/nakledilmesini sağlar:
Uyumuşum, konuşmuşsun, sevmemiş, durmuşuz, bilememişsiniz, almışlar...

Diğer görevleri:

Farz etme anlamı katar:
“Çay içen var mı?”, diyorlar. Ben de “evet, ben bir çay tiryakisiyim.” diyormuşum.

Sonradan fark etme anlamı katar; başkasından duyma söz konusu olmaz:
Dün çok yorulmuşum.
Teşekkür ederim, yemek güzel olmuş.

Anlam kayması sonucu –yor eki yerine de kullanılmakta:
Nasıl bir şey aramıştınız?

Zaman anlamını yitirip yapım eki (sıfat-fiil eki) olarak kullanılabilir; sıfat-fiiller türetir; bu sıfat-filler sıfat olarak kullanıldıkları gibi isimleşebilirler de [7]:
Başlamış iş, verilmiş sadaka
geçmiş (zaman), ermiş (adam)...

3. Şimdiki Zaman Eki: -yor

Fiil kök veya gövdesine gelerek hâlen yapılmakta olan bir işin vb. anlatılmasını/bildirilmesini sağlar:
Zil çalıyor.
Öğrenciler teneffüse çıkıyor.
Dünya dönüyor, zaman geçiyor, insanlık gelişiyor, ama Türkiye...

4. Gelecek Zaman Eki: -ecek:

Fiil kök veya gövdesine gelerek daha sonra yapılacak olan bir işin vb. bildirilmesini sağlar:
Oraya gideceğim ve onu göreceğim.
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Ömrüm böyle esrarlı geçecek ses vermeden.

Zaman anlamını kaybedip yapım eki olarak da kullanılır; sıfat-filler yapar; bu sıfat-fiiller isimleşebilir:
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Buralar yaşanılacak yerler değil.
Geleceğini garantiye almalısın.
Alacaklı gibi duruyorsun.
Soğuk içecekler satılır mı burada?
Yakacakları yazdan hazırlamalı.

5. Geniş Zaman Eki: -°r

Fiil kök veya gövdesine gelerek söz konusu olan işin vb. geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanların tümüne ait olduğunun, yani her zaman tekrarlandığının bildirilmesini sağlar:
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Her duvar, her kovukta şimdi niye
Bir büyük göz niyaz eder, ağlar
"Bitsin artık bu gizli şüphe!" diye?

Bu ek zaman anlamını yitirip yapım eki olarak da kullanılarak sıfat-fiiller yapar; bu sıfat-fiiller de isimleşebilir:
Benzer soruları daha önce cevaplamıştım.
Seninki çekilir dert değil.
Okur yazar oranı sürekli artıyor.
Uyurgezer, uçaksavar, yanardöner, benzerleri...

Geniş zamanın olumsuz çekiminde bu ekin kullanımı biraz izah gerektirir. Bazı şahıslarda olumsuzluk ekinden sonra geniş zaman eki gelmezken bazılarında da “z” olarak kullanılır:
Gel-i-r-im→gel-me-m ek yok
Gel-i-r-sin→gel-me-z-sin z
Gel-i-r→gel-me-z z
Gel-i-r-iz→gel-me-y-iz ek yok
Gel-i-r-siniz→gel-me-z-siniz z
Gel-i-r-ler→gel-me-z-ler z

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

b. DİLEK KİP EKLERİ

Dilek kipleri, iş, oluşu, kılışı, durumu ve hareketi zamana bağlı olmadan, tasarı ve dilekle ilgili olarak bildiren kiplerdir.

Dilek kipleri dörde ayrılır:

Dilek-şart kipi
İstek kipi
Gereklilik kipi
Emir kipi

Bu kiplere ait ekler şunlardır:

1. Dilek-şart kipi eki: -se

Fiil kök veya gövdesine gelerek söz konusu olan işin dileğe ve şarta bağlı olduğunun bildirilmesini sağlar:
Ağlarsa anam ağlar
İsterse, veririz.
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azîmetten
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç!

2. İstek kip eki: -e

Fiil kök veya gövdesine gelerek istek anlamı katar.
Bana sor sevgili kaari [8], sana ben söyleyeyim
Sonra bir yer bulup oturdum. Hadi bir sigara içeyim dedim
Bunu böyle bilesiniz.

Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim!

3. Gereklilik eki: -meli

Fiil kök veya gövdesine gelerek işin olması gerektiği anlamını katar:

Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli...
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli..

Ya şevk içinde harap ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yahut gül.

Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim

4. Emir kipi eki: -sin, -in(iz), -sinler

Fiil kök veya gövdesine gelerek ikinci ve onların aracılığıyla da üçüncü şahıslara emir verilmesini sağlar.

Birinci şahısların emir çekimi olmadığı gibi ikinci tekil şahsın da çekimi olduğu hâlde eki yoktur:

Ağla ağla Sakarya!
Ey vuslat! O aşıkları efsununa ram et!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!

Bu yazıyı acele yazsınlar!
Alın, bunları da okuyun!

2. ŞAHIS EKLERİ

Şahıs ekleri, fiili şahsa bağlayan; fiildeki işi, kılışı, hareketi yapanı; oluşa ve duruma sahip olanı bildiren eklerdir.

Şahıs eklerinin tekil ve çoğul şekilleri vardır.

Kiplere göre şahıs ekleri değişiklik gösterir; fiil kök veya gövdesinin ünlüyle veya ünsüzle bitişine göre iki çeşit şahıs eki vardır:

1. Şimdiki, gelecek, geniş ve -miş’li geçmiş zamanlarla gereklilik ve dilek kiplerinde kullanılan kişi ekleri:

-İm, -sin, ---, -iz, -siniz, -ler
bilir-im, bilir-sin, bilir, bilir-iz, bilir-siniz, bilir-ler
geliyor-um, alacak-sınız, olmuş-lar, bilmeliy-iz, gide-sin

2. –di’li geçmiş zamanla dilek-şart kipinde kullanılan kişi ekleri:

-m, -n, ---, -k, -nİz, -lEr
aldı-m, aldı-n, aldı, aldı-k, aldı-nız, aldı-lar
alsa-m, alsa-n, alsa, alsa-k, alsa-nız, alsa-lar

Emir çekimi de ayrı eklerle yapılır:
git-sin, gid-in(iz), git-sinler


3. OLUMSUZLUK EKİ: -me

Fiil kök veya gövdelerine gelerek olumsuz çekimlerini yapar. Fiilin yapılmadığını, işin olmadığını bildirir. Bütün fillere gelebilir:
Gel-me-di, al-ma-dı, ver-mi-yor, ol-mu-yor, bil-me-meli, söyle-me!, dinle-me!

Bazı durumlarda ekin ünlüsü daralır:
Gel-mi-yor, oku-mu-yor, sev-mi-yor...

4. SORU EKİ: mİ

Soru eki isimlerden ve fiillerden sonra kullanılabilir. Eklendiği kelimeden ayrı yazılır. ünlü uyumlarına girer.
Aldık mı?
Geldi mi?
Okudun mu?
Gördün mü?

Soru anlamının dışında başka görevlerde de kullanılır:

Seçenek sunar:
Alır mı almaz mı bilemem.

Şart, koşul bildirir:
Buraya geldi mi tepesi atıyor.
Derslerine çalıştı mı kazanır.
Yollar kapandı mı gelemez.

Zaman anlamı katar:
Hava bulutlandı mı yola çıkın, dedi.
Buraya geldi mi size de uğrar.

Şaşırma, hayret, beklenmezlik bildirir; ünlem ifade eder:
Bir de onu karşımda görmeyeyim mi!
Aniden babasına rastlamasın mı!

Tehdit, korkutma bildirir:
Sopayı elime aldım mı görürsün.

Fiile kesinlik anlamı katar:
Bakarsın buraya uğrar mı uğrar.
Sizin işinizi yaptı mı yaptı.

5. EK-FİİL

Fiillerin birleşik zamanlı çekimlerini yapmayı sağlar:

“imek” fiilinin ek olarak kullanımıdır. Genellikle bitişik yazılır.
çalışmış i-di-k→çalışmıştık
okuyor i-se→okuyorsa
okuyor i-miş-ler/okuyorlar imiş→okuyorlarmış

-di’li geçmiş zamanın hikâyesi, şartı; -miş’li geçmiş zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; şimdiki zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; gelecek zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; geniş zamanın hikâyesi, rivayeti, şartı; dilek-şart kipinin hikâyesi, rivayeti; istek kipinin hikâyesi, rivayeti; gereklilik kipinin hikâyesi, rivayeti ve şartı ek-fiil alabilir. Bunlar filler konusunda ayrıntısıyla işlenecektir.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)