HAARP PROGRAMI NEDİR?
Yüksek Frekanslı Aktif Orora Araştırma Programı’nın kısa adıdır HAARP.
Bilindiği gibi, son yıllarda en fazla tartışılan konulardan biriside, küresel
iklim değişiklikleridir.
İklimler, istenildiğinde değiştirilebilir mi?
Bu tartışmalar uzun yıllardan beri yapılmaktadır. Bu gün gelinen noktada, bu
tartışma daha bir can alıcı şekle dönüşmüştür. Çevre ve doğa şartlarını
değiştirme mücadelesi, aslına bakılırsa son 50 yıldır devamlı olarak
tartışılmaktadır ve ABD başta olmak üzere, Rusya’da bu yönde önemli mesafeler kat
etmiş durumda.
İlk olarak Amerikalı matematikçi John Von Neumann iklim değiştirme deneylerine
başlamış. Bu deneyler özellikle soğuk savaş döneminde, ABD Savunma Bakanlığı ile
birlikte, daha o zamandan bazı iklim savaşı yöntemlerini öngörmüştü. Bu gün çevre
şartlarını değiştirme teknikleri, ABD ordusu tarafından uygulanmaktadır.
Bir süreden beri, bu konuda bir dizi kaynaktan
bilgisel düzeyde inceleme ve araştırma yapıyorum ve edinmiş olduğum bilgiler
neticesinde, ABD ordusunun, bu yönde hayli mesafe katettiği ve ileri düzeyde
teknikler geliştirdiği gerçeği ile karşı karşıya kaldım dersem yalan olmaz.
ABD ordusunun bu yönde yapmış olduğu çalışmaların kısa adıdır HAARP. Yani Yüksek
Frekanslı Aktif Orora Araştırma Programı. Bu araştırma programı, Yıldız
Savaşlarının bir parçası olarak geliştiriliyor ve bu programın en büyük özelliği,
atmosfer tabakasından işletilen ve dünyanın her tarafında tarım ve ekoloji
sistemlerini alt üst etmeye gücü olan bir kitle imha silahı.
Savaşan güçler açısından bu denli devasa bir kitle imha silahına sahip olmanın
hiç kuşku yok ki bir dizi avantajı vardır ve düşmanı zorlamak ve yok etmek adına
gücü elinde bulundurana önemli imkanlar ve seçenekler sunar. Bu seçenekler
arasında fırtına, sis, yağmur, sel, kasırga, kuraklık ve deprem gibi bir dizi
doğal afet yaratma seçeneği vardır.
Aynı zamanda iklim değiştirme teknolojileri, hem iç güvenlik ve hem de dış
güvenlik alanındaki önlemlerin önemli bir parçası olacağı gibi, aynı zamanda
uzayda hava şartlarını ekileyerek, yapay iklimler yaratmakta söz konusudur.
Aslında BM bu konuda 1977 yılında bir adım atmış ve o dönemde almış olduğu bir
kararla bu gibi iklim değiştirmeye yönelik çalışmaların yapılmamasına yönelik
“uzun süre etkili olacak vahim sonuçlara yol açabilecek olan çevreyi değiştirme
teknolojilerini yasaklayan” bir Uluslararası anlaşmayı kabul etmiş. Bu
teknolojilerin dünyanın yapısını değiştirme, bitki ve su örtüsünü ve atmosferini
yada uzay yapısını değiştirme olarak tanımlanmıştı. 1977 yılındaki bu anlaşmanın
özü 1992 yılında Rio de Janerio’daki Dünya zirvesinde de yinelenmek sureti ile
askeri amaçlı kullanım konusu bir tabuya dönüştürmüş.
Ne var ki dünyanın Jandarması ABD bu gibi hususları hiç bir zaman dikkate
almadığı için, 1992 yılından beri daha bir aktif olarak iklim değiştirme
teknikleri üzerinde çalışmalar yapmaya başlıyor.
1992 yılında ortaya çıkıyor. Alaska’nın Gokona yöresinde yüksek frekanslı radyo
dalgaları ile atmosferin üst tabakalarına çok yoğun enerji gönderebilen ve alan
yüksek frekans antenlerinden oluşuyor.
HAARP’ın finansmanı ABD Hava Kuvvetleri, ABD Donanması ve İleri Düzeyde Savunma
Araştırma Projeleri Ajansı
tarafından sağlanıyor.
Bu konuda ABD kaynaklarının yapmış olduğu açıklamalara göre HAARP’in amacı
araştırma için atmosferin üst düzeylerinde bazı küçük, yerel değişiklikler
oluşturmak.
Oysa bu konuda Uluslararası Halk Sağlığı Enstitüsü bir açıklama yapıyor ve
HAARP’in dev bir ısıtıcı gibi işlediğini, atmosferin üst düzeylerine feci düzeyde
zarar verebileceğini, dünyayı koruyan tabakada büyük yaralar açtığını söylüyor.
imagesPeki bu söylenenlerin dışında HAARP programında başka neler varmış?
Mesela radyo iletişim hatlarını kırabilecek silahlar üretmek HAARP programında
varmış.Mesela roket ve uzay gemilerine yerleştireceği aletlerle, elektrik
ağlarında büyük kazalara yol açabilecek bir silah oluşturmak da varmış.
Petrol ve gaz hatlarında ciddi kazalara yol açarak, akıl sağlığını
etkileyebilecek silah oluşturmakta HAARP programında varmış.
Dolayısı ile bu verilerin ışığından yola çıkarsak, insanlığın karşı karşıya
olduğu feci durum, akıl almaz boyutlarda. Şayet bu gibi silahların üretimi hayata
geçerse, ABD dünyanın bir çok bölgesine, inanılmaz zararlar verecektir. Başka
ülkelerin ekonomilerini direkt olarak yerle bir edebilecektir.
Eko sistemleri ve tarımı etkileme amacı ile kullanılabilir. Dünyanın bir çok
coğrafyasında istediği anda tarımı zayıflatabilir ve kendisine olan bağımlılığı
daha da bir direkt hale getirebilir.
Yani daha açık bir ifade ile, HAARP programı bir çok yönü ile diğer alışılmış
stratejik silah sistemlerini gölgede bırakıyor.
HAARP PROĞRAMININ AMACI
HAARP askeri ve sivil her iki amaca da yönelik olarak iletişim ve gözlem
sistemlerini zenginleştirmekte kullanmak ve anlaşılabilir hale getirmek için
özellikle üstünde durulan iyonosferin (yeryüzünden havanın 80 km yüksek kısmı )
davranış ve özelliklerinin anlaşılması için çalışılan bilimsel bir çalışmadır.
HAARP programı, dünya çapında iyonosfer tabakası hakkında araştırma olanaklarının
geliştirilmesi olmakla birlikte; (The Ionospherıc Research Instument-IRI), (HF)
yüksek frekans düzeyinde yüksek güçlü bir aktarıcıyı işletme olanağıdır.IRI,
İyonosferin belirli bir bölgesinin bilimsel bir çalışma amacıyla geçici olarak
uyarılmasıdır.
Bilimsel ve tanısal gözlem yapabilecek olan bilim takımı, uyarılan bölgede ortaya
çıkacak olan fiziksel gelişmeleri cihazları ile gözlemleyeceklerdir.
HAARP’ın resmi kaynaklardaki amaçları
Atmosferdeki termonükleer araçları kontrol edecek elektromanyetik vuruşları
gerçekleştirmek.
Denizaltılar ile haberleşmeyi kolaylaştırmak. Bu haberleşme ELF(Extremely Low
Frequency) ve VLF(Very Low Frequency) dediğimiz 30Hz-30KHz civarında
çalışmaktadır. ELF nin yan etkileri bilindiğinden mevcut ELF vericileri ile HAARP
vericileri değiştirilmek istenmektedir.
Radar sistemlerini geliştirmek.
Çok geniş bir alanda ABD ordusunun haberleşmesini sağlamak.
Cray ve EMass süper bilgisayarlarının yardımı ile yer altının tomografik
haritasını çıkarabilmek.
Petrol, doğalgaz ve mineral yataklarını tespit etmek.
Cruise füzesine benzer alçak irtifadan uçan füze ve hava araçlarını havada imha
etmek.
OLYMPUS DIGITAL CAMERA
Teknik Bilgiler
Haarp İyonosferik Araştırma Olanağı, özellikle kuzey kutup dairesi yüksek
atmosfer tabakasını araştırma işlemidir.İşlem iki temel parçadan oluşur:
Yüksek güçte bir aktarıcı ve antenin (HF) yüksek frekans düzeyinde
işletilmesidir.Aktarıcı (Tranmitter), dikdörtgen düzlem dizilişinde ayarlanmış
çaprazlama ikiz kutuplu 180 antenlik bir sisteme 3.6.milyon Wat’a kadar yükleme
yapabilmektedir.
Bilimsel cihazların yaygın kullanım amacı, aktarma sisteminin araştırma esnasında
kullanımında üretilen etkisinin şafak iyonosferin arka planının gözlenmesidir.Bu
cihazların verileri gerçek zamanda dünya çapında internet ortamında da
izlenebilmektedir.
İyonosferik araştırmalar sırasında aktarıcılarca üretilen sinyaller, işletim
sistemine bağlı olarak birkaç on km.lik çapta, birkaç yüz metrelik kalınlıktan
100 ile 350 km arasında bulunan alıcı anten düzlemlerine yukarı doğru
yöneltilerek aktarılır.
İyonosferdeki HF yüksek frekans sinyalinin yoğunluğu iyonosferin her cm2 ne 3
mikrowattan küçük olup, güneşin gönderdiği ve dünyamıza ulaşan elektromanyetik
radyasyondan on binlerce kez, iyonosferi yaratan güneşin doğal kızılötesi (UV)
enerjisinden de yüzlerce kez daha azdır.
HAARP vasıtasına yerleştirilmiş çok hassas bilimsel cihazlarca üretilen küçücük
etkiler dahi gözlenebilmektedir ve bu gözlemler, güneş-toprak arası etkileşiminde
işlemin içinde oluşan yeni plazmaların dinamikleri hakkında yeni bilgiler
İYONOSFERİN ÖNEMİ
İyonosfer bilindiği gibi telsiz dalgalarını yansıtma özelliği keşfedildiğinden bu
yana haberleşme alanında kullanılmaktadır.Yeryüzünden 35 km ile 500 km arasında
bir yüksekliği içermektedir.Amerika’nın Sesi ve BBC gibi uluslar arası yayın
yapan kuruluşlar yıllardır bu hava katmanını kullanmaktadırlar.
Güneş patlamalarının ve güneşten gelen ultraviyole (kızılötesi) ışınlar ile
radyasyon bu katmanda bulunan gazları iyon adı verilen küçük parçacıklara
ayırmakta, katmanı oluşturan gazları elementlerine ayırmakta, bazı elementleri de
nötr veya yüksüz hale getirirken atomların elektronlarını da boşa
çıkartmaktadır.Bu işlem gece ve gündüz olarak değişim göstermektedir.Gerek
iyonosfer kullanılarak gerekse uydu sistemleri kullanılarak yapılan haberleşme,
gözlem gibi faaliyetlerde güneşin, yukarıda sayılan tesirleri olumsuz,
engelleyici etkiler yarattığı bilinmektedir.
Haarp projesi kapsamında geliştirilmiş sistemler de iyonosferin bu özelliklerinin
araştırılarak bu katmandan daha elverişli şekilde yararlanma olanağını arttırmak
ve kullanım düzeyini mükemmele çıkartmak olarak yorumlanmaktadır.
Bu Haarp sistemini anladığımız kadarı ile açıklamaya çalışırsak, yerdeki tesiste
bulunan bir aktarıcı antenle havaya radyo dalgaları veya elektrik verilmekte,
iyonosfer tabakasından geri yansıyan bu enerji yeryüzünde bulunan bir alıcı anten
tarafından emilerek iletişimin kesintisiz sürdürülmesi sağlanmaktadır.Radyo, Tv,
askeri haberleşme böylece kesintisiz olarak devam etmektedir.
HAARP İDDİALARI GERÇEK Mİ?
İlk önce böyle bir kurum ve kuruluşların olduğu bir gerçektir. İşte Listesi,
HAARP Sitesinden;
Puerto Rico, the Arecibo yakını Observatory-HIPAS (Amerika’ya ait)
Alaska Fairbank yakını Gakona
European Incoherent Scatter Radar site (EISCAT) (Norveç-Tromso )
Jicamarca, Peru;
Moscova yakınları, Rusya
Nizhny Novgorod (“SURA”)
Apatity,
Kharkov yakınları, Ukrayna
Duşanbe, Tacikistan.
Bu sitenin yazılarının yukarıdaki kısımlarını tercüme ederek bir fikir çıkarmaya
çalıştım.Ancak iddia edildiği gibi bu HAARP araçlarının depremler, kasırgalar,
tufanlar yaratmada kullanılabildiğine dair bir şey bulamadım.Yalnız İyonosfer
tabakasının tahrik edilmesi, iyonlaşmanın hızlandırılması gibi etkileri de dil
bilginiz kadarı ile okuyup anlayabilirsiniz.Bu tesis iddia edildiği gibi HF
yüksek Frekans ve ELF çok düşük frekansları üretmektedir.
Bu konuda yazılıp çizilenlerin çoğu açıkça “iddia”dan başka bir şey değildir.
Ama, Olur mu olur.Bunu iddia edip savunacak kadar bir bilgiye sahip olmasam da bu
iddialar da bu kuruluşun sitesinde hiç kaale de alınmamıştır.
Aksine tesislerinin resimlerini de internet ortamında insanlıkla
paylaşmaktadırlar.
Şimdi HAARP karşıtı açıklamalara bakalım ve teorileri destekleyen olayları
inceleyelim.
İklimleri değiştirebilir.
Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.
Ozon tabakası ile oynayabilir.
Deprem yaratabilir.
Okyanus dalgalarını kontrol edebilir.
Dünyanın enerji kuşakları ile oynayarak insan biyolojisini ve beynini
etkileyebilir.
Radyasyon yaymadan termonükleer patlama oluşturabilir.
Yalnız bir soru da sorulursa ne olur.?
Uydu teknolojisi bu kadar gelişmişken iyonosfer tabakasını sürekli inceleyip
gözlemlemek için Alaska’nın Gakona bölgesinde İyonosfer Araştırma ve Gözlem
evinde bilmem ne kadar insanı medeniyetten mahrum bırakacak şekilde çalışmalarına
değecek artı değer nerededir?
Sadece Amerika’nın Sesi ve İngiliz BBC ile dünya etrafında durmadan gezen ABD
askeri güçlerinin anında kesintisiz iletişimin sürdürülmesi için de bu kadar
masrafa gerek yoktur elbette.Dediğim gibi uydu teknolojisi var ne de olsa.
Burada yalnız haberleşme amaçlı değil gökyüzünü, güneşin tacının ve diğer gök
olaylarının da gözlemlenmesi de işin diğer yönüdür.Öyle yazmaktadırlar.
Ama bunlar içinde uzayda bir alay uydu, teleskop vs zaten vardır.
Ayrıca bu tesisin kurulması için Amerika’da bu kadar üniversite ve askeri kurumun
personel, kaynak, teknoloji ve bilgi ortaya koyduklarını da eklersek iddialar
abartı olmaktan çıkacaktır.Buyurunuz, Üniversiteler; the University of Alaska,
Stanford University, Cornell University, University of Massachusetts, UCLA, MIT,
Dartmouth University, Clemson University, Penn State University, University of
Tulsa, University of Maryland, SRI International, Northwest Research Associates,
Inc., and Geospace, Inc.
Şimdi de Askeri kurumlar; Air Force (Air Force Research Laboratory-Hava
Kuvvetleri Laboratuvarı), the Navy (Office of Naval Research and Naval Research
Laboratory-Deniz Kuvvetleri Lab.), ve the Defense Advanced Research Projects
Agency (Savunma ve ileri teknoloji projeleri araştırma ajansı).
Birkaç yıl önce Amerika’da ard arda 7-8 kez meydana gelen kasırgaların ardından
Amerika Çin mallarının ülkeye girişine izin verdi.Arkasından Çinde depremler ve
kasırgalar can almaya başladı.Üstelik bu kasırga ve depremler ne hikmetse Çin ile
ilişkileri iyi olan güney pasifik ülkeleri Myanmar, Pakistan, Vietnam ve
diğerlerinde meydana gelmiştir.
Tesis iddia edildiği gibi yüksek frekansta enve voltajda elektrik akımını
İyonosfer tabakasına göndermektedir.Umarım barışçıl amaçlardan başka bir amaçla
kullanılmaz.Atom silahlarından çok bunu tercih edenler de çok olabilir.
Şöyle bir itirafı da bir çok Amerikan ve Japon yaygın medya sitelerinde okuduktan
sonra yazma gereği duydum.Amacım kimseyi tahrik etmek değil sadece bilgilendirmek
ve insanlığa karşı insanlık borcumu ödeme isteğimdendir.Yoksa yüzlerce belge
sayılabilecek iddialar var.Sayan da var zaten.İşte o itiraf;
Ve çok önemli bir yetkiliden açık itiraf; “Bazılarının; elektromanyetik dalgalar
yolu ile iklimleri değiştirme, depremler yaratabilme, volkanları harekete
geçirebilme yeteneğine sahip silahlar geliştirdiğini biliyoruz.” (ABD Savunma
Bakanı William Cohen; 1997, Georgia Üniversitesi, “Terörizm, Kitle İmha
Silahları, Kitlesel İmha ve ABD Stratejisi” üzerine konferansta.)
Takdir, artık okuyanındır.