Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Dünyadaki Ve Ülkemizdeki Keçi Sayisi Ve Keçi Yetiştiriciliği
#1
Dünyadaki Ve Ülkemizdeki Keçi Sayisi Ve Keçi Yetiştiriciliği

Keçi insanoğlunun ilk olarak evcilleştirdiği hayvanlardan birisidir. M.Ö. 10–11
yy’da Ortadoğu’da evcilleştirildiği düşünülmektedir. Kısmen kurak, subtropik
veya dağlık alanlarda yetiştirilir. Dünya genelinde 460 milyon baş keçi mevcut
olup bunlardan yılda 4.5 milyon ton süt, 1.2 milyon ton et elde edilmekte
ayrıca tiftik, kaşmir ve deri elde edilmektedir. Dünya keçi varlığının büyük bir
kısmı (%89) en geri kalmış ülkelerin bulunduğu Asya ve Afrika’da bulunmasına
karşın hem hayvancılığı hem de genel gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelerde
düşük sayılarda keçi varlığı bulunmaktadır.

Keçi yetiştiriciliği Türkiye’de ekonomik ve sosyal açıdan önemli bir hayvan yetiştiricilik koludur. Özellikle orman içi
ve kenarında yerleşmiş halkın, Tiftik keçisi yetiştiren Orta Anadolu
köylülerinin ve süt keçisi yetiştiren dar gelirli ailelerin önemli geçim ve
besin kaynağıdır. Keçi yetiştiriciliğinin diğer bir özelliği de, başka hiçbir
şekilde değerlendirilemeyen dağlık, fundalık ve taşlık araziler ile fakir
meraları, süt ve et gibi verimlere dönüştürmesidir.
Türkiye’de yetiştirilen küçük baş hayvan
varlığının % 20,2’sini ( 7.2 milyon ) keçiler oluşturmaktadır. Bu keçi
sayısı ile Türkiye dünyanın en çok keçi yetiştirilen ülkeleri arasında yer
almaktadır.
Ancak bu keçi varlığının % 94,5 ‘ini verimleri genellikle düşük olan Kıl keçileri oluşturmaktadır. Bu keçiler ormanlarımızın yegane tahripçisi
olarak görülmüş ve sayılarının azaltılması için devlet plan ve programlarına
konuyla ilgili maddeler konmuştur. Bununla birlikte sayıları 17 milyon baş olan
Kıl keçi varlığı 6.8 milyon başa kadar gerilemiş, ancak çalışmalar
çeşitli nedenlerden dolayı tam olarak başarıya ulaşamamıştır. Kıl keçileri
yetiştirildiği bölgelerin bir çoğunda halkın yegane geçim kaynağıdır ve bu
bölgelerde doğal koşullar başka hayvancılık çalışmalarına olanak vermeyecek bir
yapı arz eder.
Keçi yetiştiriciliğin dışlanmasına karşın, Türkiye’nin yıllık toplam kırmızı et
üretiminin % 4,4 ‘ü ( 21.394 ton ) ve toplam süt üretiminin % 2.3 ‘ü ( 220.000
ton ) keçi yetiştiriciliği kolundan sağlanmaktadır. Ayrıca bu yetiştiricilik
kolundan yılda 2.697 ton kıl, 421 ton tiftik ve 1.2 milyon adet deri
üretilmektedir.
Türkiye’de sayıları giderek azalan Tiftik keçileri ve az sayılarda yetiştirilen ancak
gelecek vadeden süt tipi keçiler genellikle ormanlık alanlardan uzakta ve
kontrollü (entansif) koşullar altında yetiştirildiklerinden ormanlara zarar
vermeleri söz konusu değildir.
Türkiye’de yaygın olarak yetiştirilen Kıl ve Tiftik keçilerinden başka, küçük
popülasyonlar halinde yetiştirilen Kilis, Malta (Maltız), Halep, Gürcü ve Abaza
keçileri yetiştirilmektedir. Ayrıca 1960 yıllardan itibaren ithal edilen sütçü
keçi ırklarından Saanen, Toggenburg ve Alman Beyaz Keçiler gerek saf
yetiştirmek için, gerekse Kıl keçilerin ıslahı için getirilmiştir.


Bakım ve yönetimin iyi kavranabilmesi için çeşitli çağ ve cinsiyetteki keçilere verilen adların
bilinmesi faydalı olacaktır. Bu terimler yöreden yöreye değişmektedir.

OĞLAK: Doğum-6 ay yaşta bulunan erkek ve dişi keçi yavrularına denir.
ÇEPİÇ: 7 Aydan l yaşına kadar olan erkek ve dişi keçilere denir.
SEİS: 1 yaşından 2 yaşına kadar olan erkek keçilere denir.
GEZDAN: l yaşından 2 yaşına kadar olan dişi keçilerdir.
ANAÇ KEÇİ: 2 Yaşından büyük ve yavrulamış dişi keçilerdir.
TEKE: 2 Yaşından büyük ve aşımda kullanılan erkek keçilere denir.
ERKEÇ: 2 Yaşından büyük ve elenmiş erkek keçilerdir.
Geçmişte kültürümüzün önemli bir unsuru olan keçi, son yıllarda kurban bayramlarında
dahi hatırlanamaz konuma gelmiştir. Ülkemizde keçi sayısı ve keçi
yetiştiriciliği yapanların sayısı çok hızlı bir şekilde azalmaktadır. Bunda
özellikle yıllar boyunca uygulana gelen keçi-orman ilişkileri odaklı keçi
karşıtı yaptırımlar ve sığır ve tavuk ürünlerini öne çıkaran politika ve
propagandalar etkili olmuştur. Ayrıca doğal mera alanlarının azalması, yeni
kuşağın kentsel yaşama özendirilmesi, keçi ürünlerine karşı oluşan önyargılar, keçi
ve ürünlerinin taşıdığı değerin bilinmemesi ve tanıtılamaması da etkilidir.

Keçiciliğin kültürel öğelerinin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla Haziran 2010 tarihinde
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü tarafından
düzenlenen "Keçicilik Kongresi'2010" büyük ilgi görmüştür.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)