Thread Rating:
  • 15 Vote(s) - 3.07 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Matematik Hakkinda Bilmedikleriniz
#1
Oku-1 
   

MATEMATİK HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ

Matematik, insanlık tarihinin en eski bilimlerinden biridir. Çok eskiden matematik, sayıların ve şekillerin ilmi olarak tanımlanırdı. Matematik de diğer bilim dalları gibi geçen zaman içinde büyük bir gelişme gösterdi; artık onu birkaç cümleyle tanımlamak mümkün değil. Matematik bir yönüyle resim ve müzik gibi bir sanattır. Matematikçilerin büyük çoğunluğu onu bir sanat olarak icra ederler. Matematik, başka bir yönüyle bir dildir. Galileo Galilei tabiat matematik dilinde yazılmıştır der. Matematik başka bir yönüyle de satranç gibi entelektüel bir oyundur. Kimi matematikçiler de ona bir oyun gözüyle bakarlar.[1]

Sözcüğün Kökeni

Eski Yunanca matesis kelimesi matematik kelimesinin köküdür ve ben bilirim anlamına gelmektedir. Daha sonradan sırasıyla bilim, bilgi ve öğrenme gibi anlamlara gelen μάθημα (máthema) sözcüğünden türemiştir. μαθηματικός (mathematikós) öğrenmekten hoşlanan anlamına gelir. Osmanlı Türkçesinde ise Riyaziye denilmiştir. Matematik sözcüğü Türkçeye Fransızca mathématique sözcüğünden gelmiştir.[2]

Matematiğin Modern Kullanım Alanları

    Cebirsel geometri ve teknikleri, robot ve bilgisayar oyunu modellemelerinde kullanılır.
    Diferansiyel denklemler ve sayısal analiz teknikleri uçak ve motor modellemelerinde, uydu yapımında ve daha genel olarak dinamik sistemlerin değişimlerinin ölçümünde kullanılır.
    Fraktallar, anten teknolojisinde hacmi küçük, yüzey alanı büyük antenlerin yapımında kullanılır. Ayrıca fraktal geometri, canlılarda kılcal damarların düzeni ve kanın akışının izahında kullanılır.
    Kendini kopyalayabilen makinalar ve sembolik otomatlar, uzay istasyonlarından Dünyaya gönderilen dijital verinin kaybolan parçalarının yeniden inşa edilmesinde kullanılır.
    Fourier analizi ve teknikleri, iletişim ağlarında verinin çok uzak mesafelere gönderilebilmesi ve kaybın en az olması için kullanılır. Ayrıca, Fourier teknikleri resim, video ve dijital müziğin sıkıştırılmasında kullanılır.
    Hücresel otomatlar, biyolojik canlıların üremelerini ve hastalıkların yayılmalarını modellemek için kullanılır.
    Cebirsel topolojinin bir alt dalı olan uygulamalı homoloji, dijital verinin matematiksel topolojisini belirlemek için kullanılır. Buna en iyi örnek, uzak gezegenlerin fotoğraflarından gezegen yüzeyinin coğrafyasının belirlenmesidir.
    Algoritmik teknikler programlamacılıkta kullanılır.
    Soyut mantık, elektrik devresi ve bilgisayar dizaynında kullanılır.
    Çizge kuramı, veritabanının topolojik ve kombinatorik olarak incelenmesinde kullanılır. Örnek olarak, bir ülkedeki hastanelerin bulundukları yer ile aralarındaki uzaklıkların ideal olup olmadığının belirlenmesini verebiliriz. Bir başka örnek ise, internet sitelerin dağılımlarının incelenmesidir.

İlköğretim matematiğinin temel kavramları

    Her sayı bir rakam olmayabilir; fakat her rakam bir sayıdır.
    Hem rasyonel hem de irrasyonel olan bir sayı yoktur.
    Çarpımları sabit olan iki doğal sayı; birbirine en uzak seçildiğinde toplamları en büyük değerini alır, birbirine en yakın seçildiğinde toplamları en küçük değerini alır.
    Toplamları sabit olan iki doğal sayı birbirine en uzak seçildiğinde çarpımları en küçük değerini alırken birbirine en yakın seçildiğinde çarpımları en büyük değerini alır.
    İki tek sayının toplamı ve farkı çift sayı, çarpımı tek sayıdır.
    İki çift sayının toplamı farkı ve çarpımı çift sayıdır.
    Tek sayı ile çift sayının toplamı ve farkı tek sayı, çarpımı çift sayıdır.
    Çift sayıların tüm pozitif tam kuvvetleri yine bir çift sayıdır.
    Tek sayıların tüm pozitif tam kuvvetleri yine bir tek sayıdır.
    Pozitif sayıların bütün kuvvetleri pozitiftir.
    Negatif sayılarda çift kuvvetler pozitif, tek kuvvetler negatiftir.
    Aynı işaretli iki sayının çarpım veya bölümleri pozitiftir.
    Zıt işaretli iki sayının çarpım veya bölümü negatiftir.
    Negatif sayının negatif sayıya bölümü pozitiftir
    İki ardışık sayı, aralarında asaldır.
    Bir’in sonsuz kuvveti sonsuz değildir.

Matematiğin konuları
Sayılar
Hiperbolik sayılar   
Çifte karmaşık sayılar   
P-sel sayılar   
Ardışık sayılar   
Aşkın sayı   
Mükemmel sayı   
İkili sayılar   
Sıfır
Doğal sayılar   
Tam sayılar   
Rasyonel sayılar   
İrrasyonel sayılar   
Reel sayılar   
Karmaşık sayılar   
Asal sayılar   
Sabitler

Uzay

Cebirsel geometri —
Diferansiyel geometri —
Diferansiyel topoloji —
Cebirsel topoloji —
Lineer cebir —
Geometri   
Trigonometri   
Diferansiyel geometri   
Topoloji   
Fraktal geometri

Hesap

Aritmetik —
Analiz — Türev —
Kesirli hesap —
Fonksiyonlar —
Trigonometrik fonksiyonlar
Kalkülüs   
Vektör hesabı   
Diferansiyel denklemler   
Dinamik sistem   
Kaos kuramı

Temel matematiksel yapılar

Monoid —
Öbek (matematik) —
Halkalar —
Cisim (Cebir) —
Topolojik Uzaylar —
Çokkatlılar —
Hilbert aksiyomları —
Sıralamalar

Temel matematiksel kavramlar

Kümeler — Sayılar — Fonksiyonlar — Limit — Süreklilik — Türev ve Türevlenebilirlik — Analitiklik — İntegrallenebilirlik — Matris — Eşyapı — Homotopi — İyi-sıralılık ilkesi — Sayılabilirlik — Soyutluk — Determinantlar — Oran — Orantı — Polinom — Permütasyon — Kombinasyon — Logaritma — Diziler — Seriler
Matematiğin ana dalları
Soyut cebir — Sayılar teorisi — Cebirsel geometri — Grup teorisi — Analiz — Topoloji — Çizge Kuramı — Genel cebir — Kategori teorisi — Matematiksel mantık — Türevsel denklemler — Kısmi türevsel denklemler — Olasılık — Kompleks fonksiyonlar teorisi

Sonlu matematik
Kombinatorik — Saf küme teorisi — Olasılık — Hesap kuramı — Sonlu matematik — Kriptografi — Çizge Kuramı — Oyun kuramı

Uygulamalı matematik
Mekanik — Sayısal analiz — Optimizasyon — Olasılık — İstatistik — Finansal matematik

Ünlü kuramlar ve sanılar

Fermat’nın son teoremi — Riemann hipotezi — Süreklilik hipotezi — P=NP — Goldbach sanısı — Gödel’in yetersizlik teoremi — Poincaré sanısı — Cantor’un diagonal yöntemi — Pisagor teoremi — Merkezsel limit teoremi — Hesabın temel teoremi — İkiz asallar sanısı — Cebirin temel teoremi — Aritmetiğin temel teoremi — Dört renk teoremi — Zorn önsavı — Fibonacci dizisi

Temeller ve yöntemler
Matematik felsefesi — Sezgici matematik — Oluşturmacı matematik — Matematiğin temelleri — Kümeler teorisi — Sembolik mantık — Model teorisi — Kategori teorisi — Teorem ispatlama — Mantık — Tersine matematik –

Matematik yazılımları

    Mathematica
    Mathcad
    Maple
    Macsyma
    Maxima
    Math Type
    Mupad
    Matlab
    map

Matematiğin Yararları

Bir sporcu becerilerini ve yeteneklerini geliştirmek amacıyla antrenman yapar. Zihin gelişiminin sağlanması için matematik te bizim için bir zihin antrenmanıdır. Sağlıklı ve hızlı düşünebilmeyi ve akıl yürütmeyi arttırır. Akılcı, mantıklı ve rasyonel düşünmenin artmasıyla problem çözme kabiliyeti gelişir. Gerçek hayatta karşılaştığımız problemleri çözerken, matematikteki problem çözme kabiliyetimiz öne çıkmaktadır. Çevremizdeki olayları, doğayı, dünyayı anlamamıza yardımcı olur. Muhakeme yeteneğini geliştirirken sağlıklı ve mantıklı düşünmeyi sağlar. Matematik sayesinde düşüncelerimizi açık ve kesin olarak belirtebiliriz. Alakasız olarak görünse bile sosyal hayatımızda başarı sırlarından biridir matematik. Özgün ve bağımsız düşünme kabiliyetini arttırır. Ön yargısız bir birey olmamızı sağlar. Bu sebeple yeni fikir ve düşüncelere açık oluruz, yargısız infazdan kaçınırız. Kendine güven duygumuzu geliştirerek güçlü bireyler olmamızı sağlar. Nasıl derslerde verileri sistematik bir biçimde düzene koyup tümden gelim ve tüme varım yoluyla analiz ediyorsak, matematiğin geliştirdiği zihinlerle hayatımızda da karşılaştığımız her şeyi bu şekilde analiz edebiliriz. Farkında olmasak ta matematikte kullandığımız her yöntem hayatımızın içinde vardır. Kısaca zihnimiz matematiğin kendisidir.

Matematiğin Faydaları

Bir İslam bilgini olan İbn Haldun’un sözüyle başlamak istiyorum. “Matematik aklı ve fikirleri geliştirir.” Beynin kapasitesini geliştiren ve adeta bir beyin antrenmanı olan matematik doğru akıl yürütmeyi sağlar. Sağlıklı bir şekilde akıl yürüten zihin doğru hükümler verir. Muhakeme yeteneğinin artmasını sağlarken eleştirici şekillerde düşünme yeteneği elde ettirir matematik. Her hangi bir problem ya da konuda tek bir yola bağlı kalınmadan değişik yollardan düşünme kabiliyetini arttırır. Dışarıdan gelen başkalarının fikirlerini göz ardı etmeyerek önyargının kalkmasına yardımcı olur. Kendi fikirleri ile başkalarının fikirlerini karşılaştırma ve en doğruya ulaşma yeteneğimizi arttırır. Araştırma ve incelemeye yöneltir insanları. Çevredeki görüşlerin boyunduruğu altında kalmadan hayatımızı doğru bir şekilde yönlendirmemizi sağlar. Sistemli ve mantıklı düşünmeyi öğretirken, inceleme, araştırma, eleştirme, muhakeme etme düzenli ve dikkatli çalışma gibi yetenekler ve alışkanlıklar kazandırır. Günlük yaşamımızda karşılaştığımız aksaklıklara karşı pratik çözümler geliştirmemizi sağlar. Zihnimizde geniş ufuklar açarak bizi aktif, sosyal bir insan yapar. Eğer matematikçileri incelerseniz tüm bu saydığım özellikleri gözlemleyebilirsiniz.
Bir Öğrenciye Göre Matematik

Matematik,hayatımızın belkide bütün ömrümüz boyunca başımızın belası olarak nitelendirdirilen,anlaşılması zor bir ders veya bilim dalı olduğunu kanısını her zaman kullanırız.Matematik her ne kadar biz öğrenciler için zor bir ders, bazı kişiler için mesleğinin icabı bir zorunluluk olarak öğrenilen bir dal da olsa matematiğin hayatımızdaki yeri hiçbir zaman yadırganamaz.Onun için bu konuyla ilgili yaptığım araştırmaları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Matematik’in gerekliliği konusuna girmeden önce biraz matematikten bahsedelim;Matematik bildiğimiz en eski bilimlerden birisidir.Matematik ile ilgili bilgilere  milattan önce 37.000 yıllarda rastlamaktayız.Bu yıllarda kemik üzerlerine atılan çentiklerle matematiksel işlemler yapılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Bu yönden Matematik’in önemini söylemek hiç te yanlış olmaz.Eski yıllarda olduğu gibi Matematik’i günlük hayatımızda önemli bir yer tutar.Zaten matematiği de genellikle toplama,çıkarma,çarpma ve bölme işlemlerini kullanırız.Bu dört işlemde zaten matematiği temelini oluşturur.
Matematik hayatımızda bu kadar yer aldığını ve bizim için ne denli önemli olduğunu zaten biliyoruz. Ama bir de matematiğin bizim için neden gerekli olduğuna bir açıklık getirmek gerekir. Bunun için ilk önce matematiğin bize yararlarından biraz bahsedelim.
Örneğin;bir tiyatrocu sahneye çıkmadan önce prova yapar,bir sporcu sürekli kendini zinde tutmak için antrenman yapar,bir usta işini daha iyi yapabilmek için sürekli çaba harcar gibi..Peki bunları neden yaparlar.Kendilerini geliştirmek ve işlerini daha iyi yapmak için bunlara ihtiyaç duyarlar.Bizim zihnimizde bunun gibi antrenmanlara,provalara,çalışmalara gereksinim duyar.Bunu sağlamak içinde matematik bize yardımcı olur.Matematik sayesinde zihnimiz gelişir.Özgür düşünce ve önyargısız düşünme ortamı ortaya çıkar.Yeni düşüncelerin ortaya çıkarılmasını sağlar.(ÖRN;Bir öğrenci bir matematik sorusunu çözerken işlemler arasındaki gizli ilişkileri ortaya çıkarır ve bu onda yeni şeyler bulma isteği uyandırır.)İnsanın sistemli,mantıklı,tutarlı düşünmesini sağlar.İnsanların yaşamında başına gelen olayları daha iyi anlamlandırıp,sonuca gitmesine yardımcı olur.Bunun gibi birçok örnek verebiliriz.
Matematiğin yararlarından bahsettikten sonra biraz da matematiğin özelliklerinden bahsederek konuma biraz açıklık getirmek istiyorum. Bu özellikleri aşağıda sıralayalım;
-Matematik bir disiplindir.
-Matematik üstüste konulabilir.
-Matematik bir düşünce biçimidir.
-Matematik mantıksal bir bilimdir.
-Matematik bir iletişim aracıdır.Çünkü kendine özgü bir dili vardır.
-Matematik varlıkların özleriyle ilgili değil aralarındaki ilişkilerle ilgilenir vb.
bunun gibi birçok özelliğini verebiliriz.
Sadece bu özellikler bile matematiğin bizim için ne denli gerekli olduğunu gösterir.Ama bunu bir de ispatlamaya kalkarsak;”Hiçbir araştırma matematiksel ispattan geçmedikden sonra bilim adına layık olamaz.”der Leonarda da Vinci;”Herkes ölümsüz olduğunu hissettiği alanda çalışmak ister. Ben de matematikte kendimi ölümsüz hissettim…”der Cahit ARF.Bu önemli kişilerde güzel demiş demesine ama biz ilk önce kafamızdaki ön yargıları,ideolojimizi yok etmemiz lazım. E ama niye yok etmeliyiz. Örneğin ben bile zamanı geldiğinde hiç çekinmeden ‘’Ya bu matematik hayatta tam manasıyla nerede karşımıza çıkacak, nasıl işimize yarayacak’’ derim. Bence doğru bir düşünce de olabilir. Ama matematiğin bize neden okutulduğunun amaçlarını bilmeden yaptığım, yaptığımız bu değerlendirmeler boşa konuşmak olur. Bunun için matematiğin bize öğretilmesinin amaçlarından biraz bahsedeyim. Matematiğin bize öğretilmesindeki amaçlar;
-Toplumsal Amaç: Her yurttaşın matematik kullanıcısı olarak hazırlanması.
– Kültürel Amaç: Matematiğin kültürel senteze katkısı.
– Kişisel Amaç: Her kişinin yaşamında matematik eğitsel güçtür.
– Teknik Amaç: Matematikçilerin ve matematik bilimcilerinin yetiştirilmesi.
-Estetik Amaç: Matematiğin bir bilim dalı olarak kendine özgü özellikleri ve güzelliği diyebiliriz.

İşin bu yönünden bakarsak tamam ama bir de diğer tarafından bakmalıyız matematiğe.Onun için matematiği neden öğrendiğimizi ve bize yararlarını yukarıda açıkladım ve bunlardan hareketle şöyle bir çıkarımda bulunabilirim;Biz matematik öğreniyoruz bazılarımız nefret ediyor bazılarımız ise matematikten oldukça keyif alıyor.Keyif alanlar için sorun yokta nefret edenler için yukarıda verdiğim örnek sürekli mazeret oluyor bu kişiler için.Çünkü başta bir önyargı var.Ama matematik öğrenimi görürken bir yandan da zihinsel gelişimin ne kadar hızlı geliştiğini hesaba katmıyorlar.Yapılan bir araştırmaya göre matematik eğitimini tam almamış veya hiç almamış kişilerde hafıza performansının yani zihin gücünün daha genç yaşlarda düşmeye başladığı gözlenmiş.İşe bu taraftan bakarsak matematik hayatımızın vazgeçilmesi haline gelmeye başlar.Bu ve bunun gibi birçok söylemde bulunabiliriz.Ama sadece bu olaya bizim tarafımızdan bakarsak matematik,ygs,sbs ve daha birçok sınavda öğrenciler adına ayırıcı bir görev üstlenmiştir.Buna matematiğin zor anlaşılması neden olmaktadır ya da bize öyle gelmektedir.Ama matematiğin özel bir çaba ile öğrenilmesi bunu bizim için daha zor hale getiriyor.Kendi üzerimden örnek vermek istersek,ben bile üniversite sınavlarına çalışırken matematik üzerine daha çok yoğunlaştım diyebilirim.Ve bence matematikten biraz olsun tiksinmemin sebebi bu yoğun çaba ve sonucunda istemediğim düzeyde bir şeyler anlamam olabilir.İşte bu sebepleri toplum olarak çözebilir,insanların aklında bulunan önyargıları yıkabilirsek matematiği biraz olsa bile sevdirebilirsek sırf matematik sayesinde bile çağ atlamış oluruz. Bunları da yapabilmek için yukarıda bahsettiğim gibi ön yargıları ortadan kaldırmalıyız.Peki bu önyargılar nelerdir? Bunların başında ‘kaygı’gelir. Çünkü insanlar matematikte hemen zorlandıkları zaman ‘Ben nasıl öğrenirim? Eğer öğrenemezsem hayatımdaki değişiklikler neler olur?’vb. sorulara yönelirler,kaygılanırlar.Yapılan bir araştırmaya göre kaygı öğrenme süresini uzatan,öğrenme performansını düşürür nitelikler almaya başlamış artık.Bu da bireyin ileriki yıllarda matematik alanına ilgisizliğinin ,matematik alanıyla ilgili mesleklere karşı duyarsızlık vb. sorunlara yol açmaya başlıyor.Konuyu toparlarsak;uzun lafın kısası matematik üzerne bu kadar konu anlatıyorsak matematk bizim için çok gereklidir diyebiliriz.

günlük hayatta matematik, Matematiğin amacı, matematiğin önemi, matematik ne işe yarar, matematik neden zor, matematik nedir, matematikte önyargı, öğrencilere göre matematik

Web uygulamaları ve matematik

Matematiksel işlemler, bir zaman önce paylaştığımız yazılarda bahsettiğimiz gibi bilgisayarın temel mantık çekirdeğini oluşturmaktadır. Bilgisayarda gerçekleştirilen her işlem, matematiksel bir işlem süzgecinden geçirilerek ekrana yansıtılmaktadır. Bununla birlikte bilgisayarın alt dallarından birisi olan web yazılımları konusunda da matematiğin yeri son derece önemlidir. Bilgisayarlarımızda birçok önemli program kullanıyoruz. Peki bu programların nasıl yaratıldığı hakkında bilgimiz var mı?

Öncelikle bilgisayarınızda kullandığınız programların hepsinde matematiksel bir mantık döngüsü bulunur. Programlar, komutlar aracılığı ile işlem gerçekleştirmektedir ve her programın komut beyni sayısal veriler ile oluşturulur. Özellikle muhasebe programlarının tabanı, tamamen mateamtiksel işlemlere dayalıdır ve anında işlem yapabilme kabiliyeti ile geliştirilmiştir. Sizin programlarda kullandığınız her komut, veri istemcisini sayısal veriler ile harekete geçirir. İlerde bir programcı ya da web tasarımcı olabilmek için matematiğe çok ihtiyacınız var. Programlar, matematiksel işlem bütünü ile çalışan yazılımlardır. Web tasarım konusunda ise matematiğe ihtiyaç duyacağınız en önemli noktalardan birisi de mantık giydirme ve piksel bazlı çalışma olacağından dolayı, yer yön hesabı olacaktır.

Kısacası bilgisayar teknolojilerinin de temeli matematiğe dayanmaktadır. Hayatınızda matematiğin yeri her ne olursa olsun çok önemlidir. Bu nedenle matematik konusunda kendinizi geri çekmek yerine daima mücadele edin ve sonuçları görün.

bilgisayar komutları ve matematik, bilgisayar programcılığı, Bilgisayarın temeli, matematik ne işe yarar, Matematiksel işlemler, web tasarım ve matematik

Matematiğin Anlamı ve Kullanım Alanları



      Matematik aritmetik, cebir, geometri gibi sayı ve ölçü terimlerine dayanarak niceliklerin özelliklerini inceleyen bilimlerin ortak adı, riyazedir. Matematik mantık demektir. Sayılar ve sembollerle oluşan bir dildir. Bize sistemli düşünmeyi ve problem çözmeyi öğretir. Eski yunanca matesis kelimesi matematik kelimesinin köküdür ve ben bilirim anlamına gelmektedir. Daha sonradan sırasıyla bilim bili ve öğrenme gibi anlamlara gelen mathema sözcüğünden türemiştir. Mathematikos öğrenmekten hoşlanan anlamına gelir. Osmanlı türkçesinde ise riyaziye denilmiştir. Matematik sözcüğü Türkçe ye Fransızca mathematique sözcüğünden gelmiştir.

    Matematik en eski dillerden biridir. Tanrının doğanın içinde bıraktığı ipuçlarıdır diyebiliriz. Zaman geçtikçe gelişme göstermiştir fakat tam olarak nerede ve nasıl doğduğu belli değildir. Arkeolojik bulgular ve yazılı belgelere bakacak olursak,  M.Ö 3000-2000 yılları arasında mısırda başladığı söylenebilir. Heredota göre matematik, mısırda başlamıştır. Mısırda toprakların büyük kısmı tarıma elverişli değildir. Mısıra hayat veren nil deltasını oluşturan yüzde üçlük kısmıdır. Bu nedenle topraklar son derece değerlidir. Oysa her sene yaşanan nil nehrinin neden olduğu taşkınlar sonucunda, toprak sahiplerinin arazilerinin sınırları belirsizleşmektedir. Toprak sahiplerinde sahip oldukları toprakla orantılı olarak vergi ödedikleri için, her taşkından sonra devletin bu işlerle görevli geometricileri gelip, gerekli ölçümleri yapıp toprak sahiplerine bir önceki yılda sahip oldukları toprak kadar toprak vermekteydiler, heredot geometrinin bu ölçüm ve hesapların sonucu olarak ortaya çıktığını öne sürmüştür.

    Aristoya göre de matematik mısırda doğmuştur fakat nil taşkınları sonucundan doğan hesaplamalara ve ölçme

ihtiyacından ötürü değil dönemin tek aydın sınıfı olarak kabul gören rahiplerin günlük ve yaşamsal ihtiyaçları devlet tarafından karşılandığı için yaşam mücadelesi adına bir uğraşıları olmadığından bu boşluktan doğan zamanı matematik ve ariganometri alanlarında geliştirerek kullanmışlardır. Başkalarının satranç,briç, go …. gibi oyunlarını icat ettikleri gibi onlara bu alana vakit harcamışlardır ve o dönemin geometrisini yanı matematiğini icat etmişlerdir.

      Bir görüşe göre de matematikte insan beyninin bir icadıdır. İnsanın soyut düşünebilme yeteneğinden kaynaklanır. Bir başka görüşe göre ise matematik ilahi düzenin içinde vardır ve insanın matematik yapması doğanın bu mükemmel ahengini gözlemlemekten ibarettir. Kısaca kimine göre matematik icat edilir, kimine göre matematik zaten doğanın sınırları içinde kodlanmış olarak vardır ve insan onu sadece keşfeder. Matematiksel düşünen insan karşılaştığı karmaşık problemleri diğerlerinin aksine formulüze eder ve sistematik bir çerçevede çözümlemeye çalışır. Bu durumun yaşamış örneğini tarihi kişilerinin yanı sıra hala taktir toplayan zekasıyla Mustafa kemal Atatürk’te görebiliriz. Atatürk’ün matematik bilimine katkısı çoktur. Bugünkü kullanmakta olduğumuz; boyut, uzay, yüzey, düzey, düzey, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, teğet açı, açıortay, içters açı, dışters açı, taban, çekül, yatay, düşey, yöndeş üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen eşkenar, ikizkenar, paralel kenar, artı, eksi, çarpı, bölü, eşit toplam, oran, orantı… vb birçok terimi Mustafa kemal Atatürk üretmiştir. Atatürk birçok tarihi başarıya sahiptir. Savaşlarda kullandığı stratejik çözümlerinde problem çözme becerisinin etkisi yadsınamaz.

    Bir Fransız matematikçisi olan Elie Carton sürekli ve sonsuz grupların yapısıyla ilgili kuramı ve yeni evrenler

düşünülmesine yol açan genelleştirmeler ve uzaylar kuramını kurdu. 1922 yılında ortaya attığı hiç eğrilik göstermeyen tamamen paralel bir uzay kavramı en önemli buluşlarından sayılır. Bu buluşları sayesinde çok saygın ve ünlü bir bilim adamı sayılmıştır, düşünce gücünün yanı sıra akademik ve sosyal diğer faliyetlerde de başarılı ve sevilen bir insan olmuştur. Bu tarihi kişilik; matematiğin  düşünce üzerindeki olumlu etkisinin onlarca örneğinden yalnızca biridir çünkü Matematik analitik düşünmeyi olaylara daha farklı bakış açısıyla yaklaşmayı sağlar . Diğer bilimleri ( fizik, kimya, Geometri) anlamamızı kolaylaştırır, merak duygusu uyandırır. Bundan dolayı araştırmalar yapılır ve beyin hücreleri gelişir. Pratik akılcı düşünmeyi sağlar, günlük hayatta yaptığımız işleri daha hızlı pratik yapmamızı sağlar.      Daha farklı bir açıdan baktığımızda da Gezegeni tanımlarken ve algılarken bile matematik bilme ihtiyacı duyarız. Gök cisimleri genellikle küre biçiminde ve hep hareket halindedir, biz ise onları iki boyutlu biçimleriyle algılıyoruz. Örneğin; Daire. Bu belki de insanoğlunun tanıştığı ilk geometrik şekil ve bu şekil insanoğlunun doğada gözlemlediği ilk geometrik şekil. İnsanoğlunun gözlemlediği ve içinde bir sır olduğunu düşündüğü ilk geometrik şekil.      Matematik karşımıza sadece akademik alanda çıkmıyor. Hayatın her alanında matematik vardır. Fizik astronomi bilimlerinden tıp, psikoloji, sosyoloji, iş idareciliği gibi alanlarda matematiğe gerek duyulur ve yaygın bir şekilde kullanılır… Matematik bir çok alanda kullanılır; zaman ve takvim belirlemek, muhasebe işleri, inşaat gibi diğer işlerde; deniz karayolculukların ve tarıma uygun dönemlerin belirlenmesi için, doğru takvim yapabilmek ve bunun için uzun süreli gökyüzü gözlemleri, ölçüm ve hesaplamayla mümkündür. Bu matematiğin kullanım alanlarından en önemlileridir ve matematiğin gelişmesine neden olan temel ihtiyaçlardan biridir.  Gördüğümüz üzere, Matematiğin her alanda yararı çoktur. Düşünceleri açık ve kesin olarak belirtebilmemize, yeni düşünceleri kabul etmemize, kendimize güvenmemize, eğitimde ise verileri sistematik olarak düzenleyebilme ve yorumlayabilmemize olanak sağlar. Ayrıca, özgün düşünebilme ve araştırabilme, özel kuramları kesin olarak genelleyebilme, sonuca ulaşabilmek için bilimsel düşünme gibi bir görevi sistematik olarak ve mantıksal bir biçimde tanımlama alışkanlıklarını da geliştirmeye olanak sağlar.

matematiğin anlamı, Matematiğin kullanım alanları, Matematik, Matematik Dersi, matematik ne işe yarar, Matematik nerede kullanılır, Matematik sözcüğü

Matematik Ne İşe Yarar

Bilim adamları zeka açıcı geliştirici etkinliklerin çoğunlukla matematiğe dayalı etkinlikler olduğunu vurguluyorlar. Zeka insanın doğuştan getirdiği bir kapasitedir. Her bireyin bir zeka aralığın vardır. İşte  bu aralığın tavan noktasına getirilmesinden,  sürdürülmesinde matematik etkinlilerinin rolü büyüktür. Etkinlikleri sayılarla görseller arasındaki ilişkinin verildiği kalın kartonlu okul öncesi etkinlik kitapları ile zekamızı fark eder ve geliştiririz. Sonrasında zihinden işlemler problemler matematiğin soyutlanmış haliyle yaşamın her noktasında karşımıza çıktığı dönemler gelir. Olgunlukta  ve erken yaşlıkta da bilim adamları bulmacalar su dokuları öneriler. Okuma yazma bilmeyen ya da yaşamında bu tür etkinliklere olanak bulmayanların ise ; dikiş nakışları örgüleri yemeklere koydukları malzemelerin miktarını ezberleyişleri, tümü tamamı ile matematikseldir. Akıl  , zekası , hafızası yerinde bir birey olmakta bu büyük formel bilim , yaşamımızda sürekli yanımızdadır.
İnsanoğlu doğası gereği hep bir merak, arayış, sorgulama içerisinde olmuştur. Özellikle uygarlığın ilk yıllarında insanoğlunda daha da şiddetle var olan bu merak güdüsü, içinde bulunduğu yaşamı sorgulamasını, bu sorgulama da soyut düşünme ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Matematiği yaratan bu soyutlama gücüdür..görüldüğü gibi her şey doğal bir zincirleme şekilde vuku bulmuştur . Matematiğin ilk amacı insanlarda soyut düşünceyi geliştirmektir. bir problemi çözerken soyut düşünmek beraberinde kendi ürünleri olan araştırma, sezgi, yaratıcılık, keşfetme gibi kavramları da getirir. Bu kavramlara sahip olan bir insan hayatının her alanında avantajlı bir konuma sahiptir. Matematikle kazanılan ya da geliştirilen problem çözme yeteneği, kâğıt üzerinde problem çözme ile sınırlı kalmayıp , hayatın her alanında problemleri aşmayı kolaylaştıran bir kazanım haline gelir.

keşfetme, matematik ne işe yarar, matematik nedir, matematik problemleri, matematık soruları, sezgi, yaratıcılık

Matematik ve Sosyal Hayat

Sevgili öğrenciler çoğumuzun aklına şu gelmiştir "neden matematik öğreniyoruz".

Bu sorunun cevabını bulamadan çoğu zaman zihnimizden kaybolup gitmiştir. Sizler

hemen direk olarak öğrendiklerinizin sosyal hayatta bir karşılığının olmasını, veya

bir işe yaramasını bekliyorsunuz.  Bu beklenti çoğu zaman hüsranla sonuçlanır.

Matematik sosyal hayatı dolaylı olarak etkiler. Nasıl ki bir sporcu antreman yaparak

kaslarını geliştiriyorsa, beyin gücümüzü geliştirmek için bizde matematiksel problemlerle

ilgilenmeliyiz. Bu gelişen beyin gücüyle matematikle hiç bir ilgisi olmayan sorunlarımıza

çözüm getiririz. Matematik bilmeyen bir kişi genellikle düz mantıkla haraket ederken

matematik bilen biri çok yönlü düşünerek sorunlarına  daha etkin çözümler getirir.

Şunu aklınıza yerleştirin arkadaşlar matematiksel ifadeler günlük yaşantınızda

sürekli kullanacağınız şeyler olmayacaktır. Şöyle bir düşünün kaçkere bakkala

gittiğinizde rasyonel sayılar sayesinde rahat rahat alışveriş yaptınız. "hiç dediğinizi"

duyar gibi oluyorum.

Unutmayın arkadaşlar matematik düşünce gücünüzü,  düşünce gücünüzde sosyal

hayatınızı geliştirir.

Neden Matematik Öğreniyoruz

Matematik uygarlığın aracıdır. Matematik çok yönlü bir bilimdir. Yayılma alanının ve derinliğinin sınırı yoktur. Bilim ve teknolojide olduğu kadar günlük yaşamda da vazgeçilmezdir. Çağlardan çağlara taşınan, ulusal sınır tanımayan, etkili, sağlam ve evrensel bir kültürdür.

İnsanoğlu varoluşundan beri korkuyla, şüpheyle ve merakla içinde yaşadığı evreni tanımaya, doğa olaylarını açıklamaya ve doğaya egemen olmaya uğraşmaktadır. Gizlerini bilmediği için doğa olaylarını, yüzbinlerce yıl boyunca, korkuyla gözleyen insanoğlu, doğaya egemen olmak zorunda olduğunu kavradıktan sonra onunla amansız bir mücadeleye girmiştir. Bu mücadelede onun en hünerli aracı matematiktir. Tarih öncesi zamanlardan beri insanoğluna doğa üstü görünen pek çok olayın bilimsel açıklaması matematik ile yapılabilmiştir, evrenin mükemmel düzeni matematik ile ortaya konulmuştur. Örneğin, gök cisimlerinin hareketi, insanoğlunun daima merak ettiği hatta korktuğu olgulardandı. Şimdi Ay’ın ve Güneş’in tutulmasından korkmuyoruz; hatta tutulmaların ne zaman ve nerede olacağını çok önceden hesaplayabiliyoruz. Gök gürlemesinden, yağmurdan, selden korkmuyor; barajlar kuruyor, evlere, fabrikalara enerji akıtıyoruz. Dünyada ve hatta gezegenler arasında etkin bir haberleşme ağı yaratıyor, üstün bir iletişim ortamı kuruyoruz. Temeli matematiğe dayanan Elektrik ve Magnetizma Kuramı olmasa günümüzün enerji ve iletişim sistemleri çalışmazdı; yani radyolarımız çalışmaz, televizyonlarımız göstermez; barajlarımız elektrik üretmezdi. Işığın nasıl yayıldığını kolayca açıklıyoruz. Işığı yalnız aydınlatmada kullanmıyoruz; örneğin, x ışınlarını, lazer ışınlarını insanlığın sağlığı, refahı ve mutluluğu için kullanabiliyoruz. Süper bilgisayarlar üretiyor ve binlerce kişinin binlerce yılda bitiremiyeceği işlemleri saniyelerde yapıyoruz. Romantizmin başlıca kaynağı olan Ay’a ayak basıyoruz…

Bütün bunları matematikle yapıyoruz.

Matematiğin uygulanmadığı hiçbir teknik alan yoktur… Matematik yalnızca çağdaş bilim ve tekniğin temel aracı değildir… Tıp, sosyal, siyasal, ekonomi, işletme, yönetim v.b. bilimler de matematiksel yöntemlere dayanmak zorundadır. Kısaca matematik, insan aklının yarattığı en büyük ortak değerdir. Evrenselliği onun gücüdür. Çağları aşarak bize ulaşmıştır, çağları aşarak yeni kuşaklara ulaşacaktır. Büyüyerek, gelişerek, insanlığa hizmet edecek; her zaman taze ve doğru kalacaktır.

Bu nedenle, matematik öğretimi bütün dünya ülkelerinde özel bir önem ve önceliğe sahiptir.

Problem Çözme Becerisi

Problem çözme, matematik derslerini ve matematik etkinliklerinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Problem ; çözümü önceden bilinen alıştırma ve soru olarak algılanmamalıdır. Matematiğe ait bir durumun problem olabilmesi için çözüme ulaşma yolunun açık olamaması ve öğrencinin mevcut bilgileri ile akıl yürütme becerilerini kullanmasını gerektirmelidir. Problem çözmeye algoritmik ve kural temelli yaklaşılmamalıdır. Problem çözme, başına konu değil, bir süreçtir. Bu süreç , bütün matematik programına kaynaştırılarak problem çözme becerilerinin öğrenilmesi ve kullanılması hedeflenmiştir. Problem çözme , kapsamlı ve zengin bir şekilde ele alınmalıdır. Bu şekil öğrencilerin problem çözme ile ilgili düşüncelerini  akranlarıyla ve öğretmenleriyle rahatlıkla değişik şekillerde ifade edebileceği ve problemleri farklı yollardan çözebileceği sınıf atmosferi oluşturulmalıdır. Ayrıca öğrenciler, sınıflarında problem çözme sürecine ve farklı çözüm yollarına değer vermeyi de öğrenmelidirler. Matematik derslerinde seçilen problemler , çocuğun günlük hayatıyla ve okulda yaptığı etkinliklerle yakından ilgili olmalıdır. Öğrencilerin , matematiği bu tür problemleri çözerek öğrenmeleri durumunda , hem kazandıkları matematikle ilgili bilgileri daha anlamlı olacak hem de bu bilgileri farklı durumlara uygulamaları kolaylaşacaktır. Problem çözme sürecinde, problemin cevabından çok çözüm yoluna önem verilmelidir. Öğrencinin problemi nasıl  çözdüğü , problemdeki hangi bilgilerin bu çözüme katkıda bulunduğu problemi nasıl temsil ettiği (tablo, şekil, somut, nesne , vb.), seçtiği stratejinin ve temsil biçiminin çözümü nasıl kolaylaştırdığı üzerinde durulmamalıdır. Problem çözme yolları öğrenciyle  doğrudan verilmemeli öğrencilerin  kendi çözüm yollarına birlikte karar verilmelidir. Ayrıca , öğrencilerin benzer problemler oluşturulmalarına fırsat tanınmalıdır. Öğrenciler , problem  çözme serecinde başarı kazandıkça , kendi çözüm yollarına değer verildiğini hissettikçe , kendilerinin de matematiğin başarabileceklerine ilişkin güvenleri artar. Böylece  öğrenciler , problem çözerken daha sabırlı ve yaratıcı bir tutum içine girerler. Matematiğin kullanarak iletişim kurmayı öğrenirler ve üst düzey düşünme becerilerini geliştirirler. Problem  çözme becerisi kazandırılırken öğrencilerde aşağıdaki becerilerin de geliştirileme  hedeflenmiştir.1. problem çözmeyi , matematiksel kavramları irdelemek ve anlamak için kullanabilme, 2 Matematiksel ve günlük hayat durumlarını kullanarak problem kurabilme , 3 değişik problemleri çözebilmek için farklı problem çözme stratejileri kullanabilme 4. deneme- yanılma , 5. şekil,tablo ,vb model kullanma 6sistematik bir liste oluşturma 7. geriye doğru çalışma 8. tahmin ve kontrol etme 9.varsayımları kullanma 10. problemi başka bir biçimde tekrar ifade etme, 11.problemin basitleştirmek 12.problemi bir bölümünü çözme, 12. çözümlerin probleme uygunluğunu ve akla yatkınlığını kontrol edebilme ve yorumlayabilme, 13.matematiği anlamlı bir şekilde kullanmak için öz güven geliştirebilme.

Matematik Konuları

Matematik konuları çok kapsamlıdır. Hayatın her alanında yer alan konular matematiğin

bünyesinde barınır. Basit hesaplamalardan karmaşık çizimlere kadar matematikten öğren

diğimiz hemen her şey hayatta bir yerlerde karşımıza çıkar. Öğrendiğimiz en basit dört iş

lem kurallarından ileri matematik konularına kadar bütün matematik, hayatımızı zorlaş

tıran problemlerin çözümünün bir numaralı sağlayıcısıdır.

Mesela uyduların yörüngelerine fırlatılması olayı, ince matematiksel hesaplamalarla sağ

lanmaktadır. Dünya üzerindeki yaşamı kolaylaştıran, rahatlatan her türlü teknolojik gelişme,

temelini matematik konularından alır. Ayrıca matematiğin içinde barındırdığı konulardan

birçoğu insanları pozitif düşünceye yöneltir ve başarılı olmalarını sağlar. İnsanların doğuş

tan gelen düşünce kabiliyetini arttıran bu bilim dalı, uygarlığı oluşturan ve geliştiren bilim

lerin başında gelir diyebiliriz.

Matematik Meslekleri

Matematik meslekleri; üniversitelerde, Matematik, Matematik Öğretmenliği ve Matematik Mühendisliği bölümlerini tamamlayan kişilerin görev yaptığı mesleklerdir. Matematik Bölümü lisans programını tamamlayan kişiler, Bankalarda, Devlet İstatistik Enstitüsü, Devlet Planlama Teşkilatı araştırma merkezlerinde, teknik bürolarda, özel kuruluşlar ve çeşitli kamu kuruluşlarında (Devlet Su İşleri-Devlet İstatistik Enstitüsü- Türkiye Elektrik Dağıtım gibi) çalışabilirler. Öğretmenlik sertifikası  alanlar Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda ve özel dershanelerde öğretmenlik, yüksek öğrenim kurumlarında öğretim elemanı, kamu ve özel kuruluşlarda bilgisayar programcısı, Matematik Öğretmenliği Bölümü tamamlayan kişiler, ortaöğretim kurumlarında ve özel eğitim kurumlarında, öğretmen olarak çalışabilirler Matematik Mühendisliği Bölümü mezunları özel şirketler ve kamu kuruluşlarında sektöründe, TÜBİTAK, MTA gibi kurumlarda üniversite laboratuarlarında ve çeşitli kuruluşlarda çalışabilmektedirler.

Çocuklarda matematik eğitimi

İlkokuldan itibaren matematik dersinin temelleri iyi atılmalıdır.İyi bir matematik eğitimi için çocuğunuzun eğitimi ile yakından ilgilenmeli ve çocuğunuza yardımcı olmalısınız.Gerektiğinde özel ders almasını sağlayıp başarılı olmasını sağlayabilmek ileride güzel sonuçlar verecektir.Sadece çocuğunuza bunun bir eksiklik olmadığını ışılayarak matematiğe karşı soğuk davranmasını engellemiş olursunuz.Çocuklar,yetişkinler gibi kendilerini kelimelerle ifade edemeyebilir davranışlarıyla gösterirler.Davranışlarını iyi anlayıp yorumlamak gerekmektedir.Çocuklar için matematiği bir oyun haline getirerek sevdirmeliyiz ve eğitimle bunu pekiştirmek gerekir.Bu konuda öğretmenlere ihtiyaç vardır.Anlamak ve öğrenmek başarıyı başarı da sevinci getirir.

Okul öncesi matematik eğitiminde görsel temaları kullanmak şarttır. Örneğin çocuğunuza toplamayı öğretecekseniz işe beş adet ceviz ile başlayın. Cevizleri eksilterek çocuğunuzun saymasını sağlayın bu şekilde çıkarma işlemini kavrayacaktır. Daha sonra cevizlerin sayısını artırarak saymasını sağlayın bu şekilde de toplama işlemini kavrayacaktır.
  Çocuğunuzun iyi bir matematik eğitimi almasını istiyorsanız onun eğitiminin bizzat içinde olmalısınız. Onu gün ve gün takip ederek nasıl bir gelişme gösterdiğini izlemek sizin içinde zevkli olacaktır. Ayrıca onun bu gelişim serüveninde yanında olurken moralini yükselterek yani onu ödüllendirip överek matematiği sevmesini sağlayabilir, kendisine güven duyup matematikten hayatının hiçbir döneminde korkmamasını sağlayabilirsiniz. Sadece sizin bireysel çabanız yeterli olmayabilir. Gerektiğinde özel bir öğretmenden belli dönemlerde evinizde kurs aldırmak ancak çocuğunuza kendisinde bir eksiklik olmadığını herkesin özel derse ihtiyacı olduğu ama bunu yapmayanların hata yaptığını düşündürerek yapmalısınız. Çünkü çocuğunuz kendinde eksik olduğunu düşünüp dersten uzaklaşabilir ya da böyle bir eksikliğinin olmadığını, özel derse ihtiyacı olmadığını direk olmasa da özel derse karşı çıkarak veya isteksiz davranarak size söyleyebilir. Çünkü çocuklar biz yetişkinler gibi kendilerini kelimelerle değil davranışlarla ifade ederler. Ve bu davranışları iyi yorumlamak gerekir. Çocuğunuzun derslerde başarılı olması dersi sevdiği anlamına gelmeyebilir. Bazen sadece üzerine düşenleri yaparak ortalamanın üstüne çıkabilirler. Bu da çocuğunuzun ortalamanın üstünde bir zekaya sahip olduğunu gösterir. Ve bu tür zekaya sahip çocukların gelişimi için gösterilen ilgi ilerde meyvelerini çok daha iyi bir şekilde verecektir
Okul öncesi yaş grubunda matematiğin önemi

Matematik lafını duyup da içine ürperti gelen her bireyin aslında çocukluğuna inmek gerekiyor.Bahsettiğimiz dönem okul öncesi eğitimin alındığı 4-6 yaş aralığıdır.4-6 yaşında bireyler temel insani ihtiyaçlarını kotarmış ve çevresini keşfe çoktan başlamış bireyler olarak toplumdaki yerlerini almaktadırlar.Psikomotor gelişim sürecinin başladığı bu dönemde çocuklar bir yandan kalem tutma kabiliyetini kazanmaya çalışırken bir yandan da hayatının her alanında peşinden kovalayacak bir bilim olan matematiğe de giriş yapar. Çocukların matematikle nasıl tanıştığı çok önemlidir. Çünkü bilişsel gelişimin temelinde geçmişe yönelik davranışların eşgüdümlü sonuçları vardır.Yani bireyin çocukluğu aslında onun aynasıdır. Bu sebepten bireyin okul öncesindeki matematik dersine karşı olan tutumu bireyin ergenlik ve genç yetişkinlik dönemindeki matematik dersine karşı olan tutumunu birincil derecede tetiklemektedir.Bu sebepten çocuklar matematik eğitimi önemlidir ve işin ehli insanlar tarafından verilmelidir.

Çocuğu anaokuluna başlayan bir veli çocuğun okul içinde matematik dersine karşı olan tutumu hakkında öğretmeninden sıklıkla geri dönüt almalı ve bu derse karşı okul dışındaki tutumuyla sıklıkla mukayese etmesi gerekmektedir.Unutulmamalıdır ki matematik de hayata benzer ve her süreci doğru şekilde ele alınıp uygulanmalıdır.

ÜNLÜ MATAMATİKCİLER
Ahmet FERGANI
Alan TURING
Ali KUSCU
Arthur CAYLEY
Augustin Louis CAUCHY
Bernhard RIEMANN
Blaise PASCAL
Cahit ARF
Carl Friedrich GAUSS
Carl JACOBI
Charles Emile PICARD
Charles HERMITE
El HARIZMI
Eratosthenes
Evariste GALOIS
Gabriel CRAMEN
Gelenbevi Ismail EFENDI
Georg CANTOR
George BOOLE
Gespart MONGE
Girard DESARQUES
Henri POYNCARE
Huseyin Teffik PASA
Johann Heinrich LAMBERT
John Charles FIELDS
John Von NEUMANN
Joseph FOURIER
Joseph Louis LAGRANGE
Karl WEIERSTRASS
Kerim ERIM
Lazare Nicolas MARGUERITE
Leonardo FIBONACCI
Leonhard EULER
Matrakcı NASUH
Molla LUTFI
Niels Henrik ABEL
Nikolay IVANOVIC
Oklid
Omer HAYYAM
Pierre De FERMAT
Pisagor
Rene DESCARTES
Salih ZEKI
Thales
Ulug BEY
BİLİM TARİHİNDE MATEMATİK
                Matematikle ilgili eserler incelendiğinde; birinci grup olarak, Eski Yunan matematikçilerin-den Thales (M.Ö. 624-547), Pisagor(M.Ö. 569-500), Zeno (M.Ö. 495-435), Eudexus(M.Ö. 408-355), Öklid (M.Ö. 330?-275?), Arşimed (M.Ö. 287-212), Apollonius (M.Ö. 260?-200?), Hipparc-hos (M.Ö. 160-125), Menaleas (doğumu, M.Ö. 80) İskenderiyeli Heron (? -M.S.80) , Batlamyos (85- 165) ve Diophantos (325-400) ile bunların çağdaşlarının adları görülür. Daha sonra, ikinci grup olarak da Batı Dünyası matematikçilerinden; Johann Müler (1436-1476), Cardano (1501-1596), Descartes (1596. 1650), Fermat (1601-1665), Pascal (1623-1662), Newton (1642-1727), Leibniz (1646-1716), Mac Loren (1698-1748 ), Bernoulli’ler (Bu aileden sekiz ünlü matematikçi vardır. Bunlar; Jean Ber-noulli l667-1748, Jacques Bernoulli 1654-1705, Daniel Bernoulli 1700-1782…), Euler (1707-1783), Gespard Monge (1746-1818 ), Lagrance (1776-1813), Joseph Fou-rier (1768-1830), Poncolet (1788-1867), Gauss (1777-1855), Cauchy (1789-1857), Lobaçevski(1793-1856), Abel (1802-1829), BooIe (1815-1864), Riemann (1826-1866), Dedekind (1831-1916), H. Poincare (1854-1912) ve Cantor (1845-1918 ) ile bunların çağdaşlarının adları belirti-lir. .
              Yukarıda; birinci grup olarak belirttiğimiz; Eski Yunan (Antik çağ, Grek) matematikçileri; M.Ö. 8. yüzyıl ile M.S. 2. yüzyıl arasında, ikinci grup olarak belirttiğimiz Batı Dünyası matematikçi-leri ise, 16. ile 20. yüzyıl arasında yaşamışlardır: Burada akla şöyle bir soru gelmektedir. 16. yüzyıldan önceki zaman içerisinde matematik konularında hiç bir araştırma ve çalışma olma-mış mıdır? Özellikle, islamiyetin ilk yılları olan 7. yüzyıl ile 16. yüzyıl arasında yaşamış olan Türk-İslam Dünyası matematik bilginlerinin varlığı ve çalışmaları görmezlikten gelinmiştir.
              Gerçek olan şu ki; Türk – İslam Dünyası matematikçileri, yukarıda birinci grup olarak adlarını belirttiğimiz Eski Yunan bilginlerinin ortaya koyup, yeterli çözüm getiremedikleri, matematik sorunlarına yeni çözümler getirdikleri gibi, bu bilime yeni sistem, kavram ve teorem kazan-dırmışlardır. Bu başarılarının sonucu bugünkü ileri matematiğin temelini atmışlardır. Her ne kadar, Batılı bazı bilim tarihçileri, Eski Yunan matematiğini geliştirmiş olmakla vasıflandırı-yorlarsa da, son yüzyıl içinde yapılan araştırmalar, bu hükmün temelinden yanlış olduğunu ortaya koymuşlardır.
              Ülkemizde, evrensel nitelikteki kendi alimlerimizin bilimsel yönlerine gereken ve yeterli ö-nem verilmezken; Batı’da, özellikle son yüzyıl içerisinde, bilginlerimize ait yüzlerce cilt eser ve makalelerin yayınlandığı, hatta bu bilginlerimiz için, yaşadığı yüzyıllara adlar verildiği ve anma törenleri düzenlendiğini görmek mümkündür. Bunlardan birkaç örnek vermek gere-kirse; dünyada ilk cebir kitabı yazanın Harezmi (Harezm 780-Bağdat 850), trigonometrinin te-mel bilginlerinden olan sinüs ve cosinüs tanımlarını ilk açıklayan el-Battani (Harran 858-Sa-marra 929) , tanjant ve cotan-jant tanımları ile ilgili temel bilgileri Ebu’l Vefa (Buzcan 940-Bağ-dat 998 ), Pascal’a (Blaise Pascal 1623-1662) izafe edilen ve cebirde önemli kuralları ihtiva eden “Binom Formülünün” Ömer Hay-yam’a (1038 – Nişabur 1132) ait ve Kepler’in (Johannes Kepler 1570-1630) araştırmalarına reh-berlik edenin İbn-i Heysem (Basra 965-Kahire 1039) olduğunu belirtebiliriz. Ayrıca Sabit bin Kurra (Harran 826 – Bağdat 901) için “Türk Öklid’i” bi-lim dünyasının en büyük alimi, Beyruni (Bruni) (Ket 973-Gazne 1052) için “Onuncu Yüzyıl Bilgi-ni”, ünlü Türk hükümdarı Uluğ Bey için “On Beşinci Yüz-yıl Bilgini” öğrencisi Ali Kuşçu için “On Beşinci Yüzyıl Batlamyos’u” dendiğini de belirtmek müm-kündür.
                Yukarıda sadece birkaçının adını belirttiğimiz 8. ile 16. yüzyıl Türk – İslam Dünyası alimlerinin eserleri, Batı’da “Tercüme Yüzyılı” olarak adlandırılan 12. yüzyıl başlarından itibaren, önce-leri zamanın bilim dili olan Latince’ye, daha sonradan da, öteki Batı dillerine çevrilmiştir. Çev-rilen bu eserlerin asılları ise, Doğu Yazma Eserleri ile zengin olan Avrupa kütüphanelerinde muhafaza edilmekte ve hala, ilgili bilim adamlarının elinde, gerektiğinde temel müracaat kitabı, ya da kaynak eser olarak değerlendirilmektedir.
                Bazı kaynaklar, matematiğin kurucusu ve geliştiricisi olarak, Batı dünyası matematikçilerinin adlarını belirtir. Gerçekte; Avrupa, 8. ile 16. yüzyıl Türk – İslam Dünyası matematikçilerinin ha-zırlamış oldukları temel eserlerden büyük istifadeler sağlayarak, matematiği, bugünkü ileri seviyesine ulaştırabilmişlerdir. Öyle ki; Türk – İslam Dünyası matematikçileri, Batı dünyasının ilmi düşünce ve araştırma duygularını ateşleyerek harekete geçirip beslediler ve yeni bir canlılık kazandırdılar. Cebir, geometri, aritmetik ve trigonometri konularında Batı’yı kendi görüş ve keşiflerine dayanarak ilerleyebileceği seviyeye getirdiler. 16. yüzyıl sonları için İtalyan matematikçi Cordano’nun (1501-1576) adını belirtebiliriz.
                17. yüzyılda; İngiliz (İskoçyalı) Jean Napier (1550-1617), İsviçre matematikçilerinden Gulden (1577-1643); İtalyan matematikçilerinden Cavalieri (1598-1647); Fransız matematikçilerinden René Descartes (1596-1650), Desargues (1593-1662), Blaise Pascal (1623-1662), Pierre Fer-mat (1601-1663); Hollandalı matematikçi Huygens’in (1629-1695) adlarını belirtebiliriz. Bu kişilerden J. Napier logaritmaya ait sistemleri ortaya koymuştur. R.Descartes de analitik geometriye ait yeni bazı temel esasları ortaya koymuş, mevcut analitik geometri bilgilerini sis-temleştirmiştir. Diğer matematikçiler de, matematiğin çeşitli dallarına ait, bazı yeni temel bilgi-ler kazandırmışlardır.
                18. yüzyılda; İsviçre matematikçilerinden; Bernouilli (Jacques I 1654-1705), Cramer (1704-1752), Leonard Euler (1707-1783), Alman matematikçilerinden Gottfried Wilhelm Leibniz (1146-1716), İngiliz matematikçilerinden lsaac Newton (1642-1727), Mac-Loren (1698-1746), İtalyan matematikçilerinden Ceva (1648-1734), Riccati (1676-1754), Fransız matematikçilerinden Clairaut’in (1713-1765) adlarını belirtebiliriz.
                19. yüzyıl Fransız matematikçilerinden; Joseph Louis Lagrange (1736-1813), Gespart Monge (1746-1818 ), Pierre-Simon Laplace (1749-1827), Joseph Fourier (1768-1830), Galois (1811-1832), Legendre (1752-1833), F. W. Bessel (1784-1846), Augustin-Louis Cauchy (1789-1857), Jean-Victor Poncolet (1788-1857), Poinsot (1771-1859), Brianchan (1785-1864), Dupin (1784-1873), Chasley (1793-1880), Charles Hermite (1822-1901); İtalyan matematikçilerden Carnot (1753-1823); Norveç matematikçilerinden Niels Henrik Abel (1802-1829), Alman matematik-çilerden, Jacobi (1804-1851), Carl Friedrich Gauss (1777-1855), Gerge Friedrich Berhard Riemann (1826-1866), Leopold Kronecker (1823-1891), Erust Kummer (1810-1893), Weier-strass (1815-1897); Sovyet matematikçilerinden Nicolas lvanawitch Lobatchewsky (1793-1856), Sonia Kowallewska (1850-1891); ingiliz matematikçilerden Gerge Boole (1815-1864), Cayley (1821-1895), James Joseph Sylvester (1814-1897) ve İrlandalı matematikçi William Rawan Hamilton (1805-1865) adlarını belirtebiliriz. Bu kişilerden; Gasport Monge, tasarı geometrinin; Carnot, konum geometrisinin; Newton, sonsuz küçükler geometrisini; Pascal, Huygens ve Fermat da, olasılık hesabını ve gök mekaniğini geliştirdiler
                20. yüzyıl başları için; Alman matematikçilerinden Dedekind (1831-1916), L.Fhillip Cantor (1845-1918 ), Fransız matematikçilerinden Henri Poincare’nin (1854-1912), ülkemizde de, Hen-ri Poincare’nin öğrencisi Salih Zeki’nin (1864-1921) adlarını belirtebiliriz. Daha sonra gelen; Alman, İngiliz, Fransız, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği, Japonya ve Hindistan ile Çin’de yetişen matematikçiler, matematiğe kazandırdıkları yeni bilgiler ile, matematiği insan zekasının en yüksek eseri haline getirmeyi başardılar.
                Yapılacak kısa açıklamalardan sonra, şu gerçek ortaya çıkacaktır. Bugünkü ileri matematik ve bunun uygulama alanı olan astronomi (gökbilim) ve fiziğin temel bilgileri, uygulamaları ile birlikte, başlangıçta, Eski Mısır ve Mezopotamya’da vardı. Daha sonraları bu bilgiler, Eski Yunan, Eski Hint ve 8. ile 16. yüzyıl Türk – İslam Dünyasında ileri seviyeye gelmiştir. Bilahare 17. yüzyıl sonrası, Batı Dünyasında yapılan çalışmalar sonucunda, bugünkü “Saadet Devrine” ulaşabilmiştir. Bu gelişimde, 17. yüzyıl öncesi medeniyetlerin şeref payları inkar edilemeyecek kadar açıktır.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)