Welcome, Guest |
You have to register before you can post on our site.
|
Forum Statistics |
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 647
» Forum posts: 920
Full Statistics
|
|
|
Korkma öyle Mahzunda olma "Elbet Allah Bizimle Beraber" (22 Temmuz 2017 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 11:28 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
Korkma öyle Mahzunda olma "Elbet Allah Bizimle Beraber"
(Kar©glanin 22 Temmuz 2017 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لاَّ تَنصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُواْ ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لاَ تَحْزَنْ إِنَّ اللّهَ مَعَنَا فَأَنزَلَ اللّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَّمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُواْ السُّفْلَى وَكَلِمَةُ اللّهِ هِيَ الْعُلْيَا وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
İlla tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahracehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fîl gâri iz yekûlu li sâhibihî lâ tahzen innallâhe meanâ, fe enzelallâhu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelimetellezîne keferûs suflâ, ve kelimetullâhi hiyel ulyâ vallâhu azîzun hakîm
Esteuzubillah
Meali :
Eğer siz ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, “Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber” diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 40. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
مُوتُواْ بِغَيْظِكُمْ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
mûtû bi gayzikum.
Meali :
Esteuzubillah
Kininiz (sizi kahredip) öldürcekdir zaten.
Sadakallahul Aziym ÂLİ İMRÂN Suresi 119. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَاِذَا تَوَلَّى سَعَى فِى اْلاَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ وَاللهُ لاَ يُحِبُّ الْفَسَادَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve izâ tevellâ seâ fîl ardı li yufside fîhâ ve yuhlikel harse ven nesl(nesle), vallâhu lâ yuhıbbul fesâd
Meali :
Esteuzubillah
“Bu gibileri, işbaşına geçti mi, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekonomik ve sosyal düzeni ((:::) ver illimunatlar Gibi) ve nesli (insan nesli olsun bitki nesli olsun hayvan nesli olsun aynidir yani GDO ve Gen teknigini kulallanlar gibi) bozmaya çalışırlar. Ama Allah bozgunculuğu sevmez.”
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 205. ayet
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
Her kim (Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semi’ul alim) duasını sabah üç kere okuyana, akşama kadar, akşam okuyana da, sabaha kadar hiç bela gelmez.”
( Hadis-i Şerif ,İbni Mace )
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَلأُضِلَّنَّهُمْ وَلأُمَنِّيَنَّهُمْ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ آذَانَ الأَنْعَامِ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّهِ وَمَن يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيًّا مِّن دُونِ اللّهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُّبِينًا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve le udillennehum ve le umenniyennehum ve le âmurannehum fe le yubettikunne âzânel en’âmi, ve le âmurannehum fe le yugayyirunne halkallâh(halkallâhi. Ve men yettehıziş şeytâne veliyyen min dûnillâhi fe kad hasira husrânen mubîn
Meali :
Esteuzubillah
şeytan bazi kullari delalette birakip onlarin emniyet kilitini kaldirip onlara müadahle edecegini ve ( hayvanlardan veya bitkilerden olan) nimetlerin düzen odalarini bozmalarini emrdecegini (yani izan odasi düzen odasi veya düzen ve izan evleri demek yani DNA si demek hani atasina isyan edene izansiz deriz ya iste hayvnlarin bitkilerin izanini bozdular) ve allahin yarattigi huluk bozuldu, ve dedilerki bizde huluk ettk artik, ve o yüzden hani senden baska yaratan yokdu, onlara emretcen ve uyduruklari yaratcaklar manasindadir bu ve evet DNA yi bozup uyduruk uyduruk yaratiklar türetmye başladilar.
Nitekim şeytanin daha önce Allah herşeyi sudan yaratinca, suyun üstüne otak kurup yillarca suyu nasil bozarim fikri üzerinde calişdigini ve bataklik suyundan kendini degiştirip bozarak sivrisinegi ve mikrobunu türettigini anlatmişdik, ve işde yine şeytan toprakdada kendi demirinin küfünden olan tetenoz mikrobuna dönüşdü ve
ve insanoglunun iyileride veya kötülerde Allahdan aldiklari ilham ile domuzun icinde buna karşi bir madde oldgunu keşfettiler, yani domuzun yaratilma hikmeti, gecen hafta dedikya isa nin son yemeginden bundan yiyin amma eve götürmeyin dedigi hinzir etinden yiyip de hinzirlar ordusu olan isavilerden bahsettik ve isa 2000 senedir yaşiyorsa ölmez gitmez minzir denirya yani, onun ümmeti işde, ölmez gitmez alman mali denirya yine made in Germany yani eskimeyen alman mali ve yine alman domuzu gibi denirya, hinzir yani, işde domuzun geninde ne vardir, dah dogrusu, domuz cöp yer, yerde ne bulsa yer, pislik şeyler, temiz şeyler, ne bulursa yer, hatta kendi dişkisini bile yermiş, yani öyle olunca, mikroplarin zarar veremedigi bir canli, ölmez gitmez made in...
yani öyle olunca
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِى لاَ يَضُرّ ُ معَ اِسْمِهِ شَيْءٌ فِي اْلاَرْدِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمْ
Bismillahillezi Duasının Türkçe Okunuşu
“Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil erdi ve lâ fissemâi ve hüvessemi’ul alim.”
Anlamı
Öyle bir Allah varki O Allah’ın yüce ismine sığınana yerde ve gökte hiç bir şey zarar veremez! O, her şeyi işitir ve her şeyi bilir.
peki burda ne deniyor "la yedurru" yani zarar veren hicbir zararli, yerde veya gökte olsun, ona zarar veremez, yani hastalik da yine dzur demekdir,
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve eyyûbe iz nâdâ rabbehû ennî messeniyed durru ve ente erhamur râhimîn.
Meali :
Esteuzubillah
Ve Hz. Eyüp, Rabbine (şöyle) nida etmişti: “Muhakkak ki, bana bir zarar isabet etti (hastalık geldi mikroplar zarar verenler dokundu). Ve Sen, rahmet edenlerin en çok rahmet edenisin.”
Sadakallahul Aziym ENBİYÂ Suresi 83. ayet
yani hastalik ise mikroplarin yaptigi bir durumdur, ve diyorki Allah, öyle bir Allah varki, o Allaha mikroplar zarar veremez diyor, yani öyle olunca isa havarilerine ne yedirdi, hinzir ne yediler hinzir eti, ve hinzir nedir, mikroplarin zarar veremedigi, ve isa ve babasi bu hikmeti bildigi için, ve yerde ve gökte hicbir mikrobun zarar veremedigi birde halife var dünyada mehdi ve isa 2000 küsür senedir diri ve hay hicbir mikrop onlari yikamadi demedkir bu, işde tetenoz mikrobunun aşisini icad edende, işde domuzda olan maddeden icad etti, icad etti degilde, yani ne işe yaradigini ilham yoluya bildi,ve öyle olunca, yani domuzun yaratilma hikmeti ise işde
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لاَ يَضُرّ ُ معَ اِسْمِهِ شَيْءٌ فِي اْلاَرْدِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ
hikmeti için yani yerde ve gökte hicbir mikrop ona zarar veremez, ve Allah işde bu hikmeti ve halifelegini de isavilere verdi
ve gavurlar insan bedeninde, isa yi yeniden canlandiran isa siniri diye bir sinir buldular, ve gizli isimini " Rotes Kreuz" koydular, ve Rotes Kreuz ondan sonra kuruldu, ve yeniden canlandirma görevini, işde Rotes Kreuz yani, Kızılhaç görevileri yapmakdadir bugünümüzde, yani o siniri bilen gizli örgüt ve nasil yeniden canlandirildigini bilen kimseler.
---------------
Gavslik Makamina cikmiş bir kimse, yani vahdeti vücud makamina cikmiş olan kimse, gercekdende o makamdaysa, o zaman vahdeti vücut o ise, bütün kainat onun bedenindedir, öyle olunca hasta olsa, kendi kendini iyi etmesi lazimdir, cünkü kainat onun bedeninde ise, o zaman dişardan gelecek doktorda onun bedneninde mevcut, onun verecegi şifada zaten, onun bedeninde mevcut, o halda doktora ne hacet, hakime ne hacet, bilmem alime ne hacet degilmi, yani kainat zaten o, herşey sende ise madem, niye dokdtur ararsin ah mak o zaman kendi kendini, kendin tedavi et, nitekim ateşe atilirken hz ibrahim, cebrail geldi, birşey istiyonmu diye sordu, sen dedi cik aradan cebrail ,Allah beni görmüyormu ki ne haldeyin ben, ben bu halde daha ne isteyen, madem o Allah görsün bilsin, caresine baksin dedi, sen girme araya dedi, ve öyle olunca aracisiz ilac halilullah makami, yani arada araci kullanmayan, direk Allahdan, yani işde sen madem gavsim falan filen diye ötüyon, bizim şeyhimiz gavs diye öten ah maklar sizede sözüm, o zaman kendi derdine, kendi derman olsun, yani aracisiz imdat, yani sen vahdetsen, herşey sende zaten, madem gavs oldugunu iddia ediyon, o zaman haydi kendi yarani kendin sarda bakalim ahmak, yani işde hastalikda sende mevcut ilacda, eger sen gavs isen, madem haydi derdinin ilacini bul o zaman kendi vucudunda, kendine care ol, varmi öyle beş köfte üc kuruş, yedirmezler sana filan öyle gavsiligi halilurrahmanligi.
Yani işde zikirimizde biz ne cekeriz dedik, en son 21. sinif sofiler halilurrahmanliik kazanmak için ne okurlar dedik, bir yere gelirlerki zikire ek yapmak lazimdir yani
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn.
Meali :
Esteuzubillah
Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
Sadakallahul Aziym FÂTİHA Suresi 5. ayet
Yani 21 defa okunur, sonra fatihanin kalan kismi tamamlanir, yani cebrail sende cik aradan, biz yalniz Allah a kulluk eder, ve Allah dan meded ve yardım bekleriz demekdir bu . yani artik vahdete dogru yelken actik ve halilurrahman gemisine bincez demedkir bu. yani kendi doktorun kendin oluvermek, kendi terzin kendin oluvermek, yine kendi ahcin kendin oluvermek, kendi evini kendin yapmak, kendi kahveni kendin yapmak ,......yani mehdi özelligi bütün mesleklerden biraz biraz cakmak, yani her pohdan cakmak veya anlamak velhasil kelam.
yine "istiaze duamizin" ve "rabenefrig" ve "vedfea" dualarimizin tefsirine gelince
ne diyoruz o duada mesela birincisi nedir o
"vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kafiriyn,"
"(Ey Rabbimiz!) Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."
deriz burdaki kötü kimlikli kimseler kimdir, Kafirler, nerden belli kötü oldugu, cünkü Allah kuranda diyorki
Esteuzubillah
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَاِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ الْكَافِرِينَ
“Allah kâfirleri sevmez.”
ALİ İMRAN-32. ayet
"vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil münafikiyn"
yine mesela nederiz istiaze duamizda, yine münafiklara karşi rabbimizden meded ve yardım dileriz, nitekim kuranda münafiklar hakkinda
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ آمِنُواْ كَمَا آمَنَ النَّاسُ قَالُواْ أَنُؤْمِنُ كَمَا آمَنَ السُّفَهَاء أَلا إِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَاء وَلَكِن لاَّ يَعْلَمُونَ وَإِذَا لَقُواْ الَّذِينَ آمَنُواْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُواْ إِنَّا مَعَكْمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِؤُونَ اللّهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ وْلَئِكَ الَّذِينَ اشْتَرُوُاْ الضَّلاَلَةَ بِالْهُدَى فَمَا رَبِحَت تِّجَارَتُهُمْ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve izâ kîle lehum âminû kemâ âmenen nâsu kâlû e nu’minu kemâ âmenes sufehâu, e lâ innehum humus sufehâu ve lâkin lâ ya’lemûn
Ve izâ lekûllezîne âmenû kâlû âmennâ, ve izâ halev ilâ şeyâtînihim, kâlû innâ meakum, innemâ nahnu mustehziûn.Allâhu yestehziu bihim ve yemudduhum fî tugyânihim ya’mehûn.
Ulâikellezîneşterevûd dalâlete bil hudâ, fe mâ rabihat ticâretuhum ve mâ kânû muhtedîn
Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.
İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler. Allah da onlarla istihza (alay) eder ve onlara mühlet verir. Onlar, kendi azgınlıkları (isyanları) içinde bocalarlar.İşte onlar, o kimselerdir ki, hidayet ile dalâleti satın aldılar. Fakat onların ticareti, onlara hiç kâr sağlamadı ve hidayete ermiş değillerdi.
ve gösteriyorki bu ayet, Allah münafiklari yani ikiyüzlü kimseleri sevmiyor, ve onlar Allahin mümin kullari ile alay etsede, Allahda onlarla alay edip, onlari delalette birakir ve hidayete dogru yola erdirmez diyor , yani öyle olunca duamizin bu kismida yine kuran ayetleri ile sabittir, ve böyle kötü mikroplardan korunmak lazimdir, ve Allahdan yardım istemek lazimdir ve biz yardım ister onlardan uzak olmak istedigimizi bildiririz rabbimize.
yine mesela derizki istiazede yine
"vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil müsrifiyn,"
Allahim müsriflre karşi yani israf ehline karşi bize yardım et diye dua ederiz ve bu gibi kimseleri bizden uzak et diye yardım dileriz bu yanlişmidir, kuran dişi bir istekmidir? hayir yine karun ayeti ile sabitir, neden cünkü kuranda kapi gibi ayet var
Allah Teâlâ, Müsrifleri Sevmez
Esteuzubillah
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَابَنِى اَدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلاَ تُسْرِفُوا اِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yâ benî âdeme huzû zînetekum inde kulli mescidin ve kulû veşrebû ve lâ tusrifû, innehu lâ yuhıbbul musrifîn.
Meali :
Esteuzubillah
“Ey Âdemoğulları! Allah Teâlâ’ya kulluk olsun diye, yapıp ettiğiniz her işte, kendinize çeki düzen verin, yiyip için, fakat saçıp savurmayın; çünkü Allah savurganları sevmez.”
A'RÂF Suresi 31. ayet
Ve böyle böyle duamazin her birinin delilleri vardir, kuranda bu kimlikdeki kimseler aynen mikroplar gibidir, onlardan uzak durmak, ve onlarin zararindan emin olmak için, allahdan yardım dilemek gerekir, ve duamiz yine onun icindir, ve kurandan delilleri sabittir.
Bu dualarmiza delil olcak ayetlerden oluşan bir konu hazirladik, ve onu buraya eklersek konu cok uzun olacagi için, size konunun linkini veriyorum
Ayetlerde Geçen Allah u Tealanın Sevmediği insanlar Kimlerdir?
ve artik 21 Hazirani geride birakdik ve gün döndü ve artik günlerin kisalmasi ve mevsimin dönmesi için 5. sinif sofilerimiz artik günde iki defa zikredenler, birde ikindinden sonra uzun zikiri ve sabahleyin kisa zikiri etcekler, ve ayrica Allah zikirimizde artik taaa 21 Araliga kadar 66 defa cekilcek, yani gündüz kisalcak geceler karanlik ve zulumet yavaş cogalcak ve karanlik burclu kimselere hak taninmaya başlancak, önden buyurun efendim denilcek yani yavaş yavaş, ve artik yarinden itibaren sabah namazini bazen bazen son vaktine birakilcak ki ve gece gündüzü itekleyip kakdircak, ve yerine karanlik gececek, yine ikindi ise ilk vaktinde kilinmaya calişilcakki artik geceya yer vermek gibi, yani ve sabahlar gec aydinlik olcak, akşamalar erken karanlik olcak, ve yine yarinden itibaren ara ara akşam namazindan sonra evvabin namazi kilincakki günler erken kararsin yani..
ve biz merkür burclu ve tarikatin şeyhi olarak, zikiri ilk ceken oldugumuz için, biz sizden fersahlar öndeyiz öyle olunca, biz mevsimlerden wintere yani kişa yol aliyoruz, ve siyah tesbihe gecdik, ve biz gibi başak burclu kimselerde siyah tesbihe gecsinler, cünkü gezegenlerin seyrinde, ic kulvar diş kulvar meselesi vardir yani
Merkür burclu kimse icden döndügü için, döndügü mesafe kisadir, ve hemen döner, ve fakat dişdaki pluton burclu kimse ise, bir turunu 83 senede atiyor, 4mevsiomi o 83 sende tamam ediyor biz ise dünyali olrak 365 günde, yani ona yaz 83 senede bir defa geliyor, yine bahar 83 senede bir defa, yine sonbahar ayni yani.... ve fakat biz merkür burclular da 33 defa yaz 33 defa kiş ve 33 defa bahar ve 33 defa sonbahar 33 defa kiş oldugunda, dünya daha güneşin etrafinda bir defa tur atmiş, ve adem burclu havva burclu kimselerde mevsim tek tur atmiş olur, yani o yüzden biz icden döndügümüz için, bizde mevsim şimdi merkür kiş burcu makamina vardi, yani öyle olunca, siyah tesbih zamani, sizinki hangi burcda iseniz önce astronomi okuyun burcunuz, yaz konumundami, yoksa baharmi, kişmi, mesala brezilyada kiş iken, sizin bazilarinizda daha bahar bile gelmemişken, bizde yaz idi, ve öylede olunca, yani işde size ayaklariniz veya ve poponuz eger yazda isek, yanma olunca, yani güneşe yaklaştiginizi, ve cok yanma olursa artik dönmeniz ,ve tesbih degişmeniz gerektigini bildirir, yani uzak olunca kiciniz üşümeye başlayinca, anlayinki ve fazla donarsa, artik tekrar bahara dönmeniz lazim, ve ya ayaklarinizdan belli olur, yada kafanizdan, yada poponuzdan, yani sirtindan da bazen belli olanlar olabilir. sadece tarikimize mensub kimselerde gözükcek hassas ayarlar icindir bunlar. yani yine kabede dönerken ic kulvar diş kulvar meselesi yani icden dönen ilerdedir biraz, dişdan dönen daha onun yanina yerine varamaz hemen, geriden varir yine en dişdan dönen, en gec hacerül esvedi selamlama yerine varir degilmi
o yüzden siz hangi burcdan iseniz mevsim tesbihini degiştirme işlemini hassas teraziniz olan vücudunuzdaki hassas alametlere bakip, ve birde astronomi ve astrolji okuyup ona göre hareket etceksiniz velhasil kelam. yoksa kicin yanarken, sen hala yaz tesbhi ile cekersen, senin gezegen güneşe fazla yaklaşir, ve böyle senin oldugun yerdede mevsim kurak gecer, ayari iyi yapin, öyle salak salak degil yani, ögrenin artik kainati kumanda etmesini , Allah öyle buyuruyor, artik kainati size musahhar kildik, yönetin artik onu diyor.
Gecenki vaazlarimizda golden halimeden bahsettik ve bakara suresine ismini veren mantafon inekden bahsetik, ve kuranda diyorki, neredeyse keseceklerdi, ve bunu israile indi ve söylendi saniliyor, halbuki hindular inek kesmeyenler degilmi, o zaman bu ayet hindulara inmiş olmazmi, yani işde inek kesmeyip o inege tapanlar, neden işde golden halime soyu kesilmeden üremiş olsun diye.
-----------------
Ali Semerkandi hazretleri diyorki
"Ne sen kimseden incin, Ne kimse senden incinsin"
dedikya gecen "Allahümmahşuruna fi zümretissalihiyn" dedin, ve Allah seni Bir müminin evindeki caydanligi yapti, yada onun yastigi yorgani yapti dedik, yani öyle olunca yastik olan mümin, öyle bir mümin olmaliki, pamuk gibi, yani ne kimseden incincek, ne kimse ondan incincek, yani öyle olunca, pamuk yastik gibi, yani müminin yastigi olmak, o kadar kolay iş degil yani, yukardaki sözü başarabilcek er gibi adam varmi veya er gibi kadin varmi, yani öyle olunca, işde müminlerle haşret dedin, ve bizim zikirimizde " ve elhigni bissalihiyn" bizi salihlerin arasina kat demek o kadar zor, yani salihlerin arasina katdi, belki sen bir müminin caminin önündeki cicegi oldu, cebindeki kalemi oldun degilmi, amma işde eger bir müminin yastigi olmaya aday isen, senin yapacagin en gökcek ahlaki ali semerkandi söylemiş işde "Ne sen kimseden incin, Ne kimse senden incinsin" bunu başarabilirsen, yeni versiyonun belki mehdinin evindeki yastigi oldun, yorgani oldun demekdir.
evet pamuk gibi yumuşk müslümandan bahsedilirde, taşfirin erkekden bahsedilmezmi, peki hani kazak erkek arar bazi kadinlar, vursun sövsün dövsün amma benim erkegim olsun gibi, yani sert adam, sertlik işde cinsellikle alakali, nefsin sert ise, nefsinin ucu olan zekerinde sert, demir gibi demek, yumuşadin derviş yunus gibi oldun, gerdekden döncek kadar olursun, pamuk gibi oldu, kadinin birisi demiş "dişin keserken yiyecen, yakişiyorken giyecen, tikin kalkarkende ....." demiş yani öyle olunca, sertlik işde nefsin sert olmasi demek işde oranin sertligini temsil eder, amma insan rahmanligi tatdiysa, belki birde rahimligi ögrencek, dedik öyle olunca kaziklarin başi şeytan dedi "egilmeyecegini secde etmeyecegini bükülmeyecegini, yani mümin oldun pamuk gibi oldun, peki şeytana uydun sertlleşmeye başladin demekdir, seni gidi findikkiran yilani deliginden cikaran, yani şeytan uymadan o iş olmuyor işde, sertlleşmek demek demirleşemek demek bakirlaşmak demek, yani işde günah bu yüzden, amma hani bir yumrukda adam öldüren musa var ya, sert erkek, yani israil köpekleri sert erkegi oynuyorlarya hani şimdi, mescdi aksada sorun yapiyorlarya, yani öyle olunca babaniz musa sert erkek, musayi firavun önüne katmiş, arkasina bakmadan kaciyor erkekligin 10 da dokuzu kacmakdir diye kacmay başlamiş, buna inanmadinmi? kafirler muhammedi kovalamişlar, o cessur muhammed mekkeden medineye kacmiş, yani o zaman eger sen ben kazak yada kazik erkegin dersen, böyle bir firavun takarlar peşine, ayaklarin kicina dege dege kacarsin, işde egilmiyon diyen, demir cibilliyatli şeytani sülaymanin ve davudun eline verir Allah, döve döve adam edip eger büker, senmisin egilmeyen, senmisin rahimlige iman etmiyen, gel baken rahim Allah nedir bir ögren, boyun egmesini aşagida olmasini, topak gibi olmayi da ögren, hep gökten baba gibi yildirimlar yagdirma, birazda toprak olda, verim ver diye, seni anne yaparlar, rahim yaparlar, ve muhammed o kivama gelince Allah dedi
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm.
Meali :
Esteuzubillah
Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
Sadakallahul Aziym TEVBE-128. ayet
Diye meal vermişler bu ayete, yani diyorki rabbimiz, artik rahimligi kazandin, hemde cok yüce bir rahimligi kazandin, kimdir o fatmaligi kazandin, artik sen ve senin yeni versiyonun cok yüce bir rahim olan, anne olan, annemiz olan fatmaligi kazandin artik, "raufürrahimsin" yani bizim zikirimizdeki yine "rahmenirrahim" ve "raufürrahim" hikmetide budur yani.
Rabbim seyri sülükünüzde, yüce rabbimizin bildigimiz 99 güzel esmasi olan, bütün elbiselerini bir defa giyip cikarmayi nasip etsin askerime.
--oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 22 Temmuz 2017 Cumartesi
Original Kar © glan
|
|
|
Ey Mehdi Askeri! Zikirden Kesilenlerden olmayin (Kar©glanin 15 Temmuz 2017 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 11:20 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
Ey Mehdi Askeri! Zikirden Kesilenlerden olmayin. Şeytanın, Allah’ı anmayı unutturdukları gibi olmayın
(Kar©glanin 15 Temmuz 2017 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Meali :
İşte O, Sübhan’dır. Herşeyin melekûtu (mülkü ve hükümdarlığı) O’nun elindedir. Ve herşey, O’ ndan cikip, geri O’na dönücüdür.
Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 83. ayet
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.
Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateş kıvılcımları seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder.
( Hadis-i Şerif , Müslim ve Buhari)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
İyi insanlarla gezmek ve iyilerden bahsetmek de nimettir. Çünkü hadis-i şerifte, (Salihler, iyiler anıldığı zaman rahmet nazil olur) buyuruldu. (İ. Ahmed)
Rahmetin sebebi iyi işlerdir. İyi işlerin sebebi de onlara heves etmektir. Onlara heves etmenin âmili de sâlihleri iyi hâlleri ile anmak ve hatırlamaktır.
kötüler anıldığında lânetin inmesidir. Çünkü kötüleri ve kötülükleri çokça anmak, insana kötülük yapmayı kolaylaştırır. Bu da lâneti gerektirir. Lânetse Allah’tan uzak kalmak demektir.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنسَاهُمْ ذِكْرَ اللَّهِ أُوْلَئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ نَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ فِي الأَذَلِّينَ كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
İstahveze aleyhimuş şeytânu fe ensâhum zikrallâh, ulâike hizbuş şeytâni, e lâ inne hizbeş şeytâni humul hâsirûn. İnnellezîne yuhâddûnallâhe ve resûlehû ulâike fîl ezellîn. Keteballâhu le aglibenne ene ve rusulî, innallâhe kaviyyun azîz.
Meali :
Esteuzubillah
Şeytan onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Böylece Allah’ın zikrini onlara unutturdu. Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın tarafında olanlardır(Yani şeytan hizibini yanir ordusnu böyle meydan getirir) . İyi bilin ki,şeytanin hizbi yani şeytanin ordusu, şeytanın tarafında olanlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Allah’a ve peygamberine düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar.
Allah, Ana karta kainatin programina “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Muhakkak ki Allah; Kavî’dir Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
Sadakallahul Aziym MUCÂDELE Suresi 19. 20. 21. ayet
Bizim "salavati kebire" ve "salavati kasr"da okudumuguz salavatin sebebi ve hikmeti bunlara binaendir, yani iyileri anip, onlarin güzelliklerine ve iyiliklerine talip ve sahip olabilmek için, ve yine zikir ile Allahi ve peygamberlerini ve meleklerini anip, onlardan manevi olarak fayda görmek icindir, ruh için uzaklik yakinlik sorun degildir iyi ruhlar anildiklari yerde oiluverirler, ve kötü ruhlarda böyledir, kötülikleri ile beraber, kötü olanlarin yanindadirlar, yani decal ve hizbi ve şeytan ve hizbi yani.
Peygamber Efendimiz de hadis-i şeriflerinde şu tavsiyelerde bulunmaktadır: “İyi arkadaş yalnızlıktan, yalnızlık da kötü arkadaştan hayırlıdır. İyilerle dost olan, misk satanla beraber olan gibidir. Onun güzel kokusu diğerine bulaşır.
Kötülerle beraber olan da demirci çırağı ile beraber olan gibidir. Onun kiri de diğerine yansır.” (Buhâri, Zebaih, 31, Buyû’, 38; Müslim, Birr, 146; Ebu Davud, Edeb, 16); “Kişi dostunun dini üzeredir. O hâlde kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin.”
(Tirmizî, Zühd, 45); “Kişi sevdikleriyle beraberdir.” (Buhârî, Edeb, 96; Müslim, Birr, 165; Tirmizî, Zühd, 50, Da’avat, 98 );
“Mümin müminin aynasıdır.” (Ebu Davud, Edeb, 49);
“Müminler bir binanın tuğlaları gibi birbirini destekler.”
(Buhârî, Mezâlim, 5, Salât, 88; Tirmizî, Birr, 18 )
(Uçurumun kenarında dolaşan, uçuruma yuvarlanabilir.) [Buhari]
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr.
Meali :
Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.
Onlar da şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz büyük bir sapıklık içindesiniz’ (Yani siz Yalancilardansiniz) demiştik.” derler.
Sadakallahul Aziym MULK Suresi 8 ve 9. ayet
Zikir ceken sofilerimizde Su gibi olma özelligi meydana gelir, ve neyin yanina varsa, neye degse, ondan, ve onun renginden, ve kokusundan, ve şekli ve kabindan oluvermek gibi bir hal, yani hal sektesi denen bir durum vuku olur, ve öyle olunca, ne ile, kim ile dostluk kurup, ne ile mesgul oldugunuza dikkat edin, yoksa zikirden kesiliveririsniz, ve allahi unutanlardan oluverirsiniz, cünkü hal gecmesi diye bir durum vardir o yüzden
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir, o halde kiminle arkadaşlık edeceğinize çok dikkat edin"
( Hadis-i Şerif , Hakim)
Kötü arkadaşları terk et. Onlara sevgi duyma, salihleri sev. Yakının bile olsa, kötü arkadaştan uzak dur. Uzak bile olsa, iyi arkadaşlarla beraber ol. Kimi seversen, seninle onun arasında bir yakınlık hasıl olur. Bu bakımdan, sevgi beslediğin kimsenin kim olduğuna iyi bak. Bir sepet sağlam meyvenin içine bir adet çürük meyve koysanız hepsini bozar, bir sepet sağlam meyve o bir çürüğü sağlam yapamaz. hatta bir sepet çürük meyve koysanız içine bir adet iyi meyva koysanız o iyi çürükleri iyi yapamaz, mehdidinin görevide bundan daha zordur, kötüleri iyi yapmak ancak Allahnin işidir, ancak iyi bir meyva bozulmadiysa, ve birde iyi bir tohum ve cekirdek verdiyse, yine o cekirdekden dikdikce, ekdikce, bir orman kadar, bir harman kadar iyi meydana gelebilir degilmi ”
o yüzden muhammed yine dedi
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Kıyametin kopacağını bilseniz (kiyameti kopuyorda görseniz) elinizdeki hurma çekirdeğini (yani fidanı) dikiniz”
( Hadis-i Şerif , Riyâzü’s-Sâlihîn)
Salihlerle beraber olan, onlardan hiçbir şey öğrenemese bile, yedi ikrama kavuşur:
1- İlim talebesinin faziletine kavuşur.
2- Onlarla beraber iken günahtan uzak olur.
3- Evinden çıkışından itibaren rahmete girer.
4- Onlara inen rahmetten o da faydalanır.
5- Onları dinlerken, kendine sevap yazılır.
6- Melekler ondan memnun olup, dua eder.
7- Attığı her adım, günahına kefaret olur.
Allahü teâlâ da ona altı ikramda bulunur:
1- İlim ehliyle bulunmayı ona sevdirir.
2- Âlime uyanlar gibi sevaba kavuşur.
3- O salihlerden birinin şefaatine kavuşur.
4- Günahkârların gittiği yerlerden soğur.
5- O da salihlerin yoluna girmiş olur.
6- Dinimizin emirlerine uymuş olur.
Bir kimse, Peygamber efendimize, (Kıyamet ne zaman kopacaktır?) diye sordu. Ona cevaben, (Kıyamet için ne hazırladın?) buyurdu. O kimse, (Fazla ibadetim yok. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum) dedi. O kimseye, (Herkes sevdiği ile beraber olacaktır. Sen de, ahirette sevdiğinle beraber olacaksın) buyurdu. (Buhari)
Hikmet ehli buyuruyor ki:
1- Âlimlerle beraber olanın ilmi artar.
2- Salihlerle beraber olanın, ibadete rağbeti ve günahlardan kaçma arzusu artar.
3- Fâsıklarla [açıktan günah işleyenlerle] düşüp kalkanın günah işleme cüreti artar.
4- Zenginlerle düşüp kalkanın dünya sevgisi artar.
5- Fakirlerle beraber olanın şükrü artar. Bir kimse, bir âlimle dünyayı dolaşsa, âlimden dinine ait bir mesele öğrense, birlikte yaptıkları seyahati boşa gitmiş olmaz. Bir kimse de, âlimlerle, salihlerle beraber olsa, hiçbir şey istifade edemese bile, onların yüzüne bakması, onun için büyük bir nimettir. Çünkü salih Müslümanın yüzüne bakmak ibadettir.
Kötü arkadaş, bir tane olsa da çoktur. İyi arkadaş bin tane olsa da azdır. İyilerle dost olmalı ve sayısını çoğaltmaya çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çok dostunuz olsun; çünkü Rabbiniz kerimdir. Kıyamette dostları arasında bulunan kuluna azap etmekten haya eder.) [Şir’a]
(Çok tanıdığınız olsun! Kıyamette hepsi de şefaat eder.) [Şir’a]
(Allahü teâlâ, rıza-i ilahi için bir din kardeşi edinenin Cennetteki derecesini yükseltir.) [İ. Ebiddünya]
(Allah için ahiret kardeşliği yapan, ahirette öz kardeşinden daha faydalı yardımları, o ahiret kardeşinden görür. Allahü teâlâ, ahiret kardeşini çok seveni, o nispette çok sever.)
[Ey Oğul İlm.]
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn
Meali :
Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla iyilerle beraber olun.
Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ العِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ellezîne yettehızûnel kâfirîne evliyâe min dûnil mu’minîn(mu’minîne. E yebtegûne indehumul izzete fe innel izzete lillâhi cemîâ.
Meali :
Esteuzubillah
Müminlere düşmanlik etmek için (ittihaze etmek için) kâfirleri dost edinenler varya(şeytan ve hizbi ve Deccal ve hizbi gibi). İzzeti ve şerefi onların yanında mı arıyorlar? Oysa muhakkak ki izzet ve şeref, tamamen Allahla beraber olanlar ( yani muhammed ve ashabi gibi ve yine mehdi ve cemaati gibi iyiler) topluluguna aittir.
Sadakallahul Aziym NİSA Suresi 139. ayet
iyilerle beraber olacagiz, ve fakat iyi olsan, en iyi olsan, seninde bir zayif ve kötü tarafin, yani gülün bile dikeni olur degilmi, öyle olunca, sevdiginide garerince sev, yani ne demekdir bu, yani seviyorsun tamam amma, sevdiginin herşeyinide alma öyle, yani sadece iyi ve güzel huylarini al, kötü ve cirkin olan bazi halleri olabilir, onlari es gec, ve bin iyiligin yanindaki bir kötü halini el alipda, onuda yerme, gül dikensiz olmaz, mümin hatasiz olmaz, beşer şaşar degilmi, günah bizlerin ders alip iyi ve iyiligi secmemiz için konmuş sinir taşlaridir, sinir taşlarini gördükce yolumuzdan devam etmeye calişmak müminin almetidir. işde yani mesela kiraz seviyorsan, tamam kirazi sev ye, amma allah kirazin icinede cekirdek ucunada sap koymuş, sapini ve cekirdgini kopar ayir kenara koy, cekirdeginide yeme bazen cekirdegide yenebilenelr vardir elbet, kilciksiz hamsi sanki, yani öyle olunca herkes kilciksiz hamsi ariyor, amam hatasiz kul olmaz, dikensiz gül olmaz, o yüzden sen ari gibi ol, ari cicege konar, o ne yapragini koparip yer, ne sapini, o ciceigin özü olan balini alir, ey mmüin ey mehdi askeri sende bizi severkende garerince sev, bazi kötü huylarimizi ve kötü hallerimiz olabilir, sen onlari örnek alma, onlar bizim dikenimiz gibidir, boyunumuzu egmemizi saglayan kusurlarimizdir, yoksa günahsiz olsak, Allah muhafaza firavun gibi tanriliga kalkar insan degilmi, o yüzden günahimiz boynumuzu egdiren yermizdir. sen onu alma elbet seninde boynunu egdiren, bir başka halde sende mevcuttur, sen seininki ile boyunu egde firavun gibi olma. ve altin camura düşdüyse, sen onu camurlu camurlu alip cebine koyma, yika sonra cebine koy ki, cebin batmasin, bizide öyle hatalarimizla alma, sen iyi olan yönlerimizi örnek al, biz bazen camura batsakda, Allah gayret verir, sonra yine yüze düzlüge cikariz, sende gayret et, adem gibi günahdan sonra tevbe etmesini ögren ki onlar dedilerki :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
قَالاَ رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Kâlâ rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn
Meali :
Esteuzubillah
“Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”
Sadakallahul Aziym Araf Suresi 23. ayet
Tevbinin ikinci makbul ve elzem olan yeri günahdan sonra, aklimiz başimiza geldigi ilk anda hemen tevbe edivermek, yani acili yemek yerken, ardina yogurt yemek, ve onun acisini izala etmek gibi, yoksa su icmek onun acisni ve hareretini kesmez, yani rahmetin söndüremedigi yangin varmidir, ve evet rahmet yani su biber acisini dindiremez söndüremez, sadece bir an keser amma, sönmez o aci ve hararet, halbuki yogurt onun acisni keser . yani öyle günahlar vardrki, onlari tevbe bile kurtarmaz, ancak nuru ilahi lazimki, onu ( o günahkari) tekrar eski haline getirsin alevini söndürsün.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ إِلاَّ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَن يَكْفُرْ بِآيَاتِ اللّهِ فَإِنَّ اللّهِ سَرِيعُ الْحِسَابِ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
İnned dîne indâllâhil islâm, ve mâhtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb.
Meali :
Esteuzubillah
Muhakkak ki Allah'ın indinde dîn ve deyn yani dünya , İslâm'dır ( ve ya hani sag salim deriz ya yani dünya sag kalabilenlerindir). Kendilerine kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hased sebebiyle ihtilâfa düştüler. Ve kim Allah'ın âyetlerini örterse (inkâr ederse)(bunlar incildekilerde olabilir tavrattakilerde olabuilir kuranadkilerde olabilir), o taktirde, muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.
Sadakallahul Aziym ÂLİ İMRÂN Suresi 19. ayet
Deniyorki bu ayete meal verirken :" Allah katinda din, yalnizca bir islamdir. gayrisi yok" manasi veriliyor be mealci ,be tefsirci saftrik ah mak adam, ayeti iyi oku, ne diyor burda eger din bir islam olcaksa madem, isayi peygamber yapip gönderen benim babammi, yie incilde gönderdgi ayetler ve ve onlarin hükmü olan dini babammi icad etti peki? dini bir islamda a man yak adam, yani yine musaya inen tevrati babbami yazdi icad ettti saftrik müslüman ha, din bir islamdir manasi verilirmi bu ayete saftrik müslüman, din bir islamda isanin dini kimin dini, musaninkin kimin dini demek yokmu? onlar kilif uydurmuşlar neymiş muharref dinlermiş, hay senin hoca gibi alim gibi başina taş yagsin emi, yani bak diyor rabbimiz bu konuda senin dinin benim deynim diye ihtilafa düşdü insanlar, oyaski allahin ayetlerini inkar edenlerin hesabini cabuk görür Allah diyor. yani isa ninki de din musaninkide muhammedinkide din, amma tabiat farkli, cibilliyati farkli inslara, farkli hüküm ve hukuklar sadece onlar, bazi genel kurallar aynidir amma, mesala bugday ekimde ekilirken, dometes fidesi bahardan biraz önce dikilir, yani mesela evinde camin önüne belki, yada serada yetişcek ise, belki ocak şubat gibi dikersin, sonra mayisda da onlari sereya yada tarlaya alirsin, yine bugday için olcak bakim, domates için ayni degildirki, sulamasi farkli, meyvasi farkli, yemesi farkli, insandaki yaptgi görev farkli degilmi? o zaman isa ümmetide bir grup ve ümmet ise sanki müminler inekler keciler koyunlar grubuysa, onalrda belki şarap icen domuz yiyenler grubu, son yemekden evine götürüp yiyipde domuz olanlar gibi bir ümmet, ve grup ve cibilliyatda onlar sanki. aralarinda tabiki inek ve dana olan köpek olanlarda olacak, cünkü kitmir isa askeriydi, yani isa askerleri olan kehf ashabinin köpegi olan askeriydi, yani öyle olunca, kimler hangi grupdan ise, onlara inen kurallar onlara göre, köpege verilen, kediye verilmez, kediye verilen inege verilmez, inege ot kediye köpege et verilir degilmi, köpegin boku, ters yani gübre yerine gecmez iken, inegin tersi gübre yerine gecer, degilmi, faydali varliklarda derecesine göre yani, müminlik ve iman dereceleri fayda verdiği derece ile, ne kadar faydali ona bakar. sadece yanina gelene kokusu faydali olan mümin ile , halbuki bazi müminler varki biribirnden binler kilometre veya zaman arlagi ile fersah fersah uzak amma, o öbürüne haala fayda verebilir. nitekeim muhammed bekaya göceli binler sene oldu daha hala insanliga ve müminlere faydali ve fayda verir. yani imanin derecesi senin hangi cibilliyatta oldugunu tespit etmemize yarar.
bir dahaki haftlalara tefekkür sorusu "isaya isa isimini kim verdi, isa demek ne demek" biraz tefekkür ediniz .
hani ölüme cok yaklaşanlar bir işik gördüm diyorya, ve yine hani bir laf vardir yeni dogan cok cocuklu insanlar için couklari için "işigi gören geliyor" deniyorya, yani iki işik, biri ölürken işik görüyor, biri dogarken işik görüyor, o zaman bu işik, hamile kadinda rahmin suyunu birakip acildigi anki rahimden iceri giren işikmi yani, bir dünyadan bir dünyaya, yine anneden başka bir anneye gecişmi acaba demek yokmu?....
---------------------
Ahmet Hulusi amca ve hulusi tarikati sevenleri ve birde adnancilar dünya hologram dünya diyorlar, yani demek istiyorlarki, dünya diye bir yer yok, sadece beynin senin öyle saniyor yani matrix filimindeki matrix denen yer gibi diyorlar öylemi peki
ELCEVAP:
Hani biz diyoruz ki : herşeyin bir frekenai var, kuranin ebcedi, duanin, ayetin, yaptigin işin, müzigin, fizigin bir frekansi var, işde bilgisayarda bunlari göstermek ve veya müzik calmak, veya video göstermek için, bir ve sfirlarin yanyana gelmesinden oluşuyor dedik, ve deccalinda bunlari ters cevirip yani kehrwertini alarak ,iyiyi kötüye cevirdgini yazdik söyledik ya , bizde de yani bir frekans sistemi var, metemetisel veyahutta metrixel bir dünya var, ve fakat eger dünya gercekde olmasa idi, sadece beynimiz öyle algiliyor olsa idi, beyin ne o zaman, beyinin calişmasi için enerjiye, enerji için şekere ihtiyac var, şeker için pancara, bal a börege ihtiyac var, o zaman beyinin bir sinyali algilamasi için, karpuz lazim, dometes lazim, eger dünya gercekde yoksa, dometes nerden gelcek karpuz nerden gelcek pekide, beyin algilayacak demek yokmu? o sadece insanin boyutlarindan birisi, algi boyutu , beyinin algi mekanizmasi yani kodu programi, sadece metrixel calişiyor, ciger öylemi degil, yine böbrek öyle degil, sadece beyin metrixel calişiyor, yine mesela burun koku ile algi yapyiyor, yani kitmir sistemi, köpek sistemi, yani dünya öyle hulusi babanin dedigi gibi halogram falan degil yani. şeriat halbuki oruc tut zekat ver diyor, eger oruc tutmak için yememek, sonra iftar için akşamda yemek lazimsa, yemek ne o zaman, halogram olurmu, şeriat dünya ile alakali kisim işde, metrixel degil yani, fakat sevap günah ne, onlar ancak metrixel kod ile algilanabilir yani, yin cibiliyat ne, bizim cibilliyatimiz olan hayvan ile, bagimizi hangi bag ile bagli, biz yerken o ne yapiyor, cünkü bir kedinin ömrü belki 20 25 sene, amma o 25 senede bütün ömrü tamam ediyor, insanin ömrü misal ile doksan sene olabilir, ve ciblliyati kedi olan birisinin kedisi 23 senede belki bu doksan seneyi tamam ediyor, yani muahmmede peygamberlik geldikden sonraki 23 sene gibi, amma bir bag var, onun cibilliyati olan ruh ile bir bagi var, fakat hangi sistem ile yani, işde Allah ceşitli sinyal sistemleri algilama metodlari halketmiş, farkli farkli boyut ve emmareler yani, o yüzden, 124 bin alemden bahsedilir ve denirki "124 bin alemin muhammedi" sen hangi alemdeki raşidi soruyon bana demek lazim, bitki olan raşidimi, hayvan olan raşidimi, kuş olan raşdimi, cicek olan raşidimi, bebek olan raşidimi, baba olan raşidimi, belkide bir başka hal, anne olan da olabilir degilmi, her halden biraz biraz tadiyorsa insan, tekamül icinde rahim ismini atmak olmaz degilmi, yani isimlerde esmalarda seyahat böyle işde, berber olan raşit, tirci olan raşid, kadastro tapucu raşid, hakim olan raşid, ve biz işde bu levelemizde yani bu seferki misyonumuzda Adalet yüksek okulunda bir sene okuduk, amma işde Allah mehdiye her meslekden ögrettigi için, "damdan düşenin halinden, damdan düşen bilir", hikmeti geregi bize Allah, hakimlik, savcilik, avukatlik, ve noterlik, ve ateşelik, mali bakanlik, derslerini işde bu bir senenin icinde rar paketi gibi paketleyip bir nebze sundu, garerince yetcek kadar ögretti, cünkü bu okul hizlandirilmiş bir egitim, ve hukuk fakültesinde dört senede görülen dersler, işde toplam bir senenin icinde görülüyor yani, mesela medeni hukuk dersi, hukuk fak. 4 de iken biz birinci sinifda ki iki dönemde onu okuyup bitiriyorduk, yine ceza hukuku 3 ve dördün dersi, biz ceza hukukunu ikinci semesterde okuduk bitidirik, yine hukukun axtrasi olan noterlik dersi onuda okukduk bitirdik , yine katiplik dersi daktiloyu okuduk, yine mailye dersi, yani hizli egitim işde, yani öyle olunca aynen mehdide bir kedinin bir 90 senelik yada 63 senelik bir insan ömrünü 23 senede tamam etmesi gibi, mehdide bütün ilimleri bu ömrüne sigdirmak zorunda, cünkü eger sona kalcak, ve fatiris semavati yapilcagi, kainatin yok edildikden sonra tekrar acilcagi zaman, bütün kainatin icinde olmasi gereken asil meyva ve , cekirdek ve yaratilşin gayesi o ise, kainatin meyvasi o ise, o zaman onun icine ayni nuhun gemisi gibi bütün iilmiler, dinler cibilliyatlar sigmak zorunda degilmi, son asker son iyi asker "The Last Man". ve decalda son kötüleri barindiran cekirdekdir yani.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Vahfıd lehumâ cenâhaz zulli miner rahmeti ve kul rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî sagîrâ.
Meali :
Esteuzubillah
Onlara (Anne Bababana) merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı ikisine de merhamet et.” de.
Sadakallahul Aziym İSRÂ Suresi 24. ayet
Bu ayette deniyorki "De ki o ikisine aci merhamet et" yani eger Allah aciyip merhamet edecekse o zaman bizim dememizin anlami ne o zaman, ve yine ayetin baş tarafinda ise onlara yardım ve tevazu kanatlarini indir deniyor, yani bizim hem fiili ve hemde gaalen yapmamiz gereken bir dua ve fiilmiş, yani öyle olunca, yani peki bizim dememizin ne gibi bir yaptirimi var demek yokmu? diyorki mehmet okuyan hoca zikir ve tesbih cekmekle falan bişey olmaz, fiili olcak dua ve zikir fiili olacak diyor, bundaki mana ne anlamamiş, ve Allah eger bizden sadece fiilen gidip anne babamiza merhamet edip, yardım edip onlar yaşlaninca, onlarin bakimini yapmamizi emredip isteseydi, bunu acik acik demezmiyidiki, gidin ve ananiza babaniza yardım edin, bakin demezmiydi, oysaki diyorki : "rabbim o ikisine merhmet et" deyin diyor. bunu zikredin diyor. "de" demek zikredin demekdir ve biz raşidi tarikati zikirimize bunu aldik.
demin dedikya senin124 bin yani binler versiyonun var sen hangi raşidi soruyon dedik, yani sen belki anana babana bakacan amma, annenin ve babanin yeni versiyonu var, onlar o işigi görüp yeniden dogdularsa, eger tekamüllerini daha hayattayken tamamladilarsa, bir defa daha dogmuşlar demekdir, öyle olunca, onlara demek sadece o ikisine degil, belki senin babanin ismi ahmetti ,ve senin cocugun oldu ve isimini yine sende ahmet koydun, yani baban yeniden dogdu demek olmazmi, yani allah o ayetteki hüma zamirini sadece ikisi demek için kullanmamiş, yani hüma coook ca o ikiliye aci merhamet et demekdir. yani öyle olunca, ve tevaziu kanadini indir demek, yani işde o annen baban eger vefat etdiyse sen sonra isimni koydunsa artik onlara merhamet edip aciyp koruyup gözetcek rabbi ve mürebbisi sensin l a n. onlar sana cocukken bakdi,büyüttü, şimdi sen onlara onlarin cocukluk hallerine merhmet et bak demek yani bu, yine onlarin birde hayvan olan cibliyatlari var, onlarin ve senin cbilliyatin olan hayvanin sahibi olan kimseyi sen taniyonmu, kimin evindeler, kimin ahirindalar, yada kimin ormanindlar demek yokmu! Onlari sen bilip bulup onlara merhmet edebilirmisin, Ancak onlar nerde sahibi kim Allah bilir,san düşen görev ise " vegul rabbirhamhüma, kema rabbeyani sagiyra " demek kalir ancak . cünkü allah onlarin sahibi olan kimseye merhmet ve vicdan verise allah ancak o zaman işde o bir köpekse merhametli ve müvafik iyi bir sahip ise, ona iyi bakip merhamet eder, yoksa sen ne bilcen nerdeler ve ne haldeler degilmi, yine kuş hali, kurt hali, böcek hali, balik hali, yani bir insandan 124 bin tane var demekdir bu, sen onlarin sadece bir kendini ve anen ve baban olani biliyon, gerisini biliyonmu, peki hangi cicek onlar, hangi agac onlar biliyonmu, bilmiyon, ne yapcan oziman, "ve gul rabbirhamhüma" diye zikretcen o zaman, Aallah aciycak onlara, hangi Allah o sahibin olan Allahin, ve bizim zikirimizde "es elüke" duamaizde ne deriz işde, yani "ve sahiben müvafikan" yani vefali bir sahip nasip et, yani kitmirin sahipleri gibi vefali, yahut sen kitmir isen, bu sefer yine sen vefali oll sahiplerine, yani yedi uyuyanlari bekle ki Allah sanada cennet nasip etsin, cünkü kitmirin sadikligi ve o güzel ahlaki, onu cennete dahil etcek olan yüce bir ahlak, yani cennete girmenin tek yolu gökcek ahlak, güzel ahlak ve muhammed dedi :
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”
( Hadis-i Şerif , Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8; Ahmed b. Hanbel Müsned 2/381,Mâlik)
yani öyle olunca
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Kişi sevdiğiyle beraberdir!.."
( Hadis-i Şerif )
Enes bin Malik (ra) der ki: Bir adam geldi ve Resul-i Ekrem Efendimiz’e (asm):
kıyamet ne zaman kopacak diye sordu. Peygamberimizde : "Kıyamet için ne hazırladın ki onu bekliyorsun" deyince, o sahabi dedi ki: "Ya Rasûlullah, ben çok namaz kılan, çok oruç tutan ve çok çok sadaka veren biri değilim. Fakat Allah ve Rasûlünün sevgisi kalbimdedir." Bunun üzerine Allah’ın Rasûlü şöyle buyurdu:
"Kişi sevdiği ile haşr olunacaktır, kişi kimi severse kıyamette onunla beraber olacaktır."
Hz. Enes (ra) diyor ki: "Bu sözden sahabe-i kiram o kadar çok hoşlandılar ki hiçbir sözden bu kadar hoşlanmamışlardı." Nasıl hoşlanmasınlar ki, peygamber sevgisi onların damarlarına, kanına girmişti.
Hz. Ali'ye, "Siz Rasûlullah'ı (sas) ne kadar seviyordunuz?" diye sorulduğunda, o şu cevabı vermişti:
"Rasûlullah bize malımız, mülkümüz, çoluk çocuğumuzdan, anamız ve babamızdan daha sevgili idi. O'na çölde susadığımızda soğuk suya duyduğumuz arzudan daha çok arzu duyar, daha çok severdik."
öyle olunca seven sevdgini cokca anar, zikreder teleffuz eder, iki lafindan biri o olur degilmi, evde, carşida, yatakda, yorganda, işde, aşda, heryerde ayten var, saatler ayteni beş geciyor olur degilmi, öyle olunca, ben şaşarimki Allahi cok sevdigini söyleyipde Alaahin güzel isimlerini fillerini günde cokca anmayan zikretmeyene, yine muhammedi sevdigini söyleyipde, onu her gün cokca anmayan, yine isa yi sevipde, bir defa isa ya salavat getirimeyene, yine mehdi arayipda mehdiye salavat getirmeyene şaşarim, ve biz işde yine zikirimizde "onlar ayakda otururken ve yanlari üstü, yani yatarken, allahi anip zikrederler" ayetini okuruz yan gelipde zikir degilde fiilmi olur yatgi yerden iş tutan dammi olur ey mehmet okuyan hoca naasil fiiil olcak bu , ve yine yani bu gökcek ahlaka ulaşmak için, yani allahi anmak demek "allah" zikiri ckemk demekdir yine biz zikirimizde esmlari ve allah zikrini cekeriz, yine muhammedi anmak, muhammede selavat getirmekdir, yine isa yi sevmek isa ya salavat yani öyle olunca, bizler neden cokca salavat ederiz? onlarin manevi gücü ve gökcek ahlaklari bizimle olsun diye, seven sevdigi ile bereberse, onlari cockca anar isek, kitmir gibi, onlara cennete gircekse, belki bizide onlarin yanindaki bir kitmir bile olarak halketse Allah, onlarin evinin köpegi bile olsak, yani başka bir cibilliyatimiz, onlarin belki köpegi, belki caminin önüdeki saksisindaki cicegi, belki bahcesindeki armut agaci oluveririz inşallah, yine mehdi hayatta ise onun taragi olmak, tasi olmak, arabasinin kapisi olmak gibi yani, yine yemek yedigi tabagi, catali olmak gibi kahve fincani gibi yakininda olmak yani
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنتَ وَلِيِّي فِي الدُّنُيَا وَالآخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Rabbi kad âteytenî minel mulki ve allemtenî min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), fâtıras semâvâti vel ardı ente veliyyî fîd dunyâ vel âhırati, teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn.
Meali :
Esteuzubillah
bir nevi bu ayeteki
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
ayetin anlami yani "Allahümmahşurna fi zümretissalihin" Allahım! Bizleri Salihlerin gurubuyla haşret anlamına gelir. ve yukardaki ayet bizim tariqatimizin zikirlerindendir yine
yani öyle demek olurki, yani yeniden toplanip dogacagimiz zaman mesala müslaman bir devlette dogarsak, en azindan müslümanlar arasinda haşretmiş olur, ve yine eger mehdi hayatta ise, onunla ayni vakitte yaşamak, bir de mümin veya müslüman olmak, birde onu bilmek, ne büyük bahtiyarlik degilmi, işte eger siz bu duayi önceki versiyonunuzda işigi görmeden önce ,cok okudunuzsa, mehdi vaktinde, belki onun caydanligi, bahcesindeki gül, yatagindaki yastigi oldunuz demekdir, cünkü salihlerle haşret dediginizi için, allah size son gemide yer verdi, kiyametten önceki son gemiye bir bilet ve peygamberin sözü ile
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Ehl-i Beytim Nuh’un gemisi gibidir, ona binen kurtulur, uzak duran boğulup helâk olur.”
(Hâkim, Müstedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157; Tabarânî, el-Kebîr, No:2636-2638.)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular
“Rabbim bana, Ehl-i Beytim içinde kim Allah’ın birliğini ve benim peygamberliğimi kabul ederse ona azap etmeyeceğini vaadetti.”
(Hâkim, Müstedrek, III, 150.)
Rabbim mehdi askerine, son gemiye, Mehdi gemisine binip kiyamate kadar, ondan ayrilmamayi nasip etsin.
--oOo---
للَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 15 Temmuz 2017 Cumartesi
Original Kar © glan
|
|
|
Marifetullah (Allahdan inen ilm) Nedir? (Kar©glanin 3 Temmuz 2017 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-27-2018, 10:12 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
Marifetullah (Allahdan inen ilm) Nedir?
(Kar©glanin 3 Temmuz 2017 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
E lâ ya’lemu men halak, ve huvel latîful habîr.
Meali :
Yaratan (yarattığını) bilmez mi? Ve O herşeyi en incesine kadar bilip haberdar olandir.
Sadakallahul Aziym Mülk Suresi 14. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ غَيْبَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ بَصِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
innallâhe ya’lemu gaybes semâvâti vel ard(ardı), vallâhu basîrun bimâ ta’melûn.
Meali :
Muhakkak ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Ve Allah yaptıklarınızı görendir.
(Sadakallahul Aziym HUCURAT Suresi 18. Ayet )
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve alleme âdemel esmâe kullehâ......
Meali :
Ve (Allah), Âdem’e, (Allah’ın) isimlerinin hepsini (bu isimlerdeki hikmetleri) öğretti.
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 31. ayet
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
علماء أمتي كأنبياء بني إسرائيل”
ümmetimin alimleri beni israil peygamberleri gibidir.
( Hadis-i Şerif )
(bk. Razi, Tefsir, VIII/302; Neysaburi, Tefsir: I/264; Keşfu’l-Hafa: II/64)
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular
“Âlimler peygamberlerin varisleridir.”
( Hadis-i Şerif, Buharî)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Biz ilk defa tasavvuf yoluna girip, dil srounu yüzünden, ilk girdgimiz tarik yerine, yakinimiza gelen Tarikati Nakşibandi Dergahinda, Tevbe alip, seyri ilallah yolculugumuzda, seyri sülükümüze başladigimizda, bir rüya gördük. megerse yolun başinda sonu gösterilirmiş bu yolda. Hani cocuga hamile kaldigini ögrenen kadina, dogum yapacagi ay termin verilirya, yani dah baştan, sona atif yapilir ya, hedefe belirlenir ya, işde öyle bir rüya ile rüyalandik, ve sadik bir rüya gördük Rüyamiz şöyle idi : Tarikatin büyüklerinden yarbaay Mehmet ILDIRAR rahmetli, o zamanlar almanya Dortmund da vekil, ve sohbet veriyor, ve biz bunu duyduk, kasetlerden sohbetlerinide duyuyoz, ve fakat daha görmedik onu. ve rüyamda ben onun dergahina gitmişim, ve dergah yüksek katlari olan bir bina, ve cami imiş, ve kapidan girecegim, burada bulundugum yerdeki tekkenin vekli olan diger mehmet hoca kapida belirdi. ve kapida iki tane genc. ellerinde tepsi tutuyorlar, ve tepsilerine birer tepsi anahtar var, ve mehmet hoca bir tepsiden bir hapaz aldi, ve sonra bende, bana uzatilan tepsiden aldim, iki cebimi doldurdum, ve mehmet hoca bana yaklaşdi, ve beni kandirmaya calişiyor diyorki " sen zaten o anahtarlari en sonunda, bana geri teslim etcen, almada bana ver diyor, ben şöyle bir hayiflandim ve hadi ordan dercesini yoluma devam edip, ahahtarlarimi vermedim ona , cünkü bana ikram edilen benim ve benim ehlim için, sana ikram edilen senin için degilmi, ve vermedim ,ve katlari cikmaya başladim. her katin merdiven başinda, sofiler kapiyi acip beni karşiladilar, ve bana dedilerki , geri dönüşde, gördügün ve ögrendiklerini bizede anlat ve sohbet et olurmu dediler.
bende tamam diye cevap verip, bir kat, bir kat daha cikdim, ve dördüncü katta Yarbay Mehmet hoca varmiş, siyah sakalli kcük boylu, kapidan girince, orda otururoydu, ve sohbet ediyormuş, ve tam ben girdim, ve benden bahsedip, bir cümle konuşdu, ve o cümle ise, bana ait olan bir cümle idi. hani matrix "var sager" kadina gidince, ona gelecegi hakkinda konuşan kadin, onun için elzem olcak, son cümleyi söylüyor ve gönderiyorya, işde onun yanindan cikinca ise, onun söyledigini matrix yani neo morpheusa ve trinitiye söylemeye kalkiyor ,ve fakat morpheus diyorki "onun sana söyledigi, senin için, biza anatma" diyor anlatmak zorunda degilsin diyor ya yani, işde o son cümle ile yolculuk bizdede böyle başladi, ve onun söyledgi cümle bizi bir kader yolculuguna dogru yönellti. aradan aylar yillar gecdi ve biz her hafta, yada iki haftada bir, bu yolculukda keşfen ve ilmen bildiklerikmizi ögrendiklerimizi sizlere, vaaz ve sohbet olarak o kapida bekleyipde, dönüşde bizede anlat diyenlere uyup anlatiyordum ki, taaaki birkac mendeburun, bizi buna ehil ve mehel görmeyipde, akan suyumuzu kesmeye kalkasiya kadar, ve ilim, bu yolculukda allahdan gelir, allah a gider. nitekim Allah Hz Adem e rahman nedir? rahim nedir? rezzak nedir? ..... en ince tafsiline kadar ögretti ki ,dünya bunlar ile nasil mamur edilip nasil yaşam sürecegini ögrendi . ve sonra dünyaya indirildi, yani insan önce bir meslegi ilmen ögrenir, sonra praktik olarak uygular. işde Hz Ademe de insanlik ilmi, ve Allah bilgisi (esma bilgisi) ögretildi ki, o isimler ile mesala bagda capa capmlamak nedir? ne işe yarar, o bildi ve ögrendiki, üzüm denen omaca agacini budayip timar etmek, ve altinida yabani otlardan capa edip ayiklamak ve birde kökünün etrafina cukur kazarak, yagmur yaginca suyun kökünde toplanmasini saglamak ve biraz onun etrafinda su eylensin akip gitmesini ve omaca kuruyp ölmesin, bunlarin onun için oldugunu bilmek, bir ilim, bunu ilk yapan, nasil bilcek SIFIR dünya, bir bildiren olmali ki, bilsin, ve adem eyine rahman yani babalik nedir ögretildi ki, Havva ile birleşip cocuk yapinca, ona rahmanlik ilmi verildi , sonra rablik nedir, yani terbiyet eden, ve evlatlarini terbiyet etme görevi, dünyada Allah in vekili olarak O na verildi, yani rabbi mürebiyesi terbiyet edicisi olmak, yine havva rahim ve mürebbiye,..... hakeza hakeza, yani işde dünyada kainatta yaşayabilmek , işde allahin esmasinda gizli, ve isimler işde, herbir esma, bir ilme münhasir, ve Allah esmasini, kime ne kadar ögrettiyse, o kadar alim olur, bizde seyri sülük yolculugumuzda, marifetullah ilmi , yani Allahi bilme ilminde, Allah in bize bildirdkiklerini sizlerle her hafta paylaşip, sizlerede aktaririrken, birden kesilme oldu, cünkü altin(Gold), kömür gibi cok olsaydi, altinin degeri olmazdi degilmi, altin az ve öz, ve degerli işlerde kullaniliyor ki, o yüzden pahali degilmi? işde bizim de yolumuzu kesen haramiler, birde cooook ca sahte mehdiler, ve sahte vaizler, hocalar yüzünden, heryer kendini hoca sanan, alim sanan kimseler yüzünden, altin sanki, kömür kadar cokmuş gibi oldu, ve biz cekildikki , sahte altinlar ile gercek altin belli olsun, ve biz cekilince suyu kurumuş nehire döndünüz degilmi, eger bu gidişimiz kar etmezse, bir uzun daha giderizki, elegin üstünde, ari diriler kalsin, ve sahteler ayrilip elenip yok olsun diye, yoksa kim gercek kimde sahte ayirt edilmez oldu.
Marifetullah ne demekdir : ona gelince arafe bilmek demek marifet ise, aynen kiyas ile, fetaha acmak, miftah anahtar, yani o zaman, arefe bilmek, mearif bildiren demek, mearifet ise , hani bizde bi deyim vardir : "yaptigini marifet sanma" denir ya, yani yani bildigini yapan demek, ögrendigini uygulayan demek, yani marfietullah, ise Allahdan ögrendigini uygulayan, yani rahman nedir, en tafsilati ile bilince, rahman oluvermek, yine rahim nedir rezzak nedir, dokdor hakim veya şafi ve sifa nedir bilince, şifa verivevermek demek gibi .Allah ve esma bilgisini tatbikata gecirmek demek dir marifetullah, yani senin bildikleerin marifet degil, senin bildiklerinden bir cikarima gidipde yaptigina marifet denilir.
Ve herşey, O’ ndan cikip, geri O’na dönücüdür
Ceşmede akan su ceşmenin degildir, yine nehirde akan su nehirin degildir, akar gecer, su kesilince ne nehir ne ceşme akamaz, ilim ise Allahdandir, yani yagmur yagar kücük irmaklar oluşur, irmaklar caylara akar, sonra caylar büyük irmak olur, kizilirmek yeşilirmak gibi, yine irmaklarda bu sefer nehirlere akar, daha büyük olur, nehirler ise göllere yada denizlere akar, denizler ise okyanuslara akar, yani insandaki damar sistemi gibi, ve en son okyanusda toplanan su da üstünden bir miktar buhar olur, ve gider dag başlarinda, cayirlarda, ovalarda tekrar yagmur olur, yani ilimda böyledir Allah dan cikar ve tekrar Allah a geri döner, yani elektrikdede genel kural giden geri döner, iki fazli elektrik, ve dört fazli üc giden bir geri dönen elekrtrik, yani kalpden cikan kanda, bir giden bir geri dönen, yani Allahdan gelen Allah a geri döner.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.
Meali :
İşte O, Sübhan’dır. Herşeyin melekûtu (mülkü ve hükümdarlığı) O’nun elindedir. Ve herşey, O’ ndan cikip, geri O’na dönücüdür.
Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 83. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِن تَأْوِيلِ الأَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَنتَ وَلِيِّي فِي الدُّنُيَا وَالآخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Rabbi kad âteytenî minel mulki ve allemtenî min te’vîlil ehâdîs(ehâdîsi), fâtıras semâvâti vel ardı ente veliyyî fîd dunyâ vel âhırati, teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn
Meali :
“Rabbim bana mülk verdin. Ve olayların (sözlerin, rüyaların) tevîlini (yorumunu) bana öğrettin. Semaları ve yeryüzünü yaratan, Sen benim dünyada ve ahirette velîmsin (dostumsun). Beni müslüman (Allah’a teslim-i küllî ile teslim olan) olarak vefat ettir ve beni salihler arasına kat.”
Sadakallahul Aziym YUSUF Suresi 101. ayet
peki bu ayet bana da birşeyler demiyormu, rüya ila başladigimiz seyri sülük yolunda, sonra keşfen bildiklerimizi hayata gecirmek, olaylari yorumlamakla ben yine zararin neresinden dönersen kardir olayi ile, olaylari yorumlamak, banada verilmedimi haaaa! ,ve ben bunlari sizelere anlatmak ile sorumlu olan ben, bildigimi size anlattimsa sucmu işledim, sizlerde nasiplenesiniz istedimse sucmuydu bu, be cahil ahmak adamlar, neydi sucumki beni yalancilikla sahtekarlikla sucladiniz.
Neydi o Zararın Neresinden Dönersen Kardır
Bizim mülime nefis makamina cikip ilk ilk hafif hafif ilhamlandigimiz zaman :
1994 veya 1995 Seneleri olcak Avusturya nin Gmund ili Schrems Belediyesinde oturuyorum. Waidhofende yaklasik 20-22km uzakta bir firmaya iş başvurusu ıçın yola çıktım arabayla iki kilometre gittim icimden bir ses Zararın Neresinden Dönersen Kardır diyor bende düşündüm zaten yola ciktik yolunda bir kismini gittik bunun eger benzinden tasarufu olcaksa zaten benzin gitti kar neresinde diye yola devam ettim.
sonra waidhofen kavşagina geldim yine ayni ses Zararın Neresinden Dönersen Kardır diyor dedim artik yolu yariladik bunun karımı kaldı ben gidende iş başvurusu yapan dedim yola devam ettim. sonra waidhofene vardim şehirin icinde Mondo marketi var girende semel cöregi alan diye karşısına parkettim park levhasina dikkat etmemişim girdim 5 dakkada semmel cöregi aldim ciktim arabanin camina polis 300 schling ceza yazmiş ceza kagidini bırakmış gitmiş. kafa DANK DANK etti haaaaaa
Zararın Neresinden Dönersen Kardır ne demek anlayiverdim amma bize gelen o ilhama dikkat etmedik zarar ettik. sonra gittim iş başvurusunu yaptim he hüm dediler aldilar başvurumu ne aradilar ne sordular velhasil kelam rabbim melekeleri ile bize ilham etti Zararın Neresinden Dönersen Kardır buyurdu amma biz daha o zamanlar toy bir delikanlıyız kaala almadık ve sonunda 300 schling zarara ugrayanlar olduk velhasil siz siz olun eger şeriata aykiri olmayan bir ilham size gelirse ve derseki Zararın Neresinden Dönersen Kardır hemen orada yoldan dönün evet Zararın Neresinden Dönersen Kardır .
Karoglan Raşit Tunca 1994 veya 1995 senesi Avusturya Waidhofen Thaya Hatırası
Nakşi büyükleri " yolumuz sohbet Yolu " demişler bizim yolumuzda bir zikir birde sohbet yolu, bakarak erdirecek kadarda olduk, bir turuncu renge evi boyadik turuncu rek moda oldu, bir sakal birakdikki, şükür bakan sakal birakdi, biz üzüm gibi bize bakincada, muhammed gibi erdiririz Allahin izini ile amma yolumuz hemde sohbet ve zikir yoludur, yine mehdi oturuşunu duruşunu alfa hareketini ögrettik, bizden gören duyan herkes yapar oldu, amma yolumuz sadece üzüm yolu degil, birde konuşma kelam etme, vaaaz nasihat etme yolu, nasihat eden lokman yoludur, isa gibi Lokman gibi yine şifa verme yolu, yine meshetme yolu, mesih kuvvetini verme alma yolu, yine rahman rahim yolu, yine rezzak yolu, yine ilmi ile amil olma yolu, ilmel yakin, aynel yakin, hakkal yakin bilgiyi bilme yolu.......... yine yeni keşfettigim bir ilim, mesala Allahin bir ismide "mümittir" öldüren Allah demekdir, peki size hic duymadiginiz bir ilim ögreten, bakin Allah bize mümit olmasini nasil ögretir, derki kuranda :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Fe salli li rabbike venhar.
Meali :
O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.
Sadakallahul Aziym KEVSER Suresi 2. ayet
Yani Allah bize bu ayet ile "mümüt olan Allahlik" sifatinida giymemizi ögretiyor, yani can alma görevini veriyor, yani azraillik görevini veriyor, yani mümit Allah. Peygamber kendi kurbanini, kendi keserdi degilmi yani, ve azraile denecekki haydi kendi ceninida kendin al bis üst boyut yani, ve denirki Bektaş veli öldügünde yine kendisi geri geldigi ve kendini yüdügü ve kefenledigi ve gömdügü söyleniyor, yani bir başka hikmet, başka bir rahman olan Allah isiminde yolculuk yani, nedir o isim peki bilirmisniz yani gelcekden gelen adam Arnoldun son teminator filmi gibi isa gibi mehdi gibi geelceken veya gecmişden gelen adam gibi yani "ya evvelu ya ahiru ya zahiru ya batini" bu kimin tarikatinin zikri peki, raşidi tarikatinin zikiri degilmi, hangi hikmet varmiş bunda peki anladikmi, gelecekden gecmişe gecmişden gelecege yolculuk, evvel allah, ahir allah sifatini giymek ve tarikimize avdet eden kimselerde olacak marifet, dogacak marifet için, yani bektaşide oldugu gibi, hz Alide oldugu gibi.
Bir kısım Kureyşli, Medine’deki yahudi bilginlerine müracaat ederek, onlardan Hz. Peygamber’e sormak üzere zor sorular hazırlamalarını istediler. Onlar da üç soru hazırlayıp şöyle dediler:
Bu üç soruyu cevaplarsa bilin ki, Allah’ın peygamberidir.
Üç soru şunlardı: Ashab-ı Kehf, Zü’l-Karneyn’in kıssası ve Ruh’un mahiyeti.
Hz. Peygamber’e sorular sorulunca şöyle dedi:
Size yarın cevap vereyim.
Bunu derken; “İnşallah” (Allah dilerse) demeyi unutmuşlardı. Bu sebeple Allah hem ümmete ders olsun diye, hem de belaların en büyüklerinden olan iftira ile Habibini denemek için 15 gün kadar hiç vahiy göndermedi.
Bu müddet zarfında müşrikler, olmadık iftiralar uydurdular. Daha sonra inen ayetler, soruları mükemmel bir şekilde cevaplamasına rağmen, müşrikler inatlarından dolayı yine hakka sırt çevirdiler. İnananlar ise, bu üç sorunun cevabıyla mutmain oldukları gibi; bir şeyi yapacağını vaad ederken “İnşallah” demeyi ihmal etmemeyi de prensip edinmiş oldular.
ve bizde (Kar©glanin 30 Nisan 2017 Vaazi) indan sonrataaaki bugüne kadar yeni vaaz etmedik ve bunun sebebini yazdik. ve ne iftirlar kaldi, ne hakeretler, ne yalanciliklar, işden cikarmalar falan filen, yani ne oldu peki, sonuc ne, kim yalanci kim essahci belli oldumu şimdi, allah burda kimi sinadi, sizimi? benimi? yoksa hepimizimi?
yine zikirmizde biz muhyi ile birlikte mümitu okuruzki yani muhyi ismi ise kuranda rum surersinde geciyor ve Rabbimizi buyuruyorki :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَانظُرْ إِلَى آثَارِ رَحْمَتِ اللَّهِ كَيْفَ يُحْيِي الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا إِنَّ ذَلِكَ لَمُحْيِي الْمَوْتَى وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Fanzur ilâ âsâri rahmetillâhi keyfe yuhyil arda ba’de mevtihâ, inne zâlike le muhyîl mevtâ, ve huve alâ kulli şey’in kadîr.
Meali :
Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki O, ölüleri de elbette diriltecektir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Sadakallahul Aziym RUM Suresi 50. ayet
Yani Allahin diriltme yöntemlerinde birisini yeryüzüne yaymiş, ve ölü gibi olan yeryüzünü kişdan sonra, bahar ile canlandiriyor, ve kuranda bunu misal veriyor, yani hayata gecme yollarindan birisi bitki olarak dogmak, yani muhyi isminii bize giydirmek için diyorki hayat veren Allah olun, nasil peki? tohum ekin dikin bitirin yetiştirin yani muhyi sifatinida giyin o yüzden muhammed dedi " kiyameti kopuyorda görseniz, elinizdeki hurma cekirdegini dikiniz" ve ondan sonra o bitkiyi mesela onu bir hayvanin bir insanin yedigi lokma olmak, yine insanda canina devam etmek, yani işde haşr meselesi ve mesela
birine hirsizlik iftirasi atan birinin, yeni hayatinda canlandiginda, attgi iftira yüzünden, Tilki olarak dogup, bir ömür boyu, her lokmasinai calmak zorunda kalabilir, degilmi, dedik ki dünyada mal para pul ömür ömür diye koşturan birisini, Allah, bir kargaolrak haşredip , o karga olup beşyüz sene kirinti bir lokmaya muhtac da kalabilir, yani karga olmak nimetmi, cezami yoksa, yine tilki olmak nimetmi cezami.
ve bir kadin soruyor gögüslerinin kücük olmasinda şikayetci, bizde dedikki iki sebeb sana icdigin su annenin icdigi su, bir ph si zengin, ve fakat fazla olursa insani yakar, mideyi ve barsaklari yakar, yani tam zengin oraninda insana zarar vermeyen oranda hidroijenden zengin maden suyu senin derdinin caresi, birde senin öneceki cibilliyatin süt icmeyen varliklardan idiyse yani memeli hayvanlardan degil idiyse, mesela eger kelebek idiysen sen, insan oilunca elbet gögüslerin tahta gi olur amma insanlara faydali bir inek, veya koyun veya hakeze etinden sütünden faydali bir insan olursan, yani kazanacagin yeni haşrolacagin cibilliyat bir inek geyik yada keci koyun olabilir, o zaman senin insan olacagin halinde de yine sütlü hayvan sifati taşiyanlarin oldugu gibi iri gögüslü olursunm yani herşey insanlgini nasil kullandigin ona bakar. insanlara dogaya hayvanlara faydali verimli bir cibilliyat, kuranda 286 ayet yer kaplayan verimli golden halime bir inek oluverir ve hatta öyleki terside gübreside faydali, kime bitkilere, hatta etinden sütünden faydali, kime insanlara ve hayvanlara, kendi bizagisi veya ona emzirilen bizagi sütünü icer degilmi, fayda görür, yine bizler peynir ederiz yogurt kaymak süt yani...... faydali olki iri sexy gögüslü bir bayan olabilesin degilmi, yine faydali ve cesur er olki daşşakli dana olabilesin.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ قَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn. Kâlû subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmul hakîm.
Meali :
Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi.
Melekler, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Bizim için "beni veya seni veya benligi nefsi" Bilmekden daha üstün başka ilim yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler.
Bu ayet gösteriyorki peygamberimizin hadisi olan
“Nefsini bilen yani Kendini bilen Rabbini bilir.” bu ayetin tafsilatidir.
Hamd yani "elhamdü" Tefsiri
Verdigiinede vermediginede teşekkür edebilmek, yani neden her gün 5 vakit, haftanin yedi günü, senenin 365 günü elhamdü okuruz, cünkü verdigine şükür teşekkür tamam amma vermedigine niye teşekkür derseniz yani, öyle haller vardirki hani insan "istedim vermedi, ve, ya vermiş olsaydiu şimdi halim nice olurdu dedirtcek haller vardir, hani mustafa hoca anlatir yani bir adam ucakla yolculk etcekdir, fakat yolda kaza yapar, ucaga binemez, ve o an kizar sinirlenir falan ve fakat az sonrda radyoda bir haber duyar, onun binecegi ucak düşmüş kurtulan olmamamiş, bu sefer ya bende binmiş olsaydsim halim nice olurdu, yine tefekkürü büyült,yarin ruzi mahşerde hesap kurulmuş ve o ucakdan düşüp ölenler sualsiz cennete girme izni almiş, bu ucagi kacirdi, bircok zaman yaşadi, bircok günah işlledi , cehheneme gitmeden cenneti görmeyecek. eyvah keşke o ucakda olsaydi diye dua etmezmi bu seferde diye anlatiyordu, bu mesele ile ilgili bizim yaşadigimiz canli olay ve bizathi müşahede edip olayin tevilini yordugumuz olay ise
Eger Bir işinde önüne bir engel ciktiysa vazgec o işden bilki o senin için hayirli degil
1999 senesinde Avusturyada Bir bucuk senelik kazancimi tasarruf ettim yaklasik 200 bin schling birikti
bir sene gecince zekatini türkiyeye yolladim bunu enişteme söyleyince
1999 sene sonunda izinimizi türkiyede gecirelim birlikte gidelim dedi hem dedi parani ilhlasa yada kombasana yatirda dedi sen zekatini veriyorsun bari zakatini kendi karindan kazansin dedi.
benim aklimdan fikrimden gecen birşey degildi aklima soktu neyse zaman geldi türkiyeye gittik türkiyedeen dönmeden önce memleketimiz afyonda dini finans kurumlarindan kuveyt türke gittim sordum danisdim iyi kar veriyor amma düsündüm buraya yatirisam dedim bunlar türkiyeden kacar filan ederse para gider dedim ihlasa gidelim oraya yatiralim dedim kuveyt turke yatirmadan cikdim.ordan ciktik arabaya bindik ihlasa finansa dogru gidiyoruz ardimiza bir araba takildi kavşakdan orucoglu alişveriş merkezinin önüne gelince lamba kirmizi yanip sönmeye başladi bizim bildigimiz buranin kurallarinda kirmizi yanip söndümü durusun daha dogurusu kirmizda durulur . o ardima takilan araba ben durunca düdük caldi bana el kol hareketi etmeye başladi bende kiszdim cektim arabayi saga indim gel lan buraya dedim sen kime el kol hareketi yapiyon haa bu seferde eline bir telsiz cikardi ben dedi sivil polisim sen neye duruyorsun biz senin arabaya carpsak nasil ödeycez bunun parasini arabam yeni araba üc yasinda sonra dedi bana ver bakan pasaportunu aliverende buralarda hava atmayin senin pasaportunu yakiverende gör gününü dedi başladik bagirişmaya ulan kimligini cikar falan filan derken orada otobüs duragindan bir adam geldi ben dedi avukatin dedi sen ne bagiryorsun bu adama dedi hem suclu hem güclüsün dedi ne pasaportu vercek bu adam dedi varsa bir sorun gel gidelim ben avukatim dedi onu duyunca sahtekar belki polis belki degil hadi git dedi bir daha dikkat et dedi allah bir hizir yolladi işimizi düzeltdi fakat yani ihlasa gitcez kapanmasina yarim saat kaldi engel cikmasina ragmen ordan kurtulunca arayip ihlas finansin yerini bulduk girdik iceri sanki onlar peygamberimiş gibi inanip hic şüphe etmeden parayi yatirdik. izin bitti türkiyeden geldik bir sen gecti ikinci senenin yarsinda dediler ihlas finansa el konuldu bizim para kitlendi kaldi.
sene 1999 da yatirdik sene 2001 de ihlasa el konuldu sene oldu 2017 ve daha bizim parayi ödemediler neymiş 2016 ya kadar ödeyceklermiş.neymiş efendim her sene 2000 kişiye ödendi 1500 yeni hesap acildi diye gösteriyor sayfasinda ulen sahtekar zirtlayasica enver ören allah bin belanizi versin emi kapanmiş bankaya nasil yeni hesap acabiliyormuşsunuz kimi kandiriyorsunuz yani müslümanin deyene falan kimse güvenmesin bizim paralari alip başka hesaba yatiryorlar neymiş efendim 2000 kişiye ödedik yani 200 veya 300 kişinin ücbeşkuruşluk hesabini ödüyorlar gerisini actiklari yeni 1500 hesaba yatirip milleti kandiriyorlar ey başbakan millet madur durumda senden başbakan falan olamaz afyonlu ahmet necdet sezer bu sahtekarlarin sahtekarligini bildi el koydurdu sen ve partin ise bu sahtekarlara destek cikiyorsun kiyamette seninde yakana yapişcaz bunuda bil. öyle herkesin başina gecip kort kort atmak kolay orda nasil hesap vercen bakalim.
asil meseleye gelince yani velhasil kelam Allah bir işinde bir amelinde eger önüne bir engel cikariyorsa bilki rabbim sana bu senin için hayirli degil diyor amma sen o rabbimin engel cikardigi kapiyi kirip zorla acarsan, sonda böyle biz gibi malinla paranla başina bela acarsin, gitsek adami öldürsek yeridir bu kafirden beter müslümanin diye gecinen enver ören ve avenesinin allah belasini versin verdide geberdi köpek, muhammed dedi borclu ölen borcunun ödemeden ahirette hapise atilir demiyormu, bunun oglu kizi nasil bu admain hali demiyorlarmi, hicmi bu hadisi duymadilar, nasil dinci bunla,r bunlarin o melek olvuren evliyalasri anlatan hocalari nerde demiyorlarmi
BORÇLU ÖLENİN KABİR AZABI
(Kenzü'l-İrfan, Hadîs No: 706)
Manâ'sı: Medyûn (borçlu) kabrinde mahbûstur (orada da rahat değildir, esir ve hapis gibidir)" (Deylemî, Müsned, Hadîs No: 3787. Sünen-i Tirmizî, Cild 2, Hadîs No: 76 (1084))
(Kenzü'l-İrfan, Hadîs No: 707)
Manâ'sı: Medyûnen (borçlu olarak) vefat edenlerin kabirlerinde elleri omuzlarına bağlıdır. Edâ-yı deynden (borçlarını ödemekten) başka, ellerini birşey açamaz." (Deylemî, Müsned, Hadîs No: 3788; Es-Süyûtî, s. 433.)
(İmam Celâleddin Es-Süyûtî, Kabir Âlemi, s. 433)
"Taberani "Evsat" de ve Beyhaki ve İsbehani "Tergib"de Semûre ibn-i Cündüp (ra)'den rivâyet ettiklerine göre:
Resûlullah (sav) namazını kıldıktan sonra:
- Burda filan kabileden kimse var mı? Ölünüz borcundan dolayı cennet kapısının berisinde yakalanmış. İsterseniz borcunu ödeyin, isterseniz Allah'ın azabına teslim edin", diye buyurdu.
(Ramuz’ul Ehadis, Hadîs No: 4416)
yani biz burda onlarin sebebiyle bankaya borcumuz var ödeyip kurtulamadigimizdan bu kafirden beter sahtekar münafiklarin yüzünden faiz ödüyoruz.
yani bunu bu olaydan sonra kac defa test ettik hep ayni eger bir engel bir tatsizlik cikiyorsa hemen vazgec o işden demekdir bilki o işde hayir yok sakin ola biz gibi kapiyi kirip acmayin cenabi mevla gitmesin diye karşimiza polis cikardi az daha oylansak o avukat cikmasa karşimiza muhakak daha oyalancakdik ve ihlas finans kapancakdi ertesi günde biz tekrar avusturyaya yola cikacaktik velhasil kelam
olayin tevili ve cikardgimiz sonuc
size 1999 senesinden -2012 senesi arasinda başimizdan gecen bu olay ile size bir kulak küpesi ikram etmek istedik umarim sizlerde bu küpeyi takar ve engelleri zorlamazsiniz. hayir olan işi cenabi mevla yag gibi aktiriverir bunu bilin ve ögrenin,hayirli olmayan işlerdede karşiniza böyle engeller tatsizliklar cikar.
KISSA Sonu
işde verdiginede şükür vermediginede teşekkür babinda hamd etmek, yani öyle bir atom olmalilki bu, hem negatif yüklü, hem pozitif yüklü, gerektginde pozitif yükü kullanip öne gecen, gerektigindede negatif yükünü kullanip öne gecen bir madde olmaliki, bu hüküm ceryan etsin (yani hamd hikmeti) ey bilim adamalari haydi buluin baklalim bu elment nedir hangi yiyeceklerde mevcuttur. yani elhamdünün madde hali nedir?
işde yine raşidi tarikati zikir evradinda 21.sinif sofiler öyle bir yere gelirki artik zikire ek yapmak gerekir ve elemneşrah suresi okundukdan sonra inni veccehtü ayetinden önce fatihadan bir kesit olan "yalniz sana kulluk eder , yalniz senden yardım dileriz" ayeti 21 defa okunur
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
ve 21 olunca fatihanin geri kalan kismi üstüne bir defa okunur. ondan sonra inni veccehtü ayetiyle zikire devam edilir.
ve ibni sina derki
SIHHAT VE HASTALIK DÖRT SINIF SEBEBTEN İLERİ GELİR
1) Maddi sebeplerdir: Bunlar azalar ve onda dolaşan yeller ile kan, safra, balgam, sevda ismi ile maruf bu dört unsur birinci sebebi teşkil ederler
2) Fail sebeplerdir: Bunlar yiyecek ve içecek şeyleri teşkil edeler. Bunların vücuttaki değişiklikleri hava, havanın içinde bulunan yabancı buharlar, dumanlar, gazlar, bunların vücutta toplanmaları, çıkmaları, iklimler, şehirler, oturulacak evler, erkeklik, dişilik ve daha birçak hastalığa tesir eden şeyler; ikinci sınıf sebebi teşkil ederler.
3) Suri sebeplerdir: Bunlar insanın şekline aittir. Bir azanın fazla büyük yada küçük olması, tabii şekilde olup olmaması üçüncü sınıf sebebi teşkil edeler.
4) Tamamlayıcı sebeplerdir: Bunlar vücuttaki kan, safra, sevda, balgam ve azaların fiillerine mahsus olan hallerdir. Bunların kendileri sağlam olur da faaliyetleri bozuk olursa, hastalık meydana gelir.
İnsanın vücudundaki en hararetli şey ruh ve kalbdir. Ruh, kalbte meydana gelir ve oradan bütün azalara yayılır. Bunlardan sonra hararette kan, karaciğer, böbrekler ve adaleler gelir.
İnsan vücudundaki soğuk olan şeyler: Balgam, kemik, kıllar, kıkırdaklar, beyin, yağ ve sümüktür.
İnsan vücudundaki rutubetli olan şeyler: Balgam, yağ, beyin, ilik, akciğer, dalak, böbrek ve adalelerdir.
İnsan vücudundaki kuru olan şeyler: Kıllar ve kemiklerdir.
1- Kanın zahiri sebebi: Normal yemekler, güzel şerbetlerden meydana gelir. Kan fazla sıcak yada soğuk olursa bu normal bir kan değildir.
2- Balgamın vücuttaki oluşunun zahiri sebebi: Soğuk yemekler ve galiz gıdalardan meydana gelir. Yapıcı sebebi ise hararetin azlığıdır. Balgam vücudun bazı ihtiyaçlarını karşılar, bunlar da mafsal gibi oynak yerleri ıslatmaya yarar.
3- Safrayı meydana getiren ise güzel ve sıcak gıdalardır. Yapıcı sebebi fazla hararettir. Faydası, bağırsakları harekete geçirerek hacet hissini uyandırır.
4- Sevdayı meydana getiren zahiri sebepler: Kuru gıdalar ve hararetli yemeklerdir. Sevda normal veya anormal olur. Normal olanı kanın bakiyesidir, karaciğerde meydana gelir, bir kısmı kana karışır, bir kısmı dalağa geçer. Kana karışan kısmı kemik gibi bazı uzuvların beslenmesine hizmet eder, bir kısmı da kanın tahallülüne mani olur.
Vücudun sağlık ve hastalığı bu dört unsura bağlıdır. Bunlar vücutta normal halde bulunurlarsa vücut sağlıklı olur. Biri diğerinden fazla olursa bünyenin sağlığı bozulur, vücutta hastalık belirtileri meydana gelir. Şimdi biz bu dört ahlatın durumlarını, onlardan meydana gelen hastalıkları ve çarelerini açıklayalım.
1- KAN: Tabiatı sıcak ve rutubetlidir. Kan tabii havadan meydana gelir. Vücuttaki yeri karaciğerdir. Tabiatı kuru ve soğuk olan bütün gıdalar kanın ilacıdır. Vücuda kan galip olursa şiddetli baş ağrısı, şişlikler, duygu organlarında tembellik, vücutta ve başta ağırlık ve bayılmalar meydana gelir. Ruyada hacametci, kan ve oyuncular görülmeye başlar. Bu hallerin meydana gelmesi ise daima yağlı, tatlı ve tabiatı sıcak, kan yapıcı gıdaların yenilmesi ile ortaya çıkar.
ÇARESİ: Kan ve kandan meydana gelen hastalıklara karşı; Ekşi nar, ekşi meyve suları ve sirkeli gıdalar yenmelidir. Bu gıdalar bir müddet alınırsa kan normale döner ve kandan meydana gelen hastalıklar da ortadan kalkar.
2- SAFRA: Tabiatı sıcak ve kurudur. Tabii kan unsurundan meydana gelir. Vücuttaki yeri safra kesesidir. Bedeni safra istila ederse baş ağrısı, migren, uykusuzluk, nabız yükselmesi, gözlerin ve vücudun sararması, dil ve burunda kuruluk meydana gelmesi, ağızda acılık, soğuk havadan hoşlanma, başta çıban ve sivilcelerin oluşması, daimi bir sıkıntı hali, uykudayken güneş, savaş ve gök gürültüsü gibi hallerin görülmesi vücudu safranın istila ettiğinin birer belirtisidir.
ÇARESİ: Safranın ve safradan meydana gelen hastalıkların ilacı tabiatı soğuk ve rutubetli olan gıdalarla birlikte şeker, keçi yağı, arpa suyu-ekmeği, hıyar, karpuz, demirhindi şerbetidir. Bu maddelerden biri ve ya birkaç tanesi ağız yolu ile alınmaya devam edilirse safra normale döner safradan meydana gelen hastalıklar da ortadan kalkar.
3- BALGAM: Tabiatı soğuk ve rutubetlidir. Su unsurundan meydana gelir. Vücuttaki yeri akciğerlerdir. Vücudu balgam istila edersebundan sedef, sekte, soğuktan olan baş ağrısı, kaşıntı, ağız ve ter kokusu, yapışkan tükürük çokluğu, vücut soğukluğu, yemeğe isteksizlik, sıcağı sevme, mide zafiyeti, hazımsızlık, ağızdan ekşi gaz çıkarma, unutkanlık, tembellik, çok uyuma, idrarın beyaz oluşu ve uykuda su görme ve yıkanma gibi hallerin görülmesi balgamdan meydana gelen hastalıkların birer belirtileridir.
ÇARESİ: Bal, zencefil, günlük, mesteki, karabiber, deve sütü, susam, mısır ve tabiatı sıcak ve kuru olan bütün gıdalar balgam ve balgamdan meydana gelen hastalıkların ilacıdır. Bu maddelerden yeteri kadar almaya devam edilirse balgam normale döner ve balgamdan meydana gelen hastalıklar ortadan kalkar.
4- SEVDA: Tabiatı soğuk ve kurudur. Toprak unsurundan meydana gelir. Vücuttaki yeri dalaktır. Sevda kanın yanmasından, mercimek, mısır, sığır eti, patlıcan, tuzlu, ekşili, fasulye ve sevdevi gıdaların cok yenmesinden meydana gelir. Belirtileri; vücutta durgunluk, uyku azlığı, şiddetli susuzluk, gözlerde kuruluk, çok su içme, kanın koyu ve siyah oluşu, düşünce bozukluğu, vesvese, idrarın kırmızıya boyanması, kuru öksürük, dalak sancısı, sıkıntı, keder, uykuda korkulu rüyaların yani siyah eşyaların ve cenazelerin görülmesi, herşeyden korkma gibi hallerin meydana gelmesi sevdanın vücudu istila ettiğinin birer belirtileridir.
ÇARESİ: Bir bardak süzme bal şerbetine 3’er gr. Çekilmiş zencefil, karabiber ve mesteki ilave edilerek içilmelidir. Şekerli inek sütü, tereyağı, şeker, pırasa, koyun sütü gibi tabiatı sıcak ve rutubetli gıdalar alınması ile birlikte sevda normale döner ve sevdadan meydana gelen hastalıklar ortadan kalkar.
--------------------------
işde zikirimize devam eden sofilerde vücutta sevda ile balgamin karişmasi sonucu bazi kötü hal ve ahlaklar vardir, bunlardan kurtulmak için işde zikirimize devam eden sofiler 21 sinifda bu yukarda yazdgimiz "iyyakenabüdü" ayetine devam edince bu balgam ve sevda karişimi olan sari renkli bir balgam maydana gelir zikirin harareti onun dimaga yükselmesini saglar ve onu zikir esnasinda genize gelince tükürüp atmak lazimki, onun verdiği hastalik ve kötü ahlaklardan kurtulabilesin ey sofi. yani işde buna devam etmekle yani duruma göre 3 günde bi,r veya iki günde bir, veya cok olmasi halinda, her gün o zikire 40 gün devam edilir yine kirk günde iki günde bir yapilirsa 40 günde 20 defa okuncak demekdir, üc günde bir okunursa 13 gün okuncakdir ve ondan sonra bunu okumayi birakilir, ve 22. sinifa gecilir, yani sevda ve balgamin verdiği rahatsizliklardan kurtulmak için işde, vücutun hararet ayari degişmişdir artik, yani öyleki dedikya güneş dogmasi için zikirimiz okunur ve 45 dakika birşey yenip icilmez, ne olacak o zman vücut kazani kaynatilmiş olu,r o kaynayan kazan da, işde sevda ve balgam sari renkli koyu bir kivam alirki, bu eger birde safra ile birleşirse mide ve barsakada yanma su kaybi olur, cünkü kaynayan kazandaki su buhar olunca kapagi acinca kazandaki su nasil azalirsa, vücutun suyuda azalir cünkü o su yagmur olarak bir yerlere yagmakdadir, ve senin vücuda su ilavesi yapman lazim demekdir işde o yüzdende saf menbea suyu agzi geniş tasdan iclir dedik, ve böylece yagmurlama sistemi, ve bu sofilerin yavaaş yavaş mevsim zikiri cekebilme ve kar yagmur yagdirabilme özelliklerini kazanmasina yardimci olmaya başlar, taaki güneş makamina cikacak sofi olmaya kadar, yani öyleki hararet onlarda cok fazla olcak, cünkü kalp günde 6666 veya bir üst güneş 66 666 allah zikiri yani kazan cok kaynayacak ve hararet yükselecek, ve güneşlik makami kazanilcak, güneş makmina cikmiş bir sofi, havanin bulutlu oldugu bir yere seyahat etse bir kac saat icinde orda gündüz hava güneş acar.
diyeceklerki bunlarin dinde yeri yok batildir. batil şeyler icad ediyorlar. el cevap lan dangil
bugday nasil eikilir nasil bicilir nasil sulanir nasil sonra denesi alinir sonra degmende ögütülür, dinde bunlar bildiriliyormu? yok. ne kitapda ne sünnetde eeee ne yapacaz bunlar batildir deyip un edip ekmek yapmaycazmi, peki bunlarin dinde olup olmadiginimi arayacaz, yine ameliyat dokdoru mesala amyliyat yapcak bu sonradan dine sokuldumu diyecek, muhammed vakti ameliyat yokdumu diyecez , dangilligin lüzümü yok bunlar tecrübe meselesidir. tecrübe ile sabittir. diyorki bazi doktorlar her gün bir avuc ceviz veya bir avuc findik yiyin, yani adam bilirki onun vücuda faydasi var, ve neye yariyor, neden lazim test edilmiş, ve o yüzden tavsiye ediyor, yoksa muhammed dedi diye degil, artik bunlar muahammeden sonra tecrübe ve araştirma sonucu ögrenilmiş bilgilerdir. zikirde böyledir, her alim kendi zikiri ne sonuclar verir denedikce ögrenir, ve sofilerinide öyle egitir degilmi? bizde yolumuzdan, ardimizdan gelecek olanlara ögretemeye calişiyoruz işde. bunun muhammedde olup olmadigi sünnet olup olmadigi degildir mühim olan yani mesela patates fatihden sonra amerikanin keşfinden sonra amerikadan bu tarafa getirilmiş bir sebze, peki bunu muhammed yemedi diye yemeyelim fetvasimi vercez, yoksa günümüzün ilim bilim bitkicileri bunu yenebelbir görüp ve faydali görüp yenebilir fetvasimi vercez, sen diyebilirmisin memnu patetes yemek bidattir, ha dangil olmamak lazim degilmi.
Muharref kitaplar meselesi yani incil ve tevratin tahrif edilmiş olduguna inanmak
Bre herif muhammedin toplayip kitap haline getridigi bir kuran varmiydiki? yokdu, muhammedin vefatindan sonra taaa ömer ve osmanin halifeligi zamaninda ayetler toplandi ve bir cilt altinda kitap yapildi ve bunu daha sona toplu olarak hafizlar ezberledi, elden ele dilden dile bize kadar ulaşdi, kim topladi kitabi muhammedin ashabi, peki ozman incili pavlus yazdiysa ne oldu dangil köpek, lan seninki osman ömer toplayip yazinca oluyorda, isanin ki niye pavlus toplayip yazinca olmasin pis herif.
isanin kalbine dogan bilgileri Hz isa ashabina gün gün alatti ve o hayatinda bizzat yaşadi ve onun ashabi yani havarileride onu işde ondan sonra dilden dile elden ele akataranlar degilmi o zaman isanin ki niye yanliş olsun
sonra yine musaya tevrat indi o hayatindan yaşadi ve ashabinada ögretti onun ashabida ümmetide ayni bizler gibi tevrati hifzederler haala israilde ve Amerikade taaa 12 -13 yaşinda cocuklar tevrat hifzetmeye başliyor, yani onlarda kitaplarini böyle hifz yöntemi ile dilden dile elden ele ulaştridilar, niye muharref olsun dangil , seninki sen yapinca oluyorda onlar yapinca niye olmuyor, ben anlamiyon ve salak insanlarin niye "benimki en iyisi seninki ööööö pohtan bişey" demelerine anlamiyon ya seninki sana göre onunki ona göre herkesin pabucu ayagina göre degilmi, sen 42 numara ayakkabi geysen bile o 42 numara giyeninkini sen giysen bir garip gelir, cünkü o belki yan basiyordur, ve o yüzden yanlarindan eskimiş yan yan basacakdir, sen giyince sende ice dogru basiyorsan sana ters gelcek o ayakkabi, yani herkesin pabucu bile kendne göreyse herkesin dinide kendine göredir, o yüzden allah kuranda demiyormu, muhammedin sözü ile sizinki size bizimkide bize
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ
Lekum dînukum ve liye dîn.
“Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.”
KAFİRUN Suresi 6. ayet
bundan kasit nedir yani yine misal ile karpuz tatli ve soguk bir yaz meyvasiyken üzüm sicak ve tatli bir yaz mevyasi degilmi, üzümünkü üzüme göre, karpuzunki karpuza göre, üzüm karpuzun yerini almaz, karpuzda üzümün yerini alamaz. ve üzüm yemesi gereken karpuz yiyince almasi grekenleri almiş olmaz, cüpnkü ikiside tatli amma ikisinda farkli maddeler var, ayrica degilmi ve yine tabiatlari farkli, vücutta sevdami yapacak balgammi yoksa kanmi yapacak farkli degilmi.
senin pabuc sana göre en iyisi, benim pabucda bana göre en iyisi, sen sen kal, bende ben kalayim degilmi, bu ayet bunu ifade ede, yoksa niye emenerrasülüde
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ
Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih(rusulihî), ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masî
Meali :
Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”
BAKARA Suresi 285. ayet
ve bizim “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! dememiz lazimmiş, peki sen incille ineni inkar edipde birde isa ve incile nasil işittik iman ettik diyebiliyon, cünkü onlar muhahref dedin gecdin, bu din gökden zenbil ile inmedi, ay ve gün, gün ve gün muhammadin aklina ilham olan bilgileri, muhammedin hayata tatbik edişi bize aktarildi, yine isa nin ayni gökten zenbilin icinde, yani hani yukardan sepet sarkitipda bakkal ciragina bana bir kil cay iki kilo zeytin bir ekmek iicin sepet sarkitan teyzenin sepeti gibi yani zenbil sepet demek, bu din ve, kuran olsun incil olsun, gökten zenbilin icinde inmedi, tevrat yine öyle nüshalar halinde indigi rivayeti var onuda dedik işde, bazi yerlerdeki yazitlar onun nüshalari kaybolmuş falan degil taş levha sümer yazitlari diyor ne sümer yaziti kardeşim şunun adinin tevrat nüshasi desen yahut da başka bir peygembre verilmiş nusha desen ya şunun isimini, orhun yazitlari denirkli zülkarneyi anlatiyor iki başli öküz yani türklerin babasi oguzdan bahsediyor, gök tengri kim gök tanri işde allah ve peygeberleri ve melekleri, yani demmeki musadan önce yazitlar nüsha halinde idi, amma sonralari artik, isa gibi muhammed gibi, sadece vahiy indi, toplam görevi onun ve ashabinin üzerine kaldi,cünkü muhammede inmiş bir yazit yok muhammedin aklina indi kuran, biz onun bunlar Allahin ayetlerdiri dediklerine, biz kuran diye inandik . peki incil ne? aynisi isanin bunlar Allahin ayetleridir dedikleri işde incil ve 10 gebot
Rabbim ,mehdi ve askerine idrak versinde, iyi ile kötüyü ayirt edebilcek bir firasete ve furkan ve farkindaliga kavuşsunlar
--oOo---
أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 3 Temmuz 2017 Vaazi Pazartesi
Original Kar © glan
|
|
|
|