Hac - Hac Kimlere Farzdır? Haccın Vakti Haccın Farzları İhram Arafat’ta Vakfe Tavaf
#1
Dini-1 
XI. HAC

İslam’ın beş esasından birisi de hac’dır. Hicretin 9’uncu yılında farz kılınmıştır. Haccın farz oluşu, Kitap, Sünnet ve İcma ile sabittir.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

Gitmeye gücü yetenlerin Kâbe’yi ziyaret etmesi (haccetmesi), Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.”219

Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur:

“İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Kâbe’yi ziyaret etmek ve Ramazan orucunu tutmaktır.”220

A) Haccın Faydaları

Her şeyden önce hac, Allah’ın emridir ve bunun için yerine getirilmesi gerekir. Bununla beraber haccın pek çok faydaları vardır. Şöyle ki:

Hac, günahlara keffarettir. Allah rızası için hacceden kimsenin küçük günahları bağışlanır. Nitekim Peygamberimiz,

المؤمنون كرجل واحد ان اشتكي رأسه اشتكي كله

“Kim Allah için hacceder de hac esnasında kötü sözlerden ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hac’dan) döner.” buyurmuştur221

Resul-i Ekrem Efendimizin doğup büyüdüğü, İslam dininin dünyaya yayıldığı kutsal yerleri görmek, insanın maneviyatını yükseltir ve dinî duygularını kuvvetlendirir.

Kişinin hac esnasında normal elbiselerini çıkararak ihrama girmesi ona mahşer gününü hatırlatır.

Ayrıca hac yolculuğu, insana zorluklara karşı dayanma gücü kazandırır.

Diğer taraftan mala olan bağımlılığı azaltarak, fakirlere ve yoksullara karşı merhamet duygularını geliştirir.

Hac, dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan Müslümanları yılda bir defa bir araya getirip birbirleriyle tanışmalarını, birbirlerinin dert ve problemlerine çözüm üretmelerini sağlar.

Ülkeleri, dilleri ve renkleri ayrı olan Müslümanların aynı gaye için bir araya gelmeleri ve hep birlikte Allah’a yönelerek ibadet edip O’ndan af ve bağış dilemeleri, ruhları arındırarak İslam kardeşliğini güçlendirir.

Sosyal durumu ne olursa olsun, her seviyedeki Müslümanın ihrama girerek aynı kıyafet içinde bulunması, doğuşta Allah katında eşit oldukları fikrini hatırlatır.

B) Hac Kimlere Farzdır?

Hem mal, hem de beden ile yapılan bir ibadet olan hac, şu şartları taşıyanlara farzdır:

1. Müslüman olmak.

2. Akıllı olmak.

3. Ergenlik çağına gelmiş bulunmak.

4. Hür olmak.

5. Haccın farz olduğunu bilmek.

(Bu, Müslüman olmayan ülkelerde Müslümanlığı kabul edenler içindir. İslam ülkelerinde yaşayan Müslümanlar için böyle bir şart aranmaz.)

6. Asli ihtiyaçlardan başka, hacca gidip dönünceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu âile fertlerinin geçimlerini sağlayacak servete sahip olmak.

7. Hac yolculuğu için gereken vasıta ve yol masraflarını karşılayacak parası olmak.

8. Haccı yapabilecek zamana yetişmiş olmak.

C) Haccın Edasının Şartları

Yukarıda sayılan şartlardan başka, hac görevini bizzat yapmak için bazı şartlar daha vardır. Bunlara, Haccın edasının şartları denir ve şunlardır:

1. Vücutça sağlıklı olmak. Kör, kötürüm, felçli ve hac yolculuğuna dayanamayacak kadar hasta ve yaşlı olmamak.

2. Hapiste olmak gibi hacca gitmesine bir engeli bulunmamak.

3. Yol güvenliği olmak.

4. Kadının yanında kocası veya evlenmesi caiz olmayan bir mahremi bulunmak.222

5. Kocası ölmüş veya boşanmış olan kadının iddet süresi bitmiş olmak.

D) Haccın Sahih Olmasının Şartları

1. Müslüman olmak.

2. Akıllı olmak.

3. İhrama girmek.
4. Haccı belirli zamanda yapmak.

5. Vakfe, tavaf ve sa’y gibi menasikten her birini tayin edilen yerlerde yapmaktır.

E) Haccın Vakti

Haccın belirli vakti vardır. Hac bu vakitte yapılır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

اَلْحَجُّ اَشْهُرٌ مَعْلُومَاتٌ

“Hac, bilinen aylardadır.”223

Hac ayları, hac menasikinin başlayıp devam ettiği Şevval, Zilkade ayları ile Zilhicce’nin ilk on günüdür. Hac, bu aylarda yapılır.

F) Haccın Farzları

Haccın farzları, birisi şart ikisi rükün olmak üzere üçtür:

1. İhrama girmek (şarttır).

2. Arafat’ta vakfe yapmak.

3. Kâbe’yi tavaf etmek.

1. İhram

İhram, Hac veya umre yapacak olan kimsenin helal olan bazı fiil ve davranışları belirli bir süre için kendisine haram kılmasıdır.

İhramın iki rüknü vardır:

1. Niyet: Yapmak istediği hac veya umreyi kalben tayin etmektir. Bunu dil ile söylemek müstehabdır.

2. Telbiye, yani,

لَبَّيْكَ اللَّهُمَّ لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ لَبَّيْكَ إِنَّ الْحَمْدَ وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ

“Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk lâ şerîke lek.” söylemektir.224

Hac veya umreye yahut da her ikisine birden niyet edip telbiye getirmekle ihrama girilmiş ve haccın ilk farzı yerine getirilmiş olur.

Yalnız niyet veya yalnız telbiye ile ihrama girilmiş olmaz.225

Bir kimse, ihrama girdiği esnada hac veya umre yahut da her ikisini yapmayı niyetinde tayin etmese de yine ihrama girmiş sayılır.

Bu kimse, yapmak istediği menâsiki tavafa başlamadan önce tayin ederse, bu tayin muteberdir. Buna göre ibadetini tamamlar. Yapmak istediği hac veya umreyi tayin etmeden tavafa başlarsa umre için ihrama girmiş sayılır. Umresini yapar, sonra da hac için tekrar ihrama girer. Böylece temettu haccı yapmış olur.

Şayet, yapacağı hac veya umreyi tayin etmeden ve tavaf da yapmadan Arafat vakfesini yapacak olursa hac için ihrama girmiş sayılır ve ifrad haccı yapmış olur.

Herhangi bir hac çeşidi için ihrama girer de sonra bunun hac mı umre mi veya her ikisi mi olduğunu unutursa Kıran haccı için ihrama girmiş olur.226

a) İhramın Yer ve Zamanı

Hac veya umre yapacak âfâkilerin (mikat dışından gelecek olanların) ihramsız geçmemeleri gereken yerlere “mikat” denir ki bu noktalar şunlardır:

1. Zulhuleyfe: Mekke’ye Medine yönünden gelenlerin mikatıdır. Peygamberimiz burada ihrama girmiştir. Hâlen buraya “Âbâr-ı Ali” denilmektedir.

2. Cuhfe: Şam yönünden gelenlerin mikatıdır.

3. Zât-ı Irk: Irak yönünden gelenler burada ihrama girerler.

4. Karn: Necid yönünden gelenlerin mikatıdır.

5. Yelemlem: Yemen istikametinden gelenlerin mikatıdır.

Kızıldeniz, Süveyş yönünden gelenler “Cuhfe” yakınındaki “Râbığ” hizasınışverda ihrama girerler.

Hava yoluyla Cidde’ye gelecekler de geldikleri istikametteki mikatın hizasında ihrama girerler.

b) Harem Bölgesine İhramsız Girmek

Harem bölgesine mahsus birtakım hükümler vardır. Bunlardan birisi de bu bölgeye her ne maksatla olursa olsun girmek isteyen âfâkilerin mikat sınırını geçmeden ihrama girmeleridir. Çünkü ihram, bu kutsal bölgeye saygı göstermek için vacib kılınmıştır. Bu konuda hac ve umre için gelenlerle başka maksatlar, mesela: Ticaret ve ziyaret için gelenler arasında fark yoktur. Böylece, Mekke’ye veya Harem bölgesine gelen âfâkiler, hac veya umre yaptıktan sonra ihramdan çıkarlar.227

Mikat sınırları ile Harem bölgesi arasında oturanlar, hac veya umrelerini yaparak ihramdan çıktıktan sonra ticaret veya bir başka iş için harem bölgesi dışına mesela, Cidde’ye giden âfâkilerin de mikat sınırları dışına çıkmadıkça Mekke’ye ihramsız girmelerinde bir sakınca yoktur.

Doğrudan Harem bölgesine veya Mekke’ye gitme niyetinde olmayıp mikat içi sayılan mesela, Cidde’ye gidecek olan âfâkiler mikatı ihramsız geçebilirler. Bu durumda olanlar harem bölgesine ve Mekke’ye girip çıkma konusunda Cidde’de oturanlar gibidirler. Bir örnek vermek gerekirse: Herhangi bir iş için Cidde’ye gelmiş olan kimse, daha sonra Mekke’ye gidecek olursa, Cidde’de oturan kimse gibi ihrama girmesi gerekmez. Ancak, hac veya umre yapmak isterse bulunduğu yerde ihrama girer.
c) İhramın Vacipleri

1. Mikatı ihramsız geçmemek.

2. İhram yasaklarından sakınmak.

d) İhramın Sünnetleri

1. Tırnakları kesmek, gerekiyorsa tıraş olmak, kasık ve koltuk altı kıllarını temizlemek.

2. İhrama girmeden önce temizlik için gusletmek. Gusül, abdesti olanlar ve âdet görmekte olan kadınlar için de sünnettir. Gusül mümkün olmadığında abdest alınır. Su bulunmadığı için abdest alınamazsa sünneti yerine getirmek için teyemmüm gerekmez. Çünkü buradaki gusül ve abdest temizlik içindir. Ancak daha sonra ihram namazı için teyemmüm edilmesi gerekir.

3. Erkekler izar ve rida denilen iki parça örtüye (yani ihrama) bürünmek.

İzar, belden aşağıya sarılan, rida da vücudun üst kısmını örten havludan ibarettir.

Bu örtülerin beyaz, yeni ve yıkanıp temizlenmiş olması müstehabdır.

4. İhram elbisesini giydikten sonra kerahet vakti değilse, iki rekât ihram namazı kılmak.

Namazdan sonra da niyet eder ve telbiye söyler.

5. İhramlı olduğu sürece fırsat buldukça yüksek sesle telbiye söylemek.

6. İhramdan önce vücuduna güzel kokular sürmek.

7. Hac için hac ayları başladıktan sonra ihrama girmek.

e) İhram Yasakları

İhrama giren kişiye —ihramdan çıkıncaya kadar— yapması yasak olan iş ve davranışlar şunlardır:

1. Saç ve sakal tıraşı olmak, bıyıkları kesmek.

2. Kasık ve koltuk altı kılları ile vücudun diğer yerlerindeki kılları tıraş etmek, koparmak veya yolmak.

3. Tırnak kesmek.

4. Süs için saç, sakal ve bıyıkları yağlamak veya kına sürmek. Oje, ruj ve kokulu sabun kullanmak.

5. Güzel koku sürünmek.

6. Elbise giymek.

7. Başı ve yüzü kapamak.

8. Eldiven, çorap veya topukları kapalı ayakkabı giymek.

Giyim ile ilgili bu yasaklar, sadece erkeklere aittir. Kadınlar ise normal elbiselerini giyerler. İhrama girdiklerinde sadece yüzlerini örtmezler.

9. Cinsi ilişkide bulunmak.

10. Şehevi duyguları tahrik edici sözler söylemek.

11. Haram olan şeyleri yapmak.

12. Başkalarıyla tartışmak, kavga etmek, sövüp saymak, kötü söz ve davranışlarda bulunmak.

13. Her türlü kara avını avlamak, göstermek veya avcıya yardım etmek.

Deniz hayvanlarının avlanması yasak olmadığı gibi koyun ve tavuk gibi evcil hayvanların kesilmesi de ihramlıya yasak değildir.

Mekke şehri ve çevresindeki “Harem” denilen bölgenin avının avlanması, bitkilerinin kesilmesi veya koparılması ihramlı ve ihramsız herkes için yasaktır.

f) İhramlıya Yasak Olmayan İş ve Davranışlar

1. Yıkanmak, kokusuz sabun kullanmak.

2. Şemsiye kullanmak.

3. İhram örtülerini yıkamak, değiştirmek.

4. Kırılmış olan tırnağı koparmak.

5. Dişleri fırçalamak, sürme çekmek.

6. Vücudun herhangi bir yerindeki yarayı sarmak.
7. Kan aldırmak, diş çektirmek, iğne yaptırmak.

8. Silah taşımak, kol saati ve yüzük takmak.

9. Kemer kullanmak, omuza çanta asmak (Bunların dikişli olması zarar vermez).

10. Palto veya ceketi giyinmeden omuzlarına almak.

11. Yüz ve başı örtmemek şartıyla yorgan, battaniye veya herhangi bir örtü kullanmak.

12. Balık avlamak.

13. Saldırıp ısıran köpek, yılan, akrep, fare ve av hayvanı olmayan hayvan ve haşereleri öldürmek.

G) Haccın rükünleri

Haccın rükünleri, biri Arafat’ta Vakfe, diğeri de ziyaret tavafı olmak üzere ikidir.

1. Arafat’ta Vakfe


Vakfe, bir yerde kısa da olsa durmak demektir.

Haccın en önemli rüknü Arafat vakfesidir. Peygamberimiz,

“Hac, Arafat’tan ibarettir”228 buyurmuştur.

Arafat Vakfesinin Yeri

Arafat bölgesinin “Urene Vâdisi hariç” her yerinde vakfe yapılabilir.

Arafat’ta bulunan “Nemire” Mescidinin bir bölümü (Kuzey batı kısmı) de vakfe yerinin dışındadır.

a) Arafat Vakfesinin Zamanı

Vakfenin zamanı, Zilhicce’nin 9’uncu Arefe günü Zeval vaktinden bayramın birinci günü fecr-i sadık yani tan yerinin ağarmaya başladığı ana kadardır. Bu süre içinde Arafat’ın Urena vadisi hariç, herhangi bir yerinde ister vakfeye niyet etsin, ister etmesin, ister bilerek, ister bilmeyerek, ister uyanık, ister uyuyarak, ister ayık ister baygın her ne suretle olursa olsun bir an bile olsa bulunan kimse farz olan vakfeyi yapmış olur. Arafat’ta böyle süresi içerisinde kısa bir zaman da olsa bulunmakla, oradan ister yürüyerek, ister vasıta ile geçmiş olmak arasında bir fark yoktur.

Arefe günü zevalden itibaren bayramın birinci günü, tan yeri ağarmadan önce, Arafat’ta kısa da olsa bir süre bulunamayan kimse hacca yetişmemiş olur. Daha sonra yeniden hac yapması gerekir.

Arafat vakfesinin güneş batıncaya kadar devam etmesi vacibdir.229

b) Arafat’ta Vakfenin Sünnetleri

1. Terviye günü yani Zilhicce’nin 8’inci günü Mina’ya gitmek ve orada Arefe günü tan yeri ağarıncaya kadar beklemek. Güneş doğduktan sonra buradan Arafat’a hareket etmek. Bu sünneti bugün imkânsızlık yüzünden herkes yapamamaktadır.

2. Arafat’taki Nemire Mescidinde öğle namazından önce imamın —Cumada olduğu gibi— iki hutbe okuması.

3. Sonra öğle ve ikindi namazlarını bir ezan ve iki kametle öğle vaktinde birlikte kılmak. Buna cem’i takdim denir.

4. Zeval vaktinden sonra mümkün olursa —ki pek çoğu için değildir— gusletmek.

Bu sünneti yapacağım diye başkalarını rahatsız etmek doğru değildir.

5. Vakfe esnasında abdestli bulunmak.

6. Oruçlu olmamak.

7. Vakfeyi, mümkün olursa Cebel-i Rahme denilen tepenin yakınında yapmak.

8. Arafat’ta bulunulduğu sürece telbiye, tekbir, tehlil, salavat ve istiğfarda bulunmak, Kur’an okumak ve namaz kılmak.

9. Kendisi, anne ve babası ile tüm Müminler için dua etmek ve istiğfarda bulunmak.

10. Vakfeyi namazın peşinde yapmak. Vakfe yapılırken ayakta olmak oturmaktan daha faziletlidir.

11. Vakfeyi kıbleye dönerek yapmak.

12. Zeval’den önce Arafat’ta bulunmak.

c) Arafat’ta Öğle ile İkindi Namazlarının Cem’i Takdim ile Kılınması

Arefe günü, Arafat’ta öğle ve ikindi namazlarını öğle vaktinde birleştirerek kılmak sünnettir.

İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe’ye göre öğle ve ikindi namazlarının öğle vaktinde bir arada kılınabilmesi için:

a) Arefe günü hac için ihramlı olarak Arafat’ta bulunmak.

b) Mescid-i Nemire’de imam ile kılmak şarttır.
Buna göre öğle ve ikindiyi bulundukları çadırlarda kılanlar, ister cemaatle kılsınlar, isterse yalnız olarak kılsınlar cem’i takdim yapamazlar, her namazı vaktinde kılmaları gerekir.

Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhepleriyle Hanefi mezhebinden İmam Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre ise Arefe günü hac için ihramlı olanların Arafat’ta öğle ve ikindi namazlarını ister Nemire mescidinde, ister çadırlarda, ister cemaat ile isterse yalnız kılsınlar, cem’i takdim ile kılmaları sünnettir. Bugünkü uygulama da buna göredir.

Bu namazlar birlikte kılınırken ezan okunur. Önce öğle namazının ilk sünneti kılınır. Sonra kamet getirilir, öğlenin farzı kılınır, sonra ara vermeden tekrar kamet getirilerek ikindinin farzı kılınır. İkindi için ayrıca ezan okunmaz ve iki farz arasında da sünnet kılınmaz. Böylece öğlenin son sünneti ile ikindinin sünneti terk edilmiş olur.

2. Tavaf


Hacer-i Esved’in hizasından başlayarak Kâbe’yi sola almak suretiyle, yedi defa Kâbe etrafında dönmek demektir. Her dönüşüne “şavt” denir. Yedi şavt bir tavaftır.

a) Tavafın Çeşitleri

Hacda meşru olan üç türlü tavaf vardır:

1. Kudûm Tavafı: Mekke’ye geliş tavafı demektir. Bu tavaf sünnettir.

İfrad veya kıran haccı yapmaya niyet edip ihrama giren kimse Arafat’ta vakfeden önce Mekke’ye gelir gelmez Kudûm tavafı yapar.

Mekkeliler, mikat sınırları içinden hacca gelenler, yalnız umre veya temettû haccı yapanlar, ifrad haccı yaptıkları hâlde Mekke’ye uğramadan doğrudan Arafat’a çıkanlar ile özel hâlleri sebebiyle Kudûm tavafını yapmaya vakit bulamadan Arafat’a çıkan kadınların, Kudûm tavafı yapmaları gerekmez.

Kudûm tavafının vakti, Mekke’ye gelindiği andan, Arafat’ta vakfe yapılıncaya kadar olan süredir. Arafat vakfesinin yapılması ile Kudûm tavafının vakti son bulur.

2. Ziyaret Tavafı: Haccın iki rüknünden biri olan farz tavaf budur, bu tavaf yapılmadıkça hac tamam olmaz.

Ziyaret tavafının vakti, Arafat vakfesinden sonra kurban bayramının ilk günü fecr-i sadıktan başlayarak ömrün sonuna kadar olan zamandır.230

Ancak İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe’ye göre ziyaret tavafının kurban kesme günlerinde yani bayramın üçüncü günü güneş batıncaya kadar yapılması vacibdir. Bundan sonraya bırakılacak olursa ceza kurbanı gerekir.

İmam Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre ziyaret tavafının kurban kesme günlerinde yapılması vacib değil, sünnettir. Mazeretsiz daha sonraya bırakılması mekruh olup, ceza gerekmez.231

3. Veda Tavafı: Âfâkiler için haccın son görevidir. Hacdan sonra ülkelerine dönecek hacıların Mekke’den ayrılmadan Veda Tavafı yapmaları vacibdir. Buna “Sader Tavafı” da denir.232

Mikat sınırları içinde Mekke ve harem bölgesinde oturanlar ile yalnız umre yapmış olanlara vacib değildir.

Ayrıca Veda tavafını yapmadan âdet gören ve temizlenmeden Mekke’den ayrılan kadınlardan Veda tavafı düşer.

Veda tavafı, ziyaret tavafından sonra yapılır. Ziyaret tavafından sonra yapılan her tavaf veda tavafı sayılır. Mekke’den ayrılıp mikat sınırları dışına çıkmadıkça vakti sona ermez.

Mekke’den ayrıldığı hâlde mikat sınırını geçmemiş olan kimse Mekke’ye döner ve veda tavafını yapar.

Şayet mikat sınırını dışarıya çıkmış olursa, dönmesi gerekmez. Ceza kurbanı keser. Fakat mikat dışına çıktığı için, ihramlı olarak geri dönüp, umre yaptıktan sonra veda tavafını yapacak olursa, ceza kurbanı gerekmez.

Veda tavafını yaptıktan sonra Harem-i Şerife girip namaz kılmakta veya tavaf yapmakta bir sakınca yoktur. Bu durumda en son yapılan tavaf veda tavafı olur.

b) Tavafın Sahih Olmasının Şartları

1. Niyet, niyetsiz yapılan tavaf sahih değildir. Ancak tavafın çeşidini (kudûm, ziyaret veya veda tavafı gibi) tayin etmek gerekli olmayıp, mutlak tavaf niyeti yeterlidir.

2. Tavafı, Harem-i Şerif’in içinde ve Kâbe’nin etrafında yapmak.

Mescidin dışında dolaşmak tavaf sayılmaz.

3. Şavtların çoğunu, yani en az dördünü yapmış olmak.

Yediye tamamlamak farz değil vacibdir. Fakat dört şavttan sonra eksik kalan her şavt için ceza gerekir.

Sünnet ve nafile tavaflarda ceza gerekmez.

4. Hacla ilgili tavafların her birini belirlenmiş olan zamanlarında yapmak.

c) Tavafın Vacipleri

1. Abdestli olmak: Abdestsiz tavaf eden kimse Mekke’de olduğu sürece tavafı iade eder. Böylece eksiğini tamamlamış olur.

Ziyaret tavafını abdestsiz olarak yapmış olan kimse, bayram günlerinde onu iade ederse ceza gerekmez. Şayet ziyaret tavafını bayram günleri dışında iade ederse Ebû Hanîfe’ye göre ceza kurbanı gerekir. Eğer abdestsiz olarak yaptığı ziyaret tavafını abdestli olarak iade etmeden memleketine dönerse yine ceza kurbanı kesmesi gerekir.

2. Setr-i avret: Kadın ve erkek için namazda örtülmesi vacib olan avret yerlerini örtmek.

Farz ve vacib tavaflarda avret sayılan organlardan birinin dörtte biri veya daha çoğu açılacak olursa ceza kurbanı gerekir. Dörtte birinin azında ise bir şey gerekmez. Diğer tavaflarda sadaka yeterli olur.

3. Tavaf esnasında Kâbe’yi sol tarafına alarak yürümek.

4. Tavafa Hacer-i Esved veya hizasından başlamak.
5. Tavafı hatimin dışından dolaşarak yapmak. Çünkü hatim de Kâbe’dendir.

6. Ziyaret, umre ve veda tavaflarını yedi şavta tamamlamak.

7. Tavafı, mazereti yoksa yürüyerek yapmak: Hastalık veya yaşlılık gibi bir mazeret sebebiyle yürüyerek tavaf edemeyenler tahtırevana binerek tavaf ederler.

8. Tavaf namazı kılmak: Tavafın hangi çeşidi olursa olsun sonunda iki rekât tavaf namazı kılmak.

Tavafın bu vaciblerinden biri mazeretsiz terk edilirse tavaf sahihtir, fakat ceza gerekir. Tavaf yeniden yapılacak olursa ceza düşer.

d) Tavafın Sünnetleri

1. Tavafta, namazda olduğu gibi beden veya elbisede namaza mani olacak pislik bulunmamak.

2. Tavafa başlarken Hacer-i Esved veya hizasına Rükn-i Yemani yönünden gelmek.

3. Hacer-i Esved’i istilam etmek.233

Rükn-i Yemani de aynı şekilde istilam edilir, fakat öpülmez. El sürerek istilam için yaklaşılamadığı takdirde uzaktan işaretle istilam gerekmez. Bu sünnet değil, müstehabdır. Diğer rükünlerde istilam yoktur.

4. Iztıba’ yapmak. Iztıba’, belden yukarı sarılan ihramın bir ucunu sağ koltuk altından geçirip sol omuz üzerine atarak sağ omuz ve kolu açık bırakmaktır.

Remel234 yapılması gereken tavafların bütün şavtlarında ıztıba sünnettir. Tavaf bitince omuz örtülür. Tavaf namazı omuz örtülü olarak kılınır.

5. Tavafın bütün şavtlarını ara vermeden peş peşe yapmak.

Tavaf yapılırken vakit namazı için kamet yapılır yahut abdest bozulur veya tavafı bırakmayı gerektiren başka bir mazeret çıkarsa, tavaf olduğu yerde bırakılır, namaz kılındıktan, abdest alındıktan veya mazeret sona erdikten sonra kalan kısmı tamamlanır.

6. Erkekler mümkün olduğu kadar Kâbe’ye yaklaşmak, kadınlar ise erkekler arasına karışmayacak bir tarzda tavaf etmek.

Tavafın sünnetlerinin mazeretsiz terki mekruhtur. Başkaca bir ceza gerekmez.

e) Tavafın Yapılışı

Hangi tavaf yapılacaksa ona niyet edilir ve Rükn-i Yemani tarafından Hacer-i Esved’e veya hizasına gelinir. Tekbir ve tehlil getirilerek Hacer-i Esved öpülür veya karşısında istilam edilir ve dua edilerek tavafa başlanır. Her şavtın başında Hacer-i Esved istilam edildikten sonra dua tekrarlanır.

Yedi şavt tamamlanınca yer varsa Makam-ı İbrahim’de, yer yoksa herhangi bir yerde iki rekât tavaf namazı kılınır ve sonunda da dua yapılır.

H) Haccın Vacipleri

1. Sa’y Etmek

Safa ile Merve denilen iki tepe arasında yedi defa gidip gelmektir. Safa ile Merve arasındaki mesafeye sa’y edilen yer anlamına “mes’a” denir.

a) Sa’yin Sahih Olmasının Şartları

1. Sa’yin, hac veya umre için ihrama girdikten sonra yapılması.

İhrama girmeden önce yapılan sa’y geçerli değildir.

Ancak hac sa’yinin ihramlı hâlde yapılması da şart değildir. İhramdan çıktıktan sonra da yapılabilir.

Hac için ihrama giren kimse, hac sa’yini Arafat vakfesinden önce yaparsa (ki bu sahihtir), ihramlı olarak yapması gerekir. Arafat dönüşü ziyaret tavafından sonra yaparsa ihramsız olarak yapar. Sünnete uygun olanı budur.

Umre sa’yinin ise umre tavafından sonra henüz tıraş olmadan ihramlı olarak yapılması vacibdir.

Umre tavafından sonra sa’y yapmadan tıraş olan kimse ihramdan çıkmış olur. Tıraş olduktan sonra ihramsız olarak yapılan sa’y sahihtir. Fakat vacib terk edildiği için ceza kurbanı gerekir.

2. Sa’yin muteber bir tavaftan sonra yapılması.

Muteber tavaf ise cünüp, hayız ve nifas hâllerinden temizlenmiş olarak yapılan tavaftır.

Tavaftan önce yapılan sa’y sahih olmaz.

3. Sa’ye, Safa’dan başlayıp Merve’de bitirmek.

Merve’den başlanacak olursa o şavt geçerli olmaz, iadesi gerekir.

4. Hac sa’yinin, hac ayları başladıktan sonra yapılması.

Hac aylarından önce hac için ihrama girmek caizdir. Fakat hac ile ilgili diğer menasikin hac ayları başlamadan yapılması sahih değildir.

b) Sa’yin Vacipleri

1. Sa’yi dört şavttan sonra yedi şavta tamamlamak.

2. Sa’yi yürüyerek yapmak. Ancak herhangi bir mazereti sebebiyle yürüyerek sa’y yapamayacak olan kimse, arabaya binerek sa’yini yapabilir. Bundan ötürü bir ceza gerekmez.

c) Sa’yin Sünnetleri
1. Sa’yi tavaftan sonra ara vermeden yapmak.

2. Sa’yden önce Hacer-i Esved’i istilam ederek Safa tepesine gitmek.

3. Sa’yin şavtlarını ara vermeden yapmak.

4. Sa’yi abdestli olarak yapmak.

5. Bedeninde ve elbisesinde namaza mani pislik bulunmamak.

6. Her şavtta Safa ve Merve tepelerinin Kâbe’nin görülebileceği yerlerine kadar çıkmak.

7. Her şavtta Safa ve Merve’de yüzünü Kâbe’ye dönüp tekbir, tehlil ve dua etmek.

8. Erkeklerin Safa ve Merve tepeleri arasında yeşil ışıkla aydınlatılmış sütunlar arasında hervele yani kısa adımlarla koşarak yürümeleri (Kadınlar ise hervele yapmazlar.).

9. Sa’y esnasında tekbir, tehlil ve dua ile meşgul olmak.

İbadetteki bir sünnet, imkânlar ölçüsünde yerine getirilir, aksi takdirde terk edilir. Her şavtta Safa ve Merve tepelerinin Kâbe’nin görülebileceği yerlerine kadar çıkmak sünnettir. Ancak izdiham sebebiyle bu sünneti yerine getireceğim diye başkalarını rahatsız etmek doğru olmaz ve bu sünnet terk edilir.

d) Sa’yin Yapılışı

Tavaftan sonra Hacer-i Esved istilam edilerek Safa tepesine çıkılır.

“Allahım! Senin rızan için Safa ile Merve arasında 7 şavt hac (veya umre) sa’yini yapmak istiyorum. Bana bunu kolay kıl ve kabul et.” diye niyet edilir.

Safa tepesinde Kâbe’ye dönülerek tekbir, tehlil getirilir ve salavat-ı şerife okunur. Eller kaldırılarak dua edilir ve Merve’ye doğru yürünür.

Erkekler yeşil ışıklı sütunlar arasında hervele yaparlar.

Merve’de de Kâbe’ye dönülerek tekbir, tehlil, salavat-ı şerife okunur. Eller kaldırılıp dua edilir. Böylece sa’yin bir şavtı tamamlanmış olur.

Aynı şekilde Safa’dan Merve’ye dört gidiş, Merve’den de Safa’ya üç dönüş olmak üzere yedi şavt tamamlanmış olur.

Gerek hac, gerek umre için sa’y birer defa yapılır, nafilesi yoktur. Bunun için her tavaftan sonra sa’y yapılmaz.

Hac sa’yinin ziyaret tavafından sonra yapılması efdaldir. Ancak ziyaret tavafından sonra izdiham olacağı için Arafat’a çıkmadan önce herhangi bir nafile tavaftan sonra da yapılabilir.

Temettu haccı yapanlara gelince, onlar, umreyi tamamladıktan sonra ihramdan çıkarlar. Sa’y ise ancak ihrama girdikten sonra yapılabilir.

Temettu haccı yapan kimse, ziyaret tavafından önce hac sa’yini yapmak isterse Terviye günü veya daha önce hac için ihrama girdikten sonra bir nafile tavaf yapar, sonra da haccın sa’yini yapabilir.

b) Müzdelife’de Vakfe Yapmak

Müzdelife, harem sınırları içinde Arafat ile Mina arasında bir yerdir.

Hacılar, arefe günü güneş battıktan sonra Arafat’tan buraya gelirler. Burada akşam ve yatsı namazları yatsı vaktinde birlikte kılınır. Buna Cem’i Tehir denir ve vacibdir.235

Akşam ve yatsı namazları Arafat’ta ve yolda kılınmaz. Şayet kılınacak olursa yatsı vakti çıkmadan Müzdelife’ye gelinmiş ise yeniden kılınması gerekir.236

Ancak Müzdelife’ye gelmeden Arafat’ta veya yolda yatsı vaktinin çıkacağından korkulursa, bu takdirde akşam ve yatsı namazları Müzdelife’ye gelmeden kılınır.

Müzdelife’de akşam ve yatsı namazlarını cem’i tehir ile kılabilmek için, hac için ihramlı olmak, arefeyi bayrama bağlayan gece Müzdelife’de bulunmak ve yatsı vakti girmiş olmak şarttır.

Cem’i tehir yapılırken iki farz arasında sünnet kılınmaz. Bu itibarla akşamın sünneti ile yatsının ilk sünneti terk edilir.

İki vaktin namazı bir ezan ve ikametle kılınır. Yatsı namazı için ayrıca ezan ve ikamet gerekmez.

Yatsının farzından sonra iki rekât sünnet ile vitir kılınır.

2. Müzdelife’de Vakfe


Müzdelife bölgesinin —Muhassir vadisi hariç— her yerinde vakfe sahihtir. Ancak Kuzeh dağı üzerinde bir tepe olan ve Meş’ar-i Haram denilen yerin yakınında vakfe yapmak sünnettir.

Muhassir, Müzdelife ile Mina arasında bir vadi olup burada vakfe sahih değildir.

Müzdelife vakfesinin sahih olması için, ihramlı olmak, Arafat vakfesini yapmış bulunmak ve kurban bayramının birinci günü tan yeri ağardıktan güneşin doğmasına kadar olan süre içerisinde yapılmış olması şarttır.237

Geceyi Müzdelife’de geçirmek sünnettir. Bayramın birinci günü şeytan taşlamak için taşların buradan toplanması müstehabdır. Müzdelife vakfesinden sonra güneş doğmadan Mina’ya hareket edilir.

Bu süre içinde herhangi bir anda —kısa da olsa— ister uyanık, ister uykuda, ister bayılmış olarak orada bulunanlar vakfeyi yapmış sayılırlar.

a) Müzdelife Vakfesinin Sünnetleri

1. Müzdelife’de gecelemek.

2. Vakit girer girmez sabah namazını kılmak.

3. Sabah namazından sonra telbiye, tekbir, tehlil, dua ve istiğfar ile meşgul olarak ortalık iyice aydınlanıncaya kadar vakfeyi uzatmak.

4. Mümkün olursa vakfeyi Meş’ar-i Haram yakınında yapmak.
5. Ortalık iyice aydınlandıktan sonra güneş doğmadan Mina’ya hareket etmek.

3. Şeytan Taşlamak

Şeytan taşlamak, bayram günlerinde Mina’da bulunan, Küçük cemre, orta cemre ve Akabe cemresi adı verilen taş kümelerine ufacık taşları atmaktır ve haccın vaciblerindendir.

a) Taş Atmanın Zamanı

Taş atmanın zamanı bayramın dört günüdür.

Bayramın ilk günü yalnız Akabe cemresine taş atılır. Bunun zamanı, tan yerinin ağarmaya başlamasından, bayramın ikinci günü aynı vakte kadar olan süredir.238

Bayramın 2’inci ve 3’üncü günleri her üç cemre taşlanır.

Bayramın 2. ve 3. günleri taşlamanın vakti, güneşin tepe noktasına gelmesinden ertesi gün tan yerinin ağarmaya başlamasına kadar olan süredir. Zevalden önce atılması ise caiz değildir.239

Bayramın 4.günü güneşin batmasıyla taş atma zamanı sona ermiş olur.

Şeytan Taşlamanın Sahih Olmasının Şartları

1. Taşları cemrelere el ile atmak.

Taşları ok veya ayak ile atmak sahih olmadığı gibi, el ile götürüp koymak da caiz değildir.

2. Atılan şeylerin yeryüzü cinsinden olması.

Ağaç, demir gibi şeyleri atmak caiz olmaz.240

3. Taşların hepsini birden değil, ayrı ayrı atmak.

Hepsi birden atılırsa tek taş atılmış sayılır.

4. Taşları kümelerin üzerine veya yakınına düşürmek.

Taş kümelerinin uzağına düşen taşlar atılmış sayılmaz. Yerlerine yeniden atılması gerekir.

5. Taşların atılan yere, atanın fiili sonucu ulaşması.

Atılan taş bir yere düştükten veya çarptıktan sonra, bu yerin, etkisi olmadan kendiliğinden atılan yere ulaşırsa, sahih olur. Ancak birinin omzuna veya kafasına düşüp durduktan sonra bu kişinin hareketi sonucu düşerse, atılan yere ulaşsa bile sahih olmaz, yeniden atılması gerekir.

6. Gücü yetenin taşları bizzat kendisinin atması.

Ancak, taşları atamayacak kadar hasta olanlar başkasını vekil ederek taşlarını attırırlar.

7. Taşları, belirli vakit içinde atmış olmak.

b) Şeytan Taşlamanın Sünnetleri

1. Taşları yaklaşıp 3.5 metre mesafeden atmak.

2. Yedi taşı peş peşe atmak.

3. Her bir taşı atarken, “Bismillahi Allâhu Ekber” demek.

4. Bayramın 2. ve 3.günlerinde önce küçük, sonra orta, sonra da Akabe cemrelerine sıra ile taş atmak.

5. Atılan taşlar, nohuttan büyük, fındıktan küçük olmak.

c) Şeytan Taşlamanın Mekruhları

1. Büyükçe bir taşı olduğu gibi veya kırıp birkaç taş yaparak atmak.

2. Cemre mahallinde biriken taşlardan alıp atmak.

3. Bir cemreye aynı gün yediden fazla taş atmak.

4. Temiz olmayan (pislik bulaşmış) taşları atmak.

5. Cemreler arasındaki tertibe riayet etmemek.

d) Atılacak Taşların Sayısı

Bayramın ilk günü sadece Akabe cemresine 7 taş atılır.

Bayramın 2. ve 3. günleri ise her üç cemreye de 7’şerden 21’er taş atılır.

e) Şeytan Taşlama

Atılacak taşlar, Müzdelife’de toplanır ve yıkanır.241
Bayram sabahı Mina’ya gelinince Akabe cemresine gidilir. Mina sağ tarafa ve Mekke sol tarafa gelecek şekilde cemreye doğru yeteri kadar yaklaşılır ve durulur. Sonra cemreye yedi taş atılır. Her bir taş

بِسْمِ اللّٰهِ، اِللّٰهُ أَكْبَرُ، رَغْمًا لِلشَّيْطَانِ وَحِزْبِهِ

“Bismillahi Allahu Ekber, rağmen li’ş-şeytâni ve hizbihî” diyerek atılır ve durmadan oradan gidilir.

İlk taşın atılmasıyla telbiye kesilir ve bundan sonra artık telbiye yapılmaz.

Atılan taş yerine ulaşmaz veya uzağa düşerse, yerine başkası atılır.

Bayramın 2. ve 3. günleri zevalden sonra sırasıyla küçük cemreye, sonra orta cemreye ve sonra da Akabe cemresine aynı şekilde 7’şer taş atılır. Küçük ve orta cemrelere taş atıldıktan sonra başkalarına engel olmayacak şekilde bir yerde durulur ve dua edilir. Yalnız Akabe cemresine taşlar atıldıktan sonra orada durulmaz, hemen oradan uzaklaşılır.

Eğer Mina’da 4’üncü gün de kalınacak olursa, aynı şekilde her üç cemreye 7’şerden 21 taş daha atılır.

f) Şeytan Taşlamayı Geciktirmek

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, şeytan taşlamak vacibdir. Taşlama günleri de bayramın 4 günüdür. Vaktinde atılmayan taşlar, taşlama süresi içinde kaza edilir. Bayramın 4’üncü günü güneşin batmasıyla taşlama süresi son bulur. Bundan sonra taşlama yapılmaz.

Taşlar vaktinde atılmayacak olursa ceza kurbanı gerekir. Vaktinde atılmayan taşlar, atılma süresi içerisinde kaza edilse bile, yine ceza kurbanı gerekir.242

g) Şeytan Taşlamada Vekâlet

Taşları bizzat atamayacak kadar hasta, yaşlı ve sakat olanlar, uygun kişileri vekil tayin ederek taşlarını attırırlar.

Yaşlılarla kadınlar, izdiham yüzünden gündüz taş atmaları mümkün olmazışversa, gece atarlar. Gece taşlarını atabilecek durumda olanların vekil tayin etmeleri caiz olmaz. Çünkü vekâlet acizlikle kayıtlıdır. Taş atma süresi içerisinde herhangi bir vakit atmaya gücü yeten kimse vekil tayin edemez.

Vekil olanlar, önce kendi taşlarını, sonra da vekil oldukları kimsenin taşlarını atarlar.

Artan taşlar, ihtiyacı olanlara verilir veya uygun bir yere bırakılır. Fazla olan taşların cemrelere atılması mekruhtur.

Bayram günlerinde Mina’da gecelemek sünnettir.243

4. Saçları Tıraş Etmek veya Kısaltmak

Halk veya taksir denilen saçları tıraş etmek veya kısaltmak da hac ve umrenin vaciblerindendir.244

Kadınlar tıraş olmaz, ihramdan çıkmak için sadece saçların ucundan bir miktar keserler.

Abdestte olduğu gibi erkekler başın en az dörtte birini tıraş eder veya saçlarının ucundan keserek kısaltırlar.245

Başın tamamının tıraş edilmesi veya saçlarının tamamının kısaltılması ise sünnettir.

a) Saçları Tıraş Etmenin Vakti ve Yeri

Hac’da saçları tıraş etmenin veya kısaltmanın zamanı, kurban kesme günleridir. Yeri de Harem bölgesidir.

Bayram günleri çıktıktan sonra ve Harem bölgesi dışında tıraş olmakla da ihramdan çıkılmış olur, ancak ceza gerekir.246 Fakat tıraş olmadıkça ihramdan çıkılmış olmaz.

b) Tıraş ile Diğer Menasik Arasındaki Tertip

Bayramın ilk günü, Müzdelife’den Mina’ya gelindiğinde, sıra ile Akabe cemresine 7 taş atılır. Kıran ve temettü’e niyet etmiş olanlar, kurban keserler ve tıraş olup ihramdan çıkarlar. Sonra Mekke’ye giderek ziyaret tavafını yaparlar.

Mina’da önce şeytanı taşlama, sonra kurban kesme, daha sonra da tıraş olup, ihram’dan çıkma görevlerinin bu sıraya göre yapılması vacibdir. Sıranın bozulması hâlinde ceza kurbanı gerekir.247

Ancak ziyaret tavafında tertibe riayet vacib değil, sünnettir. Tavafın, sözü edilen menasikten önce veya arada yapılması mekruh ise de, sahihtir ve herhangi bir ceza da gerekmez.

c) Tıraş Olma veya Saçları Kısaltmanın Hükmü

Saçları tıraş etmek veya kısaltmakla ihramdan çıkılır ve cinsî ilişki hariç diğer yasaklar kalkmış olur. Cinsî ilişki yasağı ise ziyaret tavafı yapılıncaya kadar devam eder. Ziyaret tavafının yapılmasıyla bu yasak da sona ermiş olur.

I) Haccın Sünnetleri

1. Kudûm Tavafı

Bu tavaf, ifrad veya Kıran haccı yapacak olan âfâkilere, yani mikat dışından gelenlere sünnettir. Mekke’ye gelindiğinde hemen yapılır.

Kudûm tavafı da ziyaret tavafı gibi yapılır. Ancak haccın sa’yi bu tavaftan sonra yapılmayacaksa ıztıba ve remel yapılmaz.

2. Arefe Gecesi Mina’da Gecelemek

Zilhicce’nin 8’inci günü (ki buna terviye günü denir) güneş doğduktan sonra Mekke’den Mina’ya gelmek, orada öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını kılmak ve geceyi burada geçirerek, Arefe günü sabah namazını da kıldıktan ve güneş doğduktan sonra Arafat’a hareket etmek.

3. Bayram Gecesini Müzdelife’de Geçirmek

Arafat’tan Müzdelife’ye gelindiğinde, bayram gecesini burada geçirmek sünnettir.248 Bayram sabahı tan yeri ağarmaya başladıktan sonra vakfe vacibdir.
4. Bayram Günlerinde Mina’da Kalmak

Kurban kesme günlerinde Mina’da kalmak ve orada gecelemek sünnettir.249

İ) Umre Nedir, Nasıl Yapılır?

Umre, ihrama girerek tavaf ve sa’y yaptıktan sonra, tıraş olup ihramdan çıkmaktan ibarettir.

Ömürde bir defa umre yapmak sünnettir.250

Umre için belirli bir zaman yoktur. Her zaman yapılabilir. Ancak Arefe ve bayram günleri ile teşrik günlerinde umre yapmak tahrimen mekruhtur. Çünkü bu beş gün hac günleridir.

Bir yılda birden fazla umre yapmakta bir sakınca yoktur.251

1. Umre İçin İhrama Girme Yerleri

Mekke’ye, Mikat sınırları dışından gelenler, yolları üzerindeki Mikatlardan veya hizalarından ihrama girerler.

Mekke’liler ile mikat sınırları içinde oturanlar, Harem sınırları dışında, Hill bölgesinde ihrama girerler.

2. Umrenin Yapılışı

Umre yapmak isteyen mikatta veya Hill bölgesinde ihrama girmek üzere ihram namazı kılar. Namazdan sonra “Allahım, umre yapmak istiyorum, onu bana kolay kıl ve benden kabul eyle.” diye niyet eder, sonra da telbiye yapar.

Harem-i Şerif’e gelince,

“Allahım, senin rızan için umre tavafı yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve kabul eyle.” diye niyet ederek umre tavafını yapar.

Tavaf namazını kıldıktan sonra Safa tepesine gider ve:

“Allahım, senin rızan için Safa ile Merve arasında umre sa’yi yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve kabul eyle” diyerek niyet eder ve sonra da umre sa’yini yapar.

Bundan sonra saçlarını tıraş eder veya kısaltarak ihramdan çıkar.

J) Haccın Yapılışı

Hac, yapılışı itibariyle, İfrad, Temettû ve Kıran olmak üzere üç çeşittir. Mekkelilerle, Harem bölgesinde ve mikat sınırları içerisinde ikamet edenler, ancak ifrad haccı yapar, temettü veya kıran haccı yapamazlar.

Hac aylarından önce Mekke’ye gelip umre yapan âfâkiler de bunlar gibi sadece ifrad haccı yapabilir, temettü veya kıran haccı yapamazlar. Bunlar, Mekke’de ikamet ettikleri sürece başka bir umre yapamaz, Zilhicce’nin 8’inci Terviye günü hac için ihrama girer ve ifrad haccı yaparlar. Şayet bunlar hac ayları girdikten sonra umre yapacak olurlarsa temettü yapmış olmazlar. Bu yanlış hareketleri sebebiyle ceza kurbanı keserler.

K) İfrad Haccı

Yalnız hac için ihrama girerek umresiz yapılan hacdır. Şöyle yapılır:

1. İhrama girmeden önce, uzamış ise tırnaklarını keser.

2. Koltuk altı ve kasık kıllarını temizler.

3. —Saç ve sakal tıraşı olur.

4. Gusleder veya abdest alır. Gusül daha efdaldir.

5. Varsa güzel koku sürünür.

6. Erkekler, bütün elbiselerini çıkararak yeni veya yıkanmış izar ve rida denilen iki parça ihrama sarılırlar. Başları açık ve ayakları çıplak kalır. Ancak topukları ve üzeri açık ayakkabı giyebilirler.

Bellerine kemer bağlayabilirler, omuzlarına çanta asabilirler. Şemsiye kullanmaları ve gölgelenmeleri caizdir.

Hanımlar normal elbise ve kıyafetleriyle ihrama girerler. Kapalı ayakkabı, çorap ve eldiven giymelerinde bir sakınca yoktur. Yalnız yüzlerini açık tutarlar.

Kerahet vakti değilse iki rekât ihram namazı kılarlar (İlk rekâtta Fâtiha’dan sonra Kâfirûn, ikinci rekâtta ise İhlâs surelerini okumaları efdaldir.).

Namazdan sonra,

“Allahım! Hac yapmak istiyorum. Onu bana kolay kıl ve benden kabul eyle.” diye niyet edilir. Sonra da,

لَبَّيْكَ اللَّهُمَّ لَبَّيْكَ لَبَّيْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ لَبَّيْكَ إِنَّ الْحَمْدَ وَالنِّعْمَةَ لَكَ وَالْمُلْكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ

Yüksek sesle telbiye yapılır. Hanımlar ise seslerini yükseltmezler.

Böylece ihrama girilmiş ve ihram yasakları başlamış olur. Bundan sonra dikilmiş ve örülmüş elbiseler giymezler, başlarını ve yüzlerini örtmezler. Tıraş olmaz ve vücutlarından kıl koparmazlar. Tırnak kesmez, güzel koku sürünmezler. Harem bölgesinin bitkilerini koparmazlar. Başkalarıyla tartışmaz, kötü ve kırıcı söz söylemezler. Yanlarında olan eşleriyle cinsel ilişkide bulunmaz, cinsî ilişkiye götüren davranışlardan uzak dururlar.

İhram süresince, ayakta, otururken, yatarken, yürürken, vasıta üzerinde telbiyeye devam ederler.
Mekke’de kalınacak yere gelip yerleştikten sonra Harem-i Şerif’e gidilir. Kapıda telbiye kesilir, tekbir, tehlil ve salavat-ı şerife okuyarak tevazu ve derin bir saygı ile içeri girilir. Beytullah görününce üç defa tekbir ve tehlil yapıp dua edilir.

Mescid-i Haram’da farz namaz kılınmıyorsa hemen tavafa başlanır. Buna Kudûm Tavafı denir. Şöyle niyet edilir:

“Allahım! Senin rızan için evini kudûm tavafı olarak 7 şavt tavaf etmek istiyorum, onu bana kolay kıl ve benden kabul eyle.”

Tavaftan sonra mümkün olursa Makam-ı İbrahim’de, olmazsa Harem-i Şerif’in uygun bir yerinde iki rekât tavaf namazı kılınır ve dua edilir.

Haccın sa’yi kudûm tavafından sonra yapılacaksa tavafta ıztıba ve remel de yapılır. Tavaftan sonra haccın sa’yini yapmak üzere Safa tepesine gidilir. Safa ile Merve arasında yedi defa sa’y edilir. Sa’y, Safa’dan başlar, Merve’de biter.

Bundan sonra ihramlı olarak Mekke’de ikamet edilir.

Terviye (Zilhicce’nin 8’inci) günü olunca, Mekke’den ayrılıp Mina’ya veya Arafat’a hareket edilir.

Mina’ya gidilirse öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları orada kılınır ve Arefe günü sabah namazı kılındıktan sonra Arafat’a hareket edilir.

Arefe günü öğle ve ikindi namazları Nemire Mescidi’nde veya çadırlarda öğle vaktinde birlikte cem’i takdim ile kılınır.

Namazlardan sonra mümkün olursa Cebel-i Rahme yakınlarında, mümkün olmazsa çadırlarda vakfe yapılır.

Gün boyu telbiye, tekbir, tehlil, tesbih, Kur’an-ı Kerim okumak, dua etmek, tevbe ve istiğfar gibi ibadetler yapılır.

Güneş battıktan sonra, akşam namazını kılmadan Müzdelife’ye hareket edilir. Meş’ar-i Haram yakınında uygun bir yere inilir. Akşam ve yatsı namazları, yatsı vaktinde cem’i tehir ile kılınır.

Bayram gecesi burada geçirilir. Uygun bir zamanda şeytan taşlamada kullanılacak küçük taşlar toplanır ve yıkanarak çantaya konur.

Vakit girince sabah namazı erkence kılınır. Namazdan sonra vakfe yapılır. Bu vakfede de dua ve istiğfar edilir.

Ortalık iyice aydınlandıktan sonra güneş doğmadan Mina’ya hareket edilir.

Mina’ya gelindiğinde Akabe cemresine gidilir ve 7 taş atılır. Sonra saçlar tıraş edilir veya kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur.

Bundan sonra Mekke’ye gidilerek farz olan ziyaret tavafı yapılır.

Ziyaret tavafının, bayramın ilk gününde yapılması efdaldir. O gün yapılmazsa ikinci veya üçüncü günü yapılır. Mazeretsiz olarak, üçüncü günü güneş battıktan sonraya bırakılırsa, ceza kurbanı gerekir.252

Ziyaret tavafından sonra tekrar Mina’ya dönülür. Şeytan taşlama günlerinde Mina’da gecelemek sünnettir.

Bayramın ikinci günü zeval vaktinden sonra, sırasıyla küçük, orta ve Akabe cemrelerine 7’şer taş atılır.

Küçük ve orta cemrelere taş attıktan sonra bir köşede kıbleye dönerek dua edilir. Akabe cemresi taşlandıktan sonra ise beklenmez, hemen oradan uzaklaşılır.

Bayramın üçüncü günü de ikinci gününde olduğu gibi zevalden sonra küçük, orta ve Akabe cemrelerine 7’şer taş atılır.

Mekke’ye dönmek için acele ediliyorsa, taşlar atıldıktan sonra, güneş batmadan Mina’dan ayrılmak sünnettir. Güneş battıktan sonra ayrılmak ise mekruhtur.

Bayramın 4’üncü günü sabahı tan yeri ağarmadan önce, Mina’dan ayrılmamış olanlar, o gün de her üç cemreye 7’şer taş atarlar. 4’üncü gün taşların zevalden önce atılması Ebû Hanîfe’ye göre caizdir.

Âfâkiler Mekke’den ayrılacakları zaman veda tavafı yaparak ayrılırlar.

L) Temettû Haccı

Temettû haccı, hac aylarında umre ve haccı ayrı ayrı ihramlarla yapmaktır.

Temettû haccı yapmak için mikatta ihrama girilir ve

“Allahım! Senin rızan için umre yapmak istiyorum, onu bana kolaylaştır ve benden kabul eyle” diyerek umreye niyet edilir.

Umre tavafı yapılacağı zaman,

“Allahım! Senin rızan için umre tavafını yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve kabul eyle” diye niyet edilerek umre tavafı yapılır. Tavaftan sonra sa’y yapılacağı için tavafta ıztıba ve ilk üç şavtta remel de yapılır.

Tavaftan sonra umrenin sa’yi de yapıldıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkılır.

Zilhicce’nin 8’inci (Terviye) günü ihram için gerekli temizlik ve hazırlık yapıldıktan sonra iki rekât ihram namazı kılınır ve,

“Allahım, hac yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve benden kabul eyle” diyerek hacca niyet edilir ve telbiye getirilerek yeniden ihrama girilir.

Bir kimse, haccın sa’yini ziyaret tavafından önce yapmak isterse yapabilir. Bu takdirde önce nafile bir tavaf, sonra da haccın sa’yini yapar. Böylece haccın vaciblerinden olan sa’yi yapmış olduğu için ziyaret tavafından sonra sa’y yapmaz.

Temettû haccı için ihrama giren kimse, bayram sabahı sırasıyla Akabe cemresine taş atar, kurbanını keser ve tıraş olup ihramdan çıkar.

Bundan sonra, ifrad haccına niyet etmiş olan kimsenin yaptığının aynısını yapar.

M) Kıran Haccı

Kıran haccı, umre ve haccın ihramını birleştirmek demektir.

Kıran haccı yapmak için mikatta,
“Allahım, senin rızan için umre ve hac yapmak istiyorum. Bunları bana kolaylaştır ve kabul eyle” diye niyet edilir ve telbiye söylenir. Böylece Kıran haccı için ihrama girilmiş olur.

Kıran haccına niyet etmiş olan kimse, temettû haccına niyet etmiş olan kimse gibi önce umre tavafını yapar. Bu tavafta da ıztıba ve ilk üç şavtta remel vardır.

Tavaf namazı kılındıktan sonra mes’aya gidilir ve umrenin sa’yi yapılır.

Umre sa’yinden sonra tıraş olunmaz ve ihramdan çıkılmaz, biraz dinlendikten sonra kudûm tavafı yapılır.

İstenirse haccın sa’yi de bu tavaftan sonra yapılabilir. Bu takdirde tavafta ıztıba ve ilk üç şavtta remel yapılır.

Kıran haccı yapan kimse, ihramlı olarak Mekke’de kalır ve Zilhicce’nin 8’inci (Terviye) günü olunca Arafat’a gider. Bundan sonra temettû haccı yapan kimse gibi bayram sabahı sırasıyla Akabe cemresini taşlar, kurban keser, tıraş olup ihramdan çıkar.

Bundan sonraki görevlerde ifrad, temettû ve kıran haccı yapanlar arasında bir fark yoktur.

N) Hacda Kadınlar

Kadınlar hac ve umrede erkekler gibidir. Ancak şu hususlarda farklı hareket ederler:

1. İhramlı iken normal elbise, çorap ve ayakkabılarını giyerler. Başlarını örter, yüzlerini açarlar.

2. Telbiye, tekbir ve dua yaparken seslerini yükseltmezler.

3. Tavafta ıztıba ve remel yapmazlar.

4. Sa’yde yeşil ışıklı sütunlar arasında hervele yapmazlar.

5. İhramdan çıkmak için saçlarını dipten tıraş etmez, uçlarından biraz keserler.

6. Ayhali gören kadınlar, tavaf dışında, haccın bütün görevlerini yaparlar. Bu durumda olan bir kadın, kudûm veya umre tavafını yapmadan Arafat vakfesini yapmak zorunda kalırsa,

Kıran haccı yapmak üzere ihrama girmişse umresi bozulur ve ifrad haccı yapmış olur.

Şayet temettû haccı yapmak üzere umre için ihrama girmiş ise hac için niyet ve telbiye yaparak umre ihramını iptal eder ve ifrad haccı yapmış olur.

Her iki hâlde de şükür kurbanı kesmesi gerekmez. Ancak hacdan sonra, önceden yapamadığı umreyi kaza eder ve iptal ettiğinden ötürü ceza kurbanı keser.253

O) Hac ve Umre Cinayetleri

Cinayet, ihram veya harem sebebiyle yapılması yasak olan iştir.

Hac veya umrede cinayet sayılan iş yapıldığında, ceza gerekir. Yapılan işin cinayet olup olmadığını bilip bilmemek arasında fark olmadığı gibi, kasten, hataen, yanılarak, unutarak, isteyerek veya zorla yapmak arasında da bir fark yoktur.

Kıran haccına niyet eden kimse, ihram yasaklarından birini işlemesi hâlinde, biri umrenin, diğeri de haccın ihramı olmak üzere, her bir cinayet için iki ceza ödemesi gerekir.

Umre tavafının abdestsiz yapılması veya veda tavafının terk edilmesi gibi sadece haccı ilgilendiren vaciblerden birini terk eden kimse, haccı kırana niyet etmiş olsa bile bir tek ceza öder.

1. Hac veya Umreyi Bozup Kazasını Gerektiren Cinayetler

1. Hac için ihrama girdikten sonra Arafat vakfesinden önce cinsî ilişkide bulunmak.

Bu kimsenin haccı bozulur. Ancak bozulan bu haccı bırakmayıp tamamlaması ve daha sonraki yıllardan birinde kaza etmesi ve işlediği cinayet sebebiyle de bir koyun veya keçi kesmesi gerekir.

2. Umre için ihrama girdikten sonra, tavafın en az dört şavtını tamamlamadan cinsî ilişkide bulunmak.

Böylece umresi bozulan bu kimsenin umreyi tamamlaması, işlediği cinayet sebebiyle bir koyun veya keçi kesmesi ve bozulan umreyi kaza etmesi gerekir.

2. Bedene (Deve veya Sığır Kurban etmeyi) Gerektiren Cinayetler

1. Arafat vakfesinden sonra (yani tıraş olup ihramdan çıkmadan önce) cinsî ilişkide bulunmak.254

2. Ziyaret tavafını cünüp olarak yapmak.

Kadınların aybaşı ve lohusalık hâlleri de cünüblük hükmündedir.

3. Dem (Koyun veya Keçi Kurban etmeyi) Gerektiren Cinayetler

Bunlar da, haccın vaciblerinden birini terk etmek, geciktirmek veya ihram yasaklarına uymamakla ilgili cinayetler olmak üzere iki kısımdır:

a) Haccın Vaciplerinden birini terk etmek veya zamanında yapmamakla ilgili cinayetler

1. Mikatı ihramsız geçmek.

Şayet hac veya umre menasikinden hiçbir şey yapmadan, geri mikata dönülerek ihrama girilirse ceza gerekmez.

2. Sa’yin tamamını veya en az dört şavtını terk etmek.

3. Müzdelife vakfesini özürsüz olarak yapmamak.

Hastalık, yaşlılık veya izdiham sebebiyle, Müzdelife’de vakfeyi yapamayanlara bir şey gerekmez.
4. Şeytan taşlamayı yapmamak veya bir günde atılması gereken taşların yarıdan çoğunu atmamak.

5. Ziyaret veya umre tavafının son üç şavtını veya sadece birini yapmamak.

6. Mikat dışından gelen hacıların veda tavafını terk etmesi veya çoğunu yani dört veya daha çok şavtını yapmaması.

7. Ziyaret veya umre tavafını abdestsiz, veda veya kudûm tavafını cünüb olarak yapmak.255

Ziyaret veya umre tavafını abdestsiz, veda ve kudûm tavafını cünüb olarak yaptıktan sonra bunları guslederek veya abdest alarak iade eden kimseye ceza gerekmez.

8. Arafat’tan güneş batmadan önce ayrılmak.256

9. Ziyaret tavafını mazeretsiz olarak bayram günlerinden sonra yapmak.

10. İhramdan çıkmak için Harem bölgesi dışında veya bayram günlerinden sonra tıraş olmak.257

11. Tertibe uymamak. Yani kurban bayramının ilk günü Akabe cemresine taş atma, kurban kesme ve tıraş olma görevlerini sıra ile yapmak vacibdir. Bu sıra bozulursa ceza kurbanı gerekir.258

b) İhram Yasaklarına Uymamakla İlgili Cinayetler

1. Bir defada ve aynı yerde vücudun veya bir organın tamamına güzel koku sürmek.

Bir organın tamamına değil de bir kısmına koku sürülürse sadaka vermek yeterli olur.

2. Bir organa yağ sürmek veya süs için kına gibi bir şeyle boyamak.

Tedavi için sürülen ilaç, merhem veya kokusuz yağlar için bir şey gerekmez.

3. Bir tam gün veya gece süresince elbise, çorap veya topukları kapalı ayakkabı giymek, başı ve yüzü örtmek.

Bir tam gün veya gece olmaz da az bir zaman giyilir veya örtülürse sadaka vermek yeterli olur.

4. Saç, sakal veya vücudunun bir başka organını tıraş etmek.

Saç veya sakalın yahut başka bir organın dörtte birinden azının tıraş edilmesi sadaka vermeyi gerektirir.

5. Aynı yerde ve bir defada bütün tırnakları veya bir el yahut bir ayağın tırnaklarının tamamını kesmek.

Kendiliğinden kopan veya kırılan tırnaklar için bir şey gerekmez.

Bir el veya ayaktaki tırnakların tamamı değil de bir kısmı kesilirse her biri için sadaka vermek gerekir.

6. Tıraş olup ihramdan çıktıktan ve fakat ziyaret tavafını yapmadan önce cinsî ilişkide bulunmak.

7. İhramlı iken cinsî ilişkiye yol açacak davranışlarda bulunmak (Eşini şehvetle öpmek, şehvetle tutmak, okşamak ve oynaşmak gibi.).259

Şehvetle bakma ve düşünme sonunda boşalma olsa bile ceza gerekmez.

Özür Sebebiyle İhram Yasaklarına Uymamak

Bir zaruret ve mazereti sebebiyle ihram yasaklarına uymayan (örneğin: hastalığı sebebiyle ihram giyemeyen veya başını tıraş eden) kimse, serbesttir, ister Harem bölgesinde ceza kurbanı keser, isterse dilediği yerde peş peşe yahut aralıklı olarak üç gün oruç tutar veya isterse altı fakiri akşamlı sabahlı bir gün veya bir fakiri altı gün doyurur. Yahut da 6 fakire fıtır sadakası verir.

4. Fıtır Sadakası Kadar Sadaka Vermeyi Gerektiren Cinayetler

1. Vücuttan herhangi bir organın tamamına değil de, bir kısmına güzel koku veya yağ sürmek.

2. İhramlı iken başının, sakalının veya başının dörtte birinden daha azını tıraş etmek.

3. Bir tam gün veya bir tam geceden daha az bir zaman dikişli elbise, topukları kapatan ayakkabı giymek veya başı örtmek.

4. Bir el veya ayağın tırnaklarından bir kısmını, beşten azını kesmek. Yahut bir el veya ayağın tırnaklarının tamamını ayrı ayrı yerlerde yahut değişik zamanlarda kesmek. Bu takdirde her bir tırnak için ayrı sadaka gerekir.

5. Kudûm, veda veya herhangi nafile bir tavafı abdestsiz yapmak.

6. Veda tavafının veya sa’yin dördüncü şavttan sonraki şavtlarını eksik bırakmak.

Eksik kalan her şavt için ayrı sadaka verilir.

Kudûm tavafında ise eksik şavtlar için bir şey gerekmez.

7. Cemrelere eksik taş atmak.

Eksik kalan her taş için ayrı sadaka gerekir.

8. Başkasını tıraş etmek.

Bu kimse ister ihramlı, ister ihramsız olsun, fark etmez.

Başkasına dikişli elbise giydirmek veya koku sürmekle bir şey gerekmez.

5. Harem Bölgesinin Avları ve Bitkileriyle İlgili Cinayetler
Harem bölgesiyle ilgili yasaklar sadece ihramlı kimseler için değildir. Bu bölgenin avının avlanması, kendiliğinden biten ve kurumuş olmayan ağaç ve otlarının kesilmesi veya koparılması, ihramlı, ihramsız herkes için haramdır.

Harem bölgesinin avını avlayan kimse, kıymetini tasadduk eder. Bunun yerine oruç tutmak caiz olmaz.

Harem bölgesinde kendiliğinden bitmiş ağaç ve bitkileri kesen veya koparan kimsenin, bunların bedelini sadaka olarak yoksullara vermesi gerekir. Sahibinin kesmesi cezayı gerektirmez.

İnsanlar tarafından ekilip dikilen ağaç ve bitkilerin koparılmasından dolayı bir ceza gerekmez.

Ö) Hedy

Hac ve umrede kesilen kurbanlara “hedy” denir.

1. Hedy Kurbanı ile Yükümlü Olanlar

İfrad haccı yapanların, hacda kurban kesmeleri vacib değildir. İsterlerse nafile olarak kesebilirler.

Temettu veya kıran haccı yapanların ise hedy kurbanı kesmeleri vacibdir.

Hedy kurbanı, kurban bayramında kesilen kurban gibi, deve, sığır ve davar cinsinden olur. Deve ve sığır yedi, davar bir kişi için kesilir.

Ortakların hepsinin kurban niyetiyle katılmaları gerekir. Hepsinin niyetleri ibadet olmak şartıyla bir kısmının udhiyye, bir kısmının şükür veya ceza hedyi veya nafile niyetiyle katılmaları mümkündür.

Yaş ve ayıp bakımından kurban olmayacak hayvanlar hedy kurbanı da olmaz.

Vacip olan Hedyler, şükür, ceza, ihsar ve nezir hedy gibi kısımlara ayrılır.

Temettu veya kıran haccı yapanların kestikleri kurbana şükür kurbanı, haccın vaciblerinden birinin terk edilmesinden dolayı kesilen kurbana ceza kurbanı, Hac veya umre yapmak üzere ihrama girdikten sonra, hastalık ve parasının kaybolması gibi bir sebeple hac yolculuğuna devam imkânı olmadığı için vakfe veya tavaf yapmadan ihramdan çıkmak mecburiyetinde kalan kimsenin kesmesi gereken kurbana ihsar kurbanı ve Harem bölgesinde kesilmek üzere adanan kurbana da Nezir kurbanı denir.

2. Hedy Kurbanının Kesileceği Yer

Hedy, Kâbe’ye ve Harem’e hediye olmak üzere kesilen kurban demek olduğundan, ister vacib, ister nafile olsun, Harem bölgesi sınırları içinde kesilir.

Hedy kurbanlarının hangisi olursa olsun, Harem bölgesi dışında kesilecek olursa —nafile olanı hariç— diğerlerinin Harem bölgesi dâhilinde iade edilmesi icap eder.

Oruca gelince, bunun için yer ve peş peşe tutulma şartı yoktur. Sadaka da böyledir, nerede verilirse sahih olur.

3. Hedy Kurbanlarının Kesilme Zamanı

Temettû ve kıran haccı yapanların kesmeleri vacib olan şükür kurbanlarını bayramın ilk günü tan yerinin ağarmaya başlamasından, 3’üncü günü güneş batıncaya kadar kesmeleri vacibdir. Bu süre içinde kesilmeyip daha sonraya bırakılırlarsa ceza kurbanı da gerekir.260

Kıran ve temettû kurbanları dışında kalan hedy kurbanlarının kesilmesi için belirli bir zaman yoktur. Harem sınırları içinde olmak kaydıyla, her zaman kesilebilir.

4. Hedy Kurbanlarının Etleri

Temettû veya kıran haccı yapanların kesmekle yükümlü oldukları kurban ile nafile olarak kesilen kurbanların etlerinden sahipleriyle, zengin, fakir herkes yiyebilir.

Ceza hedyi ile ihsar hedyinin etlerinden sahipleri ile bakmakla yükümlü oldukları kimseler ve zenginler yiyemezler, fakirlere dağıtılması gerekir. Yiyecek olurlarsa kıymetini sadaka olarak verirler.261

5. Kurban Yerine Oruç

Temettû veya kıran haccı yapan kimse, kurbanlık hayvan bulamazsa on gün oruç tutar. Üç gününü hac esnasında, kalan yedi gününü de memleketine döndükten sonra tutar.

Hac esnasında, üç günlük orucu bayramdan önce tutamadığı takdirde, mutlaka kurban gerekir.

Üç gün oruç tuttuktan sonra, kurban kesme günleri içinde, tıraş olup ihramdan çıkmadan önce kurbanlık bulursa oruç yeterli olmaz. Kurban kesmesi de gerekir. Tıraş olup ihramdan çıktıktan sonra kurban bulacak olursa, oruç yeterli olup, kurban kesmesi icap etmez.

6. İhsar

İhsar, hac veya umre için ihrama girmiş olan kimsenin, Arafat vakfesinden ve tavaftan alıkonulmasıdır.

Düşman, hapsolmak, hastalık, paranın kaybolması, kadının mahreminin ölmesi gibi hac yolculuğunu veya tavaf ve vakfe yapmayı önleyen bütün engeller, ihsar sebebi olabilir.262

İhsar sebebiyle Arafat’ta vakfe yapmaktan ve tavaftan menedilmiş olan kimse, ihsar hedyi keserek ihramdan çıkar.

İhsarlı kimse, kıran haccı için ihrama girmiş ise hem hac hem de umre ihramı için iki ayrı ihsar hedyi kesmesi gerekir.

İhsar hedyi de şükür kurbanları gibi harem bölgesinde kesilmesi gerektiğinden, ihsarlı kimse harem bölgesi dışında ise kurbanını veya bedelini harem bölgesine gönderir ve orada hedy kesilinceye kadar ihramlı bekler. Hedyin kesilmesiyle tıraş olmasa da ihramdan çıkmış sayılır.263

İhsar sebebiyle ihramdan çıkılan hac veya umrenin, uygun bir zamanda kaza edilmesi lazımdır.

Hac için ihrama girmiş olanlar, hem hac hem de umre, kıran haccı için ihrama girmiş olanlar bir hac iki umre, umre için ihrama girmiş olanlar ise sadece bir umre kaza ederler.

P) Haccı Kaçırmak (Fevat)

Hac yapmak üzere ihrama giren kimse, arefe günü zeval vaktinden bayram günü tan yerinin ağarmaya başladığı zamana kadar bir an için de olsa Arafat’ta bulunmazsa haccı kaçırmış olur. Bu kişi,

a) İfrad haccı yapmak üzere niyet edip ihrama girmiş ise umre yapıp ihramdan çıkar, daha sonraki yıllarda haccını kaza eder.

b) Temettû haccı yapmak üzere ihrama girmiş, umreyi yaptıktan sonra hac için niyet etmiş ise bir umre daha yaparak ihramdan çıkar ve daha sonraki yıllarda haccını kaza eder.

c) Kıran haccı için ihrama girmiş ve umrenin tavaf ve sa’yini yapmış ise ikinci bir umre daha yaparak ihramdan çıkar. Şayet umre tavafı ve sa’yini yapmamış ise önce umre ihramından çıkmak için tavaf ve sa’y yapar, sonra da hac ihramı için tavaf ve sa’y eder ve tıraş olup ihramdan çıkar. Daha sonraki yıllarda sadece haccını
kaza eder.

R) Hacda Bedel

İbadetler üç kısımdır:

1. Yalnız bedenle yapılan ibadetler: Namaz ve oruç gibi. Bu tür ibadetlerde vekâlet caiz değildir.

2. Sırf mal ile yapılan ibadetler: Zekât, fıtır sadakası ve kurban gibi. Bu tür ibadetlerde vekalet caizdir.

3. Hem beden ve hem de mal ile yapılan ibadetler: Hac gibi. Bu ibadette aciz olmak durumunda ve zaruret hâlinde vekâlet caizdir.264 Bizzat yapabilecek durumda olanlar için ise caiz değildir.

Kendisine hac farz olduğu hâlde haccetmemiş olan kimse, ölümünden önce kendi adına haccetmek üzere bir başkasının bedel gönderilmesini vasiyet etmesi lazımdır. Malının üçte biri hac için bedel göndermeye yeterse mirasçıların bu vasiyeti yerine getirmeleri gerekir, yetmezse, vasiyetin yerine getirilmesi mirasçılar üzerine borç değildir.

Şayet vasiyet etmemiş ise mirasçılar vekil göndermekle yükümlü değillerdir.265 Ancak mirasçıların tamamı veya bir kısmı masrafı kendileri karşılamak üzere vekil gönderip haccettirmeleriyle de mükellefin hac borcu ödenmiş olur. Nitekim Has’am kabilesinden bir kadın veda haccı yılı Peygamberimize gelerek,

—Ya Resulallah, Allah’ın kullarına hacla ilgili emri, babama, binek üzerinde duramayacak derecede yaşlıyken ulaştı. Onun adına haccedersem, borcu ödenmiş olur mu, diye sordu. Peygamberimiz,

—Evet, olur, diye cevap verdi.266

Bir başka rivayette de Cüheyne kabilesinden bir kadın Peygamberimize gelerek,

—Annem haccetmeyi adamıştı, fakat haccedemeden öldü. Onun adına haccedeyim mi, diye sordu. Peygamberimiz,

—Evet, haccet. Annen üzerinde bir borç bulunsaydı, sen onu ödemez miydin? Öyle ise Allah hakkını da ödeyiniz. Çünkü Allah hakkı ödenmeye daha layıktır,267 buyurdu.

Kendisine haccın ilk defa farz olduğu yıl haccetmek üzere yola çıkıp da haccını yapamadan yolda ölen kimsenin, kendi adına hacca bedel gönderilmesini vasiyet etmesi gerekmez.

Ancak kendisine hac farz olduğu yıl haccetmeyip, daha sonraki yıllarda hac etmek üzere, yola çıkıp yolda ölen kimsenin, bedel gönderilmesini vasiyet etmesi vacib olur.

1. Farz Olan Hac İçin Bedel Gönderilmesinin Şartları

Başkası adına bedel gönderilen kimsenin yaptığı hac, o kimse üzerine farz olan hac borcunun eda edilmiş sayılabilmesi için şu şartlar gereklidir:

1. Vekil olarak hacceden, ihrama girerken kendisini gönderen kimse adına niyet etmelidir. Çünkü vekil kendi adına değil, kendisini gönderen adına haccediyor. Kalp ile niyet etmesi yeterlidir. Ancak dil ile “Falan kişi için niyet ettim ve ihrama girdim, falan adına telbiye ettim” diye söylemek efdaldir.

2. Hac kendisine farz olan kimse bizzat haccı eda etmekten aciz olmalıdır. Sıhhati yerinde olup bizzat haccetmeye gücü yeten kimsenin bedel göndermesi caiz değildir.

3. Adına haccedilecek kişinin aciz oluşu ölümüne kadar devam etmelidir. Ölümünden önce acizliği ortadan kalkacak olursa, vekilinin haccı yeterli olmayıp, bizzat kendisinin haccetmesi gerekir.268

4. Adına haccedilecek kişiye hac farz olmuş olmalıdır. Üzerine hac farz olmayan fakir kimse adına vekil tarafından yapılan hac nafile olur. Bu kimseye daha sonra hac farz olursa bizzat haccetmesi, aciz olduğu takdirde ise bedel göndermesi gerekir.

5. Başkasını kendi adına haccetmek üzere vekil tayin etmeden önce bizzat haccetmeye engel özrünün mevcut olması.

Bizzat haccedecek durumda iken başkasını bedel gönderdikten sonra aciz olursa, adına yapılan hac yeterli olmayıp yeniden vekil göndermesi gerekir.

6. Vekilin masrafının tamamı veya çoğu, gönderen tarafından karşılanmalıdır. Mirasçı, varis olduğu kimse adına kendi parasıyla hac yapabilir veya yaptırabilir.

7. Adına haccedilecek kişi hangi haccın yapılmasını istiyorsa vekil o haccı yapmak üzere Mikatta ihrama girmelidir. İfrad haccı yapmak üzere gönderilen vekil, önce umre yapar, sonra Mekke’den hacca niyet edecek olursa bu caiz olmaz.

Eğer vekile ifrad haccı yapması emredilir de o, kıran haccı yapacak olursa bu da gönderen adına yapılmış olmaz.269

Gönderen kimse, yapılacak hac konusunda herhangi bir şey söylememiş, sadece hac yapılmasını istemiş ise vekil’in ifrad haccı yapması gerekir. Gönderen, vekile “dilediğini yap” derse, o takdirde vekil dilediği haccı yapabilir.

Ölen kimse kendi adına hac yapılmasını vasiyet eder, bunun için yapılacak masrafın miktarını veya ihrama girilecek yeri belirlerse, orada ihrama girilir. İhrama girilecek yeri belirlemezse olduğu yerden vekilin gönderilmesi gerekir.

8. Adına haccedilecek kişi kendi adına haccetmesini vekilden istemelidir. Başkası adına izin veya vasiyeti olmadan yapılan hac, o kimsenin farz olan haccına sayılmaz, ancak varis bu hükmün dışındadır. Ölenin mirasçısı vekil olarak kendi adına hacceder veya bedel gönderip haccettirirse ölenin haccı yapılmış olur.

9. Vekil için ücret şart koşulmamalıdır. Çünkü hac ibadettir. İbadetler ise ücret karşılığı yapılamaz.

Ancak vekil, masraflarına karşılık aldığı parayı normal şekilde harcar. Artanı ise dönüşünde iade eder.

Şayet artan miktarı, gönderen kişi vekile hediye ederse bunda da bir sakınca yoktur.

10. Vekil olarak gönderilen kimse akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmalıdır. Buluğa ermemiş mümeyyiz çocuğun vekil gönderilmesi de caizdir.

Bedel gönderilecek kimsenin önceden haccetmiş olması şart değildir. Ancak daha önce haccını yapmış bir kimsenin gönderilmesi efdaldir.270

11. Vekil, vasıtaya binerek haccetmelidir. Vasıta ücretini kendisine alıkoymak için yürüyerek haccedecek olursa, kendi adına haccetmiş olacağı için aldığı parayı iade eder.

12. Vekil edilen kimse haccı bizzat yapmalıdır. Vekilin haccetmek üzere aldığı parayı herhangi bir sebeple başkasına devrederek kendi yerine onu vekil tayin etmesi caiz değildir. Ancak bu konuda kendisi yetkili kılınmış ise caizdir.

Nafile olarak başkası adına haccetmeye gelince, bunda sadece vekilin Müslüman, âkil ve mümeyyiz olması ve haccın ücret karşılığı yapılmaması şartları yeterlidir.

S) Hz. Peygamber’in Kabrini Ziyaret

Yeryüzünün en üstün ve şerefli yeri, Medine’de Peygamberimiz Efendimizin medfun bulunduğu yani, defnedilmiş olduğu yerdir. Bu itibarla onun Kabr-i Şerifini ziyaret etmek mendubdur.

Esasen hacca gidip de Peygamberimizin kabrini ve onun hicret yurdu ve İslam’ın cihana yayıldığı yer olan Medine-i Münevvere’yi ziyaret etmeyen bir Mümin düşünülebilir mi?
Bir zaruret olmadıkça Müminin bu manevi hazdan kendini mahrum edeceğini düşünmek mümkün değildir.

Peygamber Efendimizin Kabr-i Şerifinin ziyaretinin faziletiyle ilgili hadis-i şerifler vardır. Bir tanesi şöyledir:

İbn Ömer’den (ra.) rivayete göre Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

مَنْ زَارَ قَبْرِي وَجَبَتْ لَهُ شَفَاعَتِي

“Kim benim kabrimi ziyaret ederse ona şefaatim hak olur.”271

Peygamberimizin mescidinde namaz kılmanın fazileti hakkında şöyle buyrulmuştur:

صَلاَةٌ فِي مَسْجِدِي هَذَا خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ صَلاَةٍ فِيمَا سِوَاهُ إِلاَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ

“Benim şu mescidimde kılınan namaz, (Mekke’deki) Mescid-i Haram hariç, başka mescidlerde kılınan bin namazdan hayırlıdır.”272

Bunun içindir ki hacca giden her Müslümanın, hacdan önce veya sonra Medine’ye de giderek Peygamberimizin Kabr-i Şerifini ziyaret etmesi ve onun mescidinde namaz kılması iyi değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.

1. Ziyaretin Usûl ve Adabı

Medine-i Münevvere uzaktan görülünce,

“Allahım, burası senin Peygamberinin haremidir, vahyinin indiği mübarek yerdir. Bu yeri benim için Cehennem’den korunma, azaptan ve hesaptan güvence vesilesi kıl.” diye dua edilir.

Medine’de kalınacak yere eşyalarını yerleştiren kimse mümkünse gusleder, değilse abdest alır. Temiz elbiseler giyer, güzel koku sürünür, salutüselam getirerek edep ve tevazu içinde Mescid-i Saadet’e gider.

Kerahet vakti değilse iki rekât tehiyyatü’l-mescid kılar. Dilediği duaları yapar. Sonra büyük bir tevazu ve edeple Kabr-i Saadete yaklaşır. Peygamberimizin mübarek başı hizasında yüzünü Peygamberimize çevirerek durur ve bununla ilgili selam ve duayı okur. Bundan sonra bir metre kadar sağ tarafa ilerleyip Hz. Ebu Bekir’in (ra.) başı hizasında durur, selam ve duadan sonra bir metre kadar daha sağa ilerleyip Hz. Ömer’in (ra.) başı hizasına gelir, selam ve dua okunduktan sonra Resul-i Ekrem’in başı hizasına gelip kıbleye karşı durur ve burada da dua okur. Daha sonra Ravza-i Mutahhara’ya gelir, orada dilediği duaları yapar ve çokça salatüselam getirir.

Peygamberimizin kabrini, Beytullah’ı tavaf eder gibi tavaf etmek caiz değildir. Kabr-i Şerif’e el sürmek, onu öpmek mekruhtur.

Medine-i Münevvere’de ikamet ettiği sürede beş vakit namazını Mescid-i Saadet’te kılar. Boş vakitlerini de kaza ve nafile kılarak ve Kur’an okuyarak değerlendirir.

Medine-i Münevvere’den ayrılmak istediğinde Mescide gelir, iki rekât namaz kılar ve dua ederek ayrılır.273

Kaynak

Diyanet islam ilmihali





Signing of RasitTunca

Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Dini-1 Kurban ibadeti Kurban Kimlere Farz Kurban Edilecek Hayvanlar Kurban Nasıl Kesilir? RasitTunca 0 88 12-09-2024, 12:23 AM
Son Yorum: RasitTunca
Dini-1 Zekât ve Zekâtın Önemi Zekat Kimlere Farzdir Hangi Maldan Zekat Verilir RasitTunca 0 85 12-08-2024, 11:58 PM
Son Yorum: RasitTunca
Dini-1 Gusül Nedir? Gusül Yapmayı Gerektiren Hâller Farzları Sünnetleri Gusül Nasıl Yapılır RasitTunca 0 1,473 07-18-2024, 03:39 PM
Son Yorum: RasitTunca
Dini-1 Teyemmüm Nedir? Teyemmümün Farzları Teyemmümün Sünnetleri Teyemmüm Nasıl Yapılır? RasitTunca 0 1,436 07-18-2024, 03:20 PM
Son Yorum: RasitTunca
Dini-1 Abdest ve Önemi Abdestin Farzları Abdestin Sünnetleri Abdestin Çeşitleri Abdesti Boza RasitTunca 0 1,608 07-02-2024, 06:29 AM
Son Yorum: RasitTunca
Dini-1 Orucun Farzları - Vacibleri - Sünnetleri - Müstehabları - Mekruhları - Âdâbı RasitTunca 0 1,433 09-04-2019, 06:04 PM
Son Yorum: RasitTunca
Dini-1 Orucun Vakti Ne Zamandır? RasitTunca 0 1,127 09-04-2019, 01:21 PM
Son Yorum: RasitTunca

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi