Welcome, Guest |
You have to register before you can post on our site.
|
Forum Statistics |
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 649
» Forum posts: 926
Full Statistics
|
|
|
Allah ın Kullarını Siigaya Çekmesi Nedir? (Kar©glanin 21 Nisan 2016 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-29-2018, 11:26 PM - Forum: 2016 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
Allah ın Kullarını Siigaya (SiiGA VEYA SIBGATULLAH A) Çekmesi Nedir?
(Kar©glanin 21 Nisan 2016 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
صِبْغَةَ اللّهِ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ صِبْغَةً وَنَحْنُ لَهُ عَابِدونَ
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 138. ayet
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Sıbgatallâh(sıbgatallâhi) ve men ahsenu minallâhi sıbgaten, ve nahnu lehu âbidûn
Diyanet Meali :
“Biz, Allah’ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz” (deyin).
Tefsiri Manada Bizim Mealimiz :
Sibgatullah demek Allahin siigaya cektigi kul demekdir , (siiga demek ise fiillerin cekimi yani mesala yapmak fiili cekilince "ben yaptim, o yapti,, onlar yapti,sen yaptin siz ikiniz yaptiniz, sizler yaptiniz, ben yaptim,biz yaptik,....gibi) ve Allah insani öyle terbiyet ederki, siigaya ceker, bugün o yapti bu yapti derken, birde bakmişsin o fiili yapan sen olmuşsun, o yapinca sana olmuyorduda, sen yapincami oldu, sen ne yaptin, o fiili sen nasil yaptin , sonra mesala o adam bagirdi, yarin sen bagirmaya başlarsin, o bagirinca ona yakişmiyorduda, sen bagirincami sana yakişdi? Allah işde insani siigaya cekerse böyle ceker, ve bir fiilin faili olarak sen, ben, o, biz, siz, onlar olarak sana tatdirir, hakkalyakin tatdiriverir.) Allahdan güzel siigaya cekenmi olur, yani terbiyet edicimi olur, ve bizler onun kullariyiz, onun tesbihi gibi, o ne cekerse biz onu cekmiş oluruz, yoksa tesbih denesinin kendi başina cektdigi zikir degil, tesbihi cekenin zikri önemlidir, velhasil kelam, seni tesbih yapip cekince, ne olarak cekdi, sen ne yaptin, sen konuşdun, onlar konuşdu, sen namaz kildin, onlar namaz kildi, sen zikrettin veyada onlar zikretti, ve sen bakdin, veya onlar bakdi, sen o tesbihde nerde yer aliyon velhasil kelam, bütün mesele budur, yoksa Allahin renginden başka renkmi var güzel olan demekde ne mana. Allahin boyasina boyanin ne mana bu ayete, varmikim Allahin yaratmadigi bir renkde, başka bir renge boyanipda o boyasini cikaripda allah rengine boyansin. siyahmi Allahin yaratmidgi renk, beyazmi, mavimi, hangi rengi Allah yaratmadida o renkden cikip, öbür renge gircegiz. Bu mana benzetme olarak olsa bile, yani Allahin emrettigi işleri tutun, onun sevdiklerini yapin, o insanlari sevdigi renklere boyar manasi olunca bile, az bir mana olur, ve siiga tesbih ipi manasinadir. yani onun dizdigi tesbihler gibi olun, onun dizidigi tesbih mesala Bakara suresindeki harfleri öyle bir siraya dizmişki, bunu ondan başka o şekilde dizebilcek bir ikinci şahis yok. yani harfler tesbih olmuş dizilmiş, hic onun dizdigi tebihden güzel tesbih olabilirmi, yani bakara suresi en güzel şekilde, hem kevni, hem dünyevi, hem mali, hem manevi manada en güzel bir diziliş ile dizilmiş bir zikir, bir tesbihdir. onu, o harflerle dizili oldugu halde okumak, onun o tilsimini oluşturur, yoksa arabin arapca acemin acemce, o sureyi teleffuz etmesi o manayi vermez. nitekim herkesin facebook, twitter hesabi var yaklaşik olarak. Haydi herkes Login isminin manasini bir arapca harflerle veya arapca manasini yazsin, sonra girmeyi denesin, yahut ayni isimi mesela bizde "cicek" demek almancada "blumen" ingilizce "flower" haydi ingiliz ayni isim ile girmek için flower kullansin, alman blumen türkde cicek desin, ve şifreyi girip, girmeye calişsin, giriş yapabilirmi yapamaz, neden cünkü o üye eger türk ise, o giriş nick ismini "Cicek" koydusa, ona ingiltereden girince "flower" demek ile giremez yine almanyaya gidince "blumen" demek ilede giremez, illa cicek yazmasi lazim, illa cicek. öylede, ey ahmak insan, sen niye elhamdüyü öyle türkce dizmeye kalkiyon, yahut ingilizca almanca dizmeye kalkiyon, halbuki Allah buyuruyor, en iyi sibgaya ceken Allah dir ve o elhamdüyü nasil bir dizilim ile cekdiyse sibgaya, sen onunla, onun marifetine, hikmetine, manasina maneviyatina giriş yapabilirsin, yoksa fatiha fatiha olmayinca sen kurana giriş yapamazsin, önce fatihani düzeltcen, ey ahmak insanoglu. Cünkü Fatiha demek aciliş, yani şimdiki yüzyilin manasi ile, kurana, kainat kitabina Login yapmak için kullancagin giriş bilgin demekdir o. ve sen dogru giriş bilgilerine sahip degilsen, o kainat kitabina girip, icindeki hikmetleri ögrenemezsin, önce dogru login yapman lazim, giriş yapman lazim, ve namazda her rekatta fatiha okunurki, yani login yapmasini ögreniyorsun, amma sen Login yapamiyorsan, senin o kildigin namazda, okudugunda beyhudinedir.
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 138. ayet
---oOo---
Muaz bin Cebel (ra) şöyle dedi:
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
‘Herkim kardeşini (işlediği) günahtan dolayı ayıplarsa, kendisi o günahı yapmadan ölmez!’ buyurdu.”
( Hadis-i Şerif ,Tirmizi 2620)
Başka bir hadiste de şöyle geçmiştir.
Vâsile bin el-Eska (ra) şöyle dedi:
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
‘Kardeşinin başına gelene sevinme! Allah ona rahmet eder de, senin başına verir!’ buyurdu.”
( Hadis-i Şerif ,Tirmizi 2621)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Allah elmaya öyle bir DNA yazmişki, aynen kuran sureleri gibi, öyle bir tesbih ve harf dizilimi, ve sen ey ahmak bilim adami, bunun harflerinin yerini degiştirince ve oynayinca, temsili misal ile Web dizaynirlarin kullandigi HTML ve PHP yazilimi gibi, birde CSS denilen yazilim vardirki, bu internet sayfalarinin görünümünü onunla ayarlarsin, hangi resim, nerde gözükcek, hangi font yazi kullanilcak, kac büyüklükte harf kullanilcak, yahut bir resim sayfanin tam neresinde göükcek, mesala bir resime sen CSS kodu ile dedinki, sayfanin % 90 nin kapla dedin, ve %10 boş kalcak oraya başka resim gircecek demek olur bu, amma sen onu öyle yapmazda degiştirip oynayip mesala %90 yerine 90px göster dersen olmaz, yani işde Allah elmanin sapinin buluncagi yeri, öyle bir CSS ile yazmişki onlara DNA diyoruz, ve o sap eger o CSS ye uyarsa o Zaman tam yerinde oluyor, yoksa YILIK yamuk elmalar olur degilmi. yine Allah, insana göz vermiş, ve bunu yazdigi DNA da mesala diyorki : kafanin yukarisindan 80px aşagida, ve sag tarafdan 10px iceri gir, ve ortala ve, sag göz yap dediyse, sen bunu aldin 10 pxl i 12 px yaptin, DNA yi bozdun, YILIK yamuk adamlar, insanlar, cocuklar dogdu demekdir. ve Allah en güzel tesbihe dizendir, "sibgatullah" Allah tesbihi en güzelidir. en güzel sibgaya cekendir O. ve Allahin yazdigi tesbihi sibgayi (FITRATI) bozmayin, en güzel tesbih dizen odur demekdir bu. benim annem boncuk cüzdan örerdi, ve örülcek cüzdanin modeli bir kagida cizilir, ve fakat o modeli örmek için, önce rengine ve sirasina göre, boncuklar tane tane, hangi renkden başlayip sonra kac tane diger renk, sonrada diger renk boncuk gircek, bu sira ile hesap edilip, önce boncuklar ipe dizilir, ve ondan sonra örülür. işde Allah da, DNA ya öyle bir yazilim yaziyorki, o annenin aldığı o cocuga ait olcak olan lokmalardan olcak hücrelerdaha önceden bellive ve onlarin giriş sirasi bile belli olamsi lazimki sira ile aynen boncuk cüzdanin önceki dizilimi gibi cüzdanin modeli olabilsin, ve onlar sira ile annein evine gelip o yer ise, o zaman onlar yerli yerine dizilcekdir, ve gecen hafta benzeri mana ile dedik, yani gidin bir araba yapan, yahut telefon yapan fabrikaya, malzemeler ayridir ve fakat, malzemeler hazir ise, onlar fabrikada yerli yerine takilmak için başlaninca, bir vidanin numarasi uymasa, oraya robot onu takamaz dedik, gecen hafta ve öyle olunca, kimse kimsenin lokmasini yiyemez demişdik(inek veya Dana olcak lokmayi kartal olcak olana takamazsin yani). ve işde kaldigimiz yerden burada devam edince,demekki DNA demekde : Allahin SIBGASi demekmiş, ve o tesbihin sirasinda DNA zincirine bakinca, sen anliyamazsin, onun nerdeki bir göz hücrsi, yahut kulak memesi olacagini, cünkü senin önce o modeli bilmen lazim. modeli bilmeden yani cüzdanin yüzüne kartal cizilcek ise, o kartal resimine göre boncuklar dizilir, eger kedi yapilcak ise, kediye göre dizilir, öyleyse, ey ahmak bilim adami, sen dogacak cocugun ne cibilliyatinda olcagini bilmeden, niye onun kulagini gözünü yapcak olan bu DNA yi oynuyorsun ahmak. cünkü kartalin didek boyu bellidir, ve o ice dogru kivrik olabilir, amma leylek yada ördegin ki öyle degildirki. yine ördek olcak cocugun dudak yapisi, ördege uygun yapida olurki, onun sifati bilinsin, amma sen ördek olcak olna, kedi dudagi taksan olurmu allah aşkina. bir bunu anlatsin bu ahmaklara, allah aşkina (DNA yi Bozan ahmak bilim adamlarina).
---oOo---
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ اللّهَ لاَ يَخْفَىَ عَلَيْهِ شَيْءٌ فِي الأَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاء
İnnallâhe lâ yahfâ aleyhi şey’un fîl ardı ve lâ fîs semâ
Meali :
Şüphesiz yerde ve gökte Allah’a hiçbir şey hafi degildir, gizli kalmaz.
ALİ İMRAN Suresi 5. ayet
Cook önceki vaazlarimizda Hz Eyyubdan bahsetdik, ve onun cibilliyatinin bugday oldugunu, ve onun, allahin dostlarini birakipda, allahin sevmedigi kimselerle olan, müfsidlerle dostluk etmesi sonucu, onu müfstilerin yemeye başladigini, yani bugdayin güve zararlisi tarafindan yenip, yenik ekin tanesine döndügünden bahsetmişdik, işde yerde gökde ona hicbirşeyin gizli kalmadigi cenabi mevlamiz bize buyuruyorki:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn.
Ey iman edip Allah’a yaklaşmayı dileyenler, doğrularla iyilerle beraber olun.
TEVBE Suresi 119. ayet
ve Allah müminlerine ve dostlarina iyilerle berabar olmamizi, yoksa bizlerin hasta olacagini, amma bu hastalik manevi olur ammada maddi olur.
Allah’ın sevmediği davranışlar:
Allah, aşırı gidenleri sevmez. (Bakara, 2/1909 – Maide, 5/87 – Araf, 7/55 )
Allah, fesadı sevmez. (Bakara, 2/205)
Allah, kafirlikte ileri gidenleri ve günahta ısrar edenleri sevmez. (Bakara, 2/276 )
Allah, kafirleri sevmez. (Âl-I İmran, 3/32 – Rum, 30/45 )
Allah, zalimleri sevmez. (Âl-I İmran, 3/140 – Şura, 42/40 )
Allah, kendini beğenen ve övünüp duranları sevmez. (Nisa, 4/36 – Lokman, 31/18 – Hadid, 57/23 )
Allah, hainlikte ve günahta çok aşırı gidenleri sevmez. (Nisa, /107 – Hac, 22/38 )
Allah, ağır ve inciten sözlerin açıktan söylenmesini sevmez. (Nisa, 148 )
Allah, fesat çıkaranları sevmez. (Maide, 5/64 – Kasas, 28/77 )
Allah, israf edenleri sevmez. (En’am, 6/141 – Araf, 7/31 )
Allah, hainleri sevmez. (Enfal, 8/58 )
Allah, kibirlileri sevmez. (Nahl, 16/23 )
Allah, şımaranları sevmez. (Kasas, 28/76 )
ve Hz Eyyubun denileni tutmamasi sonucu yani
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ
innallâhe lâ yuhıbbul mufsidîn.
Meali :
Muhakkak ki Allah, müfsidleri (fesat çıkaranları) sevmez.
KASAS Suresi 77. ayet
Hz. Eyub hastalanip yenik düşdü.
ve Allah senin mümin dediklerine rahmeti ile mumele ettigi gibi, diger yarattiklarinada rahmeti ile mumele eder, ve kullarinin hepsini gözetir. ve işde Eyyuba tenbih ederken bak ey bugday adam, sen güvelerle dostluk edip otorup kalkma, yoksa onlar seni yemeye başlar, diye tenbihledigi gibi, güve zararlisina da, ey güve, bak sen falancilarla dosluk etme, yoksa onlar seni öldürüp seni tüketirlerde güve diye birşey kalmaz diye tenbih eder.
ve yine şeytanlarin hepsi müslüman olsa, takke takip, camide oturup, en iyi müslüman olsalar, o zaman şeytanligi kim yapacak degilmi? mesala temsili mana ile, eger traktör traktörlük yapmazsa tarlalari kim sürecek, evet eskiden öküzler beygirler sürüyordu amma, ne kadar, bu kadar insanin yiyecegi geniş araziler, öküz ile sürmeyle baş olurmu hic, yani yine otobüsler ve şoförleri otobüscülük yapmazsa yolculari kim taşiyacak degilmi?
ve şeytanin elemantar yapilarindan birisi olan demir elementi, öyle bir yapidaki, herkes oksijenle hayat bulurken, demiri oksijen öldürüyor, cürütüyor, yok ediyor. yani ZIT ve TERS bir yapisi var, hakka, hakkin kuralina ters bir yapida yani. öyle olunca onu yaratan başkasimi, hayir o da Allahin kullarindan bir kulu, ve onada rahmeti ilemi muamele eder allah, evet onada rahmeti ile muamele eder, ve Allah birilerine vahyetti ve ögrettiki, demir nemli ortamlarda kalinca, ve üst yüzeyi oksijen, veya suyla temas edince, onu cürütmekde yok etmekde, bunun önüne gecebilmek için, birilerine vahyetti ve ögrettiki, yagli boya diye birşey keşfettirdi ve, yagli boya ile demirin yüzeyi boyaninca, onun yüzeyi hava yani oksijenle ve su ile temasi kesilmiş olmakda ve böylece onun da yok olmasinin önüne gecilmiş olmakda. ve o yüzden Allah mümine kötülerle arkadaşlik etme derken, şeytan ve teba sinada, sen şeytan kalmak istiyorsan, o zaman oksijenli kimslerle dostluk etme diye tenbih etti, ey insanoglu ve sen sanma , şeytan seninle dost olur, o bilmezmi ki senin ona zarar verecegini, onu cürütecegini, sen insanoglu, sen ahmaksin, sana şeytan ve askeri zarar verip seni tüketirken, sen onunla dosluk kurup onun istklerini yeine gitirirsin, halbuki o seninle yüzsene birlikte olsa bile, sana dost olmaz, o bilirki sen onun için zararli mahluksun,
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn.
Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size çetin bir düşmandır.
YASİN Suresi 60. ayet
insanoglu ancak sensin bunu bilmeyen, kurani anlamayan, kuranin hakikatini anlamayan ahmaksin,
neden şeytan, adem testi halindeyken onun icine dişina girip ciuip hak tüü b buna dost olmam dedi anladinmi şimdi. cünkü sen ona zarar veren yapidasin, sende hayat venen oksijen var, sen onun ezeli düşmanisin ahmak insan, anla artik bunu, ve kurani ve kainat kitabini dogru oku artik .
Allahin biz müminlre tenbih babinda sevdiği davranışlar:
Allah, ihsan sahiplerini sever. (Bakara, 2/195 – Âl-i İmran, 3/ 134,148, Maide, 4/13,93)
Allah, çokça tevbe edenleri sever (Bakara, 2/222)
Allah, temizleri sever. (Bakara, 2/222 – Tevbe, 9/108 )
Allah, takva sahiplerini sever (Âl-i İmran, 3/76 – Tevbe, 9/4,7)
Allah, sabredenleri sever. (Âl-i İmran, 3/146)
Allah, tevekkül edenleri sever. (Âl-i İmran, 3/159)
Allah, adaletli olanları sever. (Maide, 4/42 – Hucurât, 49/9 – Mümtehine, 60/8 )
Allah, kendi yolunda saf saf mücadele edenleri sever. (Saf, 61/4)
Allah’ın sevdiği topluluğun özellikleri. (Maide, 5/54)
Allah’ın en çok sevdiğini ifade ettiği insanlar beş defa geçen; ihsan sahipleri.
İkinci olarak, üç defa ile adaletli olanlar ve takva sahipleri geliyor.
Üçüncü olarak, iki defa ile temizler
Dördüncü olarak, bir defa ile de tevbe edenler, sabredenler, tevekkül edenler, Allah yolunda birbirine kenetlenerek mücadele edenler ve Allah’ın sevdiği topluluk geliyor.
--oOo---
Denilirki şeytan aleyhillane, Allahin kara köpegidir, ve o nu kullarini terbiyet etmek ve sürüsünü gütmek için kullanir, yanliş merada yayilmaya kalkarlarsa, onu salar kovalatir, yine yanliş işlere dalarlarsa onunla onlari güdüp gidecegi yere dogru sürer. ve o yüzden diyoruzki şeytanla ugraşilmaz, namazin bir rekatini caldiysa, bu sabah namaziysa, muhammed iki rekatta sünnet koydu, farz olan zaten iki rekatti, ve hem sünnetten hem farzdan birer rekatini caldiysa, öyle onunla iddahlaşirsan, 20 sene kilmaya kalksan, o yorulmaz ve seni herseferinde yener ve yaniltir, yine o yüzden muhamed dedi unutursaniz yanilirsaniz, nerde kaldiginiza kanaat ediyorsaniz onu esas tutun, ve sonra kalni tamamlayipda iki tanede sehiv secdesi edin yeter dedi, yani öyle bu bu sabah namazini tekrar kilcan, dogru kilcan diye ugraşma, zamanini harcama, boş işdir. o kara köpekle ugraşilmaz, o seni kafasina koyduysa, birak onu, ve muhammedin sözünü dinle, ve onunla iddahlaşma, ve kil kilabildigin kadarini, zaten farz iki rekat ise, bir farzdan birde sünnetden kilabildin ise, tamamdir zaten, namazi tekrar etmeye kalkma yani.
ey insaoglu sanma sen bu dünyanin hakimisin sadece, Allahin yarattigi her kulu yarattigi her varlik seninle eşit hak sahibi, bu dünyada, o yüzden sanma bir mikrobunu yaratipda onu teketmiş, varmi Allahdan gayri, birşey yaratabilcek bir güc, bir mikrop bile üretbilcek bir kimse. mikrop dahi Allahin müsadesi ile olan bir varlikdir, ve onun varligina müsade eden, onun yiyecegini icecegini, ve hayat ve ömrünüde bicendir, ve bu kadar karmaşada, Allahin boşuna bunlari yaratmadigini anlayabildinse deki:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىَ جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard, rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ, subhâneke fekınâ azâben nâr.
Meali :
Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunlari boş yere yaratmadın, seni abes işle iştigal etmekden uzak tutarız. Bizi ateşin azabından koru” derler.
ALİ İMRAN Suresi 191. ayet
Rabbim inanan mümin kullarina, Allahin, abes işle iştigal etmedigini anlamak nasip eylesin.
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 21 Nisan 2016 Perşembe
Original Kar © glan
|
|
|
Yakin Bilgisi Nedir? Örnekleriyle Beraber (Kar©glanin 12 Nisan 2016 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-29-2018, 11:22 PM - Forum: 2016 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
YAKiN BiLGiSi NEDiR? ÖRNEKLERiYLE
(Kar©glanin 12 Nisan 2016 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
الم تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ الْحَكِيمِ هُدًى وَرَحْمَةً لِّلْمُحْسِنِينَ الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ أُوْلَئِكَ عَلَى هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Sadakallahul Aziym LOKMAN Suresi 1. 2. 3. 4. ayet
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Elif lâm mîm. Tilke âyâtul kitâbil hakîm. Huden ve rahmeten lil muhsinîn. Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum bil âhırati hum yûkinûn.
Meali :
Ayaktakilere Egilenlere Oturanlara dir bu söz.
Bunlar, hakîm olan Karar mercii olan Kitab’ın Âyetleri’dir.
Bu ögütler sadece ihsan makaminda olanlar icindir, (önüne gelenin yapacagi işler degildir, Doktorun yapmasi gerekeni hakim yaparsa olmaz , hakimin görevini, calgici yapmaya kalkarsa yine olmaz).
Ve Onlar, namazı ikame ederler (namaz kılarlar), ve zekâtı verirler. Ve onlar, ahireti yakinen bilirler.
Sadakallahul Aziym LOKMAN Suresi 1. 2. 3. 4. ayet
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin. "Ya Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?" denince, iş ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin.buyurdu.
(Hadisi şerif)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ
Va’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakîn.
Ve sana “Yakîn Bilgisi” gelinceye kadar , Allah a Kullukda Devam et.
Sadakallahul Aziym HİCR Suresi 99. ayet
isa efendimiz öyleki ona öyle bir yakin bilgise gelmişdiki, hangi şeyin, hangi topragin, hangi bitkin, kimin cibilliyati oldugunu biliyordu, cönkü o nun, o topragin o melekeleri ona diyorduki : ben falanciyin, ben fillanciyin, bu muhmede ne zaman geldi, taa müşrikler muhammede davet verip, sonra onun yemegine zehir katip sunduklari güne kadar, onda o yakin bilgisi yok idi, ve o gün o eti agzina götürdü, ve etteki o meleklr ona dediki,"ya rasulallah, beni yeme ben zehirliyin" dedi, peki bu yakin bilgisi ne olaki, işde o elementlerin sesini duyar olmak, element meleklerinin sesni duyar olmak makami: makami safiye, tasavufdaki nefsin rütblerinden safiye makamindan bahsediyoruzki, o kadar saf dereceye ulaşacaksinki, saaffet ve saafiyetin senin, elementlerin sesini duymaya kadar götürcek ve sende. o kdarki o sesleri duyup ayirt edebilcek bir yakin bilgisi hasil olacak yani, ve yine isa efendimiz ve havarileri bir yere vardilar ve, isa bir avuc yerden toprak veya camur alip dediki bu dedi bilmem nuhun oglu mafsal kemigi dedi, haydi diriltte bakalim o zaman ya ruhullah dediler,
"Rabbena atina min ledunke rahmeten ve heyyi’ lena min emrina reşeda”
dedi o taprak canlandi kalkdi onlarla konuşdu, ve gördülerki isa dogru söylüyor, ve havarilere gecdi bu sefer bu yakin bilgisi onlarda tebiatin sesini duyar oldular, tabiat ana onlarlada konuşur oldu. ve işde safiye makami bazen elden ele verilir, bazende kendi tasarrufun ile kazanirsin, yakin bilgisi böyledir, ilmlel yakin bilgisi için, elinde ilmi bir burhan olmali, yani yazili bir metin, bir bilgi olmaliki onu okuyup ilmel bilebilesin. yazili bir metin bir bilgi olmadan onu ilmen bilemezsin, ve Allah bu ilimini öyle her zaman insanlarin sandigi gibi tevrat levhalari gibi levhalara yazmamisdir, ve ve tevrat nüshalari yazili olan levhalar dünyanin dört bir yainindaki taslara kazinmis olan bütün yazilar tevrat nüshasidir ve orjinaldir, tahrip edilmemiş olan tevrat onlardir, ve taa bu misir piramitilerinin icindeki resimli yazilarda buna dahildir tahrip edilmeden günümüze kadar gelmiş, cünkü taşa kazinmiş, amm insanoglunun bunlarda ahmaklik etitgi görülünce, rabbim bu yöntemi neshetmişdir, ve kuran kainatta yazilidir. nasil? mesala cekirgelerde bir ayet veya bir nüsha vardir, bilmem aluminyumun iicnde bir nüsha vardir, yine eşşekde bir nüsha, devede bir nüsha veya ayet yazilidir, ve bütün hak kitaplar canlidir, hala bozulmadan kalanlari vardir, ve tahrip edilmiş olanlar, zaten bugün yine tahrif edilmiş olan bitkiler hayvanlar olarak tezehür göstermekdedir, özü bozulmuş bir elma tahrif olmuş bir ayeti temsil eder, amma onun orjinal metni elmizde varsa, bozulmamiş bir elma türü, cekirdegi tahrif olamamiş, Allahu tealanin ayetlerinden bir ayeti temsil eder, ve kuran kainatta yazildir işde.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَسَلَامٌ لَّكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
وَأَمَّا إِن كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ فَنُزُلٌ مِّنْ حَمِيمٍ
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ
إِنَّ هَذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ
Fe selâmun leke min ashâbil yemîn.Ve emmâ in kâne minel mukezzibîned dâllîn. Fe nuzulun min hamîm. veya Ha ve mim . Ve tasliyetu cahîm.
İnne hâzâ le huve hakkul yakîn
Ey sağdaki!( ey iyler zümresi) Sana selam olsun!
(Dallin veya sol ve kötüler) Ama yalanlayıcı sapıklardan ise,
Ve onlar için alevli ateşe atılma vardır. su gibi kaynamak vardir.
veya asli vatani ateş olmak vardir, yani ateşden bir parca olmak vardir.
ve bunlar muhakkakki taddirilarak, hakkal yakin bilinir ve ögretilir.
VÂKIA Suresi 91. 92. 93. 94. 95. ayet
ingiliz ingilizcesini en iyi ingilterede yaşyanlar ögrenir, veya onu, bir ingilizledevamli konuşanlar daha iyi ögrenir, italyanca böyle, türkcede böyle, almancada, öyleyse elementlerin dilinide elementlerle konuşabilme ve yakin bilgisne sahip olanlar bilir. o derece saf olcakki halin, elementleri duyacak, sonra onlarin dilinden birde anlamak, ögrenmek lazim, mesala ingilizceyi duyarsinda, sen ingilizce bilmiyorsan, anlamzsin ne diyor onlar, elementlerin sesini biz duysak ne kadar bir gürültüdür o düşünün bir, 1cm[sup]3[/sup] bir elementin icinde binlerce o elementin atomundan var, atom mikroskop bazinda görülebilen kücük bir parca, öyle olunca 1cm[sup]3[/sup] bir cam bardagin parcasindaki elementlerin sesini duysan, bir şehrin gürültüsü kadar ses duyman lazim, amma duymuyoz işde, ve ve isaya verilen yakinlik bilgisi, bunlarin sesini duyacak bir yakinlik, yine muhammede öyle bir yakinlik, ve yine Allah, ibrahimi yakacak olan ateşe :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قُلْنَا يَا نَارُ كُونِي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلَى إِبْرَاهِيمَ
Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrâhîme.
“Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve esenlik ol” dedik.
ENBİYA Suresi 69. ayet
öyleyse, öyle bir yakinlik derecesi varki, ateşle suyla konuşabiliyorsun. ve Allah dediki
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ
Va’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakîn.
Ve sana “Yakîn Bilgisi” gelinceye kadar , Allah a Kullukda Devam et.
ve bu ilim, Hz ibrahime ögretilirken birinci defa sinandi, yatirdi ismaili kescek, Allah bicaga dur kesme dedi, bicak kesmiyor, kesemiyor, izinsiz kesemez, ve burda ögrenemedi. bu sefer manciniga bindirdiler ateşe atiyorlar, ordada ögrenemedi, Allah diyor "gulne.." , "biz dedikki ateşe" diyor, yani yine ibrahim ögrenmiş olsa, rabbimiz buyurcakki "ibrahim dediki ateşe" olcak amma, öyle demiyor, "biz dedikki" diyor, ibrahim yine bu elementleri duyabilcek, onlarla konuşabilcek yakin bilgisinden yoksun . ve ashabi kehfe öyle bir kelime ögrettiki rabbim, onlar 300 sene sonra kalkmak istediler, ve bu bir kelime ile oldu ve ve kuranda bunu, kehf suresinde nasil anlatiyor, o kelime hakkinda:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قُل لَّوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِّكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا
Kul lev kânel bahru midâden li kelimâti rabbî le nefidel bahru kable en tenfede kelimâtu rabbî ve lev ci’nâ bi mislihî mededâ.
De ki: “Denizler, Rabbimin kelimeleri için (kelimelerini yazmak için) mürekkep olsaydı ve onun bir mislini daha imdada (yardıma) getirmiş olsaydık bile, Rabbimin kelimeleri bitmeden, denizler mutlaka tükenirdi.
KEHF Suresi 109. ayet
ve bu SIRLI kelimeyi dedigin zaman 300 senede uyusan, Allah seni uykudan kalkar gibi kaldirir, SIR bu kelimede amma, o kelime hangi kelime, hadi bil. Allah bildirmeyince bilemezsinki, sana o yakinen bidirilmeyince bilemezsinki, ve onlar bir kelme ögrendiler ve ve bu kelime onlari 300 sene sonra uyndirdi, ve her kim akşam yatarken bu ayeti okuyupda,"rabbim, o ashabi kehfi kaldiran kelime hatrina benide şu saatte kaldir2 derse inşallah faydasina nail olur, ve o saatte uyanir, amma o kelime yine, o derece yakin bilgisine ermek ile olur, yoksa bu ayet o kelime degildir, yine sadece o ayet , o kelime hatrina kullanilir. Allahin muradina uygunsa cevap gelir o duadan. (hani mesala herkes uyuyunca kalkip, bilmem sucsuzlari uyurken öldürcen diye okunmaz :)
ve Allah diyorki, biz ateşe dedikki "serin ol" haydi sende söyle bu kelimeyi ateşe, bnde söyleyen, ateş serin olcakmi bakalim, kimin sözüne itaat edecek, eger ben o yakin ve safiyet makamina cikmadiysam, benim "ya naru berden ve selamen" demem işe yaramaz, hadi diyen bak yine yakar benim elimi, sen de bakalim, seni yakmayacakmi. amma öyle kimseler varki, onlar safiyet makamina cikmiş kimseler, onlar derse o kelimeyi, ateş yakmaz bicak kesmez. nitekim bir tarikat vardirki rufailer diyorlar, onlar bedenlerine şiş sokuyor bilmem kilic sokuyor, bişey olmuyor, neden onlarda bir kelime var, o tilsim amma, o tilsimida söyliyen agiz ve insanlarin hepsi bir degil, amma velevki bir cocuk olsa bile, ve bu kelimeyi, amma elden ele verilir, dilden dile verilir, amma da, kendi tasarrufun ile kazanirsin dedik işde. ve sana bicak dürtseler bişey olmazsin hatta ta kalbine dürtseler yine bişey olmaz, cünkü sen tilsimli kelmeyi biliyoyrasn elementler senin sözünü dinler, ve onlar sana zarar verecek o madeden korunurlar.
Nitekim mehdiyi deccalin kesmes,i fakat mehdinin tekrar dirilmesi cünkü o kelimeyi o biliyor, sonra yine kesemesi yine, dirilmesi sonunda ücüncüde dirilince, bir daha onu öldürümeyecak olmasi ve onun sirtinin onun em ri ile bakirdan ve kjursundan bir hale dösnmesi yani elmentlere emredince kesilmez bir elemente dönünce, onun gücünün bitmesi yani onu yenemeyecegini anlayinca umudu biter, ayni firavun gibi, artik ben ona inandim diyecek amma biraz gec olcak, ayni ikinci firavun, mehdinin firavunu yani, ve orda mehdiye düsen tilsimli kelime "simdimi ahmak, simdimi anladin." evet bujrdan davet var somnun gelcegi güne hazir ol o gün seni gücünün bittgi gün istersen den ve sonuda inan istersen bira geri dur krokmuyan senmisin benmi bundan baklaim haydi cagri davetye buyur dene ya sen ya ben aslar kimdese o kazanir, ve varsa kesilemeye razi olcak başka bir mehdi adayi ciksin, hadi onunla savaşin, varsa öyle onun önünde kesilmekden korkmayacak bir daşşakli mehdi, ben ona öncelik vercen, hadi gitsin yatsin kesilmeye, ve benim atam ismail varken, benim korkum yok, onu kesmeyen bicak benide kesmez amm ne zaman omnuda rabbim bilir, sen o tilsimi bilmezsin, amma o kelime bana ben oray ayatmadan gelcekdir, şimdi boşuna hafizamda arama yok, o safiye bilgisi elin ateşe düşmeden gelir, ibraim ateşe düşmeen hmen önce gelir senin işin bitip mancinigi firlatinca, ben senin elinden cikinca firsat bana gecince, varsa o sesi duyabilcegini başka iddia eden buyursun önden buyursun.
insan kendisinin olmayan lokmayi yiymez dedik, cooook önceki vaazlarmizda. ve bunu şimdi şöyle aciklayacagiz, ve mesala toyota marka bir arabanin tekeri, koca teker bile reno arabaya takan desen uymuyor, yani tekermi teker, cantmi cant, amma o toyata için, digeri reno için, öyle olunca, Allahin, senin bedenini oluştursun diye halkettgi bir lokmayi, başkasi yiyemez, sende: başakasinin bedeni olcak lokmayi yiyemezsin, ve yine istisnai durum, isa efendimiz son yemekde ortadaki ekmegi böldü, ve dedi bu benim etim, yiyin dedi, sonra şerbet vardi, vişne şerbeti bu da benim kanim, için dedi. Yani o , o elemntlerin kendini oluşturcak olan parcalar oldugunu biliyordu, fakat onlari o, havarilerini yedirdi, ve o havarileri olarak hayat sürdü, misyonunu tamam etti, ve hiristiyanlik diye bir din, dünyada, ikinci büyük din oldu, ve onlar yine onun lokmalarini, onun müsadesi ile yediler, amma dedi, sofradiklerden yaninizda, evinize götürmeyin bundan dedi, alip gidenler domuz suretine carpildilar.
iş ehlinde güzel, doktorluk doktor bilgisi olanda güzel, sen hic tedavi olmak için baytarin önüne yatarmisin, amaliyat etsin diye, belki zorda kalirsan olur amma, ne kadar güvenebilirsin ona, cünkü doktor başka, baytar başka degilmi, yine doktoru alip gelip ona, "hadi bana istanbul köprüsü yap" denirmi, o mühendisin işi ve görevi, ve safiye makamina cikmayan ve SIR saklayamayan birisine bu kelimeler ögretilmez, ve Hz Süleyman, Belkisin veya BALKIZIN tahtini getiren o "Asaf bin Berhiya" da işde safiyye makamina cikmiş olan bir Allah adaminydiki, ona ilahi kelimeler ögretilmişdi, öyle bir kelime ki, onunla bir yerden biryere gidebilme, veya bir yerdekini, başka yere taşiyabilmek için, bir TILSIMLI kelime, ve eger seni elementlere komutan tayin ederlerse, bir komutan bir orduyu isterse "suya dal" der hepsi suya dalar "cik" der cikarlar degilmi, öyle sokakdan gecen biri askere, yat deyincemi asker yatar, yoksa komutani taniyip komutan deyincemi, yere yatar. öyleyse, işde elementlere emredebilme yetkisi olan bir zati muhteremde, gel buraya deyince, agac kökleriyle cikar gelir. ve muhammedde oldumu? oldu, haceti def iyesini yapacagi zaman agaclara gel buraya, beni sakla diyordu, hacet edesiye gelip ona gelerti olurlardi.
ve hakkal yakin derecesindeki bir yakin bilgisi ateşin yakdigini, gerekince ekmek pişirdigini, ve suyun gerekince hayatenerjisi oldugunu, ve amma bazende, zaman gelipde katil olup, bogup adam öldürdügünü bilmek derecesinde kalir.
ondan daha üstün bir yakin bilgisi varki, işde ateşe serin ve selamet ol diyebilme derecesi, bicaga kesme diyebilme derecesi, ve o makama tasavuf ehli,nefsi safiye diyor. neden bu ihsan makamindan önce gelmesine ragmen, amma ihsan makamindan sonra anlatildi diyenler olcakdir, cünkü hakkal yakin olmadan önce, o ateşe yakma demek lazimdir yoksa, hakkal yakin bilince, ateşin icine düşünce ateşe yakma dersen, senin ya tamamini, yada yarini yakmiş olur, öyle olunca, önce olmasinsa ragmen, sonda olan demekdir. ve vaktinden önce gelen demekdir, ve gecen hafta yazdik, bize füyüzat geldi, ve dediki "zararin neresinden dönersen kardir" ve bunu ben hakkal yakin bilince degil, yani zarara ugradikdan sonra gelse idi, bana faydasi ne olcakdiki zaten, o öyleki sen ateşe düşmeden önce gelen bir bilgidir, bir füyzattir, ilimdir, bilgi ve SIRLI ayet ve kelimedir.
Komutan olmayan brisinin emrine askerler itaat edip uymazlar degilmi , öyle olunca zamanin imami mehdiyi, yer gök ehli bilir, ve ona uyarlar amma insanlarin ahmaklari onuN imam ve komutan oldugunu bilmezler, insanlardan sadece seckin olanlar onu tanir bilirler, ve o yüzden o agaca emretse agac itaat eder, ve su ya dese su itaat eder. amma işde kafir deccal anti uygulamasi yapiyor, ve tersine ceviriyor işde, ve öyle olunca "
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
ذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا
iz evâl fityetu ilâl kehfi fe kâlû rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten ve heyyi' lenâ min emrinâ raşedâ(raşeden).
kehf ashabina dedilerki "Rabbinizden size Rahmet olarak Gelen Raşidin emriyle diriler olun ."
ve sen de bakalim bu kelimeleri ve birde ben diyen, o ayeti ölüler dirilcekmi dirilmez, cünkü sen o raşid degilsin, sen o isa degilsinki dirilsin, ve komutan kimse elementler ona uyar itaat ederler. . velhasil kelam.
Ve element dili bilmek işde, ilk basamakda "ti ve anti" olarak başlar , yani israfil burusu "tatüüü veya taaa ve tiii veya tüüüü" veya horoz dili "ü' üürü' üüüüüü" ne demek peki bilen varmi, hangi dil bu, ne komut veriyor bu dil acaba diyen varmi, neden böyle ötüyor horuz demek yokmu? yine dolunay olunca kurtlar "wuuuuuuuuu" derler ne komut veriyor acaba, yani Allahin kelimlerini yazacak mürekkeb denizler dolusu olsa, onun kelimelerini yazip bitiremez diyor, Rabbim. cünkü kedi dili, köpek dili, karinca dili, bakteri dili, ,iknek dili, aslan dili, fok baligi dili,........ hangi birini yazcan, anlayacan, ingilizce bilen, birde kendi dilini bilen, iki dil biliyorum diye övünüyor,
lan ahmak,sen bilmezmisin
Allahin binlerce yarattigi hayvani, börtüsü böcügü elmentiyapragi bitkisi agaci cekirdegigezegenleri yildizlari,.....melekleri ceberrut, lahut alemindekiler varken, bunlara birbirleriyle anlascabilcegi birerde dil veren rabbinin üstünlügünü unuturda, iki dile bilene üstünlük yüklüyorsun, ahmak insanoglu, sana kim ögretti bu dilleri. köpek köpekceyi nereden ögrendi demek yokmu, kedi kedi dilini nerden ögrendi demek yokmu, bunun bir kitabida okuluda yok, nerden ögeniyor bunlar demek yokmu ahmak insanoglu, "köpegimi bu sene ilkokula gönderdim okumasini ögrendi" diyen varmi? köpek kendi dilini otamatik bilir, ama insan dilinide bilir, fakat konuşmaz sadece. "dab daba rab" ne demek acaba degilmi, yani musiki. yine mesela "şip şibidi şip" ne demek, yagmur ne diyor acaba diyen varmi. "kappudu kappudu kappudu kap" atin nali ne diyor acaba demek yokmu?
Hz. Yunus efendimiz, derviş yunus bu makama eren biri, ne diyor : "sordum sari cicege, annen baban varmidir." " ne inilersin dertli dolap" . Hz isa ise, onun, o cicegin annesi kim? babasi kim bilen bir makam, bir üst makam. bu kimin cibilliyati bilebilen bir makam. onu kim yiyecekde, onda lokma olcak, hücre olcak biliyor. ve öyle olunca, sen senin olcak lokmayi yiyebilir, nefesi alabilirsin. ve bagaya, dozere, tanka, takilcak vidayi, radyoya takamazsin azizim, olmaz olmaaaaz, ahmak olmak lazim 36 lik bir vidayi kücücük radyoya takmaya kalkmak delilik degilde ne o zaman, ey kafir deccal, sen senin olmayan makama eremezsin, o makam mehdinin ise, sen elli defa ugraş, senin olmaz. sen senin olan lokmaya nasipdar olabilirsin ancak ahmak, koca ahmak. sen bilmezmisin
ve mehdilik de öyle ismini mehdi koymakla, babasinin ismini abdullah koymakla, bilmem suriyede şamda namaz kilmamklada olmaz.
O nu yerdekilerde bilir, göktekilerde bilirken, ey kendi bilmez, ahmak cakma mehdiler, yok olun şimdi, kaybolun şimdi, ahmaklar sürüsü, daha derviş yunus derecesini ermemiş birinin mehdilige kalkmasi ancak DANGILLIKDIR.
::::::
Hz. Haticenin ümmertin annesi oldugunu söyledigimiz için, bizi yine yalanci cikarmaya kalkanlar oldu, ve bunu bu hafta şu satirlarla anlatip ispat edip cevaplayacagiz:
Herkesin bir cibillyati olan hayvan cinsinden sifati vardir, ve o hayvanin özelliklerinden taşir o kimse, ve hatcenin ümmetin annesi olmasi yani mesela karincalarda bir tane anne vardir, anne karinca bütün karincalarin annesidir, tabiatta örnegi varmi var. yine arilardada aynidir durum. ve meryemin, mehdinin yani isanin annesi olmasi, ve gelceekden gelen cocugun annesi olmasi demek ise, yani bütün mehdi cocuklarinin annesi demek olur. ve yine meryem, fakir meryem, cocugunu, öyle saraylarda büyütmedi isayi, deneleri harmana götüren arabalardan dökülen bugday başaklarini toplayarak büyüttü. ey mehdi cocuklarinin anneleri, öyle mehdiye bu cocuklara bakmiyorsun diye saray saltanat beklemeyin, yani an karinca meryem, başak topliyarak büyüttüyse, isa ruhullah olmasina ragmen, Alllahin en fakir kulu olan isa, Allah katinda en zenginlerden birisi, ve yine ali agaoglu ile özyilmazel konusu o nun bu konuyu yanliş anlayip, yanliş lansetmesi yüzünden, ve cok eşli hayvanlar belli, tek eşlilerde belli, ve süleyman aleyhisselamin 300 eşi olmasi, öyle belki sizin bildiginiz gibi degil, bir kadini alip boşarsan, istersen böyle 300 degil 3000 kadinla evlen boşan, varmi şeriata aykiri bir durum? yok. o zaman, onun 300 karisi olmasi, bir anda hareminde 300 kadin tutmuş olmayabilir degilmi? Bunun versionlari cok, ve bir ciftlikde bir tane saglam salma erkek at varsa, o bütün dişileri döllerki, ari diri ve soolu bir at soyu olsun diye degilmi? cünkü o at gercek soydur, gercek erkekdir, onun döllemesi, dogacak bütün yeni bebe atlarin ari diri irk at olmasi icindir degilmi?yine ciftlikde bvir koc bütün ciftligin koyunlari döller damizlik koc odur cünkü ve böyle olunca karişik irk olmaz ari diri irk olur yine, ve böyle olunca tek eşli hayvanlarda bellidir ve onlarda tek eşliligi korurlar
ve tabiatta örnekleri var.
saf kelimesi nerde geciyor mesala "saf kan at", "saf irk" safiye yani saf irk demekdir, yani o makama ancak saf irk olan kimseler ulaşabilir yani , hitler köpegi kendisini saf irk saniyordu ahmak. yani alman iti doberman saf irk diyordu, yani ahmak dünyada bir doberman köpegi yok, ve herkes doberman köpegi olcak diye bir hukuk olmaz, herkez köpek olursa, kedi ne olcak, yahut balik ne olcak, kuş ne olcak, ve digerlerini yok edip dünyayi tek irk yapma projesi, böyle ahmak birinin akli olabilir zaten, dangillarin başkmutani, onun ardindan gidenlerde zaten doppel dangil demek. yani dünyada at ayri bir soy, aslan ayri bir soy, kedi ayri bir soy, ve hepsininin ari diri irki vardir, amma bozdular ve artik öyle bir ari irk yok dencek kadar az, cünkü elma bozulunca oynaninca, nerde bulcan artik gercek elmayi, yok bir de, olanlarida öldürtüyorlar vararrsa. tavuk gribi dediler, gercek tavuklari ithaf etridiler, ve herkese bozuk irk tavuk sattilar, artik yokki gercek tavuk, kaldiysa bir kac bilinmeyen köyde kaldi belki, ve bu ayni sistem ile dometis faytini bir düşürdüler, adam satsada para etmiyor, kamyonlarca dometes cöpe döküldü, ertesi senede ekmediler, dometis tohumu kayboldu, sonra kendileri bozuk dometes soyunu sürdüler piyasaya, artikk gercek, ari diri dometes kalmadi yani, ve böylece bunlar, isde itler ve hitler akli ile, bütün diger soylari bozdular, ve kendi soylarini, ari irk kabul ettirmek için digerini bozdular, ve onlar kendileri bu bozuklardan yemezler zaten, sen, ben ucuz diye alabilip yiyebiliyoz, kendileri iyisni yiyorlar, bunlarin sana ban yok onlardan ve işde mehdi bunlarin cerkina comak sokan oluyor. öyle yapiyorlar fallanc, sirni ortaya koyuyor böyle yapiyorlar, onuda acikliyor ve onlarin işinede gelmiyor ve bize rakip sahte mehdiler icad etdi (:::) gavur.
amma sahteler aslina rucu etriri senin yaptgin sahte dometisler, artik bizim gercek dometisi aramamiz gerketigini ögretsyse senin o tüpretgini sahte mehdilerde , inslarin gercek mehdjiyi arayip secmesini sebeb olckadir zaten. danke bu hizmeitne bilmeden yaptgin hizmetin için.
Rabbim o ari diri soya ,saf soya, saf irka, mehdi soyuna, muhammed soyuna yardım etsinki, kafir decal ve irkiyla savaşinda güc kuvvet versin, onlari o kafirlere, galip getirsin, amiyn.
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 12 Nisan 2016 SALI
Original Kar © glan
Etiketler : islami-Resimler, islami Levhalar ,V220220160440,arapca yazili,duvar süsleri,Kuran-i Kerim,kuran,tesbih,tasavvuf,peygamber,din,Allah,kitap,sünnet,ahirzaman,mehdi,karoglan,hoca,müftü,diynet,mustafa islamaoglu,cübbeli ahmet,naksibendi,menzil,gavs,seyyid,Abdülbaki,seyyid saki,erol,seyyid fevzettin,semrerkand tv,ahiret rehberi,dinimiz islma,enever ören,ihlas,osman ünlü,osman nuri toppas,arif arslan,fetullah gülen,saidi nursi,nurcu,nur talebesi,nur,ziya, muhammed, mustafa,S.A.V,efendimiz,hadisi serif ,Hz.,alehiselam,bismillah,la ilahe illallah,Nihat,hatipoglu,hatiboglu,nihat hatipoglu,nihat hoca,abdurahman önül,ilahiler,ilahi dinle,indir,free downloaden,bedava indir,Dursun Ali Erzincanlı,Dursun Ali, Erzincanlı,Dursun, Ali, Erzincanlı,muhyiddini arabi,vahdeti vücud,nefsi raziye,nefsi mutmainne,mümine,hanim bacim,nefsi mülhime,satiyorum,ariyorum,arkadas ariyorum,aliyorum,satilik,ilanlar,web,hosting,doamin,webmaster,webdizaynir,grafiker,microsoft,mustafa karatas hoca,karatas hoca,mustafa hoca,elmalili,mehmet akif,erbakan,necmettin,milli görüs,fatih erbaka,demet akalin,Hira,HIRA,sevr,kabe,mekke,medine,zemzem,tesbih,kuran,hurma,FUIKIH,namaz,namazduasi,büyü,sihir,sihir nasil yapilir,sihir nasil bozulur,büyücü hoca,yildizname,falci,memis hoca,Caner Taslaman,serat Ahmet tan,hamza,Caner hoca,Muhammed Rasid Erol,Abdülhekim el hüseyni,yarbay mehmet,almanya vekili,yarbay hoca,seyyid mübarek,haznevi,mehdi,ahirzaman,kiyamet,kiyamet alametleri,Basagacli,Sandikli,Afyon,afyonlu,Türkiye,Türkiye bayraklari,bayrak butonlari,flatcast,radyo,radyo temalar,TC,23 Nisan,19 Mayis,Cumhuriyet bayrami,Genclik ve spor bayrami,30 Agustos,10 Kasim,atatürk,mustafa kemal,Türk,Turk,Turkey,kirmizi,yesil,sari,mavi,turuncu,siyah,pembe,mor,beyaz,white,black,green,red,orange,blue,violet,yellow,grau,braun,Mr,Matrix,Hz.Nuh,Hz. ibrahim,Hz, isa,Hz. meryem, Hz. Musa,hiristiyan,müslüman,yahudi,cami,mescid,namz,oruc,hac,zekat,sadaka,nafile,dua,dualar,esmaülhüsna,havas,havas hoca,vefk,arapca,türkce,deutsch,english,button,radyo kur,sayfa,ac,forum kur,domain satin al,forum satin al,ibrahim Tatlises,Orhan Gencebay,Merve Özbey,Niran ünsal,Ferdi Tayfur,Rihanna,Beyonce,mily cyrus,kate linn,biranna,INNA,inna,indila,Gülben Ergen,Aynur Aydin,Okan bayülgen,Zaga,beyaz,beyazit,komik,ilginc,kedi,köpek,irem derici,Hande Yener,Kadir inanir,cüneyt Arkin,baris manco,Kurtlar Vadisi,muhtesem yüzyil,osmanli,pelin cit,özge,zahide,Tarkan,murat boz,acun,hadise,Ebru gündes,
|
|
|
O Tersi Olmayan Bir dir "vahdehu lâşerîke leh" (Kar©glanin 6 Nisan 2016 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-29-2018, 11:18 PM - Forum: 2016 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
O Tersi Olmayan Bir dir "vahdehu lâşerîke leh"
(Kar©glanin 6 Nisan 2016 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
------------
نَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ إِلاَّ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَن يَكْفُرْ بِآيَاتِ اللّهِ فَإِنَّ اللّهِ سَرِيعُ الْحِسَابِ
----------
Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 28. ayet - ALİ İMRAN-19 ayet
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb
----
İnned dîne indâllâhil islâm(islâmu), ve mâhtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb
Meali :
o iman edenler varya , onlar Allahin zikiri ile kalplerini doyururlar, Evet kalpler elbette Allahi zikretmekle doyar .
Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 28. ayet
Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.
Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN-19 ayet
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Duaların en faziletlisi Arefe günü yapılan duadır. Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerîke leh lehü'l mülkü ve lehü'l hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr. (Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir. O, herşeye kâdirdir) sözüdür."
( Hadis-i Şerif , Muvatta, Kur'ân 32, (1, 214, 215); Tirmizî, Da'avât 133, (3579)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular
"Kim, "Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerîke leh, lehu'l mülkü ve lehu'l hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr." duasını bir günde yüz kere söylerse, kendisine on köle âzad etmiş gibi sevab verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz günahı da silinir. Bu, ayrıca üç gün akşama kadar onu şeytana karşı muhafaza eder. Bundan daha fazlasını okumayan hiçbir kimse, o adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez. Kim de bir günde yüz kere "Sübhânallahi ve bihamdihi" derse hataları dökülür, hatta denizin köpüğü kadar (çok) olsa bile."
Hadis-i Şerif ,[Buhârî, Daavât 54, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Zikr 28, (2691); Muvatta, Kur'ân 20, (1, 209); Tirmizî, Daavât 61, (3464)]
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular
"Kim, sabah namazının peşinden 'La ilâhe illallahu vahdehu la şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehû'l-hamdü bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr.' (Allah'tan başka ilah yoktur. O birdir, ortağı yoktur, mülk ona aittir, hamdler de ona layıktır, her çeşit hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir.) derse kendisine, Hz. İsmail evlatlarından bir köleyi âzâd etmiş gibi sevap yazılır."
Hadis-i Şerif, Kütüb-i Sitte
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Biz ilk sofi oldgumuzda bazi yeni sofi olanlarai görüyorduk daha el alip tövbe edince,( nakşilerde Toplu zikir olarak hatmeyi hacegan vardir), ve bu yeni tövbe alanlardan bazilari daha el aldiklari ilk hatmede, hay huy uy buy bagiriyorlar, neymiş cezbe geliyormuş , biz ikiniveriyoz gözleri yumup düşünüveriyoz TIK yok, cezbe mezbe yok.
temsili misal ile türkiyede onlarca üniviersite varc dünyada binlerce üniversite varc ve hersene, her ülkede binlerce doktor, binlerce mühendis, binlercede hakim yetiştirip mezun eder. ve sen eger doktor olduysan, seni yetiştirenler zaten senden önce o ilmi ögremiş, ve birde ögretebilcek derceye ulaşmiş kimselerdi, ve o seni doktur etme şerefi, o üniversiteye bile ait degilken, ondanda ötesi varken , bazilari dokdur oldum mühendis oldum diye hava atiyor. halbuki sen dünyadaki binlerce mühendisden dokdurdan sadece birisisin, senden binlarce varken, kendini hind kumaşi sanma.ve böyle olunca alim ve mürşidi kamillerin sebebiyle insanlara Allahu tealadan füyuzat gelir. ve bu füyuzat yani, feyzler ayni bir enerji gibi kalbe akar, ve kalbe akarken eger kalbin üst dudagaina carparsa, o zaman insan aci veya gidiklanma hissedince, hay huy vay vuy diyormuş, bizde hic olmadi haalada olmaz, ve bu kalbinin kapagi dar olanlarda olurmuş, ve aynen manyatolu cakmak veya arabanin bujisi gibi, cakmaklari gibi, eger bu elektrik kafasina carparsa cakmak cakar, ve kivilcm cikarir, ve böylece ondaki cakmanin verdiği kivilcimin işigi ile, kalp aydinlar, ve orda bir nur, ve bilgi onda aciga cikar, ancak kalbin kapisi dar ise, işde bu carpa olunca kivilcim meydana gelir, kalbiin kapisi büyük olanlarin zaten, kalbine testiden bardaga su döker gibi, feyz kalbin icine dolar, o onda öyle hay huy dedirtcek olan, cakmagi yakan o kivilcim ve manyatolu cakmakdaki, o eli carpan elektiriklenme olmaz, onlarda zaten feyiz girince, bilgi aciga cikar, ve aci vermez. bizde olan ise bu yöntem idi. ve işde bu azicik bir kivilcim, manyato cakinaca kalbin az bir yeri aydinlaninca aciga cikan bilgi ile, bu yeni sofiler diger sofillere hava atiyor. lan dangil senden öncede binlerce sofi vardi, mevlananalar yunuslar, onlardan öte peygemberler vardi. işde azicik bir bilgi ve feyuz ile bunlar, hemen oluverdik sandilar, eriverdik sandilar. ne oldu o hay huy diyenler, bizim tekke dagilinca, bugün bazisi geri kahve cemaati ve kumarci oldu, bazisi cek karilariya aşna fişne işlerine daldilar, hani erdiydiniz, hay huy diyordunuz ya, ne oldu ? yani hepsi yalancikdan, agzina bir kaşik bal calinmiş gibi, bebe sofiler. bunlarda hani o doktur olan birinin hava atmasi gibi, onlarda oldumcuk oluvermişlerdi, halbuki ilahi feyzler öyle hay huy demek için degildir. ilahi feyz ile insanda bilmedgi bir bilgi şuurunda oluşur, amma bu bilgi ilahi ilhamlar olan, ulvi ruhlar tarafinda ilham edilen, veya rabbimizden, ve peygamberimiz muhammeden, veyada şeyhinin sana bildirmek ve malum etmek istedigi bilgiler olur, veyada şeytani ve kötü ruhlar tarafindan gelen ilham ise, o zaman onlarsa, şeriata garraya muhalefet etmek, ve ettirmek için, insanlara fisteklenen bilgilerdir. işde o feyizlerin ilahi veya şeytani oldugunu ayirt edecek kadar, insanin şeriat bilgisine sahip olmasi lazimdir.
ALINTI
Feyz; Arabça bir kelimedir. Feyz; verimlilik, bereket ve ilim anlamına gelmektedir. Tasavvufî istilahda ise, kalbe gelen her türlü faydalı bilgiler, hidayet nûru ve zevkli hisler anlamındadır. Başlangıçta kişinin kalbine gelen hisler ve bilgiler karmakarışık olacağı için kalbe gelen feyzlerde doğru ile batıl birbirine karışık olarak gelmektedir. Şeytanın kalbte sebep olduğu hisleri Rahmani duygulardan ayırabilmek için şeriati iyi bilmek gerekmektedir. Allahu Teala “Bilmiyorsanız zikir ehline sorunuz.”buyurmaktadır. Zikir Ehlinden maksat, şeriati ilmine vakıf kimsedir. Yoksa şeriat ilmine vakıf olmadan İlahi isimlerden birini tekrarlayan kimseler değildir.
Gerek rabıta ile gerekse zikirle veya ibadetlerle kalbte hasıl olan feyz görünümünde oluşan her türlü hisler şeriat ölçüsü, yani Kur’an ve Sünnet ölçüsü ile ölçülmedikçe o hislerin ne olduğu anlaşılamaz. Dervişin fikri ne ise, yani düşüncesi, rabıtası ne ise, zikri o olur.” deyimince, bir kimse kötü bir kimseyi veya kötü şeyleri sürekli hatırlarsa, farkında olmadan bir süre sonra o şahsın kalbi ibadetlerden soğur ve günah işleme eğilimi artar.
Allah’ı ananın kalbi nurlanır. Peygamberleri ve salihleri hatırlayanların, yani rabıta edenlerin ise, kalblerinde onlar gibi kul olmak istek ve arzuları güçlenir ve ibadet etmeleri kolaylaşır. Ama çıplak bir kadını tahayyül edip onu rabıta eden bir kimsenin ise şehveti tahrik olur, belkide şehevî olarak deşarj olup abdesti bozulur.
Görülüyorki rabıtanın başlangıcı değil sonucuna bakmak gerekir. Babasını rabıta eden bir kimse, babasının hali ile hallenir ve asla babasının ahvalinden öteye ulaşamaz. Veysel(Üveysi)Karani hazretleri Rasulullah’ı değilde kendi annesini rabıta etseydi, o yüksek mertebeye ulaşabilir miydi? Ama; her şeyin yaratılışını yakîn olarak Allah’tan bilen bir velinin Allah’a manevi yakınlığını düşünerek rabıta eden kimsenin kalbi ise, o veliye gelen nurların yansımalarıyla kalp aynası günah kirlerinden temizlenerek saf nurani bir aynaya dönüşüverir.
Herkese feyz veren Allahu Tealadır.Hidayet feyzi gökten yağmurun yağdığı gibi istisnasız herkese gelir. Ancak bu feyz ilk çıktığında tertemiz bir nur olup, sebep olanların manevi durumuna göre değişime uğrar. Tıpkı kaynağından tertemiz çıkan su gibi. Ama o suyun geldiği borular kirli ise, ona lağım karışıyorsa, insanı hasta eder. İşte bunun gibi manevi feyzler de, şeytana uğradığında vesveseye hileye dönüşür. Peygamberlere, mürşitlere uğradığında ise, hidayet nûru olur ve imanın olgunlaşmasına vesiledir. Ama günahkâr insanlara uğradığında ise, ikisi arasında bir durum hasıl olur ki, neticeye ulaştırmaz. Çünkü virüslüdür.
İlâhî fezyin bir kimsenin kalbine gelmeye başlama aşamasında, şeytan ve şehvetin sebep oldukları hislerle karışık olarak gelmesi yüzünden, salik bunun Rahmani mi, şeytani mi olduğunu idrak edemez. Eğer kişi istikamet üzere olursa, Allah onu şeytanın desiselerinden korur. Yoğurdun içinden ayranın ve yağın ayrılması gibi Rabbani feyzde diğerlerinden, sabah vaktinin fark edildiği gibi ayrılır. Rabbani feyz öyle İlahi bir nurdur ki, o bir kalbte vukuu bulduğunda o kalpte manevi güller açılır onun kokusu hiç bir dünyevi kokulara benzemez. O kalbte bal akıtan pınarlar oluşmaya başlar ki, o feyiz pınarı suyunun tadı hiç bir dünya tatlarına benzemez. Bu zevke erenler, bu zevke değer vermeyip Allah’ın rızasından başka istekleri terkedenlerdir ancak.
Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz; “El istikametü fevkal kerameh” (İstikamet keramettem üstündür.”diye buyurdu. istikamet; ehli sünnet inancını bilip şeriatin gereğince Allah rızası için amel etmektir.
ALINTI SONU
Biz yeni nakşi sofisi olduk, ve ve bizim kalbimize feyizin aktigini hissetmeye başladik, ve fakat bizde öyle, aci vercek cezbe denen olayi meydana cikarcak olan, elektrik carpmsi olmuyordu, ve ilk defa o feyizleri algilamaya başlamamiz şu olay ile oldu:
1994 veya 1995 Seneleri olcak Avusturya nin Gmund ili Schrems Belediyesinde oturuyorum. Waidhofende yaklasik 20-22km uzakta bir firmaya iş başvurusu ıçın yola çıktım arabayla iki kilometre gittim icimden bir ses "Zararın Neresinden Dönersen Kardır" diyor bende düşündüm zaten yola ciktik yolunda bir kismini gittik bunun eger benzinden tasarufu olcaksa zaten benzin gitti kar neresinde diye yola devam ettim.
sonra waidhofen kavşagina geldim yine ayni ses Zararın Neresinden Dönersen Kardır diyor, dedim artik yolu yariladik bunun karımı kaldı ben gidende iş başvurusu yapan dedim, yola devam ettim. sonra waidhofene vardim şehirin icinde Mondo marketi var, girende semel cöregi alan diye, karşısına parkettim. park levhasina dikkat etmemişim girdim, 5 dakkada semmel cöregi aldim ciktim, arabanin camina polis 300 schling ceza yazmiş, ceza kagidini bırakmış gitmiş. kafa DANK DANK etti haaaaaa
Zararın Neresinden Dönersen Kardır ne demek anlayiverdim amma bize gelen o ilhama dikkat etmedik zarar ettik. sonra gittim iş başvurusunu yaptim, he hüm dediler aldilar başvurumu, ne aradilar ne sordular. velhasil kelam rabbim melekeleri ile bize ilham etti, Zararın Neresinden Dönersen Kardır buyurdu, amma biz daha o zamanlar toy bir delikanlıyız kaala almadık ve sonunda 300 schling zarara ugrayanlar olduk velhasil siz siz olun eger şeriata aykiri olmayan bir ilham size gelirse ve derseki Zararın Neresinden Dönersen Kardır hemen orada yoldan dönün evet Zararın Neresinden Dönersen Kardır .
Karoglan Raşit Tunca 1994 veya 1995 senesi Avusturya Waidhofen Thaya Hatırası
bu hatirada oldugu gibi, bazilari gelen feyiz ile işde, hay huyu deyip hava atarlar, halbuki feyz öyle cezbe geldi diye hava atmak için degildir, o bir bilgidirki, senin dünyan ve ahiretine hayirli olcak, bir bilgidir. ve biz böylce ilk füyüzatlari almaya ve anlamaya başladik, ve bugün bu vaazlari yazdigimiz ilhamlara kadar geldik.
ve gecen hafta dedikki : Allah her yarattiginin ANTi sini yaratmiş, ve onunla onu hesaba cekip, birisi aşiri giderse, onun ANTi siyle digerini terbiyet eder, ve suyu ateşle ateşi suyla terbiyet eder dedik. ve Bu vaazlar Amerikaya kadar ulaşdiki, Amerikali, barbadoslu şarkici rihanna yeni albümün adini "ANTi" koydu. ve bizler bunu anlattrikdan, günler aylar sonra bilim adamlari cernde, anti maddeyi bulmuşlar, ve bu yeni yüzyil "ANTI madde yüzyili" olmuş oldu. matematikciler 1 in tersini yani antisini SIFIR olarak tesbit etmişler, ve 1 i kehrwertini cevirince, sifira dönüştürüyor, ve bilgisayarin bütün işletim sistemi, şimdiye ekadar bu bir ve antisi sifirlardan oluşmakdaydi, ve SPS denilen fabrikalarda makinalarin robot işletim sisteminin yazilimlarida, yine 1 ve 0 lardan oluşmkda ve yani mesala "10101110011010101" gibi bir yazilim. ve bunu bulan bilen kafir deccal ve adamlari, işde dedigimiz gibi, ben dünya ve sisteme "yaz mevsimine dogru git" diye bir frekans yolladigim zamanki frekansi alip, onun ANTi si ile kehrwertini alinca, ben "kar yagsin" dediysem, o tersine cevirip "güneş acsin" veya "yagmur yagsin" haline gertiriyor, ve mevsimler ve dünya bu sebeble, benim ile deccalin kavgasindan dolayi kaosa girdi, ve Ziynet sali "mevsimsizim" şarkisi yaptiki, dillerde rabbim bunu dolaştirir oldu, halbuki ben mevsimsiz degilim, Ben mevsimi ayarlarken, yaptigim frekansin ANTISI ile mumel edip, benimle savaşiyor kafir Deccal , amma filler tepişir, olan karincalara olur derler. olan dünyanin mevsimine oluyor, ve bitkileri soguk vuruyor, yada sickdan kavruluyor, Bunlar neden ? cünkü bu kafir deccal yüzünden . Peki Allah ,bu kafir deccali neden yaratti dersek, eger o gercek mehdi bensem de başkasiysada, egr sapitip yanliş yaparsak, bizi terbiyet etmek için, bize ANTi madde gibi, yani hilafimiza muhalefet etsinki, biz dogruyu bulalim diye yaratti, amma bu dangil, hakkima tecavüz eder oldu, ben onunkini ihlal etmiyon amma, o benimkini ihlal ediyor.
Ve Dedikki "la mevcude illallah" deyince Allahdan gayri bir mevcudat yoksa, o zaman bizler Allahin parcalari oluruz gibi bir mana olur, ve öyle olunca o zaman kiyamet ne? Allah KIYAMET ile herşeyi yok edecekse, var olan bizleriz, yok olcak olunca, Allah kendinimi yok etcek, bu böyle olmaz demişdik, ve Allah: o parcalarin da üstünde olan bir "Rab" dedik.
ve Allah için, baştaki hadisde gecen, peygambeerimizin bize ögrettgi ögreti ile "vahdehu lâşerîke leh" yani demek olurki: "O (Allah) Tersi olmayan bir demekdir" yani ANTISI olmayan BiR veya 1, yani eger 1 in tersi matemetikdeki gibi SIFIR olsa, Haaşa Allaha muhalif Bir tanri daha olmasi lazim gelir, oysaki Allahi: "ANTiSI olmayan" diye tarif ediyor muhammed. yani kehrwerti olmayan, bir arapca vahid ve onun kelime olrak yazinca ters yazabilirsin "dihav" olur ve bu fonksiyon onda olmaz, o zaman türkce "Bir" onunda tersi var "rib" olur o da degil, yine almanca "ein" tersi "nie" oda olmaz, varlik ve yokluk demekdir bunlar , peki ingilizce "one" onunda tersi var "eno" oda olmaz.
ve mesela "tebbet" arapca yazinca tersi yine "tebbet" dir öyle "bir" ki tersi olmayan "bir" yani tersde cevirsen bir, düzde olsa bir olan bir "vahdehu lâşerîke leh"
bu dahi Allahin sifatlarindan birisidir, hani bunu bulunca, "bu Allahdir" tamam bulduk degil, Allahin 99 bilinen ismi ve sifati oldugu gibi, daha bizlerin bilmedigimiz binlerce milyonlarca,..... ismi sifati vardir.
mesala Allah in bir ismide "şehiddir" ve Zekeriya ve Yahyanin şehid edilme sebebi, bu yüzdendirki, Allah o iki peygamberinde şehid Allah olarak tecelli etmesi icindir. ve onlarin lakablari "Sallu ala Zekeriya ve Yahya şehidullah" dir.
---oOo---
Hocanin birisi bizim anlattigimiz "vahdet" meselesini inkar edip, bize münkirlik ediyor, ve "Eger bizlerde Allah teceli ediyorsa, o zaman bizler Tanri oluyorsak, binlerce milyonlaraca insan var, ve o zaman milyonlarca tanri var demek olur,ve milyonlarca tanri olunca bu dünya helak olur, o, der böyle olcak, beriki der, hayir şöyle olcak, ve kainat bozlur diyor."evet dogru ve fakat yinede yanliş, işde biz vahdeti vücut olunca, bize hilaf eden deccal işde bize hilafindan mevsimleri bozdu, nerden ögrendi bunu ? bizden ögrendi, bizim ANTIMIZ olarak, bizim yaptiklarimiza ANTi fonksiyonu uygulayinca, halifelik ikilendi, ve vahdet halbuki bir demek, iki bir olmazki, matematikde 1 in antisi sifiri olunca, benim ziddimi tersimi sifri olarak alinca, o zaman, ben yokum demek gibi mana cikar, öyle olunca, ben yokken, o var, o yokken ben varim. ve gece yokken gündüz var, gündüz gidince gece var, bunlarda bir kavga yok halbuki, ve yine temsili misal ile bir köyde 30 aile varsa, 30 tane ev var her evde kari, koca, ve cocuklar, dede, nine var ise, o zaman onlarin herbirinin (her bir evin) ayri bir aile olmasi, babalarinin farkli olmasi, bulunduklari köyde yaşanmasinda ve o köyün yönetilmesinde bir sorun yapmaz, her aile reisinin ayri başi babasi var, ve kendi durumuna göre, zengin veya fakir, bilgili, bilgisiz,..............olabilirler. ve yine köyün başi muhtar veya, belediyelikse, belde başkani oluyor, varmi sorun? yok. yine bir ilce veya şehir onlarca köyden oluşsa binlerce aileden evden oluşsada, onlarin yönetilmesi, yine secimle tayin edilmiş olan bir belde başkani ile olmakda, varmi bir sorun? yok. ve yine bir üste cikinca bu sefer şehirlerden secilen milletvekilleri o şehirlerin yönetimini, başkentteki meclisde yönetmekdeleer. varmi bir sorun? yine yok, o zaman sen, bizlerin halife olmamizi, ve herkesde Allah tecelli edince, ve Allahligi ögrenince, sen ben o vahid olan Allah olmasakda, allahin bir sifatinin tecellisi, veya bir fiilin işlemesi için, görevde olan birileri demek, ve bunlarin binlerce olmasi, vahdet vücut olan, vahid olan Allahin vahidligini bozmaz, o şek ve şeriki olmayan, tersi olmayan, bir olan, vahid olan Allahdir,
yine ikinci misal ile : bir bedende binlerce hücre var, her hücre kendi başina bir devlet gibi, başkenti ve başkani var, yardimcilari var, amma o hücrelerin bazilari yine grup olarak, mesala bir tel saçı oluştrumuşlar, o sac yek başina bir baş olmasina ragmen, o Allahin emrindedir, ve o bedenin hizmetine aamaadedir, ve onun ayri bir baş olmasi, bedenin vahdaniyetine zarar vermez , diş böyle,dil böyle kulak böyle, göz böyle hakeza, .... yani vücüt yek olan, ve saclar, killar, ciger hücreleri, ve cigerin tamami veya, sol tarafi , ... vahdaniyeti bozmaz, beden yine "vahid" ve tekdir. ve tek kafadan yönetilir. her ne kadar onlar, ayri ihtiyac ile ve fonksiyonlari ile başlik gösterip hükmetselerde ayri ayri istek ve hukuk sürselerde, onlarin yekligi, yek olan bedenin vahdaniyetine hic zarar vermez, bilakis bedenin hayri olan bir hizmetli durumundadirlar, velhasil kelam, daha fazla söze gerek yok artik, bu kadar sözden sonra anlamayana, ahmak derim artik.
---oOo---
Kapi vardir hekes girer cikar buna umum kapisi derler
Kapi vardir şahsa özel şahsi kapi
ve kapi vardir yalniz anne baba girer, mesala yatak odasi kapisi gibi, oraya cocuklar girmeye kalkarsa izin alsinlar dedi, Allah ve Muhammed.
Allahu Teala Buyurdular
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
ا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِيَسْتَأْذِنكُمُ الَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ وَالَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا الْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ مِن قَبْلِ صَلَاةِ الْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ الظَّهِيرَةِ وَمِن بَعْدِ صَلَاةِ الْعِشَاء ثَلَاثُ عَوْرَاتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ طَوَّافُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَى بَعْضٍ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ إِذَا بَلَغَ الْأَطْفَالُ مِنكُمُ الْحُلُمَ فَلْيَسْتَأْذِنُوا كَمَا اسْتَأْذَنَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
---
Yâ eyyuhâllezîne âmenû li yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hîne tedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba’dukum alâ ba’d(ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm. Ve izâ belegal etfâlu minkumul hulume felyeste'zinû kemâste'zenellezîne min kablihim, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî, vallâhu alîmun hakîm
--------
“Ey iman edenler! Köle ve cariyeleriniz ve sizden olup da henüz büluğ çağına ermemiş çocuklarınız, yanınıza girmek için şu üç vakitte sizden izin istesinler: Sabah namazı öncesi, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınız zaman ve yatsı namazı sonrası sizin için üç mahrem vakittir. Bu vakitlerin haricinde yanınıza izinsiz girmelerinde ne size ne de onlara bir günah yoktur. Çünkü onlar sizin yanınıza sık sık girmek zorunda kalırlar, siz de birbirinizi sıkça dolaşırsınız. Ayetlerini Allah size böyle açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyle bilen, her işi hikmetle yapandır.”
“Çocuklarınız büluğ çağına erdiklerinde, kendilerinden önceki büyüklerin izin istemeleri gibi, bu üç vaktin dışında yanınıza girmek için izin istesinler. Ayetlerini Allah size böyle açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyla bilen, her işi hikmetle yapandır.”
Sadakallahul Aziym Nur suresi 58 - 59
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular
Ata bin Yesar anlatıyor: Resulullaha (a.s.m.) bir zat gelerek sordu:
“Ya Resulallah, annemin yanına girerken izin isteyeyim mi?”
“Evet.” cevabını verince, o zat tekrar,
“Ama ben onunla beraber evde oturuyorum.” dedi.
Resulullah ise, “Ondan izin iste.” buyurdu.
O zat, “Ben onun hizmetini görüyorum.” deyince, Resulullah,
“Annenden izin iste, onu çıplak olarak görmek hoşuna gider mi?” diye sordu.
O zat, “Hayır” dedi. Bunun üzerine Resulullah,
“Öyle ise her seferinde yanına girerken annenden izin iste buyurdu.”
Hadis-i Şerif, Muvatta, İstizan:1
Allahu Teala Buyurdular
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَى أَهْلِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tedhulû buyûten gayra buyûtikum hattâ teste’nisû ve tusellimû alâ ehlihâ, zâlikum hayrun lekum leallekum tezekkerûn.
Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.
Sadakallahul Aziym Nur suresi 27
umum kapisi ümmet kapisina örnek : okul kapisi, cami kapisi ,mezar kapisi , kilise kapisi gibi umuma veya ümmete ait kapilardir, ve cennet annelerin ayaginin altinda ise Ve Muhammedin hanimlari için Allah, onlar sizlerin annenizdir dedi:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
النَّبِيُّ أَوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَاجُهُ أُمَّهَاتُهُمْ وَأُوْلُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ إِلَّا أَن تَفْعَلُوا إِلَى أَوْلِيَائِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ulûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûrâ.
Meali :
Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de mü’minlerin analarıdır. Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allah’ın Kitab’ına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diğer) mü’minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız başka. Bu (hüküm) Kitap’ta yazılıdır.
Sadakallahul Aziym AHZAB Suresi 6
Ve Hatice Annemiz için gecen hafta bahsettik, ve o Halley yildizi, ve ümmeti muhammed, ondan indi dedik, ve 11 aydan hayirli olan Ramazan ve ve halley dedik, ve yani 11 hanimindan daha üstün olan " Hayrun min Elfi şehr" veyada 11 aydan uydudan üstün olan yani 11 Ay (receb şaban ,...) ve Muhammed dediki
"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır"
Hadis-i Şerif, Kütüb-i Sitte buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular
“Allah tarafından seçilen ay Receb ayıdır ve Receb Allah’ın ayıdır. Her kim Receb ayına hürmet ederse (yüceltirse) Allah’ın emrine hürmet etmiş olur, kim Allah’ın emrine hürmet ederse Allah onu Naîm cennetlerine koyar ve ona en büyük nimet olan rızasını vacip kılar. Şaban benim ayımdır. Her kim Şaban ayına hürmet gösterirse benim emrime hürmet göstermiş olur, her kim de benim emrime hürmet gösterirse ben Kıyâmet günü ona öncü (karşılayıcı) ve yoldaş olurum. Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayının hürmet gösterir, onun saygınlığını yüceltir ve ona saygısızlık etmezse, gündüzlerini oruçlu gecelerini de namazla geçirirse ve tüm organlarını da (günahlardan) korursa Ramazan’dan, Allah’tan affedilmesini isteyeceği bir günahı olmadığı halde çıkar.”
Hadis-i Şerif, Beyhâkî Fedâilü’l-Evkât s.22; es-Suyûtî, ed-Dürru’l-mensûr, 3/236.
Ve böyle olunca bizler Muhammed ümmeti olarak, Ramazan kapisindan dünyaya indik, ve ordanda cennete girecek olanlariz, yani öyle olunca Haticenin rahiminden inenleriz, ve ümmetin umum kapisi, ve ümmet kapisi, Hatce kapisidir, cünkü muhammed onu dul olarak aldi, yani hatice annemiz, daha önce evlenip boşanmişdi, yani ona muhmedden öncede giren var idiyani ramzan umum kapisi ümmetin kapisi. oysaki muhammed diyorki şaban ise benim ayimdir, yani şahsa özel kapi, o nedir o da, Hz.Ayşe Kapisi, ve ondan hic cocukda olmadi diye biliyoruz, ve öyle olunca, o kapidan bir tek muhammed girdi, ve öylede kalacak, yani "şahsi kapi, muhammed kapisi" ve yine Recep ise "Allahin Ayi" dedi ve bedende oksijenin girip cikdigi kapi belli "agiz ve burun" ve akcigerler Damarlar ve kalp, ve en son kalbe varir, sonrada bütün vücuda ihrac edilir. yani Allahin girmedigi hücre yokdur, oksijen almayinca zaten o hücre ölür.
ve Gecenki vaaz la bu konuyu birleştirir isek
Hz meryem için Allah diyorki
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قَالَتْ أَنَّى يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ وَلَمْ أَكُ بَغِيًّا
Kâlet ennâ yekûnu lî gulâmun ve lem yemsesnî beşerun ve lem eku bagıyyâ
Meali: Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.
Sadakallahul Aziym MERYEM Suresi 20. ayet
Ve ona isayi (isa nin tohumunu) koyanda SIRAT Köprüsünü "Zekeri Fiziken Takmadan" kurmadan isayi koyduki, isa efendimizin kehrwertini alipda, ordan geri dönüş olmasin diye ki köprüsüz geciş, mehdiye ait giriş kapisi, mehdi için kuran, "isa için mehdi der" mehdi kelimesi isa ile birlikte gelir kuranda. ve meryeme insanlardan ve cinlerden kimse dokunmadi ona, yani şahsa özel kapi, mehdiye özel kapi , orasi Tekke kapisi degil, umuma acik kapi degil, yani şahsa özel, mehdiye özel kapi, o kapiddan yalnizca o girebilir, ve yine mehdi cocuklari ile anneleri arasinda SIRAT yok, yol kopuk yani geri dönüş yok, einbahn strasse (Tek yön yol) yani tersi olmayan kapi ANTi si olmayan kapi, ve yaklaşik 2000 senedir isayi geri döndürcez diye ugraşirlar, amm onu döndüremezler, ve herkes O döncek diye bekler, ve onu geri döndürcek olan kapiyi acacak SIRATI kurcak olanda yine mehdidir.
---oOo---
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn.
Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
FATİHA Suresi 5. ayet
Hocanin birisi diyorki kimseden yardım istememek lazim, yardım ancak Allahdandir, diyor yani meded ve şefaati inkar ediyor.
Cevap:
Ey Adam Sen sabah kalktin, işe gidecen, ve ve bakdinki kahvalti hazir degil, ve dedin "kahvalti hazirmi işe gidecen" dedin ve hanim dedi "su kayniyor, daha hazir degil" dedi, ve hani sen Allahdan gayri kimseden yardım istmeyecekdin ahmak hoca , işde karidan cay kahvalti istedinmi, oda ocakdan yardım istemiş, ocak su kaynatiyor, madem sen allahdan gayri kimseden yardım istmeyecen, o zaman hanim kahvalti hazrilayacak diye bekleme ve deki "Ey Allah bana kahalvarti hazirla " de bakalim önüne kahvalti gelcekmi? cay kaynayacakmi? Tabi Tabiiiii Allah senin hizmetcin öylemi? haşa huzur. işde Allah senin eşinde tecelli edip, senin istegin, duan muradin olan kahvaltiyi, san hazirlar, amma sen buna işde itiraz ediyon, evet Allahdan yardım isteyecegiz amma hangi Allahdan isteyecegiz? senin yaptigin gibi hanimin olan Allahdan istemedinmi sen o kahvaltiyi, o zman sana yardım eden hanimin ise, o zaman o iyyake deki "ke" olan Allah, senin karin da teceli etdi, ve sana yardimci oldu, banada, benim istegim ile, benim "iyyake nestaiyn" dedigim kimse olarak yardım eder.
Ve Allah seninle, bana yardım eder, benimlede sana, ona, buna yardım edebilir.
"iyakkenestaiyn" meselesi bu kadar basittir anlayabilene.
ve o hoca diyorki şifa vercek diye aspirin alinca, bana asprin şifa verdi olmaz diyor, şifa veren Allahdir diyor!
bunuda şui misal ile anlatacagiz Cevapliyacagiz:
Ey televizyona cikan, ordan dini sohbet eden hoca, TV kanalina geldin, oturdun masaya, ve kameraman hadi cek dediniz, ve yönetmen başldik dedi, başladiniz sohbete, madam öyle şifa veren aspirin degil, senin yayini cekcek kameramanda cekmesin, Allahin kameraman melekleri cekiyor, onlar yayini yapsin degilmi, yahut o yayini uyduya yollayan cihaz olmadan, o yayini, sen deki : "Ey Allah, bu cekimi uyuduya yolla" de de yollasin, yine o uydu olmadan, o yayin dünyaya yayimlansin de Allaha, ve Allah yayinlasin. Bre ahmak hoca, o evinde seyredenlerin, televizyonu, uydu cihazi olmadan seyretsinler o zaman. Varmi vesilesz sebebsiz bir olay, ve bunlarin hepsi birer yardimci ve şefatcidir. ve Allah o yayini kameraman olurda ceker, yine uydu cihazina yollayan anten olurda, uyduya gönderir, yine uydu olur dünyaya yayinlar, yine televizyon olur, benim senin evde gösterir, yahut internet olur, video olur gösterir, sen daha niye Allahin vesilelerini hice sayiyon, ahmak hoca.
Allah sünnetulah koymuş bu kainata, ve onlar yercekimi, enerji, işik ve yansima, gölge veya reaksiyon, hiz, gibi ceşitli yasalar var. Ancak dedik işde birisi ile Allaha karşi gelinirse, veya O nun müminlerine karşi düşmanlik edecek bir kafir cikinca, onlari iptal edecek olan, onun (o yasa kanun ve sünnetullahin) ANTi sinide yaratan Allah, onun antisi ile, onu terbiyet eder, senin ilede antiyi terbiyet eder. ve insan ila antisi cin, insan ile Antisi şeytan gibi, iyi kötü, gece gündüz, hastalik ve mikroplar, vesaglik şifa verenler ve temizler olarak tezahür gösterir. ve eger böyle degilse o zaman
inek süt vermesin ve "İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn." desin yeter, süt oluverir degilmi!, zamani gelince cöpcüler cöpleri toplamasin ve sadece "İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn." desin yeter, cöpler toplaniverir degilmi?
Varmi böyle bir dünya dangil ahmak. Herşeyi veya cok şeyi Allah bu dünyada, sebeblere baglamiş, senm nasil olurda sebebleri inkar ediyon, agacin dallarini budaklarini inkar eden, agaci inkar etmiş olur, oysaki Allah sebeblerde, kendini saklamişki, O nu sebeblerden arayip bulmak bizlere kalmiş.
"Regaip kandili geldi, üç aylara giriyoruz "Regaip Kandiliniz Mübarek Olsun"
Rabbim, Mehdi ve Ceamaatini, AKLI KIT larin ahmakligindan, muhafaza buyursun.
---oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 6 Nisan 2016 Çarşamba
Original Kar © glan
|
|
|
|