Welcome, Guest |
You have to register before you can post on our site.
|
Forum Statistics |
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 647
» Forum posts: 920
Full Statistics
|
|
|
"Hasbünallahu ve Nimel Vekil" ne demektir? fazileti, önemi, ilgili ayet ve hadisler.. |
Posted by: RasitTunca - 07-19-2025, 12:14 AM - Forum: Güzel Dualar Tesbihatlar
- No Replies
|
 |
Hasbünallahi Ve Nimel Vekil- Nimel Mevla Ve Nimen Nasir-Gufraneke Rabbena Ve ileykel Masir
"Hasbünallahu ve Nimel Vekil" ne demektir? Hasbünallahü ve Nimel Vekil'in anlamı nedir? Hasbünallahü ve Nimel Vekil ayeti hangi surede geçmektedir? Hasbünallahu ve Nimel Vekil'in fazileti, önemi, ilgili ayet ve hadisler...
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in en kritik anlarda, Hz. İbrahim -aleyhisselâm-'ın ateşe atılırken okuduğu "Hasbünallahü ve Nimel Vekil" duasıdır. Bu duanın sık sık okuması tavsiye olunmuştur.
Arapçası:
حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ
Okunuşu:
"Hasbünallahu ve Ni’mel Vekîl"
Anlamı:
“Allah bize yeter, O ne güzel vekildir”
Not: "Hasbüyallahu ve Ni’mel Vekîl" demek “Allah bana yeter, O ne güzel vekildir” demektir.
Hasbünallahü ve Nimel Vekil (Allah Bize Yeter, O Ne Güzel Vekildir) Duası
"Hasbünallahi Ve Nimel Vekil- Nimel Mevla Ve Nimen Nasir-Gufraneke Rabbena Ve ileykel Masir"
حَسْبُنَا اللَّهُ وَ نِعْمَ الْوَ كِيلُ نِعْمَ اْلمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرَ غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ
Okunuşu: "Hasbünallahi Ve Nimel Vekil- Nimel Mevla Ve Nimen Nasir-Gufraneke Rabbena Ve ileykel Masir"
Anlamı: Allah bize yeter; o ne güzel vekildir, o ne güzel mevladır, o ne güzel yardımcıdır.
Rabbimiz! senden affını dileriz, zira dönüs, ancak Sana’dır.
Hasbünallahü ve Nimel Vekil ile İlgili Ayeti Kerime
“Bazı münâfık kişilerin müslümanlara ‘düşmanlarınız size hücum için hazırlandılar; aman onlardan sakının!’ demeleri, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve ‘Allah bize yeter, ne güzel vekildir O!’ dediler. Bunun üzerine onlara hiç bir zarar dokunmadan, Allah’ın nimet ve ikrâmlarıyla döndüler. Böylece Allah’ın rızâsına tâlip oldular. Allah büyük kerem sahibidir.” (Âl-i İmrân sûresi, 173-174)
Ayetle İlgili Açıklamalar
Rivâyetlere göre Küçük Bedir Gazvesi demek olan Bedr-i suğrâ’da Ebû Süfyân komutasındaki müşriklerle karşılaşmaya hazırlanan İslâm askerlerine bazı münâfıklar, Kureyş ve yandaşlarının büyük bir güç oluşturduklarını söyleyerek onları caydırmaya çalışmışlardı. Ne var ki bu haber, mü’minlerin Allah’a güvenlerini ve zafere olan inançlarını iyice pekiştirmiş ve kuvvetlendirmişti. “Allah bize yeter, düşmanın sayısı önemli değil!” şeklindeki teslimiyetleri Allah’ın rızâsını her şeyden önde tutmaları, en küçük bir sıkıntıya düşmeden başarılı olmalarını sağlamıştı. Zira Allah Teâlâ kendisine güvenenlerin güvenini asla boşa çıkarmaz.
Mü’minlerde bulunması gerekli olan, inançta tereddütsüzlük ve Allah’a sarsılmaz itimad, onların en büyük gücü ve başarılarının sırrıdır.
Hasbünallahü ve Nimel Vekil ile İlgili Hadis-i Şerif
Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
“Allah bize yeter, o ne güzel vekildir” sözünü, ateşe atıldığında İbrahim aleyhisselâm söylemiştir. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem de bu sözü “Müşrikler size karşı toplandılar, başınızın çaresine bakınız!” dediklerinde söylemiştir. Nitekim bu haber müslümanların imanını arttırmıştı ve onlar hep birlikte “Allah bize yeter, o ne güzel vekildir” demişlerdi.
Buhârî’nin Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan naklettiği bir başka rivayette Abdullah şöyle demiştir:
“Ateşe atıldığı zaman İbrahim aleyhisselâm’ın son sözü:
“Allah bana yeter, o ne güzel vekildir” demek olmuştur. (Buhârî, Tefsîrû sûre (3), 13)
Hadisle İlgili Açıklamalar
Büyük sahâbî Abdullah İbni Abbas’ın bu beyanlarından, tevekkülün en kısa ve kesin ifadesi olan “hasbünallahu ve ni’mel vekîl” sözünü Hz. İbrahim ve Hz. Peygamber (s.a.v)’in en kritik anlarda söylemiş olduklarını öğrenmekteyiz.
Hadiste söz konusu olan olayların ilki Hz. İbrahim’in, Nemrut tarafından mancınıkla ateşe atılmasıdır. İkincisi de İslâm tarihinde “Bedr-i suğra” (Küçük Bedir Savaşı) diye bilinen hadisedir. Her iki olaya da Kur’an-ı Kerim’de işaret buyurulmaktadır.
İbrahim aleyhisselâm’ın ateşe atılma olayı Kur’an-ı Kerîm’de tafsilatlı bir şekilde anlatılmaktadır [Enbiyâ sûresi (22), 51-70]. Ta baştan beri Allah’a tam bir güven içinde bulunan Hz. İbrahim en son anda, ateşe fırlatılırken de aynı itmi’nan ve güven ile “Allah bana yeter, ne güzel vekildir O!” teslimiyeti içinde sadece Allah’tan yardım beklediğini dile getiriyordu. Sonuç ise, gerçek tevekkülün akıllara hayret veren mutlu sonu idi: Kızgın ateşin serinlik veren bir ortama dönüşmesi... Çünkü Allah her şeye kâdirdir. Mesele O’na güvenmektedir.
Hz. Peygamber ile ilgili olaya ise Âl-i İmrân sûresinin 173. âyetinde işâret buyurulmaktadır. Uhud Savaşı’ndan sonra Ebû Süfyân, “Bir sene sonra Bedir’de buluşalım” demiş, Hz. Peygamber de “inşaallah” diye cevap vermişti. Vakit gelince Ebû Süfyân Mekke’li müşriklerden topladığı güçle Merru’z-zahran denilen yere kadar gelip ordugâh kurmuştu. Ancak kalbine düşen korku sonucu Mekke’ye geri dönmeye karar vermişti. Tam bu sırada Medine’ye gitmekte olan Nuaym İbni Mes’ud ve adamlarıyla karşılaştı. Henüz müslüman olmayan Nuaym’a;
- Al sana on deve! Medine’ye gittiğinde, büyük bir kuvvetle gelmişler, seni bekliyorlar, diye Muhammed’i korkut! demişti. Nuaym Medine’de Hz. Peygamber’i harb hazırlıkları içinde buldu. Ebû Süfyân’ın isteğini yerine getirerek:
- Ebû Süfyân, Mekkelileri toplayıp gelmiş, sizi bekliyor. Giderseniz hiçbiriniz geri dönemez! diye müslümanları korkutmak istedi. Başta Hz. Peygamber olmak üzere ashâb-ı kirâmın Allah’a iman ve güvenleri artmış ve “Allah bize yeter, ne güzel vekildir O!” demişler ve sözleşilen yere hareket etmişlerdi. Bedir mevkiine gelince düşmanın çoktan çekip gittiğini gördüler. Panayır süresinde orada kalıp ticaret yaptılar; sonra da Medine’ye döndüler.
İbn Abbas’ın bu rivayeti bir taraftan tevekkül ve yakîn’in, peygamberlerin hayatındaki yerini gösterirken, diğer taraftan onun fevkalâde yüksek bir seviye işi olduğuna dikkat çekmiş olmakta, bu seviyeyi kazanmaya teşvikte bulunmaktadır.
Evden Çıkarken Okunacak Dua:
Evden çıkarken en az üç def’a aşağıdak duânın okunması tavsiye olunmuştur.
بِسْمِ اللَّهِ حَسْبِيَ اللَّهُ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللَّهِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ
Okunuşu:“Bismillahi, hasbiyallahu tevekkeltü alallah, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah.”
Anlamı: “Allah’ın adıyla! Allah’a tevekkül ettim. Allah’a dayanmaktan başka kudret ve kuvvet yoktur.” (Ebû Dâvud, Edeb, 102-103)
Hasbünallahü ve Nimel Vekil Yazılı Çerçeveli Resimler
|
|
|
Kelime-i Tevhid Zikrinin Anlamı ve Faziletleri - Arapça Türkçe Yazılışı |
Posted by: RasitTunca - 07-18-2025, 11:56 PM - Forum: Güzel Dualar Tesbihatlar
- No Replies
|
 |
Kelime-i Tevhid ve Anlamı
Kelime-i tevhid nedir? Kelime-i tevhidin okunuşu, anlamı ve faziletleri nelerdir? Kelime-i tevhid ile ilgili hadisler...
Kelime-i tevhîdi hayata hâkim kılmak çok önemlidir. Zîrâ kulların son hâli bu husustaki derece ve tatbikatlarına göre gerçekleşecektir.
KELİME-İ TEVHİD NEDİR?
Kelime-i Tevhîd, “Lâ ilâhe illallâh Muhammedü’r-rasûlullah” sözüdür.
Tevhîd; en kısa ifadesiyle “lâilahe illallah: Allah’tan başka ilah yoktur” demek ve bu inancın gereklerini tüm benliğiyle hissederek yasamaktır. Ancak tevhide ulaşmanın yolu, insanın öncelikle sâhip olduğu yanlış inançlardan kurtulmasıdır.
Kelime-i tevhidde “lâ” yani Allah’tan başka tüm ilahların nefyedilmesi gerçek tevhide erişmenin ilk şartı olarak zikredilmiştir. Dolayısıyla Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- de risâlet vazifesine bu noktadan başlamıştır. Bütün bâtıl inançlar nefyedildikten sonra ise onun yerine sahîh akide “illallâh” ile yerleştirilmiştir.
İnanç esaslarını tebliğ eden peygambere imanın da Tevhid akidesinin bir rüknü olduğu unutulmamalıdır. Nitekim kelime-i tevhîdin ikinci kısmını “Muhammedun rasûlullah: Muhammed Allah’ın elçisidir” ifadesi teşkil eder. Zîrâ Kur’an-ı Kerîm’in Allah’a imandan sonra sık sık hatırlattığı husus, Hz. Muhammed -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in peygamberliğine imandır. Kur’an-ı Kerim muhtelif âyetleriyle diğer iman esaslarını da bizlere bildirmiştir. Bunlar peygamberlere, kitaplara, meleklere, kadere ve âhiret gününe iman etmektir. (en-Nisâ 4/136; el-Hadîd 57/21, 22)
Kelime-i Tevhidin Arapçası:
لَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ اللهْ
Kelime-i Tevhidin Okunuşu:
“Lâ ilahe illâllah Muhammedün rasûlüllah.”
Kelime-i Tevhidin Anlamı:
“Allah’tan başka bir ilâh yoktur ve Hz. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- O’nun kulu ve elçisidir.”
Kelime-i Tevhid Zikrinin Anlamı ve Faziletleri - Arapça Türkçe Tafsilatlı Yazılışı
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri kelime-i tevhîdin mânâsını şöyle îzah eder: “«La ilahe illallah» zikrinden maksat, âfâkî ve enfüsî, yani dıştaki ve içteki bâtıl ilâhları yok etmektir. Âfâkî ilâhlar, Lât ve Uzzâ gibi, kâfirlerin bâtıl ilâhlarıdır. Enfüsî ilâhlar ise, nefse âit arzulardır.
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri; kelime-i tevhîdin yüceliğini anlatırken şöyle buyurur:
“Allah Teâlâ’nın gazabını teskin hususunda «La ilahe illallah» sözünden daha faydalı bir şey yoktur. Bu söz, cehenneme girmeye sebep olan gazabı teskin ediyorsa, başka gazapları daha çabuk teskin eder. Zira diğer gazaplar, cehennem azâbını doğuran gazaptan çok daha hafiftir. Nasıl teskin etmesin ki, kul bu sözü tekrarlayarak mâsivâdan yüz çevirmiş, onları reddetmiş ve kalbinin kıblesi Cenâb-ı Hak olmuştur. Zâten gazabın sebebi de, kulun müptelâ olduğu farklı farklı yönelişlerdir. Kelime-i tevhîd ile bunlar yok olduğuna göre gazap da sükûnete erecektir.
Bu mânâya mecaz âleminden şöyle bir misâl verebiliriz: Bir kimse hizmetkârından rahatsız olsa ve ona gazaplansa, o esnâda hizmetkâr aklını kullanarak bütün meşgaleleri terk edip bütün varlığıyla efendisine yönelse, efendisinde hizmetkâra karşı tabiî olarak şefkat ve merhamet hisleri uyanır ve öfkesi sükûn bulur.
KELİME-İ TEVHİDİN FAZİLETİ
“La ilahe illallah” sözünün, âhiret için saklanan ilâhî rahmetin yüzde doksan dokuzunun anahtarı olduğunu görüyorum. Küfür karanlıklarını ve şirk tortularını bertaraf etmede bu güzel kelimeden daha tesirli bir şey olmadığını biliyorum…
Kelime-i tevhîdin fazîleti karşısında şu dünyanın tamamı bile bir kıymet ifâde etmez! Keşke büyük bir okyanusa nisbetle bir damla hükmünde olabilseydi! (O kadar bile değildir.) Ancak bu kelime-i tayyibenin kıymet ve azameti, onu söyleyenin mânevî derecesi nisbetindedir. Söyleyenin derecesi ne kadar yüksek olursa bu kelimenin azameti de o kadar artmaktadır…
Bir insanın bir köşeye çekilip mânevî hazzına vararak bu mübârek zikirle meşgul olmayı arzu etmesine denk olabilecek başka bir temennî şu dünyada yoktur. Ancak ne yazık ki her temennîye kavuşmak müyesser olmuyor. Bâzen gaflet hâli buna mânî oluyor ve halka karışmak gerekiyor.”[1]
“LA İLEHE İLLALLAH” ZİKRİNDEN MAKSAT NEDİR?
Yine İmâm-ı Rabbânî Hazretleri kelime-i tevhîdin mânâsını şöyle îzah eder:
“«La ilahe illallah» zikrinden maksat, âfâkî ve enfüsî, yani dıştaki ve içteki bâtıl ilâhları yok etmektir. Âfâkî ilâhlar, Lât ve Uzzâ gibi, kâfirlerin bâtıl ilâhlarıdır. Enfüsî ilâhlar ise, nefse âit arzulardır. Nitekim Cenâb-ı Hak; «Nefsini ilâh edinen kişiyi gördün mü?..» (el-Câsiye, 23) buyurur. Şerîatin insanları mükellef tuttuğu ve kalben tasdîk etmekten ibâret olan «îman» için, âfâkî ilâhların yok edilmesi kâfîdir. Enfüsî bâtıl ilâhların yok edilebilmesi için ise nefs-i emmârenin tezkiye edilmesi lâzımdır. Ehlullâh’ın yoluna girmenin gâyesi ve neticesi de budur. Hakîkî îmâna ulaşmak için, bu her iki türden bâtıl ilâhları yok etmek îcâb eder… Îmânın hakîkati, enfüsî ilâhları da bertaraf etmeye bağlıdır.”[2]
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri evlâtlarını ısrarla zikre teşvik ederdi. Nitekim, oğlu Muhammed Mâsûm Hazretleri’ne yazdığı bir mektubunda şöyle buyurur:
“Zaman, zikir zamanıdır. Bütün nefsânî arzularınızı «La» kelimesinin içine koyun ki onları kökünden yok edip geriye hiçbir arzu ve gâye bırakmayın… O’nun takdîrine râzı olun!
Kelime-i tevhîd zikri esnâsında «La ilahe: Sadece Allah vardır» sözüne geldiğiniz vakit, bütün bilinen ve hayâl edilenlerin ötesinde bulunan ve bizim için tam bir gayb olan Allâh’ın zâtından başka bir şey gönlünüze gelmesin! Evler, köşkler, çeşmeler, bahçeler, kitaplar ve diğer şeyler insanın zihnine kolayca geliverir. Bunlar sizin vaktinizi almasın!”[3]
HER DURUMDA ALLAH’I ZİKRET
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri’nin dâimâ zikir hâlinde olmayı tavsiye ettiği ifâdelerinden bir kısmı da şöyledir:
“Bu tarîkati isteyen kişi, hak ehlinin görüşleri istikâmetinde îtikādını düzeltip fıkhî hükümleri öğrenerek bildiklerinin îcâb ettirdiği şekilde amel ettikten sonra, bütün vakitlerini Allâh’ın zikrine sarf etmelidir. Ancak bu zikrin kâmil ve mükemmil bir şeyhten alınması şarttır. Çünkü kendisi noksan olan, başkalarını kemâle erdiremez… Abdestli, abdestsiz, ayaktayken, otururken devamlı zikirle meşgul olmalıdır. Gelirken, giderken, yerken, yatarken aslâ zikri terk etmemelidir.”[4]
“Mâlûmdur ki, bu dünya çalışma yurdudur, boş durma ve dinlenme yeri değildir. Gayretinizi tamamıyla çalışmaya yönlendirmelisiniz. Boş durmayı ve eğlenmeyi bir kenara bırakınız! Dilinizi «La ilahe illallah» zikri ile öylesine meşgul ediniz ki, lisânınız zaruret olmadıkça bu kelime-i tayyibenin dışında bir şey söylemesin! Zikir, hem dil hem de kalp ile hafî yolla yapılmalıdır… Tembellik ve gevşeklik, düşmanların nasîbi olsun! Amel-i sâlihler işlemeli, çalışmalı, yine çalışmalı…”[5]
“Şunu iyi biliniz ki, sizin ve hattâ bütün insanların saâdet ve selâmeti, Cenâb-ı Hakk’ı zikretmeye bağlıdır. İmkân nisbetinde bütün vakitleri Allah Teâlâ’nın zikri ile geçirmek îcâb eder. Bu hususta bir anlık gaflet bile doğru değildir.”[6]
Lâ ilahe illallah nedir? Lâ ilahe illallah zikrinin faziletleri nelerdir? Yetmiş bin (70 000) kelime-i tevhid okumanın dinî dayanağı var mıdır?
Kelime-i tevhid sözlük anlamı ile “Allah’ı birleme cümlesi” demektir. “Lâ ilahe illallah” sözünden ibarettir ve “Allah’tan başka ilah yoktur.” anlamına gelir. Bu cümlenin ifade ettiği mana İslam’ın temel ilkesini oluşturur. Hz. Peygamber, “Kıyamet gününde benim şefaatim sayesinde en mutlu olacak insan, kalbinden içtenlikle, Lâ ilâhe illallah diyendir.” (Buhârî, İlim, 33; Rikâk 51) buyurmuştur.
EN FAZİLETLİ ZİKİR – EN FAZİLETLİ DUA
Zikir, hatırlamak ve hatırlatmak demektir. Kelime-i tevhidi zikir olarak okumak, okuyana ve dinleyenlere Allah’ı hatırlatacağı için sevap kazandıran bir ameldir, zikirlerin en güzelidir. Resûlullah, “En faziletli zikir ‘Lâ ilahe illallah’; en faziletli dua da ‘Elhamdülillah’ demektir.” (İbn Mâce, Edeb, 55) buyurmuştur.
GÜNDE 100 DEFA “LA İLAHE İLLALLAH” DEMENİN FAZİLETİ
Bunun yanında günde yüz defa “Lâ ilâhe illallah” diyenin çeşitli şekillerde mükâfatlandırılacağı yönünde hadisler bulunmaktadır. (İbn Mâce, Edeb, 54) Sahih hadislerde belirtilenler dışında dua veya zikirlerin belli sayılarda yapılması gerektiğine inanıp bunu iddia etmek doğru değildir.
---------------
“Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh..” – Anlamı, Fazileti ve Arapça Yazılışı
Sabah ve akşam namazından sonra tekrarı pek çok fazileti bulunan ve bir sahih rivayette İsm-i Âzam mertebesini taşıyan cümle-i tevhidiye
Lâ ilâhe illallàhu vahdehû lâ şerîke leh, lehül-mülkü
ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.
Arapça Yazılışı:
لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Anlamı:
Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur; o tektir, ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd ona mahsustur ve o her şeye kàdirdir.
لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ
Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hâmdü yuhyi ve yumit ve hüve hayyun lâ yemût biyedihi’l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadir.
“Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir; Onun hiçbir şeriki yoktur. Mülk Ona ait, hamd Ona mahsustur. Hayatı veren de O’dur, ölümü veren de O’dur. O, kendisine asla ölüm ârız olmayan Hayy-ı Ezelîdir. Bütün hayır Onun elindedir. O her şeye hakkıyla kàdirdir. Her şeyin ve herkesin dönüşü de O’nadır.”
(Buharî, Ezân: 155; Teheccüd: 21; Müslim, Zikir: 28, 30, 74, 75, 76; Tirmizî, Mevâkıt: 108; Hac: 104; Nesâî, Sehiv: 83-86; İbni Mâce, Dua: 10, 14, 16; Ebu Davud, Menâsik: 56; Dârîmî, Salât: 88, 90; Muvatta’, Hac: 127, 243; Kur’an: 20, 22; Müsned, 1:47; 2:5; 3:320; 4:4; 5:191.)
Amr İbnu Şuayb an Ebîhi an Ceddihî (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre:
“Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Duaların en faziletlisi Arefe günü yapılan duadır. Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz; Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerîke leh lehü’l mülkü ve lehü’l hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. (Allah’tan başka ilah yoktur, O tektir, O’nun ortağı yoktur, mülk O’nundur, hamd O’na aittir. O, herşeye kâdirdir) sözüdür.”
[Muvatta, Kur’ân 32,; Tirmizî, Da’avât 133]
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre:
“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
“Kim, “Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerîke leh, lehu’l mülkü ve lehu’l hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.” duasını bir günde yüz kere okursa, kendisine 10 köle âzad etmiş gibi sevab verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz günahı da silinir. Bu, ayrıca üç gün akşama kadar onu şeytana karşı muhafaza eder. Bundan daha fazlasını okumayan hiçbir kimse, o adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez.
Kim de bir günde yüz kere “Sübhânallahi ve bihamdihi” derse hataları dökülür, hatta denizin köpüğü kadar çok olsa bile.”
[Buhârî, Daavât 54, Bed’ü’l-Halk 11; Müslim, Zikr 28; Muvatta, Kur’ân 20; Tirmizî, Daavât 61,]
Ebu Sa’id radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre:
“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Kim, sabah namazının peşinden ‘Lâ ilâhe illallahu vahdehu la şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehû’l-hamdü bi-yedihi’l-hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr.’ (Allah’tan başka ilah yoktur. O birdir, ortağı yoktur, mülk ona aittir, hamdler de ona layıktır, her çeşit hayır O’nun elindedir. O her şeye kadirdir.) derse kendisine, Hz. İsmail evlatlarından bir köleyi âzâd etmiş gibi sevap yazılır.”
DİPNOTLAR
[1] İmâm-ı Rabbânî, a.g.e, II, 591-594, no: 37.
[2] Maârif-i Ledünniyye, s. 69, 24. Bölüm.
[3] İmâm-ı Rabbânî, a.g.e, III, 169, no: 2.
[4] İmâm-ı Rabbânî, a.g.e, III, 454, no: 84.
[5] İmâm-ı Rabbânî, Mükâşefât-ı Gaybiyye, 29. kısım.
[6] İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât, I, 569, no: 190.
Kaynaklar:
Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları
Diyanet Fetva Kurulu
----
Etiketler : Kelime-i Tevhid Zikrinin Anlamı ve Faziletleri,Arapça Türkçe Tafsilatlı Yazılışı,Kelime-i Tevhid Arapça Yazılışı,لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ ,Kelime-i Tevhid Türkçe Yazılışı,Kelime-i Tevhid Yazılı Resimler,
Kelime-i Tevhid "Lâ ilahe illallah, Muhammedun Rasulualalh" Yazili Resimler
|
|
|
Rabbi Yessir Duası - رب يسر و لا تعسر - Arapçası Türkçesi ve Anlamı |
Posted by: RasitTunca - 07-18-2025, 11:43 PM - Forum: Güzel Dualar Tesbihatlar
- No Replies
|
 |
Rabbi Yessir Duası - رب يسر و لا تعسر - Arapçası Türkçesi ve Anlamı
Rabbi yessir duası anlamı, Arapça-Türkçe yazılışı, kelime anlamı, kaç defa okunur? Kuran’da geçen ayet midir veya hadis midir?
Bir işe başlarken, sınav duası olarak da bilinen, zor, kolay olmayan, müşkilatlı işlerin çözümü, Allah tarafından yardım edilmesi için tavsiye edilen “yardım duası, kolaylık duası “Rabbi yessir” ne demek? Anlamı nedir Arapça yazılışı ve okunuşu, kelime anlamı ve Kuran’dan benzer manadaki ayetler ve dualar
Rabbi Yessir Duası
İşlerimizde kolaylık ve Allahu Teala’nın yardımı için bir işe başlarken ilk önce Besmele ile “Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adı ile” başlamak, Allah’tan işlerimiz için hayır ve kolaylık dilemek İslamî olarak daha uygun ve faziletli görülmüş, Peygamber Efendimiz’den de tavsiye edilmiştir.
Eski kaynaklarda Temmim duaları olarak bilinen maddi manevi her işe başlarken, adım atarken, hayırlısını istemek, kolaylık dilemek ve sonunu hayırlısı ve kolaylık ve rahatlı getirebilmek, tamamlayabilmek için yapılan dualardandır.
Okunduğunda Allah’ın izniyle üzerinizdeki yükü ve ağırlığı kaldıracak, maddi manevi işlerinizde tercihlerinizde kolaylık ve muvaffakiyet kazandıracaktır.
Yeni bir işe başladığınızda, önemli bir sınava gireceğinizde, zorlandığınız işleri yoluna sokmak için, sıkıntı ve zorlukları kolaylaştırmak için okunan ve dilde kolay ezberlenen, anlamı itibariyle oldukça etkili ve güzel duadır.
Arapça Yazılışı
رَبِّ يَسِّرْ وَلاَ تُعَسِّرْ، رَبِّ تَمِّمْ بِالْخَيْرِ
Türkçe Okunuşu
Rabbi Yessir ve la tüassir, ve temmim bil hayri
Anlamı
Allah’ım işlerimi zorlaştırma, kolaylaştır, ve işlerimi en hayırlı şekilde sonuçlandır.” (Amiyn)
Tefsirli Mana
“Allah’ım senin sonsuz merhametin ve yardımın olmadan ben bu işi yapamam. Allah’ım bütün hayırlı işlerimi zorlaştırma, kolaylaştır, ilmimi artırarak yaptığım işleri bana ve çevreme faydalı kıl ve işlerimi en hayırlı şekilde sonuçlandır.” (amin)
Kelime Anlamı
Kısa bir dua olduğu için kelime kelime olarak da ne demek olduğunu, anlamlarını kolaylıkla bilebilirsiniz.
Rabbi; Rabbim
yessir; kolaylaştır
Vela tuassir; Zorlaştırma
Rabbi temmim bil hayr; Rabbim hayırla sonuçlandır.
Duanın Uzun Okunuşu
Rabbi Yessir ve la tüassir
Sehlil Aleyna bi fadlike ye müyessir
Rabbi zidne ilmen ve fehmen nafian
Ve temmim bil hayri
Manası
Allah’ım senin sonsuz merhametin ve yardımın olmadan ben bu işi yapamam. Allah’ım bütün hayırlı işlerimi zorlaştırma, kolaylaştır, ilmimi artırarak yaptığım işleri bana ve çevreme faydalı kıl, ve işlerimi en hayırlı şekilde sonuçlandır.
Fazileti Nelerdir?
Zor işleri kolaylaştıran, üzerinizdeki yükü kaldıran, maddi işlerde rahatlık ve suhulet içinde tamamlanmasını sağlayan bir duadır.
Yeni bir okula başlayan, sınav için, gireceği imtihanlarda başarılı olmak için okunur.
Başlanılan bir işi hayırlısı ile ve kolaylıkla sonuca vardırmak, tamamlamak, bitirmek için okunur.
Allah’tan kolaylık dileyerek arzu ettiğimiz, dua ettiğimiz bir şey istediğimizde hayırlı ise bize muvaffakiyet verip dünya hayatını kolaylaştırdığı gibi ahiret hayatını da kolaylaştıran dualardandır.
Özgüvensizliğe bağlı olarak başaramama korkusu olan, rahatlamak ve özgüven için okunabilir.
İş görüşmesine giderken, yeni bir iş için teşebbüs ederken Besmele ve Allah’ın izni ile ve bu dua ile yardım, kolaylık ve muvaffakiyet istenir.
Dine aykırı olmayan, her meşru istek, dua ve niyet için okunursa Allah’ın izniyle gerçekleşir.
Maddi ve manevi her işte başarılı olmak, rızık, bereket, işlerin rast gitmesi için Allah’ın ismi Besmele ile birlikte okunur.
Kuran-ı Kerim‘den Benzer Dualar
رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
“Rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vağfir lenâ, inneke alâ kulli şey’in kadîr.”
“Ey Kerim Rabbimiz! Nûrumuzu daha da artır, tamamına erdir, kusurlarımızı affet, çünkü Sen her şeye kadîrsin.” (Tahrim Suresi 8. Ayet)
“Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisani yefkahu kavli”
Ey Rabbim. Göğsümü aç, genişlet. İşimi kolaylaştır. Dilimde bulunan düğümü çöz de, anlasınlar beni. (Taha Suresi 28. Ayet )
“Rabbi yessir” ile başlayan dua Ayet midir? Hadis midir?
Bu kısa okunan bir duadır. Kur’ân-ı Kerim’de geçen bir ayet değildir. Ayrıca Peygamber efendimiz’den rivayet edilen hadis de değildir. İlmi kaynaklarda geçen ve kaynağı tam olarak belli olmayan bu dua alimlerin görüşüne göre Ashab-ı ikram tarafından dua olarak söylenmiş, mübarek dualardandır.
|
|
|
|