Thread Rating:
  • 5 Vote(s) - 3 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
HZ. EBU SAİD ELHUDRİ (RADIYALLAHU ANHU)
#1
Dini-1 
HZ. EBU SAİD ELHUDRİ (RADIYALLAHU ANHU)

Seçkin Hadis Râvisi

Ashabı Kiram’ın fakihlerinden biri... Sa’d b. Mâlik b. Sinan b. Ubeyd, Adiyy b. Neccâr kabilesindendir. Babası, Medine’de İslâm tebliğe başlandığında Müslüman olmuş, Ebû Said radıyallahu anhu Müslüman bir ailede dünyaya gelmiştir.

Ebû Said el-Hudrî, Resulullah’ın hadislerinden binden fazla rivayet eden Ebû Hureyre, Abdullah b. Ömer, Enes b. Mâlik, Ümmü’l-Müminin Âişe, Abdullah b. Abbâs, Cabir b. Abdillah el-Ensârı ile birlikte “Muksirun” adı verilen sahabelerden biridir.

Bu yedi sahabe, 16000’den fazla hadis rivayet etmiştir. Ebû Saîd el-Hudrî, bin yüz yetmiş hadis rivayet etmiştir. Bunlardan 43 tanesi Buhari ve Müslim’de, 26’sı yalnız Buhari’de, 52’si yalnız Müslim’de, diğerleri öteki hadis kitaplarında bulunmaktadır. (1)

Ebû Saîd, Medine’de Mescid-i Nebevî’nin inşasına katılmış, Bedir gazasında küçük olduğundan bulunamamış, on üç yaşında Uhud gazasına babası ile katılmış ve bu savaşta babası Mâlik şehit olmuştur.

İşimiz o kadar yoluna girdi ki…

Babasının ölümünden sonra ailesinin geçimi ona kalmış ve önceleri açlık çekmiş, karnına taş bağlamıştır. Ailenin kadınları, “Kalk da Resulullah’a git, ondan bir şey iste, herkes istiyor!” dediklerinde, önce gitmemiş, sonra Resulullah’ın huzuruna gittiğinde, onun şu hutbeyi irad ettiğini görmüştür: “İstiğna gösteren ve iffeti muhafaza eden insanları, Cenabı Hak âlemden müstağni (ihtiyaçsız) kılar.”

Bu sözü duyduktan sonra, bir şey istemeye cesaret edemeden dönmüştür. Bunun sonrasını kendisi şöyle anlatır: “Resûli Ekrem’den bir şey dilemeyerek döndüğüm halde, Cenâbı Hak bize rızkımızı gönderdi. İşimiz o kadar yoluna girdi ki, Ensar içinde bizden daha zengin bir kimse yoktu…” (2)

Ebû Said, Benû Mustalik ve Hendek gazalarına da katılmış, seferlere çıkmıştır. Hudeybiye, Hayber, Mekke’nin fethi, Huneyn, Tebük gazalarında bulunmuştur. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin on iki gazasında yer almıştır.(3)

Hz. Ömer ve Osman devirlerinde Medine’de fetva vermiş, Hz. Ali devrinde Nehrevan savaşında bulunmuştur (Allah hepsinden razı olsun).

İlk haricî fitnesi!

Haricilere ilişkin şu rivayeti vardır: “Bir gün Resulullah bir şeyleri taksim ederken, bir adam geldi ve ona:

— Ya Resûlallah, adalet üzere hareket et, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem;

— Ben adalet etmezsem kim eder? Buyurdu. Hz. Ömer, adamın kellesini uçurmak istedi. Resulullah buyurdu ki:

— Hayır, bırak! Onun öyle arkadaşları olacak ki, onlar sizin namazlarınızı, oruçlarınızı beğenmeyecek, fakat onlar bir ok yayından nasıl çıkarsa dinden öyle çıkacaklar. Bunların içinde öyle bir adam bulunacak ki, memelerinden biri kadın memesi gibidir. Bunlar, insanlar bir fetret içinde iken zuhur edeceklerdir.

Ve o sırada bu adam hakkında şu ayet nazil oldu: “İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse hemen kızarlar.

Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine verdiğine razı olup “Bize Allah yeter. Lütuf ve ihsanıyla Allah ve Resulü ileride bize yine verir. Biz yalnız Allah’a rağbet eder (onun ihsanını ister)iz” deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu.” (Tevbe; 58-59.)


Ebû Said bu hadisi naklettikten sonra şöyle demiştir: “Şehadet ederim ki, Resuli Ekrem bu sözleri söylemiş, yine şehadet ederim ki, bu adamı Hz. Ali katletmişti. Bu adam teşhis olunurken vaka yerinde bulundum, onun Resuli Ekrem’in tarif ettiği gibi olduğunu gördüm.”


Resulullah’tan duymadığımı nakledemem!

Ebû Saîd’in rivayetlerini nakledenler arasında Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Abbas, Enes b. Mâlik, İbn Ömer, Ebû Katade, Ebû Tufayl, Saîd b. El-Müseyyeb, Tarık b. Şihâb, Ata, Mücâhid de bulunmaktadır.

Talebelerinden Kuz’a, Ebû Saîd’e, Resûlullah’ın namaz kılma şeklini sorduğunda şöyle demiştir: “Resûli Ekrem öğle namazına durdukları zaman birimiz kalkar, Baki’ye gider, ne işi varsa görür, ondan sonra evine gelir, abdestini tazeler, sonra mescide döner, Resuli Ekrem’i birinci rekâtta bulurdu” (4)

Ebû Said’e,
— Siz bu hadisi, bizzat Resuli Ekrem’den mi duydunuz? Diye soran Kuza’ya o şöyle cevap verir:
— Ben Resûli Ekrem sallallahu aleyhi vesellemden duymadığım şeyi nasıl naklederim? Evet, bizzat Resûli Ekrem’den duydum…

Medine valisi Mervân’ın, bir gün bayram namazında, namazdan evvel hutbe okumasına cemaatten biri “Sünnete muhalefet ediyorsun!” diye karşı çıkmış, Ebû Said de şöyle demiştir:
— Bu zat vazifesini ifa etmiştir. Resûli Ekrem Efendimizden duydum: “İçinizden biri bir kötülüğü görür ve onu eliyle yok edebilirse hemen onu yok etsin; eliyle yok edemezse diliyle yok etsin, o da olmazsa kalbi ile yapsın. Bu da imanın en zayıfıdır.” (5)

Ebû Saîd, Resûlullah’tan her duyduğunu her zaman rivayet etmemiş, ihtiyaç duyduğu zamanlarda, sünnetin yanlış uygulandığını gördüğünde, hadis rivayet etmiştir. O, yoksullara, öksüzlere yardım etmiş, onları evine alarak barındırmış ve terbiye etmiştir. Leys, Süleyman b. Amr bunlardandır.

Ebû Said, H. 74 yılında seksen bir yaşında vefat etmiştir. Ashabın fakih ve âlimlerinden olan Ebû Said’in Abdurrahman, Hamza ve Saîd adında üç çocuğu olmuştur.

Dipnotlar: 1- Ahmed Naim, Sahîhi Buhârî Muhtasarı, Tecridi Sarih Tercüme ve Şerhi, I, 26 Mukaddime. 2- Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 449. 3- Sahîhi Buhâri, II, 251 3- Sahîhi Buhâri, II, 251. 4- Ahmed b. Hanbel, a.g.e., 111, 35. 5- Ahmed b. Hanbel, a.g.e., III, 10.

ABDULLAH KARA - DR. ELİF HİLAL KARA

GÜLİSTAN DERGİSİ...





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)