“İnsan ve Kâinat Fıtrat Üzere Yaradılmıştır”
Arapça Ayetler ve Mealleri:
Şuara Suresi 214-217:
“Önce en yakın akrabanı uyar. Mü’minlerden sana uyanlara şefkatle davran. Eğer sana karşı gelirlerse, ‘Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım’ de. Sonra da yüce ve merhametli olan Allah’a tevekkül et.”
Rum Suresi 30. Ayet:
“Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında değişiklik olmaz. İşte bu dosdoğru dindir, fakat insanların çoğu bilmez.”
Hadisler:
“Her çocuk İslam fıtratı üzere doğar. Sonra anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, Ebû Dâvud, Tirmizî)
“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta, Husnü’l-Hulk 8)
Salavat:
“Allah’ım! Muhammed’e ve onun ümmetine rahmet et, İbrahim’e ve ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz sen övülmeye layıksın, yücesin.”
Şems Suresi 7-9:
“Nefse ve onu düzgün şekilde şekillendirene andolsun ki, ona kötülük ve takvayı ilham etmiştir. Nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.”
Açıklama:
Allah, dini insanın fıtratına uygun olarak yaratmıştır. Kâinatın büyük bir düzeni vardır, insan da bu düzenin küçük bir modelidir. Din, bu fıtrat üzerine kuruludur. “Kendini bilen Rabbini bilir” sözü boşuna değildir, çünkü Allah insanı kendi suretinde yaratmıştır.
Fıtratı bozmak, kâinatın dengesini bozmak demektir. İnsan, üç kol, dört göz gibi sapkınlıklarla yaratılışı değiştirmeye kalkarsa, bu düzen altüst olur. Çünkü din ve kâinat, bu mükemmel denge üzerine ayakta durur.
Allah her şeyi zıddıyla yaratmıştır: Aydınlık-karanlık, iyi-kötü, tatlı-acı… Bunlar insanın imtihanı ve olgunlaşması içindir. “Karanlık madde” bile henüz tam bilinmezken, insan acizliğini anlamalıdır.
Uyarı:
“Enel-Hak” (Ben Hakkım) diyerek kendini Tanrılaştırmaya kalkanlar, aslında Allah’ın yarattığı malzemeyle oynayan ahmaklardır. Gerçek yaratıcılık, fıtratı bozmadan hikmetle yaşamaktır.
Sonuç:
Bizler Allah’ın halifeleriyiz, fakat O’nun sıfatlarını tam olarak taşıyamayız. “Kimi kötülüğe, kimi takvaya yöneltiriz” ayeti, bu dünyadaki çeşitliliğin hikmetini gösterir. Asıl kurtuluş, nefsimizi arındırıp fıtrata uygun yaşamaktır.
“Kâmil İnsan Nedir?”
“Nefsini bilen Rabbini bilir” sözündeki mana, insanın Allah’ın suretinde yaratıldığını gösterir. Bazı insanlarda bir veya iki ilahî sıfat açıkça görülürken, diğerleri daha gizlidir. Kâmil insan, Allah’ın bütün isimlerinin (en azından 99 Esmâ-i Hüsnâ’nın) tecelli ettiği ve bu sıfatları bilinçle yaşayan kişidir.
Sadece “Rahmân” ve “Rahîm” sıfatlarıyla merhametli olmak yetmez. Kâmil insan:
“Kes!” denilince kesebilen bir cesarete (Celâl sıfatı),
“Öldür!” denilince adaleti uygulayan bir kararlılığa (Cebbâr sıfatı),
Bazen şefkatle müşfik (Latîf sıfatı),
Bazen zarar veren mikroplar gibi (Dârr sıfatı) olabilmelidir.
Dünya sadece “kuzu gibi” müminlerle değil, kurtlarla, leyleklerle, hatta mikroplarla dengelenmiştir.
Kurt ile Leylek Hikâyesi
Bir gün kurt, leyleğe: “Yarın bana misafir ol, sana ikram edeceğim” der. Ertesi gün leylek gelir, kurt çorbayı geniş bir tabakta sunar. Kurt çorbayı içerken, leylek gagasıyla içemez. Sonra leylek: “Sen de yarın bana gel” der. Bu sefer leylek çorbayı dar boyunlu bir vazoda sunar. Leylek içer, kurt içemez.
Hikmet: Her varlığın farklı fıtratı vardır. Kurt ile leylek dost olsa da yaratılışları farklıdır. Bu çeşitlilik, dünya düzeni için gereklidir.
Fıtratı Bozmaya Kalkanlara Uyarı
Hristiyanlar ve Yahudiler de Allah’ın birer tecellisidir. Onların varlığı rahmettir; yoklukları azap olurdu.
Biber acı, elma ekşi, karpuz tatlı olmalıdır. Kimse Allah’ın taksimine karşı çıkamaz.
“Allah bazına kötülüğü, bazına takvayı ilham eder.” (Şems Suresi 8). Kurt öldürür, koyun verimli olur. İkisi de denge unsurlarıdır.
Bir karınca türünün yok oluşu, kıyamete bir adım daha yaklaştırır.
Gece yorgun düşünce gündüzü, gündüz bitince geceyi devralır. Hiç kavga etmeden! Yaz kışa, kış yaza yerini bırakır. Bu düzen bozulursa her şey altüst olur.
Uyarı Ayeti:
“Kim bir cana veya yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmadan kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim bir canı kurtarırsa, bütün insanları yaşatmış gibi olur.” (Mâide Suresi 32)
Sonuç:
Allah’ın yarattığı çeşitliliği bozmaya çalışanlar, fıtrata savaş açmıştır. “Kâmil insan”, bu dengeyi koruyandır.
(Sadakallahul Azîm)
“Haksız Yere Öldürmeyin!”
(İsra Suresi 33. Ayet Meali)
Arapça Metin:
“Ve lâ taktulûn nefselletî harramallâhu illâ bil hakkı, ve men kutile mazlûmen fe kad cealnâ li veliyyihî sultânen fe lâ yusrif fîl katli, innehu kâne mensûrâ.”
Anlamı:
“Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana haksız yere kıymayın! Kim zulümle öldürülürse, biz onun velisine (yetkili mercilere) yetki verdik. Ancak o da öldürmede sınırı aşmasın. Çünkü ona (adaletle hükmetme gücü verildiği için) yardım edilmiştir.”
Açıklama:
Tilki çalmakla, mikrop öldürmekle sorgulanmaz; çünkü onlar fıtratları gereği böyle yaratılmıştır.
Allah, Firavun gibi zalimlere bile defalarca peygamber göndererek uyarmıştır. Hüküm O’nundur.
Günümüzdeki Çarpık Anlayışlar
Bu gerçekleri söylediğim için bazılarını rahatsız ediyorum. Çünkü:
Hocalar, âlimler, liderler birbirine düşman oldu.
Üçüncü Dünya Savaşı kehanetleri dolaşıyor. Oysa dinimiz kehaneti yasaklar:
Neml Suresi 65. Ayet:
“De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilemez. İnsanlar ne zaman diriltileceklerinin bile farkında değildir.”
Uyarı:
“One Minute” diyerek halkı coşturanlar, bugün “İsrail dostumuzdur” diyebiliyor.
Tıpkı Kur’an’dan “La ya’lemü’l-gaybe illallah” (Gaybı Allah’tan başkası bilmez) ayetinin unutturulması gibi, zihinler manipüle ediliyor.
Bilinçaltı Manipülasyonu
Kehanetler ve falcılık, bilinçaltına yerleştirilen yönlendirmelerdir:
Bilinçaltı, buzdağının görünmeyen kısmı gibidir.
Bilinçli zihin saniyede 5-9 veri işlerken, bilinçaltı 3 milyon veri kaydeder.
0-6 yaş arası deneyimler, kalıcı inançları oluşturur.
Örneğin: Bir müzik parçası size nedensiz hüzün veriyorsa, bu geçmiş bir kayıttan gelir.
Bilinçaltı olumsuzu algılamaz!
“Geç kalmak istemiyorum” dediğinizde, o “geç kalmak” kısmını kaydeder.
Çözüm:
“Şimdi ben…” diyerek olumlu cümleler kurun. Bilinçaltı bunları gerçekleştirmek için çalışır.
Son Söz:
Allah’ın koyduğu fıtrat düzenini bozmaya çalışanlar, hem kendilerini hem dünyayı yıkıma sürükler.
(Sadakallahul Azîm)
Manzara Resimleri ve Bilinçaltı Etkileri
Kim manzara resimlerini sevmez ki? Dış dünyamızla bu tür görüntüler bize huzur verir. Örneğin, odamıza deniz ve üzerinde kayık olan bir tablo asalım. Beton yığınları arasında yaşayanlar için bu görüntü rahatlatıcı olabilir. Peki ya bilinçaltımız bu resmi nasıl algılıyor? İşte gerçekler:
“Mezarcı, gümrük memurları, hapis hayatı, fahişeler, tüm kötülükler ve kadınlara karşı sapkın arzular”
Bu etkiler sadece deniz ve kayık resmi için geçerlidir. Kıyı veya başka unsurlar eklenirse, bilinçaltındaki anlamlar değişebilir. Ancak kesin olan bir şey var: Bu tür resimler bilinçaltına emirler gönderir. Yani uyanıkken kendimizi hipnoz eder ve belaları davet ederiz.
Maide Suresi 90. Ayet:
“Ey iman edenler! İçki, kumar, tapınak dikmek ve fal okları şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.”
Erken Kesilen Kuzular ve Olgunlaşmamış Meyveler
Günümüzde 3-4 aylık kuzular kesiliyor – etleri yumuşak ve çabuk pişiyor diye. Olgunlaşmamış meyveler toplanıyor – Türkiye’den İngiltere’ye gönderilecek üzümler yolda çürümesin diye. Meksika’dan gelen muzlar ise daha yeşilken koparılıyor.
Sonuç:
Çocuk yaşta kendini olgun sanan veletler türedi.
“Ben bilirim” diyen bühtanlar çoğaldı.
Araplar, daha reşit olmamış çocukları iki sure öğrenince imam yapıyor.
Hatırlatma:
Hz. Muhammed (s.a.v.) 40 yaşına kadar bekledi. O iki cihan serveri bile erken davranmadı. Şimdi 5 yaşındaki çocuklar mı imam olacak? Bu olgunlaşmamış nesli, yediğiniz ham meyveler ve kuzular doğurdu!
Dua:
“Allah’ım! Bize hakkı hak olarak gösterip ona uymayı, batılı da batıl olarak gösterip ondan kaçınmayı nasip eyle.”
Son Söz:
“Hamd, alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.”
El-Fatiha ve salavatlar…
“Allah’ım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah olmadığına şehadet ederim. Senden bağışlanma diler, sana tövbe ederim.”
(Kar©glan’ın 2 Ocak 2016 Vaazı)

