 |
Kadir Gecesini nasıl ihya edebiliriz? Kadir Gecesinde Neler Yapmalıyız?
Kadir Gecesi, İslam inancına göre Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı, bin aydan daha hayırlı olduğu kabul edilen mübarek bir gecedir. Bu gece, Ramazan ayının son on gününde gizlidir ve kesin tarihi bilinmemektedir. Ancak, Ramazan'ın 27. gecesi olduğu yönünde yaygın bir kanaat vardır.
Kadir Gecesi'nin Önemi:
Kur'an'ın İndirildiği Gece: Kadir Gecesi, Kur'an-ı Kerim'in Allah tarafından Cebrail aracılığıyla Hz. Muhammed'e (sav) indirilmeye başlandığı gecedir. Bu nedenle, İslam inancında çok büyük bir öneme sahiptir.
Bin Aydan Hayırlı Gece: Kur'an-ı Kerim'de Kadir Suresi'nde bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilmiştir. Bu, Kadir Gecesi'nde yapılan ibadetlerin diğer zamanlarda yapılan ibadetlerden çok daha sevap olduğu anlamına gelir.
Rahmet ve Mağfiret Gecesi: Kadir Gecesi, Allah'ın rahmetinin ve mağfiretinin bolca tecelli ettiği bir gecedir. Bu gecede yapılan duaların kabul olma ihtimali yüksektir.
Günahlardan Arınma Fırsatı: Kadir Gecesi, geçmiş günahlardan arınmak ve tevbe etmek için önemli bir fırsattır.
Kadir Gecesi, İslam inancına göre Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı, bin aydan daha hayırlı olduğu kabul edilen mübarek bir gecedir. Bu geceyi en iyi şekilde değerlendirmek için yapılabilecek bazı ibadetler ve davranışlar şunlardır:
Kadir Gecesi'nde Yapılabilecek İbadetler:
1. Namaz Kılmak:
Kadir Gecesi'nde nafile namazlar kılmak çok sevaptır. Özellikle teheccüd namazı kılmak, bu gecenin feyzinden en iyi şekilde yararlanmayı sağlar.
Kaza namazı borcu olanların bu gece kaza namazı kılmaları da önemlidir.
Tesbih Namazı gibi özel namazlar da kılabilirsiniz. Bu namazlar, hem ibadet hem de tövbe için büyük bir fırsattır.
2. Kur'an Okumak:
Kadir Gecesi, Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı gecedir. Bu geceyi Kur'an okuyarak ve dinleyerek değerlendirmek çok önemlidir.
Kur'an'ı anlamaya çalışarak okuyun. Mealiyle birlikte okumak, ayetlerin manasını daha iyi kavramanıza yardımcı olur.
Eğer Kur'an okumakta zorlanıyorsanız, dinlemek de aynı şekilde sevap kazandırır.
Kur'an-ı Kerim okumak, Kadir Gecesi'nde yapılabilecek en güzel ibadetlerden biridir. Özellikle Kur'an'ın anlamını düşünerek okumak ve tefekkür etmek önemlidir.
Kur'an okumayı bilmeyenler, dinlemek veya hatim duası yapmak gibi alternatifleri değerlendirebilirler.
3. Dua Etmek:
Kadir Gecesi, duaların kabul olma ihtimalinin yüksek olduğu bir gecedir. Bu nedenle, bol bol dua etmek, Allah'tan af ve mağfiret dilemek önemlidir.
Peygamber Efendimiz (sav)'in öğrettiği duaları okumak ve kendi içten dileklerimizi Allah'a arz etmek önemlidir.
Özellikle "Allahümme inneke afüvvün tuhibbü'l-afve fa'fu annî" (Allah'ım, sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet) duasını çokça okumak tavsiye edilir.
Kadir Gecesi, duaların kabul edildiği bir gecedir. Bu geceyi dua ederek geçirmek, Allah'a yönelmek ve O'ndan af, mağfiret, sağlık, bereket istemek için en uygun zamandır.
4. Tevbe ve İstiğfar Etmek:
Geçmiş günahlar için tevbe etmek, Allah'tan af dilemek ve bir daha aynı günahları işlememeye söz vermek önemlidir.
"Estağfirullah" diyerek bol bol istiğfar etmek, bu gecenin feyzinden yararlanmayı sağlar.
Kadir Gecesi, günahlardan arınmak için büyük bir fırsattır. Bu gece bolca tövbe ve istiğfar ederek, geçmiş hatalarınız için Allah'tan af dileyin.
"Estağfirullah" ve "Estağfirullah el-Azim ve etûbu ileyk" gibi istiğfar dualarını tekrarlayın.
Seyyidül İstiğfar Duası Arapça:
Seyyidül İstiğfar Duası Okunuşu:
"Allahümme ente Rabbî lâ ilâhe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene âlâ ahdike ve va’dike mesteta’tü eûzü bike min şerri mâ sana’tü ebûu leke bi-ni’metike aleyye ve ebûu bi-zenbî fağfir lî feinnehû lâ yağfirü’z-zünûbe illâ ente."
Seyyidül İstiğfar Duası Anlamı:
“Ey Allâh’ım! Sen benim Rabbimsin. Sen’den başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Sen’in kulunum. Ve ben îmân ve ubûdiyetimde/kulluğumda gücüm yettiği kadar Sen’in ahd ü misâkın üzereyim. Yâ Rabbi! Yaptıklarımın şerrinden Sana sığınırım. Sen’in bana ihsân ettiğin nimetleri ikrar ve îtirâf ederim. Kendi kusur ve günahlarımı da ikrar ve îtirâf ederim. Yâ Rabbi! Sen beni af ve mağfiret eyle. Zira Sen’den başkası günahları af ve mağfiret edemez.” (Buhârî, Deavât, 2, 16)
AMENTÜ DUASI OKUNMALI
Âmentü Duası:
آمَنْتُ بِاللّٰهِ وَمَلٰائِكَتِهٖ وَكُتُبِهٖ وَرُسُلِهٖ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَبِالْقَدَرِ خَيْرِهٖ وَشَرِّهٖ مِنَ اللّٰهِ تَعٰالٰى وَالْبَعْثُ بَعْدَ الْمَوْتِ حَقٌّ اَشْهَدُ اَنْ لٰا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
Okunuşu:
Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusülihî ve’l-yevmi’l-âhıri ve bi’l-kaderi hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ ve’l-ba‘sü ba‘de’l-mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden ‘abdühû ve rasûlüh.
Manası:
"Ben Allâhü Teâlâ’ya ve onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allâhü Teâlâ’nın bilip dilemesi ve yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek de haktır. Ben şehâdet ederim ki, Allâhü Teâlâ’dan başka ilâh yoktur ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed (s.a.v.) onun kulu ve resûlüdür."
Amentü (Tecdid-i İman ve Tecdid-i Nikah Duası)
Her Müslüman, çocuklarına (Amentü billahi ve Melaiketihi ve Kütübihi ve Rüsulihi vel Yevmilahiri ve bil Kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel-ba'sü ba'delmevti hakkun Eşhedü en La ilahe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü) ezberletmeli, manasını iyice öğretmelidir! Çocuk bu altı şeye inanmazsa büluğa erince Müslüman değildir, mürted olur.
Tecdid-i İman Duası
Ya Rabbi! Büluğa erdiğim andan bu ana gelinceye kadar, İslam düşmanlarına ve bid'at ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk itikadlarıma ve bid'at, fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerime pişman oldum, bir daha böyle yanlışları yapmamaya azm, cezm ve kasd eyledim. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselam ve ahiri bizim Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamdır. Bu iki Peygambere ve ikisi arasında gelip geçmiş Peygamberlerin hepsine iman ettim. Hepsi haktır. Bildirdikleri doğrudur.
(Âmentü billah ve bi-mâ câe min indillah, alâ murâdillah, ve âmentü bi-Resûlillah ve bi-mâ câe min indi Resûlillah alâ murâd-i Resûlillah, âmentü billâhi ve Melâiketihi ve kütübihi ve Rüsülihi velyevmil-âhiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi teâlâ vel-ba’sü ba’delmevti hakkun eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh.)
Tecdid-i iman ve nikâh duası
Nikâh tazelemek çok kolaydır. Bir erkek, hanımından vekâlet aldıktan sonra, iki erkek şahit yanında, (Öteden beri, nikâhlım olan hanımımı, onun tarafından vekâleten ve tarafımdan asaleten kendime nikâh ettim) derse nikâhı tazelenmiş olur.
Şu duayı da okumak iyi olur:
(Allahümme inni üridü en üceddidelimane vennikaha tecdiden bi-kavli lailahe illallah Muhammedün resulullah)
“Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine tevbe ettim, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse, Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır.”
AMENERRASULÜ OKUNMALI
Bakara suresinin son iki ayeti “Âmene’r-Rasûlü” ismiyle meşhur olmuştur. Peygamberimiz’e Miraç gecesi vahyedilmiştir. (Müslim, İman 279) Bunların faziletiyle alakalı olarak Allah Rasûlü (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Bakara sûresinin sonunda iki âyet vardır ki, bir gecede okuyana onlar yeter; onu her türlü kötülüklerden korur.” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’an 10; Müslim, Müsâfirin 255)
Ebu Umame (r.a.)'den rivayet edildi ki, Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Dört şey Arşu'r-Rahman'ın altındaki hazineden (Cennet hazinelerinden) indirilmiştir. Bunlar Fatiha-i Şerif, Ayete'l-Kürsi, Sure-i Bakara'nın sonu (Amenerresulü) ve Kevser Suresidir." (El-Mütteki, Kenzu'l Ummal, 1/558)
Amenerrasulü, okunuşu ve anlamı, Bakara suresi son iki ayeti 285 ve 286 ayetler
Amenerrasulü
ءَامَنَ ٱلرَّسُولُ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِۦ وَٱلْمُؤْمِنُونَ ۚ كُلٌّ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِۦ ۚ وَقَالُوا۟ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا ۖ غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ ٱلْمَصِيرُ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا ۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا ٱكْتَسَبَتْ ۗ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَآ إِن نَّسِينَآ أَوْ أَخْطَأْنَا ۚ رَبَّنَا وَلَا تَحْمِلْ عَلَيْنَآ إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِنَا ۚ رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلْنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِۦ ۖ وَٱعْفُ عَنَّا وَٱغْفِرْ لَنَا وَٱرْحَمْنَآ ۚ أَنتَ مَوْلَىٰنَا فَٱنصُرْنَا عَلَى ٱلْقَوْمِ ٱلْكَٰفِرِينَ
Amenerresulü Okunuşu ve Anlamı
Bismillahirrahmanirrahim
"Rahman ve rahim olan Allah' ın Adıyla"
Amenerrasûlü bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nüferrigu beyne ehadin min rusulih(rusulihî), ve gâlû semi’nâ ve eta’nâ ğufrâneke Rabbenâ ve ileykel masîr(masîru). Lâ yükellifullâhu nefsen illâ vüs’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min gablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(bihî), va’fu annâ, vağfir lenâ, verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel gavmil kâfirîn(kâfirîne).
"Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” Bakara 285 Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”
Bakara 285 ve 286 ayetleri
5. Zikir Çekmek:
"Lâ ilâhe illallah", "Sübhanallah", "Elhamdülillah", "Allahu ekber" gibi zikirleri çekmek, Allah'ı anmak ve O'na yakınlaşmak için güzel bir vesiledir.
"Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" zikrini çekmek de tavsiye edilir.
Bu Gecede Yapılabilecek En Güzel Faziletli Zikirler
Zikir; Allah’ı anma, hatırlama, ona dua ve ibadet etmek anlamlarına gelir.
Günlük okunacak zikirler ve anlamları:
SÜBHANALLAHİ VE BİHAMDİHİ ZİKRİ
Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır ki:
“Her kim günde yüz kere «Sübhânallâhi ve bihamdihi» “Allah’ı hamd ile tesbih ederim” derse o kimsenin hataları deniz köpüğü kadar da olsa dökülür, yâni mağfiret olunur.” Hadîs-i şerîfi, Buhârî Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-’dan rivayet etmiştir. (Buhârî, Deavât, 65) Bu hâdis-i şerîf mü’minler için büyük bir tebşîrdir, yani müjdedir. Yine Ebû Hüreyre’den rivayete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“İki kelime vardır ki Rahman Teâlâ’ya sevgili, lisanda hafif, mîzanda da ağırdırlar. Bunlar:
SÜBHANALLAHİ VE BİHAMDİHİ SÜBHANALLAHİL AZİM ZİKRİ
Türkçe Okunuşu: Sübhânallâhi ve bihamdihi sübhânallâhi'l azîm.
Anlamı: Allah’ı hamd ile tesbîh ederim, büyük Allah’ı tesbîh ederim.» kelimeleridir.” (Buhârî, Deavât, 65) Yine Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır ki:
“Rabbini zikredenle etmeyenin hâli diri ile ölünün hâli gibidir.” yani Rabbini zikreden kimse diridir, Rabbini zikretmeyen kimse de ölüdür. (Buhârî, Deavât, 66) Bu hadîs-i şerîf ehl-i zikr için pek büyük bir tebşîrdir.
Zikrullahın envâı çoktur. Meselâ Lafza-i celâl, kelime-i tevhîd ve sâir esmâ-i hüsnâ ile zikir olduğu gibi, Kur’ân tilâveti, hadîs-i şerîf kırâati, din ilimleri öğrenmek dahi hep zikrullahtan ma’dûddur. Zira, hayatta olan kimsenin zahiri nûr-i hayâtın parlamasıyla ve bâtını nûr-ı ilim ve idrâkiyle süslendiği gibi, zikrullah eden zâtın dahi zahiri amel-i sâlih ve tâat nûruyle, bâtını da ma’rifet-i sübhâniyye nûruyla süslenir. Zikrullah etmeyen kimse ise her ne kadar dünyâ işiyle meşgul olsa da onun zahiri ibâdetten uzak ve muattal olduğu gibi bâtını da bâtıldır. Fakat kalbi uyanık ve zâkir olan kimse dünyâ işi ile meşgul olsa da yine kalbi zâkirdir. Nitekim âyet-i celîlede böyle insanların vasfında:
“Öyle ricâl vardır ki ticâret satış onları Allah’ın zikrinden alıkoymaz.” buyrulmuştur. (Nûr sûresi, 37)
Yine Buharî’nin Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-’dan rivâyet ettiğine göre Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır. “Allah Teâlâ Hazretlerinin husûsi bazı melekleri vardır ki, yüryüzünde elh-i zikri aramak için dolaşırlar. Ne vakit ki Allah’ı zikreden bir cemâat bulurlarsa birbirlerine nidâ ederek «Geliniz aradığınız buradadır» diyerek orada toplanırlar. Ve o mevkii kanatlarıyla semâya kadar çevirirler. Sonra Allah Teâlâ Hazretleri, o ehl-i zikrin ahvâl ve akvâlini, o meleklerden daha ziyâde kendisi bildiği halde onlara hitaben: – Kullarım ne söylüyorlar? der.
Melekler; – Seni tesbîh ve tekbîr ediyorlar. Sana hamdediyorlar. Seni temcîd ediyorlar.
Allah Teâlâ: – Beni hiç görmüşler mi? der. Melekler de: – Hayır yâ Rabbi Zâtına kasem ederiz ki hiç görmemişler, derler.
Allah Teâlâ – Pekiyi, beni görselerdi nasıl olurlardı? Melekler: – Eğer Seni görselerdi sana daha çok ibâdet ederler; seni bütün kudretleriyle temcîd ederler, seni bütün kuvvetleriyle tesbîh ederlerdi, derler. Allah Teâlâ: – Kullarım benden ne istiyorlar? der. Melekler: – Senden cenneti istiyorlar, derler.
Allah: – Orayı görmüşler mi? der. Melekler de: – Hayır, yemin ederiz ki hiç görmemişler. – Pekiyi görselerdi nasıl olurlardı? – Eğer görselerdi oraya daha fazla düşkün olurlardı, orayı daha fazla arzu ederlerdi, oraya daha fazla rağbet ederlerdi, derler.
Allah Teâlâ: – Pekiyi nelerden Allah’a sığınıyorlar? Melekler: – Cehennemden, derler. – Pekiyi onu hiç görmüşler mi? – Hayır, Vallahi hiç görmemişler. – Pekiyi ya bir görselerdi nasıl olurlardı? – Eğer bir görselerdi ondan daha çok kaçarlar, daha fazla korkarlardı.
Bunlardan sonra Allah Teâlâ şöyle buyurur: – Sizi şâhid tutarım ki, ben bu kullarımı mağfiret ettim. İçlerinden bir melek şöyle der: – Yâ Rabbi, filan onlardan değildir, o bir işi için onların arasına gelmiştir.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: – Madem ki beraber duruyorlar, onlarla beraber oturanlar şekavetten uzak olurlar.” (Onları da mağfiret ettim.) buyurur. (Buhârî, Deavât, 66)
ZİKİRLE İLGİLİ HADİSLER
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyuruyor: «Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh» zikrini çok ediniz. Zîrâ, o, cennetin hazînesidir.” (Buhârî, Deavât, 50) “Sana arşın altındaki cennet hazinesinden bir kelime söyleyeyim mi?
LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAH ZİKRİ
Türkçe Okunuşu: Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh.
Anlamı: Günahlardan korunmaya güç yetirmek ve taate kuvvet bulmak, ancak Allah’ın tevfik ve yardımıyladır.» kelimesidir. Kul bunu söyleyince: «Kulum hakkı teslîm etti ve benden onu selâmette kılmamı istedi» der.”
LA İLAHE İLLALLAH ZİKRİ
“Ben bir söz biliyorum ki kul onu kendisine ölüm gelince söylerse ruhu cesedinden çıkarken ruhuna bir başka ferahlık geldiğini görür. Ve o söz kıyamette onun için nur, aydınlık olur. O söz:
Türkçe Okunuşu: Lâ ilâhe illallah.
Anlamı: Allah’dan başka ilah yoktur.» sözüdür.” (Bkz. İbn Hanbel, I, 37; Râmûzü’l-ehâdis) “Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- “İmânınızı dâima yenileyiniz” buyurdu da: “– Yâ Rasûlallah imânımızı nasıl yenileyeceğiz?” diye suâl olundu. Cevaben: «Lâ ilâhe illallah» zikr-i şerifini çok yapınız, buyurdu. (İbn Hanbel, II, 359; Hâkim, IV, 285/7657)
“– Bir kul ihlâs ile «Lâ ilâhe illallah» derse, bu hiç bir hicaba takılmadan yükselir. Allah’a vâsıl olunca Allah bunu söyleyene nazar eder. Allah bu tevhîd getirene nazar etdi mi onu rahmetine dâhil etmesi Allah’ın hakkıdır.” (Tirmizî, Deavât, 86) “Yâ Muâz, günde kaç defa Allah’ı zikrediyorsun? On bin defa” Lâ ilâhe illallah” diyerek mi? Bak sana bazı kelimeler öğreteyim, bu onbin defa demenden senin için daha kolaydır. Şöyle de:
“Allah’ın kelimeleri adedince Lâ ilâhe illallah. Yarattıkları adedince Lâ ilâhe illallah, Arş ağırlığınca Lâ ilâhe illallah. Semâlar dolusu lâ ilâhe illallah. Bunlarla berâber bunların mislince lâ ilâhe illallah. Bunlarla beraber bunların mislince Allahu ekber. Bunlarla beraber bunların mislince elhamdülillah”. Böyle dersen ne bir melek sevabını yazmağa takat getirebilir, ne de bir başkası.” (Ali el-Müttâkî, I, 442/1910)
“Dünyâ lezzetini ve eğlencesini terkedip de gençliğiyle beraber Allah’ın tâatına yönelen gence Allah Teâlâ yetmiş iki sıddîkin ecrini verir ve ona şöyle hitâb eder: “Ey şehvetini terkederek gençliğini benim uğrumda feda eden genç! Sen benim yanımda bazı meleklerim gibisin!” (Tirmizî, Zühd, 53, Tuhfetü’z-Zakirîn, 241) “Ne ben, ne de benden evvelki nebiler:
SÜBHANALLAHİ VELHAMDÜLİLLAHİ VELA İLAHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ EKBER ZİKRİ
Türkçe Okunuşu: Sübhanallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber.
Anlamı: Allah eksik sıfatlardan beridir. Hamd Allah’adır. Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah en büyüktür.» tesbîhinden daha efdal bir kelime ile tesbîh etmemişlerdir.” (Ali el-Müttâkî, no: 2015)
“Yâ Hafsa! Çok konuşmaktan sakın. Söylenen şey zikrullah olmadıkça kalbi öldürür. Fakat Allah’ın zikrini çok yap. İşte bu kalbi diriltir.” (Ali el-Müttâkî, no: 1896)
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey Âdem oğlu, fecirden ve asırdan sonra bir saat beni zikret, bunların arasına ben kefilim.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, no: 6055)
SÜBHANALLAH, ELHAMDÜLİLLAH VE ALLAHU EKBER DEMENİN FAZİLETİ
Bir gün, başta Ebû Zer (r.a.) olmak üzere muhacirlerin fakir olanları Peygamber Efendimiz’e gelerek şöyle dediler: “Yâ Resulallah, varlık sahipleri yüksek dereceleri ve dâimi nimetleri alıp gittiler. Çünkü onlar da bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyor. Onlar sadaka veriyor, biz veremiyoruz. Onlar köle âzat ediyor, biz edemiyoruz.”
Sahabîleri dinleyen Peygamberimiz, onların gönlünü şu müjdesiyle aldı: “Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiçbir kimse sizden daha faziletli olamaz. Meğer ki, sizin yaptığınız gibi yapmış olsunlar. Her namazdan sonra ‘otuz üçer kere Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahu ekber’ derseniz, tamamı 99 eder. Yüzün tamamında da, ‘Lâilaheillallahü vahdehu lâ şerika leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr’ derseniz, günahlarınız denizin köpüğü kadar da olsa, affolunur.” (Müslim, Mesacid: 146; Ebû Dâvud, Vitir: 2)
SÜBHANALLAH ZİKRİ
Türkçe Okunuşu: Sübhanallah.
Anlamı: Allah noksanlardan münezzehtir.
ELHAMDÜLİLLAH ZİKRİ
Türkçe Okunuşu: Elhamdülillah.
Anlamı: Şükür Allah’adır, Allah’a şükürler olsun, hamd Allah’adır.
ALLAHU EKBER ZİKRİ
Türkçe Okunuşu: Allahu ekber.
Anlamı: Allah en büyüktür. Allah her şeyden üstündür, uludur, azametlidir.
ESMAÜL HÜSNA ZİKRİ
“Muhakkak ki Allah Teâlâ’nın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları bellerse cennete girer.” اَللّٰهْ Allah: Varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere layık bulunan zâtın husûsî ve en kapsamlı ism-i şerifi. اَلرَّحْمٰنُ er-Rahmân: Bütün mahlûkâta merhamet eden, hepsine de nîmetler veren. اَلرَّح۪يمُ er-Rahîm: Pek ziyâde merhamet edici, bilhassa mü’minlere rahmet eden. اَلْمَلِكُ el-Melik: Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi. اَلْقُدُّوسُ el-Kuddûs: Hatâdan, gafletten, aczden ve her türlü eksiklikten münezzeh/çok uzak ve pek temiz. اَلسَّلَامُ es-Selâm: Her çeşit ârıza ve hâdiselerden sâlim kalan, her türlü tehlikelerden kullarını selâmete çıkaran, Cennet’teki bahtiyar kullarına selâm eden. اَلْمُؤْمِنُ el-Mü’min: Gönüllerde îman ışığı yakan, kendine sığınanlara eman verip onları koruyan, rahatlatan, güven veren, vaadine güvenilen. اَلْمُهَيْمِنُ el-Müheymin: Kâinâtın bütün işlerini gözetip yöneten ve koruyan. اَلْعَز۪يزُ el-Azîz: Yenilmeyen yegâne gâlip. اَلْجَبّٰارُ el-Cebbâr: Kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan, yaratılmışların hâlini iyileştiren, irâdesini her durumda yürüten, dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan, hüküm ve iradesine karşı gelinmek ihtimali bulunmayan. اَلْمُتَكَبِّرُ el-Mütekebbir: Her şeyde ve her hâdisede büyüklüğünü gösteren, azamet ve yüceliğini izhâr eden. اَلْخَالِقُ el-Hâlık: Her şeyin varlığını ve varlığı boyunca görüp geçireceği halleri, hâdiseleri tayin ve tesbit eden ve ona göre yaratan, yoktan vâr eden. اَلْبَارِئُ el-Bâri’: Eşyâyı ve her şeyin âzâ ve cihazlarını birbirine uygun bir hâlde yaratan, bir örneği olmaksızın canlıları yaratan. اَلْمُصَوِّرُ el-Musavvir: Tasvîr eden, her şeye bir şekil ve hususiyet veren. اَلْغَفَّارُ el-Ğaffâr: Mağfireti pek bol olan. Dilediği kullarını da günahlardan koruyan. اَلْقَهَّارُ el-Kahhâr: Her şeye, her istediğini yapacak surette gâlib ve hâkim. اَلْوَهَّابُ el-Vehhâb: Çeşit çeşit nimetleri devamlı bağışlayıp duran. Her zaman, her yerde ve her şeyi karşılık beklemeden çok çok ve bol bol veren. اَلرَّزَّاقُ er-Rezzâk: Yaratılmışlara, faydalanacakları şeyleri ihsân eden, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren. اَلْفَتَّاحُ el-Fettâh: Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, iyilik kapılarını açan, hakemlik yapan. اَلْعَل۪يمُ el-Alîm: Her şeyi hakkıyla ve çok iyi bilen. اَلْقَابِضُ el-Kâbıd: Sıkan, daraltan, rızkı daraltan, canlıların rûhunu alan. اَلْبَاسِطُ el-Bâsıt: Açan, genişleten, rızkı bollaştıran, ruhları bedenlerine yayan. اَلْخَافِضُ el-Hâfıd: Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, zillete düşüren. اَلرَّافِعُ er-Râfi’: Yukarı kaldıran, yükselten, yücelten. اَلْمُعِزُّ el-Mu’izz: İzzet ve şeref veren, ağırlayan. اَلْمُذِلُّ el-Müzill: Zillete düşüren, hor ve hakîr eden. اَلسَّم۪يعُ es-Semi’: Hakkıyla işiten. اَلْبَص۪يرُ el-Basîr: Hakkıyla gören. اَلْحَكَمُ el-Hakem: Hükmeden, hakkı yerine getiren, hükmünü eksiksiz icrâ eden. اَلْعَدْلُ el-Adl: Mutlak adâlet sahibi, aşırılığa meyletmeyen. اَللَّط۪يفُ el-Latîf: En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, nasıl yapıldığına nüfuz edilemeyen en ince şeyleri yapan, yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip, sezilmez yollarla karşılayan. اَلْخَب۪يرُ el-Habîr: Her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar olan. اَلْحَل۪يمُ el-Halîm: Suçluların cezâsını vermeye gücü yettiği hâlde onlara yumuşak davranan ve cezâlarını geriye bırakan. Allah, gazabda acele etmez, mühlet verir, yaptıklarına pişman olup tevbe edenleri affeder, ısrar edenler hakkında ise artık hüküm kendisine kalmıştır. اَلْعَظ۪يمُ el-Azîm: Bütün büyüklüklerin sâhibi. Zâtının ve sıfatlarının mâhiyeti anlaşılamayacak kadar ulvî. اَلْغَفُورُ el-Ğafûr: Mağfireti çok olan, bütün günahları bağışlayan. Allah, istediği kusurları insanların gözünden gizlediği gibi, melekût âlemi sâkinlerinin gözünden de gizler. اَلشَّكُورُ eş-Şekûr: Kendi rızâsı için yapılan sâlih amelleri, daha ziyâdesiyle karşılayan, az tâat karşılığında çok büyük dereceler veren, sayılı günlerde yapılan amel karşılığında âhiret âleminde sonsuz nimetler lûtfeden. اَلْعَلِيُّ el-Aliyy: Her hususta, her şeyden yüce olan. Her şey kendisinin dûnunda, emrinde ve hükmü altında olan. اَلْكَب۪يرُ el-Kebîr: Büyüklükte kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen, bütün büyüklükler kendisine mahsus olan. اَلْحَف۪يظُ el-Hafîz: Yapılan işleri bütün tafsilâtıyla tutan, her şeyi belli vaktine kadar âfât ve belâlardan saklayan, koruyup gözeten. اَلْمُق۪يتُ el-Mukît: Her yaratılmışın azığını ve gıdasını tayin eden, azıkları beden ve kalblere gönderen. اَلْحَس۪يبُ el-Hasîb: Herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin, bütün tafsilât ve teferruatıyla hesabını iyi bilen, her şeye ve herkese her ihtiyacı için kâfi gelen, onları hesaba çeken. اَلْجَل۪يلُ el-Celîl: Celâdet, azamet ve heybet sâhibi, celâl sıfatları ile muttasıf. اَلْكَر۪يمُ el-Kerîm: Keremi, lütuf ve ihsânı bol, her türlü fazilete sahip olan. اَلرَّق۪يبُ er-Rakîb: Bütün varlıklar üzerinde gözcü, bütün işler murakabesi altında bulunan. اَلْمُج۪يبُ el-Mücîb: Kendine duâ edip yalvaranların isteklerini işitip cevab veren, onları cevapsız bırakmayan. اَلْوَاسِعُ el-Vâsi’: Geniş ve müsaadekâr. Allah’ın ilmi, ihsânı, rahmeti, kudreti, af ve mağfireti geniştir ve her şeyi kaplamıştır. اَلْحَك۪يمُ el-Hakîm: Bütün emirleri ve işleri hikmetli, yerli yerinde ve sağlam olan. اَلْوَدُودُ el-Vedûd: İyi kullarını seven, onları rahmet ve rızâsına erdiren. Sevilmeye ve dostluğa lâyık yegâne varlık. اَلْمَج۪يدُ el-Mecîd: Zâtı şerefli, ef‘âli güzel olan, her türlü övgüye lâyık bulunan. اَلْبَاعِثُ el-Bâis: Ölüleri diriltip kabirlerinden kaldıran; gönüllerde saklı olanları meydana çıkaran. اَلشَّه۪يدُ eş-Şehîd: Her zaman ve her şeyi gözlemiş olarak bilen, her yerde hâzır ve nâzır olan. اَلْحَقُّ el-Hakk: Fiilen var olan, mevcûdiyeti ve uluhiyeti gerçek olan, varlığı hiç değişmeden duran. Hakikaten vâr olan yalnız O’dur. اَلْوَك۪يلُ el-Vekîl: Usûlüne uygun şekilde, kendisine tevdi edilen işleri en güzel şekilde neticelendiren, güvenilip dayanılan, tevekkül edilen. اَلْقَوِيُّ el-Kaviyy: Çok kuvvetli, her şeye gücü yeten, kudretli. اَلْمَت۪ينُ el-Metîn: Çok sağlam, kuvveti çok ve şiddetli olan. اَلْوَلِيُّ el-Veliyy: İyi kullarına dost olan, yardım eden. اَلْحَم۪يدُ el-Hamîd: Ancak kendisine hamd ü senâ olunan, bütün varlığın diliyle biricik övülen, medhedilen. اَلْمُحْص۪ي el-Muhsî: Her şeyin sayısını ve miktarını tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen. اَلْمُبْدِئُ el-Mübdi’: Mahlûkatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan. اَلْمُع۪يدُ el-Mu’îd: Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan. اَلْمُحْي۪ el-Muhyî: Hayat veren, can bağışlayan, sağlık veren. اَلْمُم۪يتُ el-Mümît: Canlı bir mahlûkun ölümünü yaratan, öldüren. اَلْحَيُّ el-Hayy: Dâimâ diri; her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten. اَلْقَيُّومُ el-Kayyûm: Gökleri, yeri, her şeyi ayakta tutan. Bir şeyin kıyâmı, yani, bir varlık sâhibi olarak durabilmesi neye bağlı ise, onu veren. Her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı idare eden. Her şey Hak ile kâimdir. اَلْوَاجِدُ el-Vâcid: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, müstağnî; istediğini, istediği vakit bulan. Kendisi için lüzumlu olan şeylerin hiç birinden mahrum olmayan. اَلْمَاجِدُ el-Mâcid: Kadr ü şânı büyük, kerem ve semâhati bol. اَلْوَاحِدُ el-Vâhid: Tek. Zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde asla şerîki/ortağı, nazîri/benzeri ve dengi bulunmayan. اَلصَّمَدُ es-Samed: Hâcetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için tek merci’, ihtiyaç ve dileklerde kendisine müracaat edilen, arzu ve bütün istekler kendisine sunulan, kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan. اَلْقَادِرُ el-Kâdir: İstediğini, istediği gibi yapmaya gücü yeten. اَلْمُقْتَدِرُ el-Muktedir: Kuvvet ve kudret sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden. اَلْمُقَدِّمُ el-Mukaddim: İstediğini ileri geçiren, öne alan. اَلْمُؤَخِّرُ el-Muahhir: İstediğini geri koyan, arkaya bırakan. اَلْاَوَّلُ el-Evvel: Her varlıktan mukaddem olan, başlangıcı olmayan. اَلْاٰخِرُ el-Âhir: Varlığının sonu olmayan. اَلظَّاهِرُ ez-Zâhir: Âşikâr olan, kat’î delillerle bilinen. اَلْبَاطِنُ el-Bâtın: Gizli olan; duyu organları ile idrâk edilemeyen, mâhiyeti bilinemeyen. اَلْوٰالى el-Vâlî: Mahlûkatın işlerini yoluna koyan, bu muazzam kâinatı ve her an meydana gelen hâdisatı tek başına tedbîr ve idare eden, kâinâtın hâkimi. اَلْمُتَعَال۪ى el-Müteâlî: Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan pek yüce ve pek münezzeh. İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın. اَلْبَرُّ el-Berr: Kulları hakkında kolaylık isteyen; iyilik ve bahşişi çok olan, vaadini yerine getiren. اَلتَّوَّابُ et-Tevvâb: Kullarını tevbeye sevkeden, tevbeleri çokça kabûl edip, günahları bağışlayan. اَلْمُنْتَقِمُ el-Müntekım: Suçluları, adâleti ile müstehak oldukları cezaya çarptıran. اَلْعَفُوُّ el-Afüvv: Affı çok. Hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden, kökünden kazıyan. اَلرَّؤُۧفُ er-Raûf: Çok re’fet ve şefkat sâhibi. مَالِكُ الْمُلْكِ Mâlikü’l-Mülk: Bütün mülkün mâliki ve hâkimi. Allah Teâlâ mülkün hem sâhibi, hem hükümdârıdır, mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. ذُو الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِ Zü’l-Celâli ve’l-İkrâm: Hem büyüklük ve azamet, hem de fazl u kerem sâhibi. اَلْمُقْسِطُ el-Muksit: Bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli yerinde yapan. Adâlet sâhibi. Mazlûma acıyıp zâlimin elinden kurtaran. اَلْجَامِعُ el-Câmi’: İstediğini, istediği zaman, istediği yerde toplayan. Birbirine benzeyen, benzemeyen ve zıd olan şeyleri bir araya getirip tutan. Kıyâmet günü hesâba çekmek için mahlukatı toplayan. اَلْغَنِيُّ el-Ğaniyy: Çok zengin ve her şeyden müstağnî. اَلْمُغْن۪ي el-Muğnî: İstediğini zengin eden, tatmin eden. اَلْمَانِعُ el-Mâni’: Dilemediği şeyin gerçekleşmesine müsaade etmeyen, kötü şeylere mâni olan. اَلضَّآرُّ ed-Dârr: Elem ve zarar verici şeyleri yaratan. اَلنَّافِعُ en-Nâfi’: Hayır ve menfaat verici şeyleri yaratan, fayda veren. اَلنُّورُ en-Nûr: Âlemleri nurlandıran; istediği sîmalara, zihinlere ve gönüllere nûr bahşeden, nûr kaynağı. اَلْهَاد۪ى el-Hâdî: Hidâyeti yaratan, yol gösteren, murada erdiren. اَلْبَد۪يعُ el-Bedî‘: Örneksiz, misalsiz, acîb ve hayret verici âlemler îcad eden. Zâtında, sıfatında, fiillerinde, emsâli görülmemiş olan. اَلْبَاق۪ي el-Bâkî: Varlığı devamlı olan, sonu olmayan. اَلْوَارِثُ el-Vâris: Servetlerin geçici sâhipleri elleri boş olarak yokluğa döndükleri zaman servetlerin hakikî sâhibi olan. اَلرَّش۪يدُ er-Reşîd: Bütün işleri ezelî takdîrine göre yürütüp, bir nizam ve hikmet üzere âkıbetine ulaştıran; her şeyi yerli yerine koyan, en doğru şekilde nizâm veren. اَلصَّبُورُ es-Sabûr: Çok sabırlı. (Buhârî, Deavât, 68; Tirmizî, Deavât, 83; Hâkim, I, 62)
HASBÜNALLAHÜ VE Nİ’MELVEKÎL ZİKRİ
Türkçe Okunuşu: Hasbünallahü ve ni'melvekîl.
Anlamı: Allah bana yeter. O ne güzel vekildir.» Zikri bütün korkan kimselerin emniyetli sığınağıdır. (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, no: 3715) Kuvvet-i îmân ve îkan ile bu zikr-i şerîfin tekrarına ve tilâvetine devam olunsa, mal ve can üzerine gelmesi melhuz olan musibet ve tehlikelerden insanı mahfuz kılar.
Türkçe Okunuşu: La ilahe illallahü halimül kerim la ilahe illallahül aliyyül azim... Bu zikr-i şerîfe devam edilirse biiznillahi teâlâ şiddet ve musibetler ferahlık ve sürûra tebdil olunur.
Anlamı: Başka bir ilâh yok; ancak el-Hakîm, el-Kerîm Allah var. Başka bir ilâh yok; ancak el-Aliyyü’l-Azîm Allah var. Başka bir ilâh yok, ancak yedi semânın ve çok şerefli Arş’ın sahibi Allah var.”
LA HAVLE VE LA KUVVETE İLLA BİLLAH TESBİHİ
Türkçe Okunuşu: Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh.
Anlamı: Günahlardan korunmaya güç yetirmek ve taatle kuvvet bulmak ancak Allah’ın tevfik ve yardımıyladır» kelime-i tayyibesi doksan dokuz illete devâ olur. Bu illetlerin en hafifi hüzün ve kederdir. (Hâkim, I, 727)
6. Sadaka Vermek:
İhtiyaç sahiplerine sadaka vermek, bu gecenin bereketini artırır ve sevap kazandırır.
Maddi imkanı olmayanlar, tebessüm etmek, güzel söz söylemek gibi manevi sadakalar da verebilirler.
7. Tefekkür Etmek:
Hayatın anlamı, ölüm, ahiret gibi konular üzerinde düşünmek ve tefekkür etmek, bu gecenin manevi atmosferine uygun bir davranıştır.
Allah'ın yarattığı güzellikleri seyretmek ve O'nun kudretini düşünmek de tefekkür sayılır.
8. İnsanlarla Helalleşmek:
Kırgınlıkları gidermek, insanlarla helalleşmek ve gönül almak önemlidir.
Özellikle aile büyüklerini ziyaret etmek, onların dualarını almak bu gecenin feyzini artırır.
9. İlim Öğrenmek:
Dinî kitaplar okumak, sohbetlere katılmak ve ilim öğrenmek, bu gecenin manevi atmosferine uygun bir davranıştır.
Kadir Gecesi'nin anlam ve önemini anlatan eserleri okumak da faydalıdır.
Kadir Gecesi'ni ailenizle birlikte ihya edin. Çocuklarınıza bu gecenin önemini anlatın ve onları da ibadete teşvik edin.
Toplumunuzla birlikte camide veya evlerde toplanarak Kur'an okumak, dua etmek ve ibadet etmek, bu gecenin bereketini artırır.
10. Bol Bol Salavat Getirmek:
Peygamber Efendimiz (sav)'e salavat getirmek, O'nu anmak ve O'na olan sevgimizi ifade etmek için güzel bir vesiledir.
"Allahümme salli alâ Muhammed" diyerek bol bol salavat getirmek tavsiye edilir.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının gideririleceği bildirilmiştir.
Ayet-i kerîmede buyrulur:
“Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)
Übey bin Kâb -radıyallâhu anh- diyor ki:
“Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:
«– Yâ Rasûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum.
«– Dilediğin kadar yap.» buyurdu.
«– Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum.
«– Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.
«– Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım.» dedim.
«– Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.
Ben yine:
«– Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?» diye sordum.
«– İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.» buyurdu.
«– Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince:
«– O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.» buyurdu.” (Tirmizî, Kıyâmet, 23)
SALAVAT NASIL GETİRİLİR?
اللهمّ صلِّ على سيّدنا محمّد وعلى آل سيّدنا محمّد
Okunuşu: “Allâhumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed.”
Anlamı: "Allah'ım! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine rahmet eyle"
Salavatı Kasr (9 Defa)
Salavatı Kasr Budur
SALAVATI KASR
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Seyyidina Muhammed.
Allahumme salli ala seyyidina Ademe, seyyidina Nuh, seyyidina ibrahime, ismaile, ishaga Davude ve Süleymane, Zekeriya ve Yahya,Harun ve Musa ve isa ve Muhammed Mustafa ve ala elihi vesahbihi ecmaiyn.
ve sallu ala seyyidina Mehdiyil Müntezar ve ala elihi vesahbihi ecmaiyn.
Allahumme salli ala seyyidina Cemi il enbiyai velmürselin,
Allahumme salli ala seyyidina Cebrail, Mikail, israfil, Azaril, Feryail,
Allahumme salli ala seyyidina Melekei Hameleyi Arş,
Allahumme salli ala seyyidina Münker Nekir,
Allahumme salli ala seyyidina Kiramen Katibiyn Meleklerim,
Allahumme salli ala seyyidina Hafaza Meleklerim,
Allahumme salli ala seyyidina Cemi il Melaiketül Mukarrebun.
velhamdülillahi Rabbel Alemiyn.
"Salavatı Kebir" - Büyük Salavat
Salavatı Kebir (1 Defa)
Salavatı Kebir Budur
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali
Seyyidina Muhammedin,
Allahumme salli ala seyyidina Ademe,
Allahumme salli ala seyyidina Şid,
Allahumme salli ala seyyidina idris,
Allahumme salli ala seyyidina Nuh,
Allahumme salli ala seyyidina Hud,
Allahumme salli ala seyyidina Zülkarneyn,
Allahumme salli ala seyyidina Lokman,
Allahumme salli ala seyyidina HIZIR,
Allahumme salli ala seyyidina ilyas,
Allahumme salli ala seyyidina Elyesa,
Allahumme salli ala seyyidina Zülkiful,
Allahumme salli ala seyyidina HIZKIL,
Allahumme salli ala seyyidina Şa ya,
Allahumme salli ala seyyidina Eyüb,
Allahumme salli ala seyyidina Üzeyir,
Allahumme salli ala seyyidina Salih,
Allahumme salli ala seyyidina Yunus,
Allahumme salli ala seyyidina Yuşa,
Allahumme salli ala seyyidina ibrahim,
Allahumme salli ala seyyidina ismail,
Allahumme salli ala seyyidina ishak,
Allahumme salli ala seyyidina Lut,
Allahumme salli ala seyyidina Yakub,
Allahumme salli ala seyyidina Yusuf,
Allahumme salli ala seyyidina Bünyamin,
Allahumme salli ala seyyidina Davud,
Allahumme salli ala seyyidina Süleyman,
Allahumme salli ala seyyidina Şuayb,
Allahumme salli ala seyyidina Harun,
Allahumme salli ala seyyidina Musa,
Allahumme salli ala seyyidina irmiya,
Allahumme salli ala seyyidina Zekeriyya,
Allahumme salli ala seyyidina Yahya,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Meryem,
Allahumme salli ala seyyidina isa,
Allahumme salli ala seyyidina isna aşere Havariyyun,
Allahumme salli ala seyyidina Yemleyha, mekseline, misline, mernuş, debernuş
sşazenuş, kefetatayyuş, KITMiR,
Allahumme salli ala seyyidina Muhammed Mustafa ve ala elihi ve sahbihi ecmaiyn,
Allahumme salli ala seyyidina Mehdiyyil Müntezar ve ala elihim ve sahbihi ecmaiyn,
Allahumme salli ala seyyidina Remzi ve Yalçın- Samson
Allahumme salli ala seyyidina Ali Zeynel Abidiyn,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Zeyneb,
Allahumme salli ala seyyidina imamül Hüseyin,
Allahumme salli ala seyyidina imamül Hasan,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Fatimetüz Zehra,
Allahumme salli ala seyyidina imamül Ali,
Allahumme salli ala seyyidina imamül Osman bin Avfan,
Allahumme salli ala seyyidina imamül Ömerul Hattab,
Allahumme salli ala seyyidina imamül Ebubekru SIDDIYG,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Halimeyi Sadiye,
Allahumme salli ala seyyidina Muhammed Mustafa ve ala elihi ve sahbihi ecmaiyn,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Zeynep,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Rukiye,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Ümmü Gülsüm,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Fatimetüz Zehra,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Ayşei Saadıka,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Haticei Kübra,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Meryem,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Safura,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Rabia,
Allahumme salli ala seyyidina Daniel,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Daniele,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Asiye,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Maşite,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Belkıs,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Züleyha,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Ra'le,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Hacer,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Sare,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Havva
Allahumme salli ala seyyidina Cemi il enbiyai velmürselin,
Allahumme salli ala seyyidina Cebrail,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Gabriela,
Allahumme salli ala seyyidina Mikail,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Michaela,
Allahumme salli ala seyyidina israfil,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Raffaella,
Allahumme salli ala seyyidina Azaril,
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Zara, Azra, Zaraelle
Allahumme salli ala seyyidetinesseyidete Feryail,
Allahumme salli ala seyyidina Ferruh,
Allahumme salli ala seyyidina Melekei Hameleyi Arş,
Allahumme salli ala seyyidina Münker Nekir,
Allahumme salli ala seyyidina Kiramen Katibiyn Meleklerim,
Allahumme salli ala seyyidina Hafaza Meleklerim,
Allahumme salli ala seyyidina Cemi il Melaiketül Mukarrebun.
velhamdülillahi Rabbel Alemiyn.
11. Kadir Suresi'ni Okumak
Kadir Gecesi'nde Kadir Suresi'ni okumak ve üzerinde düşünmek, bu gecenin anlamını daha iyi kavramanıza yardımcı olur.
Kadir Suresi:
Arapça: إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ ﴿١﴾ وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ ﴿٢﴾ لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ ﴿٣﴾ تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ ﴿٤﴾ سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ ﴿٥﴾
Anlamı: "Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail), o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir."
12. Geceyi İbadetle Geçirmek
Kadir Gecesi'ni uyumadan, ibadetle geçirmeye çalışın. Bu geceyi uyanık geçirmek, Allah'ın rızasını kazanmak için büyük bir fırsattır.
Eğer uykuya yenik düşerseniz, uyandığınızda hemen ibadete devam edin.
Kadir Gecesinde Okunabilcek Dualar
ALLAH’IN SEVDİKLERİ
Türkçe Okunuşu: Men eksera zikrâllâhi ehabbehûl'l teale.
Anlamı: Allah’ı çok zikreden kimseyi Allah Teâlâ sever.» (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, no: 8510)
“Zikir, farz olmayan oruçtan efdaldir.” (Ali el-Müttâkî, no: 1859) “Cenâb-ı Allah buyurmuştur ki: “Bir kul, beni zikredeceğinden dolayı kendi ihtiyacını istemeye fırsat bulamazsa ben ona ihtiyâcını istemeden evvel in’âm ve ihsan ederim.” (Ali el-Müttâkî, no: 1873) “Cenâb-ı Hakk’ın âyet-i celîlesini, sonsuz ni’metlerini ve ahvâl-i âhireti tefekkür gibi ibâdet olamaz. Kalblerinizi de murakabeye alıştırınız.” (Ali el-Müttâkî, no: 5709, 44135)
“Cenâb-ı Hakk’ın velîleri o kimselerdir ki görüldükte Allah hatıra gelir.” (Heysemî, X, 78)
“Cenâb-ı Allah’ı sevmenin alâmeti Allah’ı zikretmeyi sevmektir. Allah’ı sevmemenin alâmeti Allah -azze ve celle- Hazretleri’nin zikrini sevmemektir.” (Beyhakî, Şuab, I, 367)
“Cenâb-ı Allah’ı kullarına sevdiriniz ki, Allah da sizi sevsin.” (Taberânî, VIII, 90) Yani, Cenâb-ı Hakk’ın dünyâda ihsan ettiği sıhhat, a’zâ ve cevârıh, rızık ve maîşet gibi sayılıp bitirilmesi mümkün olmayan sonsuz ni’metleri ile, mevt, kabir, haşr, hisâb, sırat hengâmelerinde mü’minler için va’d eylediği rahmetlerini, bunlardan gafil bulunan kullarına hatırlatarak ve öğüt vererek muhabbetlerini uyandırmaya sa’y ve gayret ediniz. “Cenâb-ı Allah’ın senin vesilenle bir kimseyi hidâyete ulaştırması, senin için üzerine güneş doğan her şeyden daha hayırlıdır.” (Hâkim, III, 690) Yani ondan hâsıl olacak ecir o kadar büyüktür.
“Tezkiye-i nüfûs ve tasfiye-i kulûb için insanlara, ümmetime tebliğ için sünnetimi beyân eden kırk hadîs-i şerif hıfz edip mahallinde sarfeden kimseyi kıyamet gününde şefaatime dâhil ederim.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 8637)
“Beyt-i Mükerremi elli defa tavaf eden kimse günahlarından çıkar, temizlenir, anasından doğduğu gün gibi olur.” (Tirmizî, Hac, 41/866)
“Bir kimse Cenâb-ı Hakk’ı zikreder de, haşyetullah’tan dolayı göz yaşları yere dökülünceye kadar ağlarsa Allah Teâlâ ona kıyamet gününde azâb etmez.” (Hâkim, IV, 289) “Bir kimse kesret-i muhabbetinden dolayı Cenâb-ı Hakk’a kavuşmayı isterse Cenâb-ı Allah da ona kavuşmayı sever.” (Buhârî, Rikâk, 41) Bu muhabbet ekseri mü’minlerde mevte yakın bir zamanda zuhur eder.
“Kul, ubûdivyet vazifelerini ifâda ihmalkâr davranırsa; yani her ibâdetini kâfi miktar yapmayıp azaltırsa ve kusur ederse Cenâb-ı Allah onu gam ve kedere mübtelâ eder.” (Ali el-Müttâkî, no: 6788)
“Bir kimse bütün arzusu dünyâ olarak sabahlar ve bu arzu üzere uyanırsa Cenâb-ı Allah onun işini perişan edip rahatını selb eder.” “Dünyâ sevdâsıyle kalblerinizi meşgul etmeyiniz. Böylece kalblerinizi Cenâb-ı Hakk’ın zikrinden ve muhabbetinden muattal hâle getirmeyiniz.” (Beyhakî, Şuab, VII, 361) “Tahkikan sabah namazıyla güneş doğma vakti arasındaki rızıkların taksim zamanını uykuda geçirmek rızkın bir kısmına manî’ olur.” (Ahmed, I, 73)
“Cum’a günü ibâdet ve ezkâr ile mü’minlerin kalbi mesrur olacak bir bayram günüdür.” (Beyhakî, Şuab, III, 394) “Ölüm alâmetleri zuhur eden hastalarınız üzerine Yâsin-i Şerîfi kıraat ediniz.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 19-20) “Üzerinde ölüm alâmetleri zahir olan hastalarınızın yanlarında kelime-i tevhidi tekrar ile kendilerine telkîn ediniz.” (Müslim, Cenâiz, 1) Yalnızca telkîn edilir, söylemeleri için zorlanmaz.
SON SÖZ CENNETE GÖTÜREBİLİR
“Son sözü «Lâ ilâhe illallah» kelime-i tayyibesi olan bir mü’min cennete gider.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 15-16)
“Lisânıyle Allah Teâlâ’yı zikrederken kalbiyle Allah’a isyan eden kimseye yazıklar olsun.”
“Lisâniyle Cenâb-ı Allah’ı çok zikredip de ameliyle Allah’a âsî olan kimseye yazıklar olsun.” (Ali el-Müttakî, no: 43738)
“Kim bir şeyi severse onu çok zikreder.” (Beyhakî, Şuab, I, 388) Yani, Cenâb-ı Hakk’ı çok zikir etmeyen kimse onu sevdiği iddiasında kâzibdir; yalancıdır.
"Allah'ım Sevdiklerini Sevdir, Sevmediklerinden Uzak Eyle" Duası
Türkçe Manası
Allah'ım Bize Senin sevdiklerini sevdir, Senin sevmediklerinden de Bizi uzak eyle.
Sen ihsan sahiplerini seven Allah'sın, Biz'i de ihsan edenler zümresine koy, ve bizi de sev Allahım
Sen tövbe edenleri seven Allah'sın, Biz'i de tövbe edenler zümresine koy, ve bizi de sev Allahım
Sen temizleri ve temizlenenleri seven Allah'sın, Biz'i de temizlenenler zümresine koy, ve bizi de sev Allahım
Sen takva sahiplerini seven Allah'sın, Bizler'i de takva sahiplerinin zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Sen sakınanları seven Allah'sın, Bizler'i de sakınan takva sahiplerinin zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Sen sabredenleri seven Allah'sın, Biz ler'i de sabredenler zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Sen tevekkül edenleri seven Allah'sın, Biz'i de tevekkül edenler zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Sen adaletli davrananları seven Allah'sın, Biz'i de adaletli olanlar zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Sen kendi yolunda saf saf mücadele edenleri seven Allah'sın, Biz'i de , mücahid olanlar zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Sen mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü olanlari seven Allah'sın, Biz'i de , mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü olanlar zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Sen müminler'e : "Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler" Buyuran Allah'sın, Biz'i de , Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler Buyurdugun mü’minler zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Sen hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan iman edenleri seven Allah'sın, Biz'i de , hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmadan iman eden mü’minler zümresine koy, ve bizleri de sev Allahım
Allah'ım Bize Senin sevdiklerini sevdir, Senin sevmediklerinden de Bizi uzak eyle.
Allah, saldırganları asla sevmez, Bizi saldırganlıktan ve saldırganlardan sakınanlar zümresine koy.
Allah, ifsad çıkaranları asla sevmez, Bizi müfsitlikten ve ifsad çıkaranlardan sakınanlar zümresine koy.
Allah, fasıkları asla sevmez, Bizi fasıklıktan ve fasıklardan sakınanlar zümresine koy.
Allah, kâfirleri asla sevmez, Bizi küfürden ve kâfirlerden sakınanlar zümresine koy.
Allah, zalimleri asla sevmez, Bizi zalimlikten ve zalimlerden sakınanlar zümresine koy.
Allah, büyüklenip böbürlenenleri asla sevmez, Bizi büyüklenip böbürlenmekten ve büyüklenip böbürlenenlerden sakınanlar zümresine koy.
Allah, hainleri asla sevmez, Bizi hainlikten ve hainlerden sakınanlar zümresine koy.
Allah, Terbiyesiz konuşanları asla sevmez, Bizi Terbiyesizlikten ve Terbiyesiz konuşanlardan sakınanlar zümresine koy.
Allah, israf edenleri asla sevmez, Bizi müsriflikten ve israf edenlerden sakınanlar zümresine koy.
"Allahümme erinel hakka hakkan verzukna ittibaahu ve erinel batıla batılan verzukna ictinabehu, istecib duaena bi-hurmeti Seyyidil-beşer"
Allahım! Doğruyu bize doğru olarak göster ve ona uymayı bize nasip et ve yanlış, bozuk olan şeylerin yanlış olduklarını bize göster ve onlardan sakınmamızı nasip et! İnsanların en üstünü hürmetine bu duamızı kabul buyur.
Rabbimiz bu duamızı kabul buyur, Rabbimiz, Hesabın görüleceği gün beni, anamı, babamı ve bütün mü'minleri bağışla. Ey Merhametlilerin en Merhametlisi! duamıza icabet et, cevap ver. Alemlerin Rabbine Hamdler, Peygamberlerine Selamlar olsun, Amiyn.
iSTIAZE DUASI EL AHiR
istiaze Duası El Ahir Budur
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil kafiriyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil müşrikiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil münafikiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil hasidiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil fasıkıyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil hainiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil kazibiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil müfsidiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil müsrifiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil aduvviyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil sahiriyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil neffasatil ugadiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil mücrimiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil zalimiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil vahişiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmis seyyietil müseyyi iyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil hıyalil küllü mütehayyilliyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmin nazerel hainiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil keşfel küfrül kaşifiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmiş şematati küllü şamitiyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil amelil bahilliyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil gafel El gafiliyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil amelil yüraun,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil acelel küllü muacciliyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmit tecavezel mütecaviziyn,
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil inkarel münkiriyn
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmil iftirael müfteriin
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmis seerigal müseerigun
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmin naakısel munkısun
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmid kavmid deccal ve havaassehü ve euzubike en rabbi yahdzurun.(Dad harfi sağ azı diş ile okunur)
Rabbena efriğ aleyna sabren ve sebbit akdamena ve ensurna alel kavmiş şeytanirracim ve hizbühü ve euzubike rabbi en yahdzurun. (Dad harfi sol azı diş ile okunur)
Rabbena ve takabbel bi duai, Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab, istecib duaena birhametike ya erhamerrahimiyn. Veselamün alel Mürseliyn, Velhamdülillahi Rabbel Alemin.
iSTiAZE 2 - RABBENEFRIĞ DUASI
أعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بِسۡمِ ٱللهِ ٱلرَّحۡمَـٰنِ ٱلرَّحِيمِ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْمُشْرِكِينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْمُنَافِقِينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْحَاسِدٍ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْفَاسِقٌ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الخَائِنِينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَاذِبُين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ ْلمُفْسِدِينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْمُسْرِفُونَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ اْلعَدُوِّينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ السَّاحِرين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ النَّفَّاثَاتِ الْعُقَدِين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْواحشين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ سيئة الْمسيئين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ خيالل كل متخيّ لين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ نظرال حاءنين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ كشف الكفرالكشفون
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ شمتاتو كل شمتون
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ عمال الْبخيلّين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ غافلا الغافلين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ عمل اليُرَاؤُونَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ عجلال كل معجّلين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ تجاوذال متجاوذٯن
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْإنكار المنكرين
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ إفْتِراء ألمُفْترينَ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ السارِق المُسارقون
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ انّاقِصَ اْلمُنْقِصوٌ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ دجال وحواصّهو وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الشيطان الرجيم وحزبهو وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ بدُعَاء رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ استجب دعاءنا برحمتك يا ارحمرّاحمين ٯ سّلاَ مٌ على المرسلين والحمدلالله ربّ العلمين
ANLAMI
Lanetli şeytandan Allah'a sığınırım
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve müşrik kavme karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve münafıklar topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve hasetçi kavme karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve zalim kavim üzerine bizi muzaffer kıl.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve hainler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve yalancılara karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve bozguncu topluma karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve zalimler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve düşman topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve sihirbazlara karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve düğümlere üfleyen kavme karşı bizi muzaffer kıl.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve suçlular topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve zalimler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve zalim kavim üzerine Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve zalimler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve düşman topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve hasret çeken kavme karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve inkarcılar topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve övünen ve böbürlenen kavme karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve cimriler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve gafil kavim üzerine bizi muzaffer kıl.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve münafıklar topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve acele eden kavme karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve bizi o asi ve isyankar topluluğa karşı muzaffer kıl.
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve iftiracılar topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve hırsızlar topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit kıl ve noksanlık içinde olan kavme karşı bizi muzaffer kıl.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bas ve bizi Deccal'in kavmine ve onun taraftarlarına karşı zaferle müjdele. Ve ben, onların benimle beraber bulunmalarından sana sığınırım, Rabbim.
Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bas ve lanetlenmiş olan şeytan ve yandaşlarına karşı Bize Yardım Et. Ve ben, onların benimle beraber bulunmalarından sana sığınırım, Rabbim.
Ey Rabbimiz, duamızı kabul et, "Ey Rabbimiz, hesabın görüleceği gün beni, anne babamı ve müminleri bağışla." Duamızı rahmetinle kabul et, ey merhametlilerin en merhametlisi. Selam olsun elçilere ve hamd Alemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.
iSTiAZE 1 - VAĞFUANNE DUASI
أعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بِسۡمِ ٱللهِ ٱلرَّحۡمَـٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْمُشْرِكِينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْمُنَافِقِينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْحَاسِدٍ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْفَاسِقٌ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الخَائِنِينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَاذِبُين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ ْلمُفْسِدِينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْمُسْرِفُونَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ اْلعَدُوِّينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ السَّاحِرين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ النَّفَّاثَاتِ الْعُقَدِين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْواحشين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ سيئة الْمسيئين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ خيالل كل متخيّ لين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ نظرال حاءنين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ كشف الكفرالكشفون
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ شمتاتو كل شمتون
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ عمال الْبخيلّين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ غافلا الغافلين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ عمل اليُرَاؤُونَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ عجلال كل معجّلين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ تجوذال متجاوذين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْإنكار المنكرين
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ إفْتِراء ألمُفْترينَ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ السارِق المُسارقون
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ انّاقِصَ اْلمُنْقِصوٌ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ دجال وحواصّهو وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَآ أَنتَ مَوْلاَنَا فَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الشيطان الرجيم وحزبهو وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَن يَحْضُرُونِ
رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ بدُعَاء رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ استجب دعاءنا برحمتك يا ارحمرّاحمين ٯ سّلاَ مٌ على المرسلين والحمدلالله ربّ العلمين
iSTiAZE 1 - VAĞFUANNE DUASI
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kafiriyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil müşrikiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil münafikiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil hasidiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil fasıkıyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil hainiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kazibiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil müfsidiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil müsrifiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil aduvviyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil sahiriyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil neffasatil ugadiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil mücrimiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil zalimiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil vahişiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna ales kavmis seyyietil müseyyi iyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil hıyalil küllü mütehayyilliyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alen kavmin nazerel hainiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil keşfel küfrül kaşifiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmiş şematati küllü şamitiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil amelil bahilliyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil gafelel El gafiliyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil amelil yüraun
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil acelel küllü muacciliyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmit tecavezel mütecaviziyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil inkarel münkiriyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil iftirael müfteriin
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmis seerigal müseerigun
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmin naakısel munkısun
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmid deccal ve havaassehü ve euzubike en rabbi yahdzurun.(Dad harfi sağ azı diş ile okunur)
vağfu anna vağfirlenaVerhamna ente mevlana fensurna alel kavmiş şeytanirracim ve hizbühü ve euzubike rabbi en yahdzurun. (Dad harfi sol azı diş ile okunur)
Rabbena ve takabbel bi duai, Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab, istecib duaena birhametike ya erhamerrahimiyn. Veselamün alel Mürseliyn, Velhamdülillahi Rabbel Alemin.
ANLAMI
Lanetli şeytandan Allah'a sığınırım
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, kâfirler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Ve bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bizim Mevlamızsın, artık bize müşrikler topluluğuna karşı zafer ver.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, münafıklar topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bize merhamet et, bizi bağışla. Sen bizim mevlamızsın, hasetçi kavme karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim koruyucumuzsun, zalimler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim koruyucumuzsun, hainler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim koruyucumuzsun, yalancılar topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, bozguncu topluma karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim Mevlamızsın, artık bize o zalimler topluluğuna karşı zafer ver.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, düşman kavmine karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bize merhamet et, bizi bağışla. Sen bizim mevlamızsın, sihirbazlara karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet ve bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın. Düğümlere üfleyen kavme karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim koruyucumuzsun, suçlular topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, zalimler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bize merhamet et, bizi bağışla. Sen bizim koruyucumuzsun, zalimler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, zalimler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim koruyucumuzsun, hayalcilere karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, gazaplanan kavme karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, artık bize küfreden kavim üzerine zafer ver.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, bize övünen kavme karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet ve bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, cimriler topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, gafil kavme karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, münafıklar topluluğuna karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın. Öyleyse aceleci davrananların hepsine karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, zalim ve isyankar kavme karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, artık bizi inkar eden ve inanmayan kavimlere karşı zafere ulaştır.
Bizi affet ve bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın. İftira atanlara karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet, bize merhamet et, bizi bağışla. Sen bizim koruyucumuzsun, hırsızlara, gaspçılara karşı Bize Yardım Et.
Bizi affet ve bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın, artık bize mazlumlar topluluğuna karşı zafer ver.
Ve bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bizim koruyucumuzsun, öyleyse bize Deccal'in ve onun takipçilerinin halkına karşı zafer ver. Ve ben, Rabbim, onların benimle birlikte bulunmalarından Sana sığınırım.
Ve bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bizim koruyucumuzsun, o halde lanetlenmiş topluluk - Şeytan ve onun partisi - karşısında Bize Yardım Et. Ve ben, Rabbim, onların benimle birlikte bulunmalarından Sana sığınırım.
Ey Rabbimiz, duamızı kabul et, "Ey Rabbimiz, hesabın görüleceği gün beni, anne babamı ve müminleri bağışla." Duamızı rahmetinle kabul et, ey merhametlilerin en merhametlisi. Selam olsun elçilere ve hamd Alemlerin Rabbi olan Allah'a aittir.
Kadir Gecesi'nin Faziletleri:
Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecede yapılan ibadetler, diğer gecelerde yapılan ibadetlerden çok daha faziletlidir.
Bu gece, Allah'ın rahmeti ve mağfireti en yoğun şekilde tecelli eder.
Kadir Gecesi'nde yapılan dualar kabul edilir, tövbeler kabul görür.
Kadir Gecesi'nin Önemi:
Kadir Gecesi, Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı gecedir.
Bu gece yapılan ibadetlerin bin aydan daha hayırlı olduğu kabul edilir.
Bu gece, duaların kabul olma ihtimalinin yüksek olduğu bir gecedir.
Bu gece, günahlardan arınma ve tevbe etme fırsatı sunar.
Bu gece, Allah'a yakınlaşma ve O'nun rızasını kazanma vesilesidir.
Unutulmamalıdır ki, Kadir Gecesi'nin feyzinden en iyi şekilde yararlanmak için samimi bir kalp ve ihlaslı bir niyetle ibadet etmek gerekir.
Kadir Gecesi'ni ihya etmek, Allah'a yakınlaşmak ve O'nun rızasını kazanmak için büyük bir fırsattır. Bu geceyi Kur'an okumak, namaz kılmak, dua etmek, tövbe ve istiğfarla geçirerek, hem dünya hem de ahiret saadeti için büyük bir adım atabilirsiniz.
Umarım bu tavsiyeler Kadir Gecesi'ni en güzel şekilde değerlendirmenize yardımcı olur.
|