Thread Rating:
  • 16 Vote(s) - 2.94 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
KUR’ÂN’IN TEMEL KONULARI BÖLÜM4
#1
Dini-1 
KUR’ÂN’IN TEMEL KONULARI

Kur’ân okumalarının bir başka şekli de mukabele olarak asr-ı
saadetten bize intikal etmiştir. Mukabele bir kişinin Kur’ân
okuyup diğer kişi ya da kişilerin onu dinlemesi ve okuduğunu
kontrol etmesidir. Bu şekilde hem Kur’ân nüshaları hem de oku-
nan Kur’ân her defasında yeniden kontrol edilir, okuyan ya da
dinleyenler hatalarını düzeltir. Mukabele, Hz. Peygamber (a.s.)
döneminden gelen bir gelenektir. Asr-ı saadette Peygamberimiz
her sene Cebrail ile Kur’ân ayetlerini ve surelerini mukabele
ederlerdi. Bazen Peygamberimiz okur Cebrail dinler, bazen de
Cebrail okur Peygamberimiz (a.s.) dinlerdi. Hicretin 10. yılında
Peygamberimiz (a.s.) ömrünün sonuna yaklaştığını hissetmişti ya
da bu ona bildirilmişti. O sene Cebrail ile iki defa Kur’ân’ı mu-
kabele etmişlerdi. Bu son mukabele idi. Bu şekilde Kur’an karşı
tarafa arz edildiği için buna mukabele veya muaraza denilmiştir.
(Bk. Buhari, Fedailü’l-Kur’ân, 7; Ahmed, II/399; VI/282)
Kur’an sürekli okunması, mukabele ve müzakere edilmesi,
üzerinde düşünülmesi gereken bir kitaptır. Zira Kur’ân’daki her
cüz sanki müstakil bir kitaptır ve farklı konular ile insanlardaki
iman, ibadet ve ahlak bilincini yenilemekte, güçlendirip diri tut-
maktadır. Elinizdeki bu çalışma da Kur’ân okumalarında faydalı
olması ve bir takva (sorumluluk) bilinci kazandırması için her
cüzden 3 temel konu seçilerek oluşturulmuştur. Kur’ân okurken
bitirilen cüzden sonra o cüzdeki temel konuları/meseleleri ve
mesajları yeniden hatırlamak ve genel hatlarıyla anlamak/müza-
kere etmek hayatımızı ve toplumları değiştirecektir. Bu nedenle
camide ya da evde her cüz okumalarından sonra söz konusu
cüzle ilgili bölümün bu eserden okunması ve müzakere edilmesi
güzel sonuçlara yol açacaktır.
Kur’ân’ı her okuyuşta ya da her hatimde; farklı gözle ve he-
defle okumak tavsiye edilir ki hem okuyucunun zihni diri kalsın
hem de her okuyuşta Kur’ân’ın farklı bir yönünü keşfetsin.

ON ALTINCI CÜZ
(s. 300 - 320)


Başarılı olmak isteyen gençler sabırla ve
teknolojiyi doğru ve hayırlı yolda kullanarak
çalışmaya devam etmelidirler. Bir İslam
toplumu, peygamberler yolundan ihlasla
gidilerek inşa edilebilir.

On altıncı cüzde; Kehf suresinin son kısmı, Meryem ve Taha
surelerinin tamamı bulunmaktadır. Bu kısımdaki 3 konu (mesaj):

1. İMANLI GENÇLİK

Sabır, Çalışma ve Teknoloji ile Başarılı Olunur
Kehf suresinin son tarafında Zülkarneyn ve ilginç duvar inşası
ile ilgili konu işlenmektedir (Kehf, 18/83-98). Hadislerde de Kehf
suresinin Cuma günü okunması tavsiye edilmekte (Hakim, 12/368
(hasen)) ve deccal fitnesinden koruyacağı ifade edilmektedir (Müs-
lim, Salatü’l-müsafirin, 275 (709)). Gelecekteki fitnelerden korumak,
Kehf suresinin manasının ve mesajlarının anlaşılması ile olabilir.
Ashab-ı kehf ile imanlı bir gençlik yetiştirilmesi, Hz. Musa-Hızır
olayı ile bizlere kadere teslimiyet ve sabır tavsiye edilmekte,
Zülkarneyn kıssası ile teknolojiden yararlanmanın önemi an -
latılmaktadır. İşte bu mesaj ile Müslümanlar gelecekte başarılı
olurlar.

2. DİRİLİŞ ÖRNEKLERİ

Ölüyü Dirilten Allah, İsterse Ölü Bir Toplumdan Yeni Bir
İslam Toplumu Yaratır
Meryem suresinde, dirilişin âdeta örnekleri verilmektedir.
a. İhtiyarlık döneminde Hz. Zekeriya ile kısır hanımından mu-
cizevi olarak bir çocuk doğması, Yahya olarak isimlendirilmesi,
b. Bakire ve iffetli bir kız olan Meryem validemizden mucizevi
olarak (babasız) bir çocuğun doğması ve İsa olarak isimlendiril-
mesi anlatılmaktadır. Hz. Yahya ve İsa, daha doğmadan isimleri
konulan peygamberlerdendir.
c. İhtiyarlık döneminde Hz. İbrahim ile kısır hanımından mu-
cizevi olarak bir çocuk doğması, İshak olarak isimlendirilmesi,
d. Hz. Musa döneminde Turu Sina’da (Sina dağı) diriliş ve
e. Hz. İdris’in göğe çekilmesi (Meryem, 19/1-58). Surenin sonunda
dirilişi inkâr edenlerin ahiretteki halleri anlatılır (Meryem, 19/66-98).

3. BAŞARININ İLK ŞARTI

Sabırla ve İhlasla Tebliğe Devam Etmektir
Bu cüz Taha suresi ile tamamlanmaktadır. Sure, Kur’ân’ın mis-
yonu olan doğruları hatırlatma (tezkire) mesajı ile başlamakta,
Hz. Musa’nın hayatından bir kesit ile devam etmektedir. Burada
Hz. Musa’nın, Medyen başta olmak üzere, Mısır’daki uzun müca-
delesi, Firavun’un zulmünden kurtulması ve sonraki dönemlerde
yaşananlar, ümmetini eğitmek için sarf ettiği çabası ve emeği
teferruatlı bir şekilde anlatılmakta; âdeta Mekke’deki Müslüman-
lara sabırla tebliğe devam ederlerse başarılı olacakları ve zafere
ulaşacakları mesajı verilmektedir (Tâhâ, 20/1-100).

ON YEDİNCİ CÜZ
(s. 321 - 340)


Müminlerin dostu ve destekçisi; Allah,
Peygamber ve müminlerdir. Peygamberin
yolunu ve sünnetini terk edenler dinlerini
parçalarlar ve tahrif ederler. Hac, insanlara
Peygamber yolunu yeniden hatırlatan ve
onları eğiten evrensel bir ibadettir.

On yedinci cüzde; Enbiya ve Hac surelerinin tamamı bulun-
maktadır. Bu cüzdeki 3 temel konu:

1. ALLAH’IN DOSTLARI

Allah; Peygamberlerin ve Kendisinin Yolunda Çalışan
Müminlerin Dostudur/Destekçisidir
Enbiya suresi, peygamberlerin mücadeleleri ve Allah’ın hâ-
kimiyetinden bahseder. Surenin girişinde peygamberlere tavır
alanların durumu anlatılır (Enbiyâ, 21/1-47); daha sonra peygamber-
lerin mücadeleleri ve kurtuluş örnekleri aktarılır:
a. Hz. İbrahim, tevhid mücadelesi ve ateşten kurtuluşu,
b. Hz. Lut, tevhid mücadelesi ve azaptan kurtuluşu,
c. Hz. Nuh, tevhid mücadelesi ve tufandan kurtuluşu,
d. Hz. Eyüb ve sabrı ile sıkıntıdan kurtuluşu,
e. Hz. Yunus, mücadelesi ve cezadan kurtuluşu,
f. Hz. Zekeriya’nın soyunun Hz. Yahya ile devam etmesi,
g. Hz. Meryem’in soyunun Hz. İsa ile devam etmesi.
İşte bunlar İslam ümmetinin tarihsel sürecidir (Enbiyâ, 21/48-91).

2. PEYGAMBER SONRASI DURUM

Enbiya suresinde ise, peygamberlerden sonra ümmetlerinin
halleri aktarılır:
a. Dinlerini parçaladılar, tahrif ettiler,
b. Salih amel işleyenler ve sapmayanlar kurtuldu,
c. Sapanlar dünya ve ahirette cezalandırıldı (Enbiyâ, 21/92-106).

3. HACCIN EVRENSELLİĞİ

İnsanlara Peygamberler Yolunu Gösteren ve Onları Eğiten
Evrensel Bir İbadet
Hac suresinde, Allah’ın yeryüzündeki sembollerini anlamamız
ve onlara karşı saygılı olmamız istenir. Kâbe, tevhidin sembo-
lüdür, Safa ile Merve fedakârlığın sembolüdür. Kurban, Allah’a
yaklaşmanın sembolüdür. Surenin başında insanlar takvaya (so-
rumluluk bilincine) çağrılır, ölüm ve hayat üzerinde düşünmeleri
istenir (Hac, 22/1-24); daha sonra yoğun bir şekilde hac ibadeti,
tevhid inancı, Hz. İbrahim’den bugüne kadar Kâbe’nin konumu
ve önemi, hacda kesilen kurbanlarla ile ilgili hükümler, Allah
için yaşamanın ve mücadele etmenin önemi anlatılır (Hac, 22/25-
76). Bu surede, secde ayeti de bulunmaktadır. Rabbimizin bütün
emirlerine boyun büktüğümüzü ve itaat ettiğimizi secde ile
göstermemiz istenir. İbn Mes’ud şöyle dedi: “ Hac suresi, için-
de secde emri olduğu halde Resûlullah’a inen ilk suredir. Allah
Resûlü sureyi okuduktan sonra secde yaptı ve insanlar da secde
yaptılar…” (Hakim, 1/342 (803), (sahih)). Secde, Allah’a kulluğun zirvesi
ve itaatin bir sembolüdür.

ON SEKİZİNCİ CÜZ
(s. 341 - 360)


İdeal sıfatlar taşıyan her mümin, bu
dünyayı değiştirme potansiyeline sahiptir.
Müminlerin en yüksek sıfatı; ahlak ve haya
sahibi olmalarıdır. Kur’ân bu şekilde ideal
bir insan profili ile toplumda farklılık ve
farkındalık oluşturmaktadır.

On sekizinci cüzde; Müminûn ve Nur surelerinin tamamı,
Furkan suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Bu üç surede de
ideal müminin vasıfları anlatılmaktadır. 18. cüzdeki temel ko-
nular şunlardır:

1. KURTULUŞA EREN MÜMİNLERİN SIFATLARI

Müminûn suresinin başında, (cennetlerin en güzeli) Fir-
devs cennetine girecek müminlerin vasıfları kısaca zikredilir.
(Mü’minûn, 23/1-11).
Bu vasıflara göre ideal müminler;
a. Namazlarını huşu içinde kılarlar,
b. Boş/faydasız şeyleri terk ederler (zaman onlar için
önemlidir),
c. Zekât verirler,
d. Namuslarını korurlar,
e. Emanete riayet ederler (onlar güvenilir ve dürüst
insanlardır).
Sonra Allah’ın verdiği nimetler (Mü’minûn, 23/12-22) ve bu nimet-
leri inkâr edenlerin sonları anlatılır (Mü’minûn, 23/23-53). Müslü-
manlardan da aynı hataya düşmemeleri istenir. (Mü’minûn, 23/54-91).

2. AHLAK MÜMİNLERİN EN TEMEL SIFATIDIR

Cüzdeki diğer sure ise Nur suresidir. Bu sure önceki Müminûn
suresinin tamamlayıcısı konumundadır. Buna göre; ideal mümin,
ahlaki seviyesi yüksek olan, başörtüsü ve tesettürü Allah’ın emri
olarak kabul eden, başkalarının ırzına dil uzatmayan, dedikodu-
ların peşinde koşmayan ve dilini koruyan kişidir. Bu surede iki
büyük tehlikeye dikkat çekilir: Zina ve iftira. Bunlara karşı ceza,
boykot (kamuoyu baskısı) ve ahlaki eğitim yöntemleri anlatılır.
Bu surede ideal müminin sıfatları ahlaki açıdan şöyle açıklanır:
a. Zinadan kaçarlar,
b. Başkasına iftirada bulunmazlar,
c. Günah işlediklerinde hemen tövbe ederler ve bir daha o
günahı işlemezler,
d. Hz. Peygamber’e ve eşlerine karşı saygılıdırlar,
e. Tesettüre dikkat ederler,
f. Karşı cinsi gördüklerinde gözlerini indirirler ve harama
bakmazlar.
g. Evliliğe teşvik ederler,
h. Sabah-akşam Allah’ı zikrederler ve farzları yerine getirirler,
ı. Çocuklarını doğru eğitirler,
i. Ticaretleri onları ibadetten alıkoymaz,
j. Evlere girince selam verirler ve eşlerine iyi davranırlar (Nûr,
24/2-61).

3. KUR’ÂN, MÜMİNLERDE BİR FARKINDALIK
OLUŞTURMAYA ÇALIŞIR


Bu cüzün sonunda ise Furkan suresinin giriş kısmı bulunmak-
tadır. İlk ayette; Kur’ân’ın misyonunun, âlemler için bir uyarıcı
olduğu hatırlatılır (Nûr, 24/1), sonra farklı şeylere dikkat çekilir.
Bununla bir farklılık ve farkındalık oluşturulmaya çalışılır:
a. Her şeyi yaratan Allah ile hiçbir şey yaratamayan/aciz
putlar bir değildir,
b. İyiler için cennet, kötüler/zalimler için cehennem söz
konusudur,
c. Ayrıca Kur’ân’ı kabul edenler ve reddedenler,
d. Peygamberler ve ümmetleri,
e. Gündüz ve gece, yağmur ve kıtlık/kuraklık, tatlı su ve tuzlu
su, baki ve fani, gökler ve yerler anlatılır… (Furkân, 25/2-62)
Kur’ân bu şekilde Furkan olma özelliği ile sizde bir farklılık
ve farkındalık oluşturur.
'
ON DOKUZUNCU CÜZ
(s. 361 - 380)


On dokuzuncu cüzde; Furkan suresinin son tarafı, Şuara su-
resinin tamamı ve Neml suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Bu
cüzdeki temel konular şunlardır:
1. İDEAL MÜMİNİN SIFATLARI
Furkan suresinin son tarafında; Rahmanın (has) kulları ve ör-
nek vasıfları tanıtılır. Onlar hayatlarını ibadetle geçirip Allah’ın
yasaklarından kaçanlardır. Bu kısımda da ideal müminin vasıfları
anlatılmaya devam etmektedir:
a. Onlar mütevazıdır,
b. Cahillerle tartışmazlar, onlara selam der ve geçerler,
c. Geceleri (teheccüt namazında) Rablerine secde ederler ve
kıyamda dururlar,
d. Dua ederler,
e. Harcamaları dengelidir; ne israf ederler, ne de cimrilik
ederler,
f. Allah’ın haram kıldığı cana kıymazlar ve insan öldürmezler,
g. Zina etmezler,
h. Hata ettiklerinde ve günah işlediklerinde hemen tövbe
ederler ve hatada ısrar etmezler,
ı. Yalancı şahitlik yapmazlar,
i. Boş/faydasız şeyleri vakarlı bir şekilde terk ederler,
j. Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında kör ve sağır gibi dav-
ranmazlar (hemen itaat ederler),
k. Onlar şöyle dua ederler: “Bize eşlerimizden ve soyumuzdan
gözümüzün nuru/alnımızın akı olacak nesiller ver ve bizi takva
sahiplerine önder/rehber eyle.”
İşte bu seçkin-temiz insanlar cennetin en yüksek makamında
olacak kişilerdir. Surenin son ayeti şu şekildedir; “De ki: Dua-
nız/kulluğunuz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?...”

2. İDEAL MÜMİN, SANAL GÜNDEMLERİN ETKİSİNDE
KALMAZ


Bu cüzde bulunan Şuara suresinde ise; insanların, peygamber-
lerin yolunu terk edip yapay gündeme takılmaları tenkit edilir ve
bu tehlikeye dikkat çekilir. Çünkü gündemi başkaları belirlemek-
tedir. O günkü cahiliye toplumunda şairler; zalim yöneticilerin
ve zenginlerin isteğine göre yapay bir gündem oluşturuyorlardı.
Burada cahiliye şairleri sanal gündemin ve algı oluşturmanın
sembolüdürler. Şuara suresi bu tehlikeye dikkat çekip insanların
Peygamber ve Kitab’ın yolu olan sırat-ı müstakîmden (doğru
yoldan) nasıl ayrıldıklarını anlatmakta ve önceki peygamberler
dönemi ve ümmetlerinden örnekler vererek bu tehlikenin aslın-
da her asırda yaşandığını açıklamaktadır (Şuarâ, 26/10-190).
3. İDEAL MÜMİNİN REHBERİ KİTAP VE SÜNNETTİR
Bu cüzde Neml suresinin baş tarafı da bulunmaktadır. Neml
suresinde, Kur’ân’ın insanlar için gerçek bir rehber olduğu an-
latılmaktadır. Ayrıca tarihteki Hz. Musa, Süleyman, Salih ve Lut
peygamberlerin rehberliklerinden örnekler verilmekte; insan-
ları doğru yola getirmek ve sapmalarından kurtarmak için bu
peygamberlerin yaptığı tebliğ çalışmaları ve örnek yaşayışları
aktarılmaktadır (Neml, 27/1-58).

YİRMİNCİ CÜZ
(s. 381 - 400)


Yirminci cüzde; Neml suresinin son tarafı, Kasas suresinin
tamamı ve Ankebut suresinin baş tarafı bulunmaktadır. Bu cüz-
deki temel konular şunlardır:

1. HZ. PEYGAMBER’İN REHBERLİĞİ

Neml suresinin son tarafında peygamberimizin rehberliğinden
bahsedilmektedir. Bunlar kısaca;
a. Tevhid inancı,
b. Yaratılış gerçeği,
c. İlmin önemi,
d. Kulluk bilinci,
e. Kur’ân’ın tebliği,
f. Her an hamd etme düşüncesidir (Neml, 27/59-93).

2. HZ. MUSA’NIN REHBERLİĞİ

Yirminci cüzün ortasında ise Kasas suresi bulunmaktadır. Bu
sure, önceki Neml suresinin devamı niteliğindedir. Hz. Musa’nın
hayatı ile ilgili önemli anlatım burada da devam etmektedir;
Hz. Musa’nın Medyen’e hicret edip orada 10 yıl kaldığında ya-
şadıkları anlatılmaktadır (Kasas, 28/20-47); sonra Mekkeli müşrik-
lerin Tevrat ve Kur’ân için; “Birbirini destekleyen iki sihir” söz-
leri aktarılıp onlara âdeta meydan okunmaktadır: “De ki: Allah
RIFAT ORAL | 55
katından gelen bu iki kitaptan daha faydalı/daha güzel rehberlik
edici başka bir kitap varsa, haydi getirin de, ben de ona uyayım.
Eğer sözünüzde sadıksanız (haydi getirin).” (Kasas, 28/48-49). Bu
cüzün son bölümünde ise, Hz. Musa döneminde hak nasıl galip
geldiyse, Hz. Muhammed döneminde de galip gelecektir, mesajı
verilmekte; bunun için Müslümanların Tevhid inancına sarılma-
ları ve ayrılmamaları gerektiği hatırlatılmaktadır (Kasas, 28/50-88).

3. İMAN VE FEDAKÂRLIK

Bu cüzün son kısmında ise, Ankebut suresinin baş tarafı bu-
lunmaktadır. Bu surenin daha ilk ayetlerinde imanın fedakâr-
lık olduğu açıklanmakta, iman ettik demekle işin bitmeyeceği,
bunun (mücadele ve amel-i salih ile) ispat edilmesi gerektiği
anlatılmaktadır. Münafıkların ise bu fedakârlıktan kaçtıkları/ka-
çacakları açıklanmaktadır (Ankebut, 29/1-13). Daha sonra peygam-
berlerin hayatlarından fedakârlık örnekleri verilmektedir: O
fedakâr insanların başında Hz. Nuh, İbrahim, Lut, Şuayb, Musa
ve Muhammed (a.s.) gelmektedir. Onlarla mücadele eden Ad
ve Semud kavimleri, Firavun hanedanı, Karun ve Haman gibi
güçlerin de nasıl helak oldukları, anlatılmakta ve şöyle denilmek-
tedir: “Allah’tan başka (varlıkları) dostlar/yetkililer edinenlerin
durumu, ağ örerek ev yapan örümceğin haline benzer. Evlerin en
zayıfı Ankebut (örümcek) ağıdır. Keşke bu bilince (o müşrikler) bir
ulaşsalar!” (Ankebut, 29/41) . (Ankebut, 29/41).


Kaynak :

Rıfat ORAL
Ankara - 2020
Diyanet YAYINLARI
KUR’ÂN’IN TEMEL KONULARI BÖLÜM4





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)